şimdiden tüm arkadaşlara teşekkürler.. doğuda bir sağlık ocağında daha göreve yeni başlamış (5 ay) 3 doktordan birisi olarak çalışmaktayım. hiçbirimiz için valilik yada müdürlük onaylı sorumlu hekim yazısı gelmediğinden dolayı, personel ve kendimizin sevklerini, sevk kağıdında bulunan kurum yetkilisi yerini imzalarak almaktaydık. 2 şubat 2009 da akut bronşiolit tanısı alıp 5 gün yatak istirahatim uygun görülüp rapor aldım. raporumun gereği istirahatimi evimde geçirirken gelen bir cenaze haberi (1. yada 2. derece yakınım değil) dolayısı ile acilen apar topar ailemin ikamet yerine hareket ettim. mevzuat bilgimin eksikliğinden dolayı il dışına çıkış için izin gerekliliğini il dışına çıktıktan sonra bir arkadaş aracılığı ile öğrendim ve neden il dışına çıktığımı nerede olduğumu ve ne zaman hangi vasıta ile döneceğimi sağlık müdürlüğüne dilekçemi fakslayarak bildirdim. dönüşte işe başladıktan sonra benden "sevk kağıdın usulsüz" ve "izinsiz il dışına çıkmışsın" konusunda savunmamı istediler ve detaylı bir savunma yazarak nedenlerini bildirdim. sonrasında 1/30 aylıktan kesme ile tecziye edildiniz konulu ceza tebligatımı aldım. şimdi sormak istediklerim şunlar
verilen cezanın haksız olduğunu düşünmekteyim.
- hakkımda daha önce herhangi bir soruşturulma yürütülmemesi, sicilimin temiz olması, sağlık müdürlüğüne ne resmi kurumlar nede şahıslar aracılığı ile herhangi bir şikayette bulunulmaması;
- memuriyete daha yeni başlamamdan dolayı eksik olan mevzuat bilgim ve, il dışına çıkışımın mucbir bir sebepten dolayı olması
- hastaya kötü muamele, meslekte yetersizlik nedeni ile hastaların ölümüne/sakatlığına neden olan kişilere açılan soruşturmalarda verilen cezaların kimi zaman "uyarı / kınama" seviyesinde kalması
- her ne konulu olursa olsun açılan soruşturmanın gizlilik içerisinde yürütülmesi gerekiken tabiri caiz ise çaycıların bile bu durumdan haberdar olması ve mesleki saygınlığımın zedelenmesi
- önceki maddede yazdığım gibi, mucbir sebepten dolayı il dışına çıkışım ve bu dönemde hiçbir şekilde ne devleti, ne kurumumu nede şahsımı küçük düşürecek/zarara uğratacak bir harekette bulunmadığım ve iyi niyetli olduğumu düşünürsek
- ceza tebligatında, itiraz süreleri ve yerleri bildirilmediğinden, itiraz süremin geçmiş olduğu fakat, bir Savcı Bey'e danışmamda, bu tebligatın itiraz sürelerinin ve yerlerinin bildirilmediğinden dolayı usulsüz olduğunu öğrenmem gibi nedenlerden
- Bilindiği gibi 657 sayılı Kanun’un 130. maddesinin A bendinde "Uyarma", B bendinde "Kınama", C bendinde “Aylıktan kesme", D bendinde "Kademe ilerlemesinin durdurulması", E. bendinde ise "Devlet memurluğundan çıkarma" cezası düzenlenmiştir.
Anılan maddenin E fıkrasından sonra ise; "Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir“ hükmü düzenlenmiştir. Danıştay’ın yerleşiklik kazanmış kararlarında da, geçmiş hizmetleri sırasında disiplin cezası almamış kamu görevlileri hakkında verilecek cezalarda bir derece hafif olanın uygulanması gerektiğinin altı çizilmektedir.
Şahsım hakkında geçmiş hizmetlerindeki sicilleri ile daha önce disiplin cezası alıp almadıkları hususları gözetilmeksizin, ağır bir disiplin cezası niteliğindeki "1/30 oranında aylıktan kesme" cezası uygulanması istenmekte ve uygulandığından dolayı
şimdi idare mahkemesine dava açıp açmamak arasında kararsızlıkta kaldım. siz değerli arkadaşların bu konu hakkında görüşlerini beklemekteyim. şimdiden vereceğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.