Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
BASIN BİLDİRİSİ
Türkiye Ruh Sağlığı Platformu, Bebek Ruh Sağlığı Derneği, Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği, Türkiye Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı, Ergen Sağlığı Dernekleri TARAFINDAN
KAMUOYUNA DUYURULUR
9-10 Ekim 2008 tarihlerinde Adalet Bakanlığında düzenlenen bir toplantıda;
“Medeni Kanunda evlenme yaşının 14’e indirilmesi, TCK’da ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’de suçun cezalandırılması için gereken şikayet koşulunun 15 yaştan 14’e çekilmesi ve tecavüz edenin, mağdurla evlenmesi durumunda cezadan kurtulması ve eşe tecavüzde 7 yıla kadar olan cezanın 1 yıla indirilmesi” gibi yasa değişikliği önerilerinin tartışıldığı basına yansımıştır.
Bizler, çocuğu ve kadını değil, tecavüz edeni koruyan düzenlemeler yapılması fikrine karşıyız.
Şu anda yürürlükte olan çocuk hakları, kadın hakları ve insan hakları Sözleşmelerinin tarafı olan ve Anayasanın 90. maddesiyle bu Sözleşmelere öncelik tanıyan Devletin böyle bir geriye gidişe evet dememesi gerekir.
Yine Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine taraf olan bir Devletin Mahkemelerinin görevi, çocuğa ve kadına öncelik tanıyıp onun haklarını korumak olmalıyken, kadına ve çocuğa tecavüz edeni koruyan bir sistemin Türk Hukukuna girmesine onay verilmesini kabul edemiyoruz.
Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumanın yolu sağlıklı aileler oluşturmaktır; çocuk kadın- çocuk anne yaratmak değildir.
ve anne olmaya zorlamak ya da yönlendirmek, çocuğun gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Yasalarda yapılması önerilen değişiklikler;
1. Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlarda şikâyet hakkının 15 yaştan 14 yaşa indirilmesi, 14 yaştan itibaren istismarın koşulsuz olarak cezalandırılmasını değil, çocuğun ve / ya da ailenin cinsel istismara ilişkin şikâyetini esas almaktadır. Bu da, çeşitli baskılarla şikâyetini geri çekmek zorunda kalacak olan çocuk yaştaki ergenlerin bedensel ve ruhsal mağduriyetine yol açacaktır. Evlenme vaadiyle çocukların kandırılması olasılığını artıracak, yasanın caydırıcılığı ortadan kalkacak, istismarı teşvik edecektir.
2. İstismara maruz kalan bir çocuğun kendisini istismar eden kişiyle evlendirilmesi, çocuğun bir ömür boyu kendisini istismar etmiş olan kişiyle yaşaması anlamına gelmektedir ki, bu tasarıda çocuğun ruhsal ve bedensel gelişimini korumaya yönelik hiçbir yan bulunmamaktadır. Aksine tasarı, çocuğa yönelik cinsel istismar eylemini istismar tanımı kapsamından çıkarmayı, istismarı meşrulaştırmayı ve istismarcıyı korumayı hedeflemektedir.
3. Evlilik yaşının 14’e indirilmesi, istismar bir yana, en olumlu koşullarda gerçekleşecek olan bir evlilikte dahi, ruhsal ve bedensel gelişimini tamamlamamış bir çocuğun zamanından çok önce altından kalkamayacağı bir yükün altına sokulması, baş edemeyeceği yaşantılarla karşılaştırılması ve olası ruhsal ve bedensel hastalıklara açık duruma getirilmesi demektir; çocuğun eğitim hakkının engellenmesidir.
4. Bu durum sadece o çocuğun yaşamını olumsuz etkilemekle kalmayıp, onların çocuklarını da olumsuz etkileyerek gelecek kuşakların sağlıklı gelişimlerine engel oluşturacaktır.
Sonuç olarak, cinsel istismarın, mağdurları için ahlakî sorunlar yaratmakla sınırlı bir eylem değil, ağır psikolojik yaralara yol açan bir eylem olduğunun göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Ayrıca bu tür eylemlere uygulanacak yasal düzenlemelerin, hatta bu düzenlemeler öncesindeki tartışmaların yalnızca suçlu ve mağdurları değil, bütün toplumu etkilemekte olduğu da unutulmamalıdır.
Re: Üzmez'i üzelim (Basın Bildirisi)
Hatta, böyle bir düzenleme; hiç yoktan bazılarıın aklına "Karpuz kabuğu" düşürecektir.
Tek yol: mala,cana ve ırza yönelik suçlarda kişiyi; "Doğduğuna pişman etmek"tir.
İyi günler,mümkünse tabii...
Re: Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
Alıntı:
Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı
Evlilik yaşının 14’e indirilmesi, istismar bir yana, en olumlu koşullarda gerçekleşecek olan bir evlilikte dahi, ruhsal ve bedensel gelişimini tamamlamamış bir çocuğun zamanından çok önce altından kalkamayacağı bir yükün altına sokulması, baş edemeyeceği yaşantılarla karşılaştırılması ve olası ruhsal ve bedensel hastalıklara açık duruma getirilmesi demektir; çocuğun eğitim hakkının engellenmesidir.
İğfal, tecavüz, çocuk istismarı konularına katılmakla beraber, evlilik yaşı konusunda kanunların bu kadar "rigid" olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Avrupa ülkelerinde evlilik yaşı kaçtır? Romeo ile Juliet kaç yaşındaydı?
Anneannelerimiz, babaannelerimiz, hatta dedelerimiz kaç yaşında evlendi?
Bence evlilik yaşının hakim onayıyla 18'den az olması mümkün olmalı. Her olay kendi içinde değerlendirilmeli.
18 yaşındaki evlilik de bazıları için "zamanından çok önce altından kalkamayacağı bir yükün altına sokulmak, baş edemeyeceği yaşantılarla karşılaşmak, olası ruhsal ve bedensel hastalıklara açık duruma getirilmek olabilir. Hatta 18 yaşında evlendiği için eğitimi yarıda kalabilir.
Re: Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
Std23,
Seni sevdiğimi bilirsin.Burada konuşulan, kişinin 17,16 oluşu değil:14 oluşu...
Başka ne diyeyim ki...
Yoksa; S.Arabistan'daki,peygamber dönemine dönelim mi istiyorsunuz?
İyi günler...
Re: Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
18 yaşın altı çocukluk yaşı olarak kabul edilmektedir. Evlenme yaşı Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümünde 18'dir. Fransa yakın zamanda 15 ten 18'e çıkarmıştır. 1800 lerden kalan evlenme yaşının yükseltilmesinin sebebi ise ilginçtir. Müslüman göçmenlerin çocuklarını korumak... Yani bu ülkelerdeki yaş alt sınırı 12 de olsa bize örnek olmaz. Kimse 24'ünden önce evlenmiyorsa sınır 12 olsa ne our 14 olsa ne olur.
Evlilik tüm çocuklar için altından kalkılamayacak bir yüktür. Çocuklarımıza sahip çıkalım. 14' ünde evlenen, 15'inde doğuran, 25'inde kuma sahibi, 30'unda kaynana, 45'inde bir avuç toprak olan kızlarımıza karşı görevlerimiz var.
Beynini yıkadığımız çocuk rolünü iyi oynayıp, "seviyorum hakim amca lütfen evlendir" diye göz yaşı döktüğünde, onun çocuk olduğunu, bir ayakkabı içinde aynı içtenlikle ağlayıp sızlayacağını unutmayalım.
Tecavüzcülere, istismarcılara ( ana babalarında neyazıkki bu grupta yer alabileceğini unutmayalım) fırsat tanımayalım.
Re: Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
Basın bildirisine aynen katılıyorum.
Re: Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
Dikkat ederseniz "hakim kararıyla" dedim, herhangi bir yaş sınırı da belirtmedim.
18 yaşında kişi kendiliğinden reşit oluyor. Fakat, Medeni Kanun'a göre
MADDE 12.- Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir.
Eğer 15 yaşındaki biri ergin kılınabiliyorsa neden evlenemesin?
Olayı dini referanslarla değerlendirmek yanlış olur. Kaldı ki dinde ruhsat yani izin olarak belirtilen pek çok konu sanki zorunlulukmuş gibi sunuluyor.
Ben sadece olaya tutarlılık açısından bakıyorum.
Avrupa'da kimse belli yaştan önce evlenmiyor, ama cinsel ilişki yaşı düşük.
18 yaşın altındaki bir kişinin cinsel ilişkide bulunmasına kanunlar izin veriyorsa, evlenmesini neden zorlaştırıyor?
Mesela aynı şekilde,
1. evli olmayan iki kişinin cinsel ilişkide bulunması,
2. evli olan kişilerin eşlerinden başkalarıyla cinsel ilişkide bulunması
serbest iken,
neden evli kadın veya erkeğin ikinci bir adam veya kadın ile evlenmesi sadece yasak değil aynı zamanda suç?
Neden iki kadının veya iki erkeğin birlikte yaşaması serbestken evlenmesi yasak?
(Dikkat ederseniz kadının birden fazla erkekle evliliği veya homoseksüel birliktelik İslamın izin verdiği bir şey değildir. Hala Suudi Arabistan demezsiniz umarım.)
Ben sadece bir bütün içinde tutarlılık istiyorum.
Re: Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
Sayın Sdt,
Hepsi serbest olsun haklısınız. Ama yinede 18 yaşın altındaki çocukların 30, 40, 60, 70 yaşalarındaki adamların koynuna evlenme adı altında sokulması yasak olsun.
Ben sadece çocukların sağlığının peşindeyim. Ya siz sapıkları kurtarmanın dışında neyin peşindesiniz? Üzmez üzülmesin gerisi ne olursa olsun mu diyorsunuz yoksa?
Re: Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
Basın bildirisine aynen katılıyorum.
Bunun sıradan bir evlenme yaşı sorunu olarak görülmemesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum. 15 yaş ile 14 yaş arasında fark yok deniliyor, aslında vardır. 14 yaş zorunlu ilköğretim çağının içinde yer alır. 14 yaşındaki çocuk hala zorunlu öğrenim çağındadır.Okulunu zamanında bitiremezse bile 2 öğretim yılı daha zorunlu öğrenim çağı dışına çıkmış olanlara öğrenimini tamamlamak için ek süre tanınır . 15 yaş ise ortaöğretime denk gelir. 14 yaşındaki bir çocuk evlenme kararı veremez. 15 yaşındaki bir çocuk hakim kararıyla ergin kılınsa da bana göre ve pek çok çocuk gelişimciye göre bu kararı verecek olgunlukta değildir. Bu yaş grubu ana baba onayı ile evlendirildiğinde aile etkisine de oldukça açıktır ve kırsal kesimde bu yaşlarda ailşe onayı ile evlendirilen çocuklar olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir kız çocuğunun tecavüzcüsü ile evlenmesi demek, onun hayatını karartanla bir yuva kurabileceği gibi çürük bir varsayımla bir aile yuvasının kurulması demektir. Eziyettir. Bir kızın erken yaşta evlenmesi demek, toplumda eğitim öğretim fırsatından ve en önemlisi eğitim hakkından yararlanmasının bir vesile ile elinden alınması demektir. Bu bütün toplumu ilgilendirir. Bu toplumu gelecekte sürdürecek olan bu çocuklardır. Bundan dolayı konu hassastır. Önemlidir.
Re: Üzmez'i Üzelim (Basın Bildirisi)
Ben konu başlığını okumadan yorum yapmıştım.
Meclisteki kanun tasarısıyla, bir kişinin yaptığı iddia edilen olaylar arasında bağlantı kurmayı doğru bulmuyorum.
Tartışılacaksa prensipler açısından tartışılmalı.
Mesela "çocuk pornosu zanlısı öğretmen filanca"yı hedef alan bir yazı yerine çocuk pornosu suçlarına karışan kişilerin cezalandırılmasının nasıl olması gerektiğini tartışmayı yeğlerim.
Tutarlılık, tutarlılık, tutarlılık...
Evlenmeden cinsel ilişkiye girmek suç değil, devrim nikahı kıymak suç değil, dini nikah neden kanunlarda suç olarak tanımlanıyor?
(Başka bir mesajımda imam nikahı adı altında yapılan birlikteliklerin İslamın kabul ettiği dini nikah olmadığını da açıkça ifade etmiştim. Ayrıca resmi nikahta süt kardeşinizle veya süt annenizle evlenmediğiz sürece İslam açısından kabul görecek bir nikah olduğunu da söylemiştim.)
Devletin de, İslam dininin de evlilik ile tek ilgisi doğacak çocuklarının nesebinin ve kadın ile çocukların nafaka ve miras hakkının kayıt altına alınmasıdır. Devlet açısından da, İslam açısından da başka bir kaygı yoktur.
Madem amaç kayıt altına almak, neden imamlara, rahiplere, hahamlara resmi nikah yetkisi verilmiyor? Köy muhtarına, gemi kaptanına verilen bir yetki eğer her imama, rahibe verilemiyorsa seçilecek belli din görevlilerine verilemez mi?