Haberi okuduktan sonra acaba bu alım satım yada kiralama işi ile Osmanlı borçları arasında bir ilişki olabilir mi diye düşündüm. Başka türlü ülkenin bir kısım toprağı bir başka ülkeye verilemezdi. Hele ki Osmanlı zamanında, ülke toprağının hükümdarlara, padişah hanedanına ait olduğu düşünülürse, padişah kendi toprağını satmak istemezdi. Belli ki zorlayıcı bir neden vardı.
Sonra Cezmi Yurtsever'in Çukurova Üniversitesi'nde bir sempozyumda dile getirdiği çalışmasını buldum. Buna göre, Fransızlar en az 100 yıldır Çukurova'yı elde etmeye çalışıyordu. İlk başlarda her ne kadar önemsiz görüldüyse de işin vehameti anlaşıldıktan sonra padişahların, sadrazamların, paşaların, valilerin Fransızların emellerinin gerçekleşmesini önlemek için ne kadar çaba sarfettikleri ve ne kadar doğru işler yaptıklarını bu çalışmadan öğreniyoruz. Çünkü onlar yabancıların toprak edinebildiği o yıllarda bunu engellemek için tapusuz arazileri tapulandırılarak devlet mülkü haline getirdiler.
Sözünü ettiğim çalışmada Fransızların Çukurova'yı elde etme çabaları için 100 yıldan fazla süre boyunca daha birçok icraatlara giriştiği anlatılıyor. Bu çabalar sonuç vermeyince de Osmanlı borçları bahanesiyle Çukurova'yı ele geçirmek istemeleri de şu paragraftan anlaşılıyor;
Kıssadan hisse; Çukurova Fransa'ya, Fransa Çukurova'yı daha iyi kalkındırır, ağaları, derebeyleri temizler, Türk-Osmanlı- müslüman halkın geçimini sağlar, modernleştirir gibi sebeplerle keyfi satılmak istenmemiştir. Zorla alabilmek için her yol denenmiştir. Keşke satılsaydı diyenler utanmalılar ki, o zamanki yöneticiler bir yanlıştan geç de olsa dönmüşler. Bir yorumda denilmiş ki Tabi Fransızlar aldığında orada Abdi ağalar ve onların ezdiği Türk halkı kalmış olsaydı bu gerçekleşirdi.
Ben bunları niye anlattım bilmiyorum, belki de araştırmadan, okumadan "tarih tekerrürden ibarettir, keşke satılsaydı, orası kalkınırdı, Bizde Fransaya gelip çalisacagimiza memeleketimizde kalirdik, Cumhuriyeti kuranlar da Çukurova'yı satanlardı" gibi basit yorumları yapanlara kızdım. Çukurova'nın satımı sırasında ağaların, paşaların ayaklandığını, onların sayesinde Çukurova'nın Türk toprağı olarak korunduğunun sağlandığı yorumunda bulunup da Kurtuluş Savaşı sırasında işgalden kurtulmak için mücadele eden Cemal Efe, Adil Efe, Kasım Hoca, Şehid Molla Kerim, Kara Fatma (Adile Onbaşı), Şehid Abdurrahman Efe, Ali Osman, Kara İsa, Molla Nasuh, Şehit Hacınlı Saim Bey, Tufan Bey, Ali Öztürk, Mehmet Sincer, Fuat Mart, Oktay Ağca, Tahir Çiloğulları ve daha nicelerini aklına getiremeyen zihniyete kızdım.
(Kaynak :
http://turkoloji.cu.edu.tr/CUKUROVA/.../yurtsever.pdf