Toplu Fesih - Şube Statüsünde İşci Sayısı - İşe İade Sonucu

Merhaba,

Turkiye'de yabanci bir firmanin Turkiye subesi olarak faaliyet gosteren bir sirkette calismaktaydim. Ekonomik sebeplerle toplu isten cikarim yapildi; fakat bu islem yapilidiktan sonra 1 kisi disaridan ise alindi; 1 kisi de su anda araniyor.

Ise iade davasi acmayi dusunuyorum ama asagidaki konularda beni aydinlatabilirseniz cok sevinirim;

1. Sube statusunde olunmasi nedeniyle isci sayisina bakilirken merkez ve tum subeler sayilir mi? (Merkez yurtdisinda, subeler de cesitli ulkelerde)
2. Ekonomik sebeplerle isci cikariminda objektif kriterlere uymadiklari gerekcesiyle (varsa bile bize bildirilmedi; ki ben olmadigina inaniyorum) ve esit olmayan uygulama fesih iptalini gerektirir mi?
3. Ekonomik sebeplerle isci cikarimindan sonra; bana da onerebilecekleri bir pozisyon icin disaridan istihdam yapilmasi fesih iptalini saglar mi?
4. Actigim davayi kazanmam halinde; ise iade icin basvurup; isverenin ise iadeyi kabul etmesine ragmen ise baslamazsam, 4 aylik maasimi alabilir miyim?
5. Dava suresince herhangi bir isyerinde calismamam gibi bir kisitlama var mi?

Birden fazla sorum oldugu icin yeni bir baslik acmanin dogru oldugunu dusundum; umarim problem olmaz.

Simdiden tesekkurler

1) Dava açma şartlarından olan 30 işçinin hesabında fesih anındaki aynı işverene bağlı aynı işkolundaki tüm işçiler dikkate alınır. Diğer şubeler ve yurt dışındakiler de hesaba dahil edilir. Yurt dışındakiler için Yargıtay kararı da var. Hocaların bir kısmı bu kararı eleştirmekle birlikte Yargıtay'ın görüşü bu yöndedir.

2) Fesihte objektif esaslara uyulmam ası işe iade sebebidir. Eşit işlem yapılmaması somut duruma göre değişebilir.

3) Ekonomik sebeplerle işten çıkarma yaptıktan sonra aynı pozisyona yeni işçi almak işe iade nedenidir.

4) Başvurudan sonra işverenin davetine uymayarak işe başlamazsanız 4 aylık ücreti alacağınıza dair bir Yargıtay kararı bulunmakla birlikte, bu kararın eleştirildiği ve aksi yönde yeni kararların çıkmak üzere olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü şu anda Yargıtay'da ve doktrindeki ağırlıklı görüş, işe başvurunun "blöf" şeklinde değil, gerçekten işe başlamak amacıyla yapılması gerektiği şeklindedir.

Selamlar.

Merhaba,

Hizli cevabiniz icin tesekkur ederim. Dava surecinde calisma ile ilgili bir kisitlama olup olmadigini da teyid edebilirseniz sevinirim.

Ise geri donmek istmeme durumu ile ilgili olarak aslinda durum bloften cok surecin uzunlugu ile ilgili olusan bir durum olabilir diye dusundugumden ogrenmek istedim. Kaybeden tarafin Yargitay'a gitmesi durumunda, ki genellikle gidiliyor anlasilan, 1,5 yillik ortalama surelerde sonuclanan davalarin sonucunu baska bir ise girmeden beklemek biraz zor malesef.

Tekrar tesekkurler

İşe iade davası devam ederken başka bir işe girmenin bir sakıncası yoktur. Bu konuda aşağıdaki makalede gerekli karar ve açıklamalar var. Selamlar.

https://www.hukuki.net/hukuk/index.php?article=1241

Merhaba Abbas Bey,

Peki yabancı firmanın Türkiye'deki yapılanması şube değil de Ltd. Şirket şeklinde ise durum değişir mi?

Ör: A.B.D merkezli X firması Türkiye'de %99 sermaye ortağı olduğu X Ltd. Şti olarak faaliyet gösteriyor ve X Ltd. Şti 'deki işçi sayısı 30 un altında. X Ltd. Şti Türkiye'deki tüm faaliyetlerinde kendilerini bir dünya firması olarak tanıtıyorlar ve çalışanlarıyla yaptıkları belirsiz süreli iş sözleşmesinde de firma merkezi olarak A.B.D deki merkez gösteriliyor.

Bahsettiğiniz ve eleştirilen Yargıtay kararları bu durumu da kapsıyor mu?

Her şirket hukuken ayrı bir varlıktır (ayrı bir tüzel kişiliktir). Bu nedenle oratkları aynı kişiler de olsa her şirketin işçi sayısı kendisinin dava koşulu ile ilgildir.

Ancak, bazan işçi aynı gruba bağlı aynı yerde faaliyet gösteren birden fazla şirkete hizmet verirken, bazan x şirketinde, bazan da y şirketinde gösteriliyorsa, Yargıtay buna "birlikte istihdam" diyor ve bu şirketleri bir bütün ve tek kişilik olarak değerlendiryor.

Selam.