Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Daha önce Sağlık Bakanlığı bünyesinde 2 yıl Pratisyen hekimlik yaptım ve uzmanlık sınavına hazırlanmak için istifa ettim ve istifa sonrası geri dönüşüm Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle yapılmıyor ve kazandığım Tıpta Uzmanlık Sınavı içinde aynı sorunu çıkartıyorlar. Lütfen bu konuda bana yardımcı olur musunuz? Öncelikle Adli Sicil Kaydım çıkmıyor fakat Adli Sicil Arşivim çıkıyor. Memnu hakların iadesi için gerekli başvuruları da yaptım.
1. C: 000102004C0076377 (000111303-04)20.09.1999 CK:80 40; 647SA 4 ADANA; Aaslcm 120.000.000 AP. 29/12/2003 200/122-2003/1571 06/02/2004
2.Y: 000002008Y0032105 (991344848-08) 20.09.1999 CK:80 40; 647SA 4 ADANA; 4ASLCM2 29/12/2003 2000/122-2003/1571 120.000.000AP.
3. C:A00902002C0790003 (18073790-00) 00.00.1999 CK: 350/1 3;647SK:4 MERSİN;4.ASLCM 33.650.000 AP. 09/03/2000 00000076-00000238 21/03/2000
4.T:000002005T007345 (99007774-05) 05.1996 CK:168/2 ; 3713 SA 5;CK59/2 31 33. İSTANBUL; 3.DGM 17/11/1997 1996/228-1997/511 TOPLUMA KAZANDIRMA KANUNU (4959SA) İSTANBUL; 11.AĞM 07/09/2004 1996/228-1997/511 2Y6A AH.
5.T:006802005T0007350 (06856256-05) 05.1996 VE ÖNCESİ CK 168/2;3713SA5;CK59/2; 4959SA 4:B.İSTANBUL; 3.DGM 2Y6A AH. 07/09/2004 1996/228-1997/511 ŞARTLI TAHLİYE 03/07/2001 İSTANBUL; 11.AĞM 15/10/2004*-2004/298
6.Y:006802006Y0057362 (06838756-06) 05.1996 CK 168/2; 3713SA 5 59/2; 4959SA 4/B. İSTANBUL; 3. DGM 17/11/1997 1996/228-1997/511 2Y6A AH.
7.009002004YO137151 (09025285-04) 1999 CK: 350/1-3 79; 647SA 4. MERSİN; 4.ASLCM 09/03/2000 2000/76-2000/238 33.650.000 AP. 09/03/2000
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Arşivleri de sildiremezsiniz ki, Sağlık Bakanlığı alım için ne şartlar koymuşsa o onların bileceği birşey, buradan da kimse birşey yapamaz. Kusura bakmayın.
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Öncelik ile geçmiş olsun sibel hanım.Memnuhakların iadesi kararı almanız halinde söz konusu kuruma açıktan atanmak için başvurabilirsiniz.Eğer kurum bu başvurunuzu red eder ise idare mahkemesine dava açabilirsiniz.http://www.danistay.gov.tr/kerisim/container.jsp bu adresi explorerınıza copy paste yapın memnu hakların iadesi ile alakalı emsal kararlara ulaşabilirsiniz.size örnek bir kaç kararı buraya pasteliyorum konuyu incelersiniz.ve son önerim.bir avukattan hukuki yardım almanızdır.Ayrıca Başbakanlık 2005/14
sayılı genelgesi 2 ci maddesi nide inceleyin derim.Saygılar.
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
BİRİNCİ DAİRE 2006 298 2005 1290 13/03/2006
KARAR ÖZETİ
5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNUN BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA BAŞLIKLI 53 ÜNCÜ MADDESİ İLE 5352 SAYILI ADLİ SİCİL KANUNUNUN ADLİ SİCİL BİLGİLERİNİN SİLİNMESİ BAŞLIKLI 9 UNCU MADDESİ HÜKÜMLERİ DİKKATE ALINARAK DEVLET MEMURİYETİNDE İKEN VEYA MEMURİYETE GİRMEDEN ÖNCE 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN 48 İNCİ MADDESİNDE SAYILAN SUÇLARI İŞLEMEK SURETİYLE MAHKUM OLUP DA CEZASINI ÇEKENLERİN, DEVLET MEMURİYETİNE ATANMALARINI TALEP ETMELERİ DURUMUNDA MEMURİYETE ATANMALARININ MÜMKÜN OLUP OLMADIĞI HK.
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
SEKİZİNCİ DAİRE 2006 792 2005 721 01/03/2006
KARAR ÖZETİ
MEMNU HAKLARIN İADESİ KARARI TÜM EHLİYETSİZLİKLERİ ORTADAN KALDIRICI NİTELİKTE OLDUĞUNDAN, MEMNU HAKLARIN İADESİ KARARI ALMIŞ OLAN DAVACININ, ARTIK BU AŞAMADA MEMURİYETE ENGEL HALİNİN VARLIĞINDAN SÖZ EDİLEMEYECEĞİ HK.
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
SEKİZİNCİ DAİRE 2004 2273 2003 5456 18/05/2004
KARAR METNİ
YARGI KARARIYLA MEMNU HAKLARIN İADE EDİLMESİ HALİNDE KAMU HİZMETİNE ENGEL BİR DURUMUN KALMADIĞI HK.<
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Çok Teşekkür ederim konu ilel ilgili bilgi verdiğiniz için bizde emsal kararlara ve Başbakanlığın genelgesine baktık ve hatta Danıştay'ın kararları arasında Danıştay 1. Dairenin Karar No: 298, Esas Yılı: 2005 Esas No:1290'da (kusura bakmayın hukukçu değilim) artık Memnu Hakların İadesi kararına gerek olmadığı yazılmaktadır.
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Alıntı:
sibelfff rumuzlu üyeden alıntı
Çok Teşekkür ederim konu ilel ilgili bilgi verdiğiniz için bizde emsal kararlara ve Başbakanlığın genelgesine baktık ve hatta Danıştay'ın kararları arasında Danıştay 1. Dairenin Karar No: 298, Esas Yılı: 2005 Esas No:1290'da (kusura bakmayın hukukçu değilim) artık Memnu Hakların İadesi kararına gerek olmadığı yazılmaktadır.
Siz bilirsiniz.
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Yok yok bilmekten öteye aslında orada bir soru vardı yani bu karara rağmen tekrar memnu hakların iadesi kararını almamıza gerek var mı?
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
657 sayılı Kanunun 48. maddesinin A/5 bendinde yer alan hüküm şu şekildedir:
"(Değişik: 10/1/1991 - 3697/1 md.) Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere,ağır hapis veyahut 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak."
Belirtilen bu şuçlardan birisi dolaysıyla ceza alan kişiler memur olamamaktadır.
Ancak, bu sınırlama ilanihaye değildir. Konuya ilişkin olarak 5352 sayılı Adli Sicil Kanununda, 2006 yılında, düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemenin gerekçesi, Kanunun plan ve bütçe komisyounundaki görüşmeleri sırasında şu şekilde ifade edilmiştir.
"Madde 34- Maddeyle, 5352 sayılı Kanuna 13/A maddesi eklenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesindeki düzenlemeye göre, belli bir suçtan mahkumiyete bağlı süresiz hak yoksunluğundan söz edilemez. İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsıldığı için suçlu kişi, özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Ancak, bu hak yoksunlukları süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, 53 üncü maddede suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması yönünde düzenleme yapılmıştır. Türk Ceza Kanununda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkûmiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesine ilişkin düzenleme yapılmamıştır.
Ancak, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun Geçici 2 nci maddesinde, diğer kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin, belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki süresiz hak yoksunluğu doğuran bu hükümlere rağmen, yasaklanmış hakların geri verilmesi yolunun kapalı tutulması, uygulamada ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkân tanıyan bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur."
5560 sayılı Kanun ile 5352 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 13/A maddesi şu şekildedir:
"Yasaklanmış hakların geri verilmesi"
MADDE 13/A- (1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması,
gerekir.
(2) Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
(3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
(4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
(5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.
(6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adlî sicil arşivine kaydedilir.
(7) Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır.”
Açıklama
657 sayılı Kanunun 48/A-5 bendinde yer alan suçları işleyen veya belirtilen süreler ile hapis cezası alan kişilerin yeniden memur olabilmesi 13/A belirtilen sürelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin 5560 sayılı Kanuna göre işlem tesis etmesi gerekmektedir.
Kaynak:https://www.oltuluyuz.net/news.php?readmore=153)
Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.663; Yargıtay bir kararında bu hususları açık bir
sekilde ortaya koymustur: “…Kanunumuzun sistemine göre bu yasaklılık süresiz olduğu
hallerde, toplumun suçludan, asıl cezanın getirilmesinden sonra da korunması amacı ile
uygulanır. Ancak, asli ceza yerine getirildikten sonra, hükümlü hakkında uygulanacak feri
veya mütemmim cezanın ömür boyu devam etmesi, cezadan beklenen amaç ile bağdasmaz.
Bir baska anlatımla, fer’i veya mütemmim cezanın uygulanmasındaki amaç artık tahakkuk
etmis olabilir. Fer’i veya mütemmim cezanın yerine getirilmesi sırasında hükümlünün
toplum için gösterdiği tehlike hali kalkmıs, sözü edilen cezanın kendisinden bekleneni
gerçeklestirmis, hükümlü iyi halde yasamayı sürekli hale getirmis olabilir. Hükümlü,
toplum hayatına uyum sağlamıs, dürüst ve namuslu olmayı, yasam biçimi haline getirmis
olduğu hallerde yasaklanmıs olan haklarını yinede kullanamaması, bu cezayı adil bir ceza
olmaktan çıkarır…” [Yargıtay 10.CD, 20.10.1992, 1992/11586–10436
Kanunundan, isterse özel bir kanundan kaynaklansın, ‘memnu hakların iadesi’ yoluyla,
gerek bir mahkûmiyetin sonucu ve gerekse ceza seklinde hükmedilen her nevi
ehliyetsizliklerin bertaraf edilmesine yasal bir engel yoktur…” (Yargıtay, CGK,
17.11.1986, 1986/410–523).D, 26.10.2001, 2001/3256–3895)
TEBLİĞ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ DAİMİ KADROLARINA İLK DEFA
İŞÇİ OLARAK ALINACAKLAR İÇİN YAPILACAK MERKEZİ SINAVA
GİRECEKLER İLE EĞİTİM DÜZEYLERİ İTİBARIYLA MERKEZİ
SINAV DIŞINDA KALANLAR VE BUNLARIN İŞE
YERLEŞTİRİLMELERİNE İLİŞKİN USUL VE
ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Eğitim Düzeyleri İtibarıyla Kur’aya Tabi Olanlar
Boş kadroların yetkili Kurum il/şube müdürlüklerine bildirilmesi ve ilanı
MADDE 16 - (1) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından, 17 nci maddede belirtilenlerin istihdam edilecekleri daimi işçi kadrolarına ilişkin işgücü istemleri, 11 inci maddende belirtildiği şekilde Kurum il/şube müdürlüğüne bildirilir ve Kurum il/şube müdürlüğünce yayınlanır.
(2) Doktor ve diş hekimi talepleri için sınav şartı aranmaz, talepler bu madde çerçevesinde ilan edilir ve açık iş sayısından fazla müracaat olması halinde, başvuranlar arasında noter huzurunda yapılacak kur’a ile asil ve yedekler belirlenir.
(3) Kurum tarafından işgücü talebinde aranılan şartlara uygun olarak gönderilen iş arayan sayısı, daha önce alınmak üzere duyurulmuş olan işçi sayısından az ve/veya bu sayı kadar ise, gönderilenler işgücü talebinin merkezi sınav kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın herhangi bir kur’a, sözlü sınav/mülakata tabi tutulmaksızın işe alınırlar.
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Merhaba umarım beni tekrar okursunuz, dediğiniz gibi Yasaklı hakların iadesi için gerekli başvurulara ve işlemlere başladık. Bu arada eşimin yargıtayda süren bir davası olması gerekçesi ile 02.11.2007 tarihinden bu yana Askerlik dairesinin yazılı emri ile asker sevkiyatı yapılmıyordu ve Tusu kazandı, ve tus tüzüğündeki askerlik maddesi nedeni ile kayıdı da yapılmadı. ( Yani üst üste bu kadar olabilir her şey ) Şimdi YÖK hakkında yürütmeyi durduma ile dava açmak istiyoruz bu davalarda ilk karar ne zaman çıkar ve şansımız ne olabilir biraz anlatabilirseniz çok sevinirim.
Selamlar, saygılar
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Alıntı:
sibelfff rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba umarım beni tekrar okursunuz, dediğiniz gibi Yasaklı hakların iadesi için gerekli başvurulara ve işlemlere başladık. Bu arada eşimin yargıtayda süren bir davası olması gerekçesi ile 02.11.2007 tarihinden bu yana Askerlik dairesinin yazılı emri ile asker sevkiyatı yapılmıyordu ve Tusu kazandı, ve tus tüzüğündeki askerlik maddesi nedeni ile kayıdı da yapılmadı. ( Yani üst üste bu kadar olabilir her şey ) Şimdi YÖK hakkında yürütmeyi durduma ile dava açmak istiyoruz bu davalarda ilk karar ne zaman çıkar ve şansımız ne olabilir biraz anlatabilirseniz çok sevinirim.
Selamlar, saygılar
Eşinizin davası hangi maddeye göredir?
) Askerlikle ilgili bulunmamak veya askerlik hizmetini yapmış ya da yedek sınıfa geçirilmiş yahut 1111 sayılı Askerlik Kanununun 86 ncı ve 89 uncu maddelerinde öngörülen durumlardan birine girmemiş ve askerliğini yapmamış olanlar bakımından uzmanlık eğitimi yapacakları dal için Tüzüğe ekli Çizelgede öngörülen sürelerin sonuna kadar 34 yaşından gün almayacak durumda olmak,
d) Meslek ve sanatını uygulamasına ve uzman olmak istediği dalda çalışmasına engel teşkil edebilecek bedeni ve ruhi bir hastalığı olmadığını tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarından alınan rapor ile belgelendirmiş olmak,
e) Devlet memurluğundan çıkarma cezası almamış olmak,
şarttır.
Muvazzaf askerlik hizmetini yapmakta olanlardan, bu hizmetlerini asistanlık giriş sınav gününden itibaren üç ay içinde bitirebilecekler ile görevden çekilen veya çekilmiş sayılan memurlardan yeniden kamu görevine girebilmek için belirlenen yasal süresi asistanlık giriş sınav gününden itibaren üç ay içinde bitecek durumda bulunanlar, asistanlık giriş sınavına başvurabilirler.
Asistanlık Giriş Sınavı (TUS, DUS) tıp veya diş hekimliği mezunları için ayrı ayrı yapılır.
Sınavlar yan dal asistanlıkları hariç olmak üzere, kurumların ihtiyaç duyduğu dallarda yılda en çok iki defa olmak üzere her yıl yapılır.Bu husus daha önceki Tüzükde yılda en az bir kez olmak üzere yapılacağı belirtilmesine rağmen üst sınır belirtilmemişti. Yeni düzenlemede ise üst sınır belirtilmiştir.
Asitanlığa Devam Ederken Yeniden Sınava Gireceklerde Puan Düşürülecek
Asistanlığa başladıktan sonra kurum veya dal değişikliği için yeniden asistanlık giriş sınavına girenlerin mesleki bilgi puanı % 3 oranında düşürülecektir.
Yan Dal Asistanlığı
Daha önce Yal Dal Asistanlığı için sınav yapılmayacağı Tababet Uzmanlık Tüzüğünde yer almaktaydı. Ancak yeni düzenleme ile Yan Dal Uzmanlıkları için seçme ve yeterlik sınavı getirildi. Bu sınava ilişkin ayrıntılar daha sonra bir yönetmelikle düzenlenecektir.
Asistanlıktan Sayılmayacak Süreler
Daha önce sadece yıllık kanuni izinler asistanlık süresi içinde kabul edilmekteydi. Yeni düzenleme ile buna ek olarak bilimsel kongreler için verilen izin sürelerinin de asistanlıkta geçeceği belirtilmiştir. Bunlar dışında fiilen asistanlıkta geçmeyen süreler, asistanlık ve rotasyon sürelerinden sayılmamaktadır.
Asistanların değerlendirilmesi
Daha once altı ayda bir asistanlar hakkında düzenlenen değerlendirme formuna ek olarak yeni Tüzük'te her asistana asistanlığa başladığında bir karne verilmesi öngörülüyor. Bu karneye asistanın yaptığı teorik ve pratik tüm etkinlikler yazılacak ve karneler uzmanlık giriş sınavından önce uzmanlık sınav jürisine verilecek.
Uzmanlık Eğitim Süreleri ve Rotasyonlar
Uzmanlık dallarındaki eğitim sürelerinde artış yapıldı. 5’i dişhekimliği alanında olmak üzere toplam 46 uzmanlık dalının bazılarında isim değişiklikleri yapılırken, süreler 1 veya 2 yıl uzatıldı. Eğitim sırasında yapılan rotasyonlar ise Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından belirlenecek.
Asistanlıkta Devamlılık, Kurum ve Dal Değiştirme
Yeni düzenlemeyle uzmanlık eğitiminin devamlı olacağı belirtilmiş ve ilgili mevzuat ve Tüzükte belirtilen hükümler dışında, kendi ihmali sebebiyle sevk tehiri yaptırmadığı için muvazzaf askerliğe başlamak da dahil herhangi bir sebeple veya kendi isteğiyle uzmanlık eğitimi sona erenler ya da eğitime ara verenlerin, uzmanlık eğitimine tekrar başlayamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca; “Asistanlık eğitimine devam ederken yeniden girdikleri asistanlık giriş sınavında başarılı olanlar ile asistanlıktan ayrıldıktan sonra en geç bir yıl içinde yeniden sınava girerek başarılı olan asistanlardan;
a) Uzmanlık eğitim dalları değişenlerin önceki asistanlıkta geçen eğitim süreleri yeni başlayacakları asistanlığın eğitim süresinden sayılmaz.
b) Dalları değişen asistanların, önceki kurumlarınca verilen başarı belgeleri, yeni başladıkları kurumdaki eğitim sorumluları ve yetkili kurullarca kabul edildiği takdirde, bunların önceki asistanlıklarında geçen eğitim süreleri ve rotasyonları, var ise yeni asistanlık dallarında tekabül eden rotasyonlarından sayılır.
c) Dal değiştirmeksizin kurum değiştirenlerin önceki asistanlıklarında geçen eğitim süre ve rotasyonları ile önceki kurumlarınca verilmiş başarı belgeleri, yeni başlayacakları kurumların eğitim sorumluları ve yetkili kurullarınca kabul edildiği takdirde, asistanlığın eğitim süre ve rotasyonlarından sayılır.” hükmü getirilmiştir.
Re: Adli Sicil Kayıtlarım nedeniyle Uzman Hekim olamıyorum
Sanırsam sizin yukarıda yazdığınız maddeler Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne dair maddeler, aslında eşimin yasal olarak durumu bu tüzğün askerlik yaşı kısmına giriyor yani bitireceği yaşın 35 (yukarıda 34 yazıyor ama o 35 olarak değiştirildi) den gün almaması şeklinde fakat daha evvel de yazdığım gibi Asal'dan gelen emirde ikinci bir emre kadar askere sevkiyatının durdurulduğu yazmakdatır son bi yılda, bu da doğal olarak hem askere alınmıyor hemde anayasal bir hak olan eğitim hakkı engelleniyor. Yani ASAL yargıtayda devam eden davanın neticesine göre askere almak için bekliyordavanın ne zaman biteceği belli olmaz öte yandan da askere gidemediği için tıpta uzmanlık tüzüğü önüne engel olarak çıkartılıyor. Yani eşimin durumu sanırım biraz karışık :((