Organ naklinin önemi

Karşımda oturmuş sakin sakin anlatıyor:”Donör bulunduğunu öğrenince hastaneye koştum. Sabah 07’de ameliyata girdim, önce donörden organları aldım.

O arada alıcılar hazırlandı. Karaciğeri naklettim, sonra iki böbrek ve bir pankreas, akşam saat 22.00’da çıktım ameliyathaneden.
Organ beklemez ki, koy dolaba ertesi gün yap ameliyatı. Belgelemiş olsaydım herhalde Guinness Rekorlar kitabına girerdim!’’
Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi, Cerrahiden sorumlu Başkan yardımcısı Doç. Dr. Alihan Gürkan’ı dinliyorum ağzım açık...

Türkiye’nin yüz akı bir merkezin hangi koşullarda nasıl çalıştığını dinlemek ilginç.

Tabii ki organ nakli bir ekip işi. Ama o gün ekip arkadaşı doçentlik sınavına giriyormuş, hepsini kendisi kendisi yapmak zorunda kalmış! Zaten bütün ekip de ikisi cerrah, ikisi kıdemli asistan dört kişi! Akdeniz Üniversitesi’nin bu ekibiyle sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın en çok organ naklini gerçekleştiren merkezi olduğunu söylesem siz de şaşacaksınız. Bu yıl 340 böbrek nakli yapmayı planlayan merkezin bir başarısı da doku uyumu aranmadan nakil yapılması ve çapraz nakil, yani sizin bağışçınız var ama size uymuyor, bir diğerininkinin böbreği uyuyor, bir diğer inininkinin böbreği uyuyor, karşılıklı eleştiriyorlar…

NEREDEN GİRDİK KONUYA?

Diyalizden. Diyalize muhtaç bir böbrek hastası haftada 3 gün 4 saat boyunca diyalize girmek zorunda ve bu zor tedaviye rağmen en fazla 6–8 yıl arasında yaşayabiliyorlar.

Devlet, diyalize girecek bir hasta için 400–500 bin YTL! Oysa bir böbrek nakli ameliyatı ki devlet bunu da ödüyor, hasta başına 20 bin YTL! Yani hesap ortada, nakil hem can kurtarıyor, hem de uzun vadede daha ekonomik.

“Diyalize harcanan para böbrek nakline harcansa en çok 10 yıl içinde diyalize muhtaç hasta kalmaz, Türkiye’dekileri bitirir,yurt dışından gelen hastalara bakmaya başlarız,bunun için bir miktar para ayırmak gerek” diyor Dr. Gürkan. Nasıl olacak bu iş? Donör sayısını artırarak,ekiplerin çalışma koşullarını düzelterek.Türkiye’de donör çok az. Oysa trafik kazalarından ötürü,sağlıklı organları alınabilecek kadavra sayısı yeterli imiş.Kişinin beyin ölümü gerçekleştiği zaman makine kapatılmasa bile en fazla birkaç gün yaşatabiliyor,defin işleminden sonra ise zaten toprak olacak organlar alınıp nakil yapılarak ölüme mahkum başka hayatlar kurtarılabilir.Aileleri ikna etmek işin zor kısmı.İşte burada ikna için,organ bağışı yapan aile üyelerine kesinlikle para vermek değil ama en çok ihtiyaç duyulan şey olan iş,eğitim imkanı sağlanabilir.

EKİP DE DESTEKLENMELİ

Dr. Gürkan “Hem çok yorucu, hem de özel ameliyat olmadığı için karlı olmadığından bu konuda çalışacak cerrah da bulunmuyor” diyor.“Oysa bu işte çalışan ekibe katkı sağlansa cerrah,yoğun bakım,soğuk zinciri sağlayan personele maddi katkı yapılsa daha çok ekip kurulur,daha çok hayat kurtulur.“

Bu konuştuklarımız gerekli mi?

“ Diyalize giren hasta sayısı ve bunlar için yapılan harcama sonunda 5 10 yıl içinde Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 80 i diyalize gidecek! Bir milyonda 300 kişi böbrek hastası ve diyaliz gerektiriyor.Yani donör sayısını arttırmak ve böbrek nakli yapmak, hem şart, hem de daha Sağlıklı“diyor.Dr. Gürkan.Bu kadar net ortaya konunca insan sadece niye yapılmıyor o zaman diye düşünüyor değimli? Ee, bazen aklın yoluna engeller çıkıyor tabii, kimileri de diyalizden para kazanarak yaşıyor değimli? Bunun ilacı,şusu busu, koskoca bir sektörü var! Onlar da her hali karda kalacak 3 -5 bin hastasıyla yetiniverseler ne olur ki? Sağlık Bakanlığı’na benden hatırlatması. Haa unutmayın, sizin de bir organ nakli yaptırmaya ihtiyacınız olabilir!

Dr. Gürkan ,sağda solda çıkan düzmece haberlere ve yardım kampanyalarına da isyan ediyor;Böbrek nakli sigorta kapsamındadır,yeşil kartı bile olana Akdeniz Hastanesi olarak yapmaya hazırız.”diyor…(Posta Gazetesi Yazgülü Aldoğan 22 Kasım 2008)

Tüm Böbrek Hastalarına Acil Şifalar Dilerim.