Tedbir nafakasındaki adaletsizlik

aslında kadın erkek eşitliği diye birşey yok bu ülkede hukuk da yok bunu 10 yıllık eşim ile boşanmaya karar verdikten sonra onu anlaşmaya beklerken yarım saat içinde aldırdığı tedbir kararı ile hakimin bana resen biçmiş olduğu ( savunma hakkı bile tanımadan) 3 ay eve uğramama ve 350 ytl tedbir nafakası sonucu ile karşılaşınca birkez daha öğrendim
ben 33 yaşında meslek sahibi eğitimli ülkesi için çalışan bir insanım. evliliğim boyunca bırakınız başka bir kadını hayatıma sokmayı sokakta dönüp bakmam bile evimden kolay kolay dışarı çıkmam. ailemle birlikte muhakkak sinema tiyatro vs gibi kültürel aktivitelere katılır dışarıda zaman zaman yemeğe çıkar ilgimi hiç eksik etmem bütün bunlara rağmen kendisinin maddi konulardaki yalanları sebebiyle defalarca zor durumda kalmış güven ve saygı eksikliği sebebiyle boşanmaya karar vermiş birisiyim
kendisi ile hiç tartışmaya girmeden niyetimin ciddi olduğunu mesleği olduğu halde makul ve mantıklı bir nafaka istediği takdirde bunu ve çocuğumun tüm masraflarını karşılamayı , evden hiçbir eşya hatta çocuğumun bile velayetini almayacağımı ( onun zor durumda kalmaması adına)taahhüt ederek bir protokol hazırlamamız neticesinde sorun çıkmadan artık kangren olmuş bir evliliği bitirmeye karar verdik
ben kendisini avukatın bürosunda anlaşma için beklerken kendisi
iki arkadaşını tanık göstererek ( sadece beyanları ile) benim kendisini alkol alıp dövdüğümü hatta onu ve biricik oğlumuzu evden kovduğumu kendisini sürekli tehdit ederek silahımla onu öldüreceğimi beyan etmiş tamamen asılsız yalan ve iftira dolu beyanatla bu iğrenç sonuçla karşılaşmama ve kusurun bende olduğunu göstermeye çalışmıştır
benim mizacım gereği en ufak bırakın fiskeyi sesimi dahi yükseltmeden evden çıktığım ve bu işi hukuka güvenerek sonlandırmaya karar verdiğim halde aleyhime sonuçlanan bu dava nasıl davaysa benim kusurlu görünmeme sebep olmuştur.
bu ülkeye yıllarca hizmet etmiş bir vatandaş olarak tarafıma türk adaleti tarafından yapılan bu olay bu ülkede kadın erkek eşitliği diye bağıran kadınlar yerine erkeklerin sokağa çıkıp eşitlik istiyoruz diye bağırmasının daha doğru olacağını düşünmekten başka bir çare bırakmamıştır
evlenecek olanlar çok seviyorum diyenler yıllar geçtikten sonra benim durumuma düşmek istemiyorsanız muhakkak yanınızda gizli kamera ve mikrofon taşıyın ne olur ne olmaz

Bir haksızlığa uğradığınız muhakkak ama bu haksızlığı size hukuk değil; eşiniz yapmış. Çünkü eşlerinden sabah akşam dayak yiyen kadınları korumak amacıyla çıkarılan 4320 sayılı kanundan yararlanan eşiniz, yalancı şahitleriyle birlikte hakkınızda iftira atmış ve mahkemeden TEDBİR niteliğinde bir karar çıkartmış. Bu tür bir davada başvuran kişi, şiddete maruz kaldığını ispatlamak zorunda değildir. Bu karar yokluğunuzda verildiği için kararı veren mahkemeye itiraz etme hakkınız var -sanırım 10 gün içinde- (Bu bir tedbir kararı olduğu için malesef temyiz edemiyorsunuz)

Kim yalan söylüyor belli mi? mine uzun avukat olduğunuzu isminizn başında yazmışsınız. yalancı şahit ile iftira atmış demek size yakışıyo mu. eski kocama da sorsanız oda beni suçlar.
alpiyunuz kadıncağıza neler çektirdin ki sana karşı tedbir almış yoksa kadın slak mı ki anlaşmalı olarak senden kurtulacakken bir sürü mahkemelerde uğraçsın

Alıntı:

---

kim yalan söylüyor belli mi? mine uzun avukat olduğunuzu isminizn başında yazmışsınız. yalancı şahit ile iftira atmış demek size yakışıyo mu. eski kocama da sorsanız oda beni suçlar.
alpiyunuz kadıncağıza neler çektirdin ki sana karşı tedbir almış yoksa kadın slak mı ki anlaşmalı olarak senden kurtulacakken bir sürü mahkemelerde uğraçsın

Ekleyen: nurtenoz - 28/04/2005 : 21:16:50

---

Sayin nurtenoz,

Dikkatinizi çekerim: "iki arkadasini tanik göstererek asilsiz yalan ve iftira dolu beyanatla bu igrenç sonuçla karsilasmasina sebep.."; ifadesi, zaten, sayin alpiyunus'un kendi beyanidir. Mine Hanim'in iddiasi degildir.

Sayin Av. Mine Uzun da, burada kendisine verilen bilgileri dogru ve esas kabul etmek sureti ile; kendi görüsünü katmadan, olayi hukuki açidan yorumlamaktadir ve yardimci olmaya çalismaktadir. Burada, forumlari açan üyeleri, verdikleri bilgilerin dogrulugu konusunda sorgulama ve denetleme imkanimiz olmadigi gibi; sizin de, meslekdasimi bu sekilde sorgulamaya ve suçlamaya hakkniz YOKTUR. Aksi takdirde; bize de, eski esinize kim bilir neler çektirdiginizi ve sizden kurtulmak pahasina hangi tavizlerle bosandigini, irdeleme ve sorgulama hakki dogar.

Selam;

Kadın erkek eşitliği ya da eşitsizliği her zaman gündemde olmuş ve gerçekten mağdur, eşinden haksızlık görmüş, ekonomik özgürlüğüne de kavuşamamış ezilmiş kadınlarımızın haklarını korumak maksatlı çıkarılmış kanunlarımızın uygulanmasında aslında mağdur olmayan hatta kusurlarıyla birlikteliğin yıkılmasına sebebiyet vermiş kadınların haksız ve hukuka uygun olmayacak şekilde istifade ettiği görülmektedir. Elbette ki esas gaye MAĞDURU KORUMAKTIR. Kanunumuz bu konuda zaten erkek ya da kadın diye telafuz etmemiş EŞ terimini kullanmıştır...

Kanunun lafzında sadece mağduru koruma amaçlı tedbir niteliğindeki önlemlerin ya da nafaka, tazminat gibi diğer hakların alınmasında eşitliği pekiştirecek şekilde EŞ kelimesini kullanmasının da sebebi budur... Fakat kanunun ruhundaki bu hak-adalet-kusur kavramlarının uygulamama da ortaya çıkıp sadece doğruların ve gerçeklerin ortaya çıkarılabilmesi için 2 kişiye görev düşmektedir. Birincisi mağdur olduğunu iddia eden erkek ya da kadının bu isnadını İSPATLAMASI, ikincisi de kanunun lafzındaki eşitliğin uygulamaya en adaletli biçimde yansımasını sağlayabilecek yetkili organ olan mahkemelerin (hakimin) TAKDİR HAKKINI KANUNUN RUHUNA (kanunun çıkarılma sebebine yani hak-adalet-gerçek) uygun kullanmasıdır.

Adaletin sağlanması, gerçek mağdurun tespiti, haklıyla haksızın ayırt edilip doğru kararlar verilmesi HUKUKUN amacıdır.

Lakin; bunda %100 başarılı olunması mümkün değildir... Bunun sebebini ise tamamen kanunlarımızın eksikliğine bağlamak da yanlış olur...

Kim istemezdi ki; her hukuki olayda sadece doğru kararlar verilsin... Kim istemez ki; Gerçek mağdurlar haklarını bile talep edebilme şansını bulamamışken haksızların mağdurlara tanınan haklardan istifade edip haklıları mağdur etmemesini...

Sayın nurten oz bu şekilde bir tepki göstermenizi anlamıyorum neticede siz hakim yargıç vs değilsiniz kaldıki sizden yardım da talep etmedim sadece mağdur olduğum bir konuyu diğer üyelerinde bilgilerine sunmak ve yapılmış olan yanlışlığı göstermek istedim zaten tüm bunlara gerek de kalmadı eşim beni defalarca arayarak haksızlık yaptığını vicdan azabı çektiğini ve davayı geri aldırmak için savcılığa müracaat edeceğini ancak kızgın olduğundan bana iftira attığını söyledi bende bunları ne olur ne olmaz diyerek kaydettim siz benim o dört duvar içinde neler yaşadığımı biliyormusunuz ki bana kalkmış kim haklı kim haksız acaba gibi alakasız ve amaçsız şeyler söylüyosunuz benim bundan sonraki işim eşimi o şekilde sakinleştirmek yerine onu sizin sergilediğiniz tavırla yarım saat içinde dava açmaya zorlayan ve yalancı şahitlik yapan o iki dul bayana maddi ve manevi tazminat davası açmak olacak aynı zamanda bunu örnek olsun diye de yapacağım belki hukukun yardımcı kaynaklarından yargısal kararlara bir örnek teşkil eder ve gerekli düzeltmeler yapılır
NOT: SEVİYELİ YORUMLARI İÇİN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM YARGITAYIN WEB SAYFASINDAN ARAŞTIRDIĞIM KADARIYLA BU DAVAYA EVLİ VE ÇOCUKLU TERCİHEN PEDAGOJİ ALANINDA YÜK LİS. YAPMIŞ BİR HAKİM BAKMASI GEREKİRKEN BENİM DAVAMA EŞİNDEN YENİ BOŞANMIŞ BİR BAYAN HAKİM BAKMIŞ ŞİMDİ HAKİMİ BEN KİME ŞİKAYET EDEYİM VEYA EDEBİLİRMİYİM SAYGILARIMLA