İcra takibine itiraz davası
Hakkımızda açılan bir icra davasında;
icra takibine itirazımız yapılmış ve kabul edilmiş, İİK 66/1 md gereğince takibin durdurulmasına, kararın itiraz dilekçesinin alacaklı yetkilinin müracatında dosyadan "....himine" (anlaşılmıyor) karar verilmiş daha sonra 78/4 madde ile takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. (2002)
bugün elime ulaşan bir tebliğat ile 1 ay önceki duruşmaya çağırılmam ilk şoku yaşattı, duruşmaya gidememem bir sorun yaratmışmıdır? kağıt bugün postacı tarafından getirildi.
2. olay ve asıl soru ise karşı tarafın, itirazın taraflarınca 16.04.2008 de öğrenildiğini, daha önceden tebliğ edilmediğini dava dilekçelerinde bildirerek dava haklarının düşmediğini savunmaları.
Bu durumda neler yapmamı, yalanlarını nasıl ortaya çıkartmamı önerirsiniz
Re: İcra takibine itiraz dv.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/4511
Karar: 2005/1138
Karar Tarihi: 14.02.2005
ÖZET: Dava, TTK.ya dayalı itirazın iptali istemine ilişindir. Somut olayda, İcra Müdürlüğünce, itirazın alacaklı vekiline dosyaya başvurusunda, tefhimine karar verilmiş ise de, ne tutanağa geçmiş bir tefhim, ne de tebliğ suretiyle alacaklı vekili itirazdan haberdar edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, tebliğ gerçekleşmediğine göre, açılan davanın süresinde olduğu dikkate alınarak, karar verilmelidir.
(6762 S. K. m. 1301) (2004 S. K. m. 62, 67)
Dava: Taraflar arasında görülen davada Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 06.11.2003 tarih ve 2000/1163-2003/1621 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı sigorta vekilinin, TTK'nun 1301 nci madde hükmüne dayalı olarak davalı aleyhine açtığı itirazın iptali davası sonunda, mahkemece davanın süre bakımından reddine dair verilen kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK. nun 1301 nci madde hükmüne dayalı itirazın iptali istemine ilişindir.
Mahkemece, davacı alacaklının davalının ödeme emrine vaki itirazını dava dışı diğer borçlu için haciz ve muhafaza talebinde bulunurken, dosyaya yaptığı başvurular sırasında haricen öğrendiği, öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında İİK. nun 67 nci maddesinde öngörülen dava açma süresinin geçirildiği sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa İİK. nun 67/1 nci madde ve fıkra hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol ( harici öğrenme v.s ) öngörülmemiştir. Nitekim aynı Kanun'un 62/2 nci madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Somut olayda, İcra Müdürlüğünce, itirazın alacaklı vekiline dosyaya başvurusunda, tefhimine karar verilmiş ise de, ne tutanağa geçmiş bir tefhim, ne de tebliğ suretiyle alacaklı vekili itirazdan haberdar edilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, tebliğ gerçekleşmediğine göre, açılan davanın süresinde olduğu dikkate alınarak, işin esasına girilip, hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın, davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.02.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
--
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/3402
Karar: 2004/12468
Karar Tarihi: 16.12.2004
ÖZET : İtirazın iptali davasını düzenleyen İİK.nun 67/1. maddesinde, alacaklının bu davayı itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde açabileceğinin açıkça belirtilmiş olması karşısında, davacı alacaklıya borçlu sigorta şirketinin takibe itiraz ettiği hususunda yapılmış bir tebligat bulunmadığından, dava açma süresi olan bir yıllık sürenin geçirilmemiş olduğunun kabulü gerekir.
(6762 S. K. m. 1301) (2004 S. K. m. 67/1)
Dava:Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 05.11.2003 tarih ve 2003/623-2003/983 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı vekilinin, TTK.nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davalı taraflar aleyhine açtığı rücu davası sonucunda mahkemece itirazın iptali davasının İİK.nun 67/1 nci maddesinde belirtilen 1 yıllık süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair tesis edilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu takip dosyası incelendiğinde, borçlu H. Sigorta A.Ş.ne ödeme emrinin 19.06.2000 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirketin takip dosyasına Şişli 6 ncı İcra Müdürlüğü'nün 21.06.2000 tarih ve 2000/353 sayılı muhaberat kaydıyla itiraz ettiğini 16.08.2000 tarihinde takibin yapıldığı İstanbul 3 ncü İcra Müdürlüğü'ne bildirdiği görülmüştür. Buna göre, davacı vekilinin takip dosyasında işlem yapılmasını istediği 27.07.2000 tarihinde dosyada borçlu sigorta şirketinin itiraz dilekçesi bulunmadığı gibi, itiraz ettiğine dair bilgilendirme yazısı dahi bulunmayıp, bu nedenle davacı vekili tarafından bu borçluya dosya borcunu bildiren muhtıra çıkarılması istenmiştir. Ayrıca, itirazın iptali davasını düzenleyen İİK.nun 67/1 nci maddesinde, alacaklının bu davayı itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde açabileceğinin açıkça belirtilmiş olması karşısında, davacı alacaklıya borçlu sigorta şirketinin takibe itiraz ettiği hususunda yapılmış bir tebligat bulunmadığından, dava açma süresi olan bir yıllık sürenin geçirilmemiş olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, mahkemece davalı sigorta şirketi yönünden açılan itirazın iptali davasının esasına geçilerek, yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın bir sene içinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Re: İcra takibine itiraz dv.
Teşekkür ederim Tevfik Bey...