mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Gecenlerde yanlışlıkla (gercekten yanlışlıkla) bir arabayı solladım.
Adam, avazı çıktığı kadar "o......" deyi bağırdı. Sizin de bildiğiniz üzere artık bu laf önüne gelene söylenir hale geldi.
Aynı şekilde "o...çocuğu" da. Yerli yersiz söylendiğinde içimi çok acıtıyor.
Liseyi Beyoğlu'nda okudum. Sabahları genelevde çalışan kadınların bazıları ile aynı kafede kahvaltı ederdik.. Bir zaman sonra onları tanır hale geldik.
Birgün, o kadınların bir tanesinin çocuğu hakında "Ne olacak o...çocuğu dendiğine tanık olup çok fena hissetmiştim.
Lalin'in bir sitede yayımlamak üzere yazdığı ve benim önceden okuma şansı elde ettiğim yazısı bu hikayeyi hatırlamama neden oldu.
Çok güzel anlatmış.
Buyrun okuyun.
Siz deyin "o...." ben diyeyim "hayat kadını"...
Yalancıdan,
Hırsızdan,
Hayali ihracatçıdan,
Çocuk tacizcisinden,
Tecavüzcüsünden,
Katilden,
Beyin yıkayıp satın alan tarikatçısından,
...erdir.
Yaptığı amne hizmetinden kendi mustarip ama sayesinde ahalinin namusu pektir.
Olsa olsa sertifikasız olduğu için yasallığı şaibelidir.
Siz deyin "o..." ben diyeyim" hayat kadını"...
Hayat yolunda, elalemin kesesinden, namusundan, istikbalinden siftinerek değil kedisine ait en özeli teklif edrek yol almaya çalışacak kadar da onurludur.
Haliyle bir hayat kadınını çocuğuda birçok çocuktan daha çok helal süt emmiştir; daha çok saygıyı hak etmektedir.
Yasemin Altan 22-KASIM-2008 Posta g.z.t