Aleksis Grigoropulos’u tanıyanınız duyanınız var mı? Topçu popçu veya manken değil. 15 ini bitirmek üzere olan tap taze bir gençti....
Tüm dünyaca bir anda tanınması ve herkesin gözünün Yunanistan'a çevrilmesine neden olan olay 6 Aralık ta Epaminontas Krokoneas isimli bir polis memurunun açtığı ateş sonucu ölmesiydi...
Ölüm haberinin ardından Yunanistan'da hayat bir anda durdu. Hiç bir devlet kurumu ''polisimiz orantılı güç kullandı'' demedi diyemedi. Olaya neden olan polis aynı gün meslektaşı Vasilyos Saralyotis ile birlikte tutuklandı . Verdiği ifade aynı bizimkilerin TV karşılarında verdiği ifade gibiydi tek fark o savcıya ifade veriyordu ve özetle dedi ki ''ölen gencin daha önce çeşitli şiddet olaylarında yer aldığını, geçmişte davranış bozuklukları gösterdiğini , Hayatının tehlikede olduğundan havaya ateş açtığını ve bir merminin sekerek gence isabet ettiğini ''...
Anladığım kadarıyla bizimkilere asla sorulmayan bir soru polise soruldu ve tutuklandı sanırım soru her ne kadar hiç bir yerde yoksada şöyle birşeydi....
'' Ulan lavuk, havaya sıktığın kurşun havada nereden sektide karşında duran çocuğu öldürdü ? Bu nasıl bir balistik yoldur?''
Her iki poliste cezaevine konuldu. Amma Yunanistan ayaklandı. Sağcısı solcusu dincisi dinsizi ilericisi gericisi ayaklandı aynı amaç uğruna İNSAN HAKLARI Yunanistan savaş yerine yangın yerine döndü karakollar basıldı taşlandı arabalar yakıldı işyerleri dağıtıldı 100 e yakın insan yaralandı hükümet sallandı sallandı üç ay içinde erken seçim kararı alındığı haberleri ortalığa yayıldı. Polis gençleri kontrol etmeye çalıştı Türk icadı olan sihirli sözcük ''orantılı güç'' kullanılamadı. Selanik Atina Pire deyim yerindeyse yerle bir oldu bu bir gencin haksız yere öldürülmesinden doğan HALK İSYANIYDI.
Sonra güzel yurdum insanlarına baktım. Bu ülkede polis kurşunuyla ölmenin sıradanlığı beni ürküttü. ''dur ihtarına uymayan genç öldü...'' haberlerinin monotonluğu girdabı beni sarmaladı ve sarstı. Polisin derdest edip suçunun ne olduğu anlaşılamayan ve hastahanede bırakılıp kaçan üç gün sonra da hayata gözlerini yumaman Okkır'ın gözleri gözümün önüne geldi. Ülkemde bırakın polisten kaçarken yada çatışırken ölmeyi bizzat devlet koruması altındayken düşüp komaya girmek ölmek yarım insan olarak tahliye dilmenin sıradanlığı karşısında üzüldüm. 1 Mayıs geldi gözlerimin önüne yere düşmüş çaresiz kalmış gencecik bir kıza acımasızca tekme atan polis üniforması giymiş hayvan gözünüm önüne geldi... Biber gazı sıkmak hastahaneye ses bombası atmak lokantadaki eşleri dövmek ne kadar sıradan ve orantılı güç kullanılmasıydı yarabbim... Manisa davası takıldı bir an aklıma nedense halen tahliye olamayan çürüyen kızlarımız erkeklerimiz gencecik fidanlar... Bunlarada polis orantılı güç kullanmış ve altı üstü kızların cinsel organlarına erkeklerin anüsüne jop sokmuşlar çırılçıplak soyarak soğuk su sıkmışlardı altı üstü... Bundan şikayetçi oldular diye hala içeride olmalarına karşın bunu yapan polislerin ifadesinin bile alınamaması beni üzdü....
Sonra birden umuda kapıldım gene böyle bir dandik oranda polisimiz gardiyanımız orantılı güç kullanırken '' gazete dergi satmak gibi idamlık bir suç işleyen'' bir genci yanlışlıkla öldürmüşlerdi. Bakan efendi orantılı gücün biraz fazla kullanıldığını lütfedip kabullendi ve özür diledi... Ne uygardık ama...
Yunanistanda polis anında tutuklanırken bizde polis asla bulunamaz. Adam bulmakla görevli emniyet teşkilatı kendi içinde ki adamı bulamaz. Muhtemel bulunamıyor yazısını yazıp imzalayanda ''bulunamayan'' şahıstır..... Zaten ol şehri istanbul un bir valisi var ki evlere şenlik onun onayı gerekiyor yargılama için bu şehirde olan olaylarda amma mümkün mü? O sihirli sözcüğü kullanıyor '' orantılı güç'' ne demek olduğu kendinden menkul bir sözcük....
Olaylara bakıp orantılı güç kullanmak ne ki diye düşünürsek çok vahim bir tablo çıkar karşımıza . Neticede bazıları sayesinde GUGUK a doğru süratle kaydırılmak istensede hala HUKUK devletiyiz. En azından eşitlik ilkesi geçerlidir. Polisin zırt pırt karşımıza çıkan orantılı güç kullanımını kendi yaşamımızda uygularsak demek ki ortada suç kalmayacak demektir. Aynı olaylar bazında... Gürültü edenin sevmediğimiz birilerinin gözüne gidip biber gazı sıkarsak Orantılı güce giriyor bu bağlamda daha vahimi çok kızdığımız birisine orantılı bir odon darbesi vurabiliriz.... Yerde çaresizlik içinde yatan üstelik bir kıza acımasızca tekme atmak orantılı güç olduğuna göre varın siz hesaplayın gerisini.... Orantılı öldürmek bile serbest ....
Sayın Milo'da ironik bir forum açmış ''bu millet onurlu mudur?'' diye... Bilmem ama duyarsızlığın doruklarında dolaştığı vurdum duymaz olduğu kesin. Artık Onur un ne anlama geldiğini nereden baktığımıza göre değişir... Genelde biz olmayan bir sevda peşindeyizdir. ''bu millet var ya bu millet en olmadık anda ...'' diye cümle kurmayı severiz severiz de neden ille hep o en olmadık anları bekleriz.... Göstere göstere vatan bölünmeye çalışılırken sessiz sessiz melül melül bakıp yumurta kapıya gelince can hıraş bir şey yapmayı ummak ne kadar doğru ?
Yunanistan olaylarına bir de bu gözle bakın Aleksis Grigoropulos' u Yunanlılarda tanımıyordu. HAKSIZLIĞA İNSAN HAKLARINA BİR ANDA İSYAN ETTİLER BU İSİM ALTINDA. E bizde hem de aynı partinin bir milletvekilinin şirketinden milyonlarca dolar ödenerek alınan kömürler bile üzerinde 25 kilo yazarken ıslak halinde 24 kilo gelmesine rağmen göstere göstere yardım diye dağıtılır. Benim paramı çalar yani hükümet çaldın bari doğru yap onda da yolsuzluk yapar... Ses var mı ??? yok.... Hu ruh neredesin ?
E bu ülke AB ye girmeli mi? Kendisini vatandaş görmeyenler Ab ye girse ne olur Marsa gitse ne olur ? Yeterki orantılı güç kullanan yöneticiler bulsun....
Duyarlıymışız... Hadi canım sizde...