Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Zaman zaman ödeme güçlüğüne düşen bir kredi kartı kullanıcısı olarak ;
Bankalar, sokaktan geçene kredi kartı vermeye çalışırken, yoldan geçen herkese değil, o çağrıya ilgi duyup önlerine uzatılan formu doldurması için cebinden kimliği çıkartıp uzatana veya bankaya kadar gidip form alıp doldurarak başvuruda bulunana kredini kartı verildiğini göz ardı ettiğinizi düşünüyorum.
Talebi dışında kart düzenlenmiş kişilerin de bankaya başvurup kartı iade hakkı varken iade etmeyip, bulunsun cebimde bir gün hiç olmadık zamanda işime yarar düşüncesiyle sessiz kaldığını siz de biliyorsunuz.
Sonrasında ödeyemeceği yükseklikte limitli kredi kartını cebinde taşımayı kabul eden bizler, olmadık zamanda çok beğendiğimiz bir ayakkabıya veya %30 indirimde olan bir kıyafete, savaş kazanmış magrib edasıyla yüksek limitli kartı çekip taksitle alırken taksit miktarının zorunlu ödemelerle birleştiği ay sonunda aslında kazandığımızdan daha fazlasını harcadığımızı göz ardı ederek kartı kullanmaya devam ettiğimizde, yani ayağımızdan daha kısa bir yorganımız olduğu gerçeğini göz ardı ettiğimizde bankanın ne gibi bir suçu olabileceğini anlayamıyorum.Kimse o kartı cebimize zorla koymadı, cebimizden zorla çıkartıp kullandırtmadı!
Evet haklısınız, ödeme miktarları arttığında, içinden çıkılamaz duruma geldiğinde ortaya çıkan takipte çok sert işlemler yapılıyor, neredeyse yemek yediğiniz kaşık elimizden alınıyor.( Kaşık abartılı bir örnektir sadece)Ancak bu duruma düşmemize sebep banka değil, bankaya verdiğimiz ödeme sözünü yerine getirmeyen bizde değilmidir?
Cebinde nasıl kullanacağını bilmediği, hayati tehlike yaratabilecek bir ilaçla gezmekle, limiti gelirinden yüksek, sürekli kullanılan bir kredi kartıyla gezmek arasında ne fark var ki? Birini bilinçsiz kullanırsanız ölürsünüz, sakat kalırsınız, diğerini bilinçsiz kullanırsanız ölmez,sürünürsünüz, uzun süre sıkıntısını çekersiniz!
Ayağını yorganına göre uzat, elden gelen öğün olmaz, olsa da karın doyurmaz, kendim ettim kendim buldum....
Bu sözler kredi kartı icad edilmeden (mertlik bozulmadan:))önce de var olan, bildiğimiz ama nedense doğru zamanda aklımıza getirmeyi bir türlü beceremediğimiz şeyler değil midir sizce de?