Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
Merhalar..
Borçlar kanunu madde 41 aynen aşağıdaki gibi... maddeyi okuduktan sonra sorular geliyor..
Madde 41 - Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile hak-
sız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mec-
burdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek
sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.
Kadın ve erkek gayri ahlaki bir beraberlik yaşamışlardır. yasal eş bunu tespit etmiş, delillendirmiş ve bu nedenle boşanma davası açmıştır. Ancak dava çekişmeli olması nedeni ile uzamaktadır. Diğer yandan yasal eş Borçlar Kanunu Madde 41 e dayanarak karşı tarafa yani 3 ncü şahsa tazminat davası açmak istiyor. Ancak Boşanma davası sonuçlanmamış.
1- Boşanma davasında açıkca ortaya konulan deliller nedeni ile yasal eş lehine boşanma gerçekleşirse,boşanma davası kararı, Borçlar kanunu 41 nci maddeye istinaden açılacak tazminat davasında delil niteliğindemidir? Daha açık bir ifade ile Aile Mahkemesinin kararı diğer bir mahkemede delil olarak kullanılabilirmi ?
2- Borçlar kanunu madde 41 e istinaden tazminat davası açmak için belli bir süre varmıdır. (yani olayın / suçun vuku bulduğu tarihten ne kadar sonra başvurulabilir) bu davanın açılabilmesi için Aile Mahkemesindeki davanın sonuçlanması gerekirmi ?
3- Boşanma davasının bitmesinden sonra Yargıtaydan gelecek kararı beklemek mi daha uygun olacaktır?
Teşekkürler ..
.
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
Sanırım bu konu hakkında bir yargıtay kararı vardı, dava açılıp kazanılmıştı...
Söz konusu kararda zina tespit edilmiş idi.
Sizin davanızda zina değil de aldatma ise, durum değişirmi bilmiyorum...
Ama zaman aşımı hakkında herhangi bir bir bilgim yok...
Bu konu hakkında okuduklarımın özeti ise şöyle...
Bazı hukukçular zinanın suç olmadığı, suçun olmadığı yerde cezanın olmayacağı yönünde...
Bazıları ise sizin gibi düşünerek dava açılabileceğini söylüyorlar...
Üstatlar sanırım bu konuyu açıklarlar...
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
doktrinde zinanın suç mu yoksa sadece boşanma sebebi mi olduğu evet tartışmalıdır ama medeni kanunumuz zinayı açıkça haklı boşanma sebebi olarak kabul etmiştir.
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
Alıntı:
k.m.g rumuzlu üyeden alıntı
Sanırım bu konu hakkında bir yargıtay kararı vardı, dava açılıp kazanılmıştı...
Söz konusu kararda zina tespit edilmiş idi.
Sizin davanızda zina değil de aldatma ise, durum değişirmi bilmiyorum...
Ama zaman aşımı hakkında herhangi bir bir bilgim yok...
Bu konu hakkında okuduklarımın özeti ise şöyle...
Bazı hukukçular zinanın suç olmadığı, suçun olmadığı yerde cezanın olmayacağı yönünde...
Bazıları ise sizin gibi düşünerek dava açılabileceğini söylüyorlar...
Üstatlar sanırım bu konuyu açıklarlar...
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/10434
K. 2005/4506
T. 28.4.2005
• ZİNA NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT ( Dava Dışı Eşi İle Davalı Arasında Bir Yakınlaşma Bulunduğu Anlaşılmasına Göre Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Kabulü Gereği )
• EŞİN RIZASIYLA YAPTIĞI ZİNA ( Davalının Davacının Eşinin Rızası İle De Olsa Yapması Halinde Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği )
• AİLE BÜTÜNLÜĞÜNE SALDIRI ( Davalının Davacının Eşinin Rızası İle De Olsa Zina Yapması Halinde Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği )
818/m.49
ÖZET: Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun değildir.
DAVA: Davacı Muzaffer Gelir vekili Avukat Ahmet Canbaz tarafından, davalı Erol Gelir aleyhine 25.2.2003 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sonucu kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin reddine dair verilen 27.1.2004 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR: Davacı, dava dışı eşi ile davalının cinsel ilişkiye girerek zina eyleminde bulunduğunu, eşine karşı boşanma davası açtığını, davalı hakkında hazırlık soruşturması başlatıldığını, olay nedeniyle yuvasının dağıldığını, eylemin namusa yönelik yüz kızartıcı suç oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece; davacının iddia ettiği zina eylemi kabul edilse dahi boşanmaya sebep olan eylemin davacının eski eşinin zina eylemi olduğu, davalının eylemi ile davacının boşanması ve zina nedeni ile namus ve şerefinin ihlali söz konusu olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davalı hakkında davacının eşinin ırz ve namusuna tasaddide bulunmak suçundan cezalandırılması istemiyle açılan ceza davası sonunda; davacının eşi ile davalı arasında geçen telefon görüşmelerinin süresinin rahatsızlık boyutunu aşan uzun görüşmeler olduğu, davacının eşi ile davalı arasındaki ilişkinin rızaya dayalı olduğu kanısına varıldığı, davalının cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan davalının beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
----------------------------------------
Madde 41 - Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile hak-
sız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mec-
burdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek
sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.
Madde 49 – (Değişik: 4/5/1988 - 3444/8. md.)
Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.
Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.
Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
soruların cevaplarına gelince;
1. boşanma davasının kararı, açılacak olan başka bir davada delil olarak kullanılabilir ama kesinlikde o davaya bakan hakimi bağlamaz.
2. kanun hükmünde böle bir hak düşürücü süre belirtilmediği için kanaatimce belirli bir süre içersinde dava açma zorunluluğunuz yoktur. ayrıca B.K.41'e dayanarak dava açmak için boşanma davasının sonuçlanmasını beklemek zorunda değilsiniz fakat leyhe alınacak karar delil olarak kullanılabileceğinden, davanın sonuçlarınmasını beklemeniz yararınıza olur.
3. sorunuza da elimden geldiğince cevap vermek isterdim ama daha ilk derece mahkemesinde görülen bi davanın yargıtayla ne alakası var? anlayamadım.. :)
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
Alıntı:
boorchack rumuzlu üyeden alıntı
soruların cevaplarına gelince;
1. boşanma davasının kararı, açılacak olan başka bir davada delil olarak kullanılabilir ama kesinlikde o davaya bakan hakimi bağlamaz.
2. kanun hükmünde böle bir hak düşürücü süre belirtilmediği için kanaatimce belirli bir süre içersinde dava açma zorunluluğunuz yoktur. ayrıca B.K.41'e dayanarak dava açmak için boşanma davasının sonuçlanmasını beklemek zorunda değilsiniz fakat leyhe alınacak karar delil olarak kullanılabileceğinden, davanın sonuçlarınmasını beklemeniz yararınıza olur.
3. sorunuza da elimden geldiğince cevap vermek isterdim ama daha ilk derece mahkemesinde görülen bi davanın yargıtayla ne alakası var? anlayamadım.. :)
3 nci soruda Yargıtaydan gelecek olan karar Boşanma davasına dair karardır. yargıtay aile mahkemesininverdiği kaarı onarsa, Borçlar Kanunu 41 nci maddeye göre açılacak olan davaya dayanak teşkil etmesi bakımından bu kararın gelmesini beklemek faydalı olurmu diye düşünmüştüm.
yukarıda aktardığım yargıtay kararında da zina ya atıfta bulunarak dava açılmışsada Yargıtay 4 ncü HUkuk Dairesinin "Somut olayda, davalı hakkında davacının eşinin ırz ve namusuna tasaddide bulunmak suçundan cezalandırılması istemiyle açılan ceza davası sonunda; davacının eşi ile davalı arasında geçen telefon görüşmelerinin süresinin rahatsızlık boyutunu aşan uzun görüşmeler olduğu, davacının eşi ile davalı arasındaki ilişkinin rızaya dayalı olduğu kanısına varıldığı, davalının cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan davalının beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. " demektedir. Burada zina dan çok iki kişi arasındaki yakınlaşmanın ve telefon görüşmelerinin dikkate alındığı ortadadır. yine aynı kararda bozma nedeni olarak zinadan bahsetmemektedir. Bu durumda "davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun değildir." kavramı ön plana çıkmaktadır. Buda emsal durum teşkil etmektedir diye düşünüyorum. acaba yanılıyormuyum.. saygılar...
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
Sn. Dardayım,
Benzer durumu yaşayan biri olarak hem 3. şahsa hemde eşinize karşı ayrı ayrı manevi tazminat davası açabilirsiniz diye düşünmekteyim. Vermiş olduğunuz kararı avukatımda verdi bana ve ben ikisine de ayrı ayrı manevi tazminat davası açacağım. Zinada hak düşürücü süre var ama bunun manevi tazminata engel olduğunu sanmıyorum. Saygılarımla..
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
Alıntı:
swan rumuzlu üyeden alıntı
Sn. Dardayım,
Benzer durumu yaşayan biri olarak hem 3. şahsa hemde eşinize karşı ayrı ayrı manevi tazminat davası açabilirsiniz diye düşünmekteyim. Vermiş olduğunuz kararı avukatımda verdi bana ve ben ikisine de ayrı ayrı manevi tazminat davası açacağım. Zinada hak düşürücü süre var ama bunun manevi tazminata engel olduğunu sanmıyorum. Saygılarımla..
tazminat istemi zaten boşanma davasında var bunun haricinde yeniden bir tazminat talep edilebilirmi ? Diğer yandan Boşanma davasının sonuçlanması, boşanma davasının sonuçları açılacak olan yeni dava için önemli. Hem tazminat talebi için hemde delil olması bakımından. Ancak herhangi bir zaman aşımı durumu yaşamamak adına şimdiden Borçlar Kanunu Madde 41 e istinaden davayı açmak bir fayda sağlarmı. Bu soruya yanıt almak lazım diye düşünüyorum.. teşekkür ederim sayın SWAN..
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
Yazılarınızı yanlış okumadıysam, 3. tarafı mahkmeye çağırdığınız ve onunda şahitlik ettiğini söylemiştiniz, orada bu ilişkiyi kabul ettiyse bu açacağınız tazminat davasında delil olmuyormu?
Gelip inkar etseydi, şahit sizin tarafınızdan çağrıldığı için hakim tarafından aleyhinize değerlendirmezmiydi? Bir risk değlmiydi?
Bir sorum olacaktı elinizde bu kadar kuvvetli delil, belge ve şahitler var iken nasıl oluyorda davanız bu kadar uzun sürdü?
Re: Üçüncü kişi hakkında tazminat davası
Alıntı:
k.m.g rumuzlu üyeden alıntı
Yazılarınızı yanlış okumadıysam, 3. tarafı mahkmeye çağırdığınız ve onunda şahitlik ettiğini söylemiştiniz, orada bu ilişkiyi kabul ettiyse bu açacağınız tazminat davasında delil olmuyormu?
Gelip inkar etseydi, şahit sizin tarafınızdan çağrıldığı için hakim tarafından aleyhinize değerlendirmezmiydi? Bir risk değlmiydi?
Bir sorum olacaktı elinizde bu kadar kuvvetli delil, belge ve şahitler var iken nasıl oluyorda davanız bu kadar uzun sürdü?
Doğru okumuşsunuz. Hem karşı tarafı hemde karşı tarafın eşini 2 şer kez dinlettim. Açık bir itiraf söz konusu değil. E-mailleri ben yazdım, o telefon numarası bana aitdir vs. gibi yuvarlak laflar etti, Eşide bir kaç (7-8 adet) e-mail yazdığını ve kendisine gösterilen e-maillerin kendisine ait olduğunu söyledi.
İnkar bile bazen sizin lehinize olabilir. Ben boşanan kişi olarak hakimle yüzleşen 1 kişiyim. hakim ise senede en az 3000 davaya bakan ve karşısından kadınlı erkekli 6000 kişi şahitleri ile beraber en az 20000 kişi gören birisi. Dolayısı ile kimin ne kadar ksusurlu olduğunu konuşmalarındna anlayabilecke kadar tecrübeliler. Diğer yandan ben elimdeki delillerden ve delilleri sağlamlığından emin olmasaydım, tanıklık yaparlarken çapraz ve cambaz sorularla köşeye sıkıştırabilecğeimizden emin olmasaydım tanık olarak gösteremezdim. Ayrıca hayali birini suçlamakla reel birini suçlamak ve bu kişinin kusurlu olduğunu delillerle ortaya koymak apayrı bir durum. Hakimler bunu anlıyorlar.
Elbette elimdeki deliller ve tanıklar çok kuvvetli. Hatta inanırmısınız burada benzer konumlarda olan arkadaşların bir çoğundan çok ama çok daha fazla kuvvetli sağlam delillerle dolu dosyam. Son duruşmada inanın dava dosyasını iple bağlamışlardı, Ağır Ceza Davasına dönmüş dosya. Neden uzadı.. Bir kaç yanıtı var..
1- Çekişmeli bir dava, karşılıklı davalar vardı birleştirildi.
2- Her iki tarafında tanıkları vardı dinlenmeleri gerekiyordu.
3- Şehir dışından 2 tanığın talimatla tanıklıkları yaptırıldı,bu işlem zaman aldı..
4- Araya adli tatil girdi.
5- Ankara da davalar arası en az 2 ay
6- Sanırım hakim bu davayı sevdi. zira temiz güncel popüler ve kıran kırana gidiyor
7- Benim acelem yok..
herkese saygılar..