Hesabı devretmeyen yönetici

4 blok ve 108 daireden oluşan adaya yönetici seçildim. Fakat Genel Kurul hiç olması gereken şekilde gerçekleşmedi. Geçen sene Yönetici görevi bırakmak istemiş fakat kimse talip olmayınca dışardan bir yönetici atanmasına karar verilmiş. Apartman-site yönetiminde tescilli olmayan birine, “x….. şirketi adına filanca kişi” gibi bir ibare kullanılmış. Şirket ise bir inşaat şirketi. Ne adresi kaydedilmiş, ne bir sözleşme yapılmış. Bir süre sonra şirket bu kişinin görevden alındığını bildirerek başka bir kişi ismi bildirmiş. Bir büroda sekreter ve muhasebeci ile makbuz kesip para tahsil ettiler. Buna mukabil hiçbir icraat yapılmadığı gibi kapıcı SSK primleri tam yatırılmamış. Bazı abuk harcamalar yapılırken fatura gösterilmiyor. Tahsil edilen aidatın neredeyse yarısını kendilerine maaş bağlamışlar. Aidat ödemeyenler içinse ancak bir yılın dolumuna yakın tarihte Avukata verip icra takibatına başlamışlar.

Bir yılı yaklaşık 2 ay geçirerek Genel Kurul’a çağırdılar fakat ne yönetici geldi, ne işletme defteri sunuldu. Getirilen Karar defterini ise teslim aldıklarında notere onaylatmamışlar ve yılsonu hesabı kapatıp notere onaylatmamışlar.
Bu durumda bilanço çıkarıp her bloktan bir kişiye imza karşılığı dağıttılar. Fakat bilanço altında Yönetici ve Denetçi ismi var, imzaları yok. KMK’da Denetçi’nin apartman sakini olması zorunluyken, onlar uyduruk bir denetçi ismi koymuşlar. “Ticari borçlar” diye bir kalem koymuşlar 8,5 milyar artı 2.7 milyar SSK prim borcu devrediyorlar. Muhtemeldir ki cezalı olacak. Bunlara itiraz edecekken Genel kurulda baktık ki hesapları okuyacak yönetici ortada yok. Muhasebeci, sekreter ve Avukat gelmiş. Onların temsil yetkisine dair bir belgeleri de yok. Yine de elinde vekaleti de olan 2 kişi (Vekaletler ve imzalar fotokopi) yönetici yanlısıydılar ve katılırken imzalamalarına rağmen işler istedikleri gibi gitmeyince “Biz çıkınca çoğunluk sağlanamaz” deyip salonu terk ettiler. Daha sonra toplantıda yönetici namına kimse olmadan devam edildi. Eski yönetici olmamasına karşın dağıtılan fotokopi bilanço oylanıp ibra edilmemesi kararlaştırıldı. Gündemin yönetici seçimi maddesine geçildi ve yönetici ben seçildim.

1. Bu durumda bizim eski yönetimsiz, ibra verilmeyen genel kurul ve karar defterine kaydettiğimiz yönetici seçimi geçerli midir? Bu Genel Kurul’u çoğunluk sağlanamadığı, yöneticinin işi çıktığı vs. sebeplerle iptal ettirebilirler mi?
2. Eski yönetim Genel Kurul’u zamanında yapmayarak, görevini de ihmal ettiği göz önüne alınarak zaten düşmüş sayılamaz mı?
3. Bilançoya yazdıkları ibra edilmemiş borç miktarı için dava açıp talepte bulunabilirler mi?
4. Avukata verdikleri aidat ödemeyenlere icra davası yetkisizlikleri dolayısıyla düşmez mi? Konuştuğum avukatları “siz seçilince otomatikman sizin avukatınız oldum. Davalardan vazgeçerseniz Ada yönetimi Avukatlık paramı ödemek zorunda kalır” demekte, doğru mudur? Maddi yönden zararlı çıkmamak için eski yönetimi savunan Avukatla çalışmak zorunda mıyız? Aidat borçlulara af çıkarıp süre tanımak istiyoruz, Avukat karşımıza çıkıyor.
5. En önemlisi eski yönetim ne işletme defteri, ne harcama faturaları ve alacak-borç isimleri, ne kat sakinlerine ait yasal kimlik bildirme formlarını, hatta kasada durduğu belirtilen parayı, demirbaş malzemeyi teslime yanaşmıyor. Sıfırdan başlayıp bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bunları nasıl teslim etmelerini sağlayabiliriz?
6. İnternet hukuk sitelerinde Yönetici hesapları ibra edilmezse ne olur konusunda aydınlatıcı bilgiye rastlayamadım. İbra etmek zorunda mıyız? Bazı kişiler ibra edilmeyen hesaplara yeni yönetimin bir ay içinde suçlama ile dava açmaması halinde otomatikman ibra edilmiş sayılacağını söylüyorlar. Oysa dava açmak masraflı ve yanlışı düzeltmek isteyen zararlı çıkıyor. Haklıysak dava masrafları karşı tarafa yüklenemez mi? Yasalara uygun defter tutup incelemeye sunmayan, keyfi maaş bağlayan, denetimden kaçan, bu yetmezmiş gibi yönetimde ısrar edilen kişilere karşı yapabilecekler olmalı.
Benim mantığım itiraz noktalarının dikkate alınıp, hesaplar ibra edilecek şekilde düzeltilmesini ön görüyor. Zoraki kabulü değil. Onların teslim yükümlülüğü olmalı, oysa biz teslim almak için peşlerinde koşturuyoruz. Anlaşılıyor ki, yeni yönetimi tanımak istemiyorlar, belki başka açıkların çıkmasından çekiniyorlar. Zabıta marifeti gerekebilir ama adamların adres ve kimlikleri bile net değil. Tebligattan bile sonuç alamama ihtimali var.

Emekli bir basın mensubu, (Şimdi Site yöneticisi) olmam dolayısıyla ayrıntılara fazla girmiş olabilirim. Bu konuda anlayış diliyor, aydınlatıcı, yol gösterici yanıt verecek değerli Hukuçumuza emeği için şimdiden teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.