Yargıtay kararlarındaki çekişki ve maduriyet

Sayın üyeler;
Benim anlamadığım ve bir türlü işin içinden çıkamadığım bir konu var yardımcı olursanız memnun olurum. Çünkü danıştığım avukatların hiç birisinden net bir cavap alamadım.

1. 2006 yılında icra yolu ile nafaka miktarım tüfe oranında arttırıldı
İcra tetkike dava açtım. Elimdeki önceki tarihli yargıtay kararlarını sundum. Oran üfe olmalıdır dedim. Mahkeme zaman yönünden reddetti. Yargıtay zaman itirazını reddetti ama oranlar doğrudur dedi. karar düzeltme istemedim.

2. 2007 tarihinde icra bu sefer ÜFE oranından artış yapıp yanlış borç hesapladı. icra tetkik mahkemesine dava açtım.

a. oran yanlıştır üfe alınması gerekir ama yüzde alınırken geçen yılın aynı ayına göre enflasyon oranı alınmalıdır dedim.

b. Ankaradan bilir kişi istedim. geçen yıl yargıtay tüfeyi onaylamıştı. bilirkişi hesabı hem bu yılı hemde geçen yılı üfeye göre ve geçen yılın aynı aynına göre artış oranını dikkate alarak hesaplamıştır.

3. Mahkeme bu gün tekrar bilirkişiye gönderdi. Oranıda yine benim itiraz etiğim oran üzerinden olması gerektiğini söyleyerek gönderdi.

SORULARIM:
1.elimde 2006 tarihli ve öncesine ait tüfe oranının kullanılamayacağına dair yargıtay kararı varken 2007'de yargıtay tüfe'yi onadı.
2. Ayrıca karardan bir ay sonra verilmiş başka bir yargıtay kararında da üfe'ye onay verilmiş.

Şimdi sorun şu. Yargıtayın önceki kararları ÜFE, bana TÜFE onandı. Sonrasındaki kararlar hala ÜFE çıkıyor. Burada bir çekişki yokmudur. (boşanma kararında üfe veya tüfe ibaresi deği sadece die endeksi denmekte)

Bu durumda yargıtayın kendisinin yerleşik ictihatlarına aykırı bir kararı vermiş olması durumunda ne yapılmalıdır. Karar düzeltme talebinde bulunmadım ve karar tarihi 20.09.2007 'dir.

Geçen yıl TÜFE onaylanmışken bu yıl ÜFE uygulaması ne kadar doğrudur. Her yıl bu hangi faiz yüksekse o uygulanacaktır işlemini ortaya çıkartmıyormu.

Beni bu konuda aydınlatırsanız memnun olurum..

---------------------------------------------------------------------------
EK: Barolar birliği,Adalet bakanlığına aşağıdaki durumu anlattım ama cevap alamadım..

Çok kısa olarak ihlal edilen konu şudur:
1. Yargıtay son karar mercidir. Yargıtay kararları bozulamaz.
2. Yargıtayın verdiği kararlar incelendiğinde aynı olayda bir ay önce farklı bir karara imza atarken bir ay sonra farklı bir karara imza atmaktadır.
3. yargıtay kararları bağlayıcı olması gerekir. Yerel mahkemeler istedikleri yıldaki ve istedikleri kararı dikkate almaktadır.
4. Yargıtay kararlarına itiraz süresi 15 gündür. Bu sürede itiraz için yeterli değildir. İtirazında kapsamı çok sınırlıdır.
5. Adalet işlerken bir standart yok. Şöyleki: Bir davada Yargıtay bir karar vermiş , o uygulanmış. Sonrasında ve öncesinde aslında benzeri olaylarda yargıtay tam aksini iddia etmiş. Ama yargıtay bu konuda sana bu kararı verdiği için bu işten dönüşü olmamakta. Fakat bir yıl sonra aynı durum için bu sefer olması gereken kararı verirse geçmiş yılda verdiği karar otomatikman iptal olmuyor. Aynı kişi ve aynı konu için. Geçmişe dönük pardon biz hata yapmışız denmiyor.
Bir yıl farklı bir uygulamaya bir sonraki yıl farklı bir uygulamaya maruz kalıyorsunuz. Eski hatalı uygulama aynen kalıyor.

Sonuç:
1. Adalet mekanizması işlerken kanunlar değişmemiş olmasına ragmen farklı farklı uygulama yapılabilmekte.
2. yargıtay kendi içinde çelişkili kararlar verdiğinde düzeltme talep edilme yolları 15 gün içinde sınırlı kalmakta.
3. Yapılan yanlış bir uygulamayı yargıtay onadığı için geriye dönük düzeltme yapılamamakta.
4. Her şeyden önemlisi hiç bir uygulama birbiri ile aynı değil.
5. Başka bir konuda örneğin Hak arayışım sırasında Başbakanlık dahil olarak bütün bakanlıklar,derneklere ve tüik'e bilgi edinme kanunu çerçevesinde sormuş olmama rağmen hiç birinden cevap alamadım. Örneğin memur maaşlarında zam hesaplanırken hangi enflasyon oranı kullanılır. TÜFE, ÜFE ve bu oranlardan hangisi alınır geçen yılın aynı ayına göre artışmı ortalamalara göre artışmı gibi. Bu bir memur olarak bizim bilmemiz ve bir şekilde devletin açıklık politikası gereği açıklaması gereken bir bilgi değilmidir. Mahkeme kararı ile de tüik'ten istetmiş olmama rağmen oradanda sonuç alabilmiş değilim. Ayrıca bu konunun bilinmemesi mahkeme ve yargıtay kararlarınıda etkilemekte.
6. Ayrıca Maliye bakanlığının resmi gazetede yayınladığı bir kanun bile yargıtayda farklı uygulama alanı bulmaktadır. Maliye bakanlığı farklı bir oran benimsemiş, yargıtay farklı bir oran uyguluyor ve sonuçta yargıtayın dediği oluyor.

Bu anlattığım durumlar temelde. Tüm kiracıları, nafaka ödeyenleri ve benzeri icra ile işi olan herkezi ilgilendirmektedir. Bu yüzden binlerce dava açılmakta yargının yüküde artmaktadır. Daha önce bir davada bu ihlali yaşadım. Kanuni olarak bir şey yapamadım. Karar düzeltme isteyemedim. Çünkü hem süresi geçmişti hemde bu konularda karar düzeltme istenemez dedi avukatlar. Şu anda devam etmekte olan bir davamdan dolayı yeniden bu durumlara maruz bırakılıyorum.

2007'deki davada yargıtay onadı ve karar kesinleşti. Aynı konuda diğer kararlar farklı olmasına rağmen. Şimdi aynı konuda davam devam etmekte. Eski karar haksız olmasına rağmen bu davada emsal teşkil etmekte.