hatay ilinde uyusturucu (5.6 gram) ile yakalandım istanbulda oturdugum için mahkeme dosyamı istanbula gondermıs bende mahkemeye gittim ifade verdim gidebilirsin dedirler şimdi ne olcak kararı nasıl ogrenecegım
Printable View
hatay ilinde uyusturucu (5.6 gram) ile yakalandım istanbulda oturdugum için mahkeme dosyamı istanbula gondermıs bende mahkemeye gittim ifade verdim gidebilirsin dedirler şimdi ne olcak kararı nasıl ogrenecegım
İlk yakalanışınız ise 10 ay hapis, denetimli serbestlik.
ben mahkemede sadece ıfade verdım denetımlı serbestlık yada 10 ay hapıs dıe bı karar verılmedı hatayda yakalandım ıkametgah ıstanbul mahkemede ıstanbulda oldu kararı hataydakı mahkememı verecek
Dava devam edecek. Ben davanın sonucunu özetle yazdım.
Herşeyden önce dosyayı görmeden davanın sonucunu kestirmek zordur düşüncesindeyim. Ayrıca;
İşlenen fiilin kanunda öngörülen cezası 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.
Takdiri indirim uygulanması durumunda bu ceza 10 aya indirilebilir.
Ancak
Tck madde 49 (2) Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.
Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar
MADDE 50.'de yer alan seçenek yaptırımlar uygulanabilir ve cmk 231 'de bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
Bu yüzden sadece 10 ay hapis, ben size kararın özetini yazdım şeklinde birinin psikolojisini bozabilecek nitelikteki yorumları pek haklı bulmadığımı söylemek zorundayım.
Herkes hukuku bilmek zorunda değildir, birine 10 ay hapis diye bir cevap verdiğiniz zaman bu kişi ilk olarak 10 ay hapiste yatacağını düşünür , bu nedenle yorumlarımızın karş tarafta yaratacağı etkiyide düşünmeliyiz kanımca :)
Saygılarımla.
Dikkatinizi çekmiştir ben minimum cezayı yazıp mahkemenin 1/6 indirim takdir edebileceğini düşünerek yanıtımı yazdım.
Ben, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması müessesesinin işletilmeyeceğinden eminim. Benzer davalarda hep aynı şekilde ceza verildiğini biliyorum.
Sebebine gelince; bir taraftan sanığı cezalandırırken öteki taraftan da tedavi olmasını sağlamak amaçlanmaktadır.
Benim kanımca da sanığın davanın sonucunu önceden bilmesi kendisi için yararlıdır.
Benim girdiğim 6 davanın 4 ünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı çıktı, diğer ikisinde de erteleme çıktı yani hiçbirinde sanık hapse girmedi.
Davanın sonucunu peşin olarak bilmek zordur. 25 yıl aynı olayda aynı kararı veren bir mahkemenin bile 26. yıl kararını değiştirdiği görülebilmektedir.
Davalının davanın sonucunu önceden bilmesi tabii ki yararlıdır fakat bunu kesin olarak dosyayı görmeden söyleyenemeyeceğine göre sanığın alabilceği minumum ve maksimum cezayı bilmesi daha yararlıdır diye düşünüyorum.
Ben avukatlık yapmadığım için davaya girmiyorum ancak şimdiye kadar gerek bizzat hükümlülerden gerekse dışarıdan aldığım bilgiler ve duyumlar bu konuda erteme ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmadığı yönünde. Açıkçası ceza ve kararlar tam bir şablon. Şablon kararları bilirsiniz adı, soyadı, adresi vb değişir karar aynan yazılır.
Dosyanın nesini göreceksiniz? İlgili "esrarla yakalandım" diyor ifadesinde. Ayrıca ben de ilk defa bu konuda erteleme ve hükmün açıklanmasının geriye bırakıldığını sizden duydum.
Ceza ve kararlar nasıl şablon olabilir, buna katılmam mükün değil bu güne kadar gördüğüm ceza davalarının hiç biri birbirinin aynısı değildi.
İlk defa esrar kullanan biri ile tipinden ve halinden esrarkeş diye tabir ettiğimiz birine nasıl aynı ceza verilebilir ki?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümleride bu yüzden ceza kanunlarımıza konulmuştur.
Hakim cezayı verirken sanığın duruşmadaki hal ve tavırlarına yaptığı işe, eğitim durumuna , bir daha suç işlemeye eğilimi olup olmamasına bakarak hükmün açıklanmasını erteleyebilir veya cezayı erteleyebilir.
Kendinizi hakim yerine koyun ve düşünün bir davada karşınıza saçı sakalı birbirine girmiş konuşmakta bile zorlanan, eğitimsiz bir şahıs, öbür taraftada düzgün konuşması tavırları saygısıyla ve mesleği ile bir anlık bir hata yaptığı diğer hallerinden de belli olan bir şahıs;
İkisinede aynı cezayı vermek içinize siner miydi?
Cezanın şahsiliği ilkesini tabii ki çok iyi biliyorum (!) Biz bu konuda sizin düşündüğünüz şekliyle teoride olması gerekeni değil gerçekte olanı yazdık. Size söylüyoruz; erteleme ya da hükmün açıklanmasının geriye bırakılması özellikle işletilmemektedir. Burada amaç kişiye ceza vermekle birlikte onun tedavi olmasını sağlamaktır.
Konuyu neden uzattığınızı bilemiyorum ancak pratikte olan ve olması gereken, düşündüğünüz şekliyle erteleme ya da hükmün açıklanmasının geriye bırakılması müesssesesinin işletilmediği ve dediğim şekliyle hükümlü hakkında denetimli serbestlik müessesesinin işletildiğidir.
Daha fazla ve derinlemesine inceleme yapmanızı tavsiye ediyorum.