-
Hukukta imza
Hukuk sistemimizde imza çok önemli sonuçlar doğuran bir işlemdir. Çoğu kez ne yazıkki hukukla ilgili çok bilgisi olmayan kişilerin imzanın nasıl, ne zaman ve ne şekilde kullanılacağı hakkında çok yetersiz bilgileri olduğu bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Bunun sonucuolarak da gerekli prosedürleri bilmeden ve de bir hukukçuya danışmadan kullanılan imzalar telafisi mümkün olmayan ve istenyen hukuki sonuçlar doğurabilmektedir. Bu açıdan olayı irdelersek...
Pek az kişi maddi değeri en yüksek varlığının imzası olduğunun farkındadır. Maddi durumunuz ne olursa olsun en değerli varlığınız imzanızdır. İmzanız ile telaffuz dahi edilemeyecek miktarlarda borç altına girebilir, tüm malvarlığınızı birine bağışlayabilir, pek çok suçu farkında olmadan işleyebilir ve daha pek çok hukuki işlemi yapabilirsiniz.
Bu nedenle imzanızı herşeyden iyi korumanız ve çok dikkatli ve bilinçli kullanmanız en önemli hukuki güvencenizdir.
Hukukda imza prosedürü ile ilgili olarak dikkat edilmesi gereken noktalar şöyle sayılabilir:
- İmzanız kolay taklit edilemeyecek bir imza olmalıdır. Bu nedenle paraf, basit işaretler, karalamalar, kısa imzalar kullanmaktan kaçınmanız gerekir. En iyi imza açık isim ve soyadınızının tamamını kısaltmadan içeren el yazınızdır.
- İmzanız en cimri şekilde harcamanız gereken maddi değerinizdir. Nereye ve ne için harcadığınıza çok dikkat etmeniz gerekir.
- İmza attığınız her belge hayati derecede önemlidir. Bir belgeyi konusu ne olursa olsun okumadan imzalamak yapılabilecek en büyük hukuki hatadır. İmza attığınız bir belgedeki dipnotlar dahil, tek tek her
harfi, okuduğunuzdan emin olmanız gerekir.
- İmza attığınız bir belgede artık "karşıdaki kişiye güvenmek" diye bir şey söz konusu değildir. Karşınızdaki kişi size güvenmeyerek belge tanzim edip imza attırdığına göre siz de kendi talepleriniz açısından aynı davranış içinde olmalı ve onun yükümlülükleri için de ondan imza almalısınız. [Uygulamadan Örnek: Vadeli olarak beyaz eşya satın alan kişilere beyaz eşya satıcıları uygulamada mutlaka her ödeme tarihi için ayrı ayrı bono imzalattırmaktadırlar. Bununla birlikte kendileri karşıdaki kişiye karşı hiçbir belge vermemektedirler. Oysa teslim edilecek malın cinsi, renk, boyut gibi özellikleri, teslim tarihi, garanti süresi, nakliye
ücreti vb. konularında da onların alıcılara taahhüt ettikleri konularda verdikleri sözlerle yetinmeyip onlardan da imzaları ile bu hususu güvence altına almaları istenmelidir. Aksi taktirde verdikleri sözler tutulmadığı zaman hukuki güvenceniz son derece azdır.]
- İmzanızla onaylanan yazılı bir belge hukuki mercilerde artık her türlü
tartışma ve polemiğe kapalıdır. Bu belgenin içeriğinin aslında farklı bir şekilde olduğu, taraflarca daha sonra değiştirildiği, aslında değişik bazı hüküm ve sonuçlar içerdiği gibi savunmaların hukuki değeri yoktur. Bu nedenle imzanızı içeren bir belgenin tüm içeriğini tartışmasız şekilde kabul ettiğinizi ve daha sonra bunun aksini tanıkla, vs. şekilde ispat etmenin mümkün olmayacağını aklınızda tutmanız gerekir. [Uygulamadan Örnek: konusu ne olursa olsun bir konu yazılı bir belge ile düzenlenmişse mahkemede buna karşı yazılı belge harici hiçbir delil ileri sürülemez, bu nedenle tanık vs. dinletmek mümkün değildir]
- İmzalanmış bir belge konusu ne olursa olsun taraflar arasındaki tüm şartları, talepleri, konuşmaları içermelidir. Bunların bir kısmı belgeye yazılır, diğer kısmı yazılmazsa, yazılmayan kısmı hukuki değerini
yitirecektir. O nedenle imzaladığınız belge hangi konuyla ilgili olursa olsun, sizin tüm talep, istek ve beklentilerinizi karşılamalıdır.[Uyguladan Örnek: Her konuda yapılan anlaşmalarda genellikle çok önemli bir iki nokta senete yazılmakta geri kalan konularda taraflar birbirinin sözüne güvenmeyi tercih etmektedirler. Oysa hukuki güvence için tarafların birbirlerine verdikleri tüm sözlerin belgede yer alması gerekir.]
- İmzalanmış bir belgeye karşı yapılacak tüm iddialar (Bu belgenin değiştiği, hukuki sonucunu yitirdiği, fesh olunduğu vs.) yine ancak bir başka yazılı belge ile ispatlanabilir. O nedenle imzaladığınız bir sözleşmede ileride olabilecek tüm değişiklikler ile bu sözleşmenin
taraflarca sona erdirilmesi, yeni şartlar getirilmesi vs. durumlarda mutlaka yeni bir belge düzenlenmelidir. [Uygulamadan Örnek: Genellikle para borçlarında borç alınırken bono verilmekte ancak borç ödendiğinde bono geri alınamamaktadır. Oysa kötü niyetli bir alacaklı her zaman bu bonoyu kullanarak borcu ikinci gere tahsil edebilir.] Aynı şekilde kendinizi bir başkasının imzası ile güvence altına almanız gerektiğinde de dikkat etmeniz gereken noktalar vardır. O nedenle bir hukuki belge düzenlerken, karşınızdakinden imza almanız gerektiğinde
şu noktalara mutlaka dikkat ediniz:
a. Karşınızdaki kişi imzasını mutlaka gözünüzün önünde atmalıdır. "Ben bu belgeyi bir inceleyeyim, daha sonra imzalar getiririm" ya da "Ben götürür imzalayacak kişiye imzalatıp getiririm" tarzındaki yaklaşımları asla kabul etmeyin. Gözünüzün önünde atılmayan bir imzanın gerçekten imzalaması gereken kişi tarafından
atılıp, atılmadığını asla bilemezsiniz ve o kişi tarafından atılmamışsa hukuki güvenceniz tamamen sona erecektir.
b. Bazı kişiler -özellikle kendilerini zora sokacak bir belge imzalamak zorunda kaldıklarında- ileride bu "imza benim değil" diyebilmek için bazen gerçek imzalarını kullanmamak, paraf atmak ya da değişik
ufak karalamalar yapmak yollarına gidebilmektedirler. Bunun için mağdur olmamak açısından imza atacak kişiden belgenin altına önce kendi el yazısı ile ismini yazmasını istemek, daha sonra ise bunun altını imzalatmak oldukça güvenli bir yol olacaktır.
- İmzalar atılarak hukuki prosedür tamamlanmadan asla diğer işlemler
yapılmamalıdır. Örneğin uygulamada çok rastlanan şekliyle kira kontrası kiracı yada kefiller tarafından imzalanmadan önce anahtar çeşitli sebeplerle (evi boyama, mal taşıma vb.) kiracıya verilebilmektedir. Bu ve benzeri örnekler son derece sakıncalı
olup, imzalar tamamlanmadan hiçbir diğer işlem yapılmamalıdır.
- İmza atacak kişi tanıdığınız bir kişi değilse nüfus cüzdanını kontrol etmek gereklidir. Kendisinin A olduğu iddiası ile gelen ve A adına imza atan bir kişinin gerçekten iddia ettiği kişi olup olmadığını anlamak açısından güvenilir bir kimliğini (nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport)
kontrol etmek zorunludur.
- İmza atan kişinin oturduğu, çalıştığı yeri bilmediğiniz taktirde ikametgah istemek de ileride bir hukuki işlem yapılması
gerektiği taktirde önemli olacaktır. Adresini bilmediğiniz bir kişiye karşı hukuki işlem yapmak ve bunlardan sonuç almak son derece güçtür.
-
Re: Hukukta imza
merhaba 2004 yılında yazmış olduğunuz hukukta imza konulu yazınızı okudum, herhalde başka bir ülkeden bahsediliyor yada kanunlar değişti diye düşünmekteyim.
kanunlar yada yorumculara bakarsak çok haklısınız. ancak gerçek öyle mi.?
2005 yılında mütahidden bir daire aldık noter masrafı olmasın diye kendi aramızda adi sözleşme yaptık. sözleşmede alıcı satıcı ve satıcının bir yakınıda tanık olarak imzalattık. paramızı verdik. nakit makbuzumuzu aldık. inşaat 2007 de bitti ancak biz konutumuzu alamadık.
alakasız bir konuda satıcıyla mahkemelik olduk ve ben mahkum ettirdim. yani satıcıyla kavga ettik. oda bana daireni nah alırsın diyerek dairemi vermedi.
avukatım aracılığı ile icra takibi yaptık. itiraz etti. (avukatım yapılan sözleşme adi sözleşme olduğundan geçersizdir.ancak paramızı geri alabiliriz demişti.) bizde paramızı kurtaralım diyerekten itirazı iptal davası açtık.
karşı taraf itirazında, bu belgenin hile ile alındığını böyle bir paranın alınmadığını alakasız bir iş öne sürülerek bunu teminatı olarak bana verildiğini iddia etti. ve imzası bulunan (akrabası) tanığı dinletmek istediğini belirtti. biz akraba olduklarını ve ikisinide mahkum ettirdiğimizi söyleyerek muafakat etmedik. hakim tanığı dinledi ve dosyayı bir avukat bilirkişiye yönlendirdi. avukat bilirkişi 8 ay beklettikten sonra benim haksız olduğumu tanık anlatımı ile teminat olduğu iddia edilen alakasız durumun gerçekleşmiş olduğunu belirtti. (zaten teminat olduğu durum gerçekleşmemiş olsaydı zaten onun için dava açardık. Ayrıca bu konuyla teminat alınacağı yada teminat verildiği konusunda hiç bir kayıt bulunmamakta, biz falanca işi yapıyorduk bizden teminat istedi bizde bu sözleşmeyi yaptık, para falan almadık. biz işi bitirdik işte belgeleri o nedenle bu bu sözleşme geçerliliğini yitirmiştir.işte tanığımız...) bilirkişi raporuna itiraz ettik. (bilirkişinin hukuki yorum yapamayacağı ...) ancak hakim bilirkişi raporu doğrultusunda davamı red etti.
yani elimde;
daire aldığıma dair bir sözleşme var.
herkes okuyup imzalamış.
elimde para makbuzu var.
teminat alınacağı yada alındığı hiç kayıtta yok
buna rağmen tanık beyanı haklı bulundu. biz elimizdeki yazılı belgenin gücüne inandığımız için tanık, belge v.s. oluşturmadık ve davayı kaybettik.
yani sizin dediğiniz gibi imza o kadar da önemli değil, eğer tanık bulabiliyorsan tüm davaları kazanırsın (adamı idama bile götürür)