Hastasıyım : Zil, şal ve gül, vee?!!!
Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli...
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli..
Gözler kamaştıran şala, meftûm eden güle,
Her kalbi dolduran zile, her sîneden: 'Ole!'
Yahya Kemal yukarıda alıntıladığım "Endülüs'te Raks" şiirinin dizeleri dışında, "Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç" derken, ona göre geç bize göre erken bir vakitten bahsetmiş sanırım.
Hazreti Ali'nin küçük oğlu Hz.Hüseyin'i Kerbela'da şehit eden Muaviye'nin, Yezit'in soyu bir süre sonra o coğrafyada yaşayacak yer bulamayıp, (bunda başkaldıran Türklerin de payı vardır) İspanya'da Endülüs Emevi Devleti'ni kurmuş.
Arap şovenisti bu devlet İspanya kültürünün önemli bir parçasıdır. Bugün bile özellikle güney İspanya'da Emevi kültürünün etkileri hissedilir.
Bu tarihi olaylar nereden mi aklıma geldi?
İspanya'da Endülüs Yüksek Mahkemesi iş üniforması olarak mini etek giymek istemeyen hemşirelerin açtığı davada , "mini eteğin ayrımcılık anlamına gelmediğine" hükmetti ve davayı reddetti.
Bilinçaltlarında halen Emevi kültürü yatan İspanya'dan ilginç bir karar... Bizim çarşaf, türban tartışmalarımıza bakınca bayağı bir farklı değil mi?
Bu karara, yine Yahya Kemal'den
Ölmek kaderde var; yaşayıp köhnemek hazin
Bir çare yok mudur buna yâ Rabbelâlemin?
demek mi gerek, yoksa;
Tarık bin Ziyad'ı anıp, Yeni Türkü'nün "Yaktım gemilerimi dönüş yok artık geri" şarkısı ile karşılık vermek mi?
Bence kısaca: "OLE"
Re: Hastasıyım : Zil, şal ve gül, vee?!!!
Alıntı:
Hazreti Ali'nin küçük oğlu Hz.Hüseyin'i Kerbela'da şehit eden Muaviye'nin, Yezit'in soyu bir süre sonra o coğrafyada ......
Burada bir düzeltme yapmak zorundayım.
1-Hz Muaviye ,Hz Muhammed(sav)'in sevdiği bir sahabe idi ve asla onun(sav) ailesine zararı olmamıştır.
2-Hz Hüseyin'in şehit edilmesinden sorumlu tutulan ise, Hz Muaviye'nin vefatından sonra emevilerin 2.nci halifesi olan,Yezid (oğlu!) idi.Öldüren kişi Yezid'in halifesi olduğu Küfe'nin valisi Ubeydullah bin Ziyad(kendi aldığı bir karar ile).Hz Hüseyin biat etmediği için....
Alıntı:
o coğrafyada yaşayacak yer bulamayıp, (bunda başkaldıran Türklerin de payı vardır) İspanya'da Endülüs Emevi Devleti'ni kurmuş.
Henüz veliaht tayin edilmeden önce Bizans’a karşı gönderilen orduya katıldı. Bu sefer, Bizans İmparatorluğuna karşı isyan eden ve Emevilerden yardım isteyen Ermenilere yardım etmek maksadıyla düzenlendi.
Bizans’a karşı harekete geçen İslam ordusu 668 yılında harekete geçti. Kadıköy önlerine gelindikten sonra yardım istendi. Bunun üzerine Yezid komutasında hazırlanan yardımcı kuvvetlerle birlikte Boğaz’ı geçip İstanbul kuşatıldı (669).....
Bu şekilde bir başlangıç yapılmış...
Tarihi doğru yansıtalım lütfen.....
Re: Hastasıyım : Zil, şal ve gül, vee?!!!
Sn. marita,
Vermiş olduğum bilgilerde herhangi bir yanlışlık yok.
Muaviye'nin İslam aleminde sevilen bir zat olması, Yezit'in suçsuz olması konusu, küçük bir kesimin iddiasıdır. Kimler olduklarını yazmaya gerek yok.
Yoksa genel olarak bilinir ki; Muaviye halifelik müessesesini dini yönden siyasi yöne çekmiş, İslam'a saltanat mefhumunu getirmiştir. Bunu da türlü hilelerle ve kılıç zoruyla yapmıştır. Hilafet O'nun sayesinde 4 Halife devrindeki gibi seçimle değil, kaba kuvvetle babadan oğula geçen bir siyasi güç haline gelmiştir.
Yezit'e gelirsek iddia edildiği gibi suçsuz değildir. Tarihi bir yana bırakın, en basitinden, ben Müslüman olup da Yezid adını alan kimseye rastlamadım.
Muaviye'nin ölümü 680'dir. Endülüs Emevi Devleti'nin kuruluşu 756'dır.
Yazıya şöyle bir eleştiri getirilebilir. Endülüs Emevi Devleti, Muaviye ve Yezid gibi Ümeyye soyundan gelen Abdurrahman tarafından kurulmuşsa da, Muaviye veya Yezid ile direkt kan bağı yoktur, bir başka deyişle Abdurrahman Süfyani değil, Mervani'dir.
Selamlar,