Re: Yasalarla Türkiye gerçeği !
Sayın Av. Dilek Hanım,
14. yanıtınızda mdrn nin verdiği cevaba biraz sitem ederek biz müslüman değilmiyiz? diye serzenişte bulunmuşsunuz. Bunun üzerine küçük bir araştırma yaptım. Bakın Kuranı kerimde müslümanlık kisvesi altında inanç tanımlamaları kaç çeşitmiş!(bulabildiklerim kadarıyla)
MÜNAFIK, FASIK, MÜŞRİK, MÜMİN, KAFİR
Şimdi herkes gardını alsın ve kim ne olduğuna karar versin sanırım böylesi daha doğru olur..
(Bunların ne anlama geldiğini sanırım sormassınız öyle ya keza her müslümanım!diyenin aslında bilmesi gereken şeyler değil mi dir bunlar? ;)
Re: Yasalarla Türkiye gerçeği !
Alıntı:
Humble rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Av. Dilek Hanım,
14. yanıtınızda mdrn nin verdiği cevaba biraz sitem ederek biz müslüman değilmiyiz? diye serzenişte bulunmuşsunuz. Bunun üzerine küçük bir araştırma yaptım. Bakın Kuranı kerimde müslümanlık kisvesi altında inanç tanımlamaları kaç çeşitmiş!(bulabildiklerim kadarıyla)
MÜNAFIK, FASIK, MÜŞRİK, MÜMİN, KAFİR
Şimdi herkes gardını alsın ve kim ne olduğuna karar versin sanırım böylesi daha doğru olur..
(Bunların ne anlama geldiğini sanırım sormassınız öyle ya keza her müslümanım!diyenin aslında bilmesi gereken şeyler değil mi dir bunlar? ;)
Sayın Humble,
Sanırım bu kelimelerin anlamını müslüman olsun olmasın çoğu kimse biliyordur. Sorun bu kelimelerin anlamını bilip bilmemekte değil, sorun bunlardan hangisi olduğumuzu sadece ve sadece Allah'ın bileceğinin unutulmasıdır. Kimin müslüman, kimin münafık, kimin kafir vs. olduğunu biz değil Allah takdir edecektir, asıl bu her müslümanım diyenin bilmesi gereken konudur... ;)
Re: Yasalarla Türkiye gerçeği !
O zaman şöyle diyebilirmiyiz Dilek Hanım; kendi mümin liğinden Allah katında emin olan herkes yapılan her dini yoruma - Yani bizler müslüman değil miyiz diye soru sorup teyit alma ihtiyacı hissetmez! öyle değil mi?
Şunu da unutmamak lazım her ne kadar bir mülümanın mümin ölçütü Allah tarafından takdir edilsede (ki çok doğrudur), Bu dünyadaki her müslüman, kuran ve peygamberimiz sünnetinin ölçüt ve kıyaslarını inceleyip algıladığında, az çok kendi durumunun ne olduğu konusunda fikir sahibi olacaktır.
Yoksa müslümanlığın ölçütü için bu kadar çok kelime kuranı kerimde zikredilmezdi? değil mi Dilek hanım? (Sizde bilirsiniz bu tanımlamaların hepsi insanoğluna boşuna gönderilmemiş, onları düşünmeye ve kendini düzeltmeye sevk eden açıklamalardır.)
Re: Yasalarla Türkiye gerçeği !
Alıntı:
Humble rumuzlu üyeden alıntı
O zaman şöyle diyebilirmiyiz Dilek Hanım; kendi mümin liğinden Allah katında emin olan herkes yapılan her dini yoruma - Yani bizler müslüman değil miyiz diye soru sorup teyit alma ihtiyacı hissetmez! öyle değil mi?
Şunu da unutmamak lazım her ne kadar bir mülümanın mümin ölçütü Allah tarafından takdir edilsede (ki çok doğrudur), Bu dünyadaki her müslüman, kuran ve peygamberimiz sünnetinin ölçüt ve kıyaslarını inceleyip algıladığında, az çok kendi durumunun ne olduğu konusunda fikir sahibi olacaktır.
Yoksa müslümanlığın ölçütü için bu kadar çok kelime kuranı kerimde zikredilmezdi? değil mi Dilek hanım? (Sizde bilirsiniz bu tanımlamaların hepsi insanoğluna boşuna gönderilmemiş, onları düşünmeye ve kendini düzeltmeye sevk eden açıklamalardır.)
Sayın Humble,
O soruyu teyit almak amacıyla sormadım, sayın mdrn'in yorumuna karşı sorduğum ironik bir soruydu. İnanın herkes kendince kendinden emindir, şimdi ben kendimden eminim derim, emin olun bunu okuyup da "Hadi ordan." diyecek olanlar çıkar. Öyle ki bana Kur'an-ı Kerim'i okuyup okumadığım dahi soruldu bu sitede. (Nitekim, yanılmadıysam siz de "...kendi mümin liğinden Allah katında emin olan herkes yapılan her dini yoruma - Yani bizler müslüman değil miyiz diye soru sorup teyit alma ihtiyacı hissetmez! öyle değil mi?" önermesini sunarak kendimden emin olmadığım çıkarımına varmaya çalışıyorsunuz.) Kişinin kendinden emin olması da kendi inançları doğrultusunda olacaktır yani bu husus görecelidir. Allah'a inanmayan birine sorarsanız o da kendi görüş ve inançları doğrultusunda kendinden son derece emin olacaktır, bu nedenle kişinin kendinden eminliği doğru bir kriter değildir çünkü sübjektiftir. Ben işte buna, yani insanların sübjektif ölçütlere göre etiketlendirilmesine karşıyım. Bilmem anlatabiliyor muyum? Bu yüzden de din ve inanç konusu kul ile Allah arasında kalmalıdır, hele ki siyasete, ticarete asla ama asla alet edilmemelidir diye düşünüyorum.
Dilerseniz bu konuyu ayrı bir başlık altında açın orada tartışalım, görüşlerimizi paylaşalım. Zira konu başlığından hızla uzaklaşıyoruz.
Re: Yasalarla Türkiye gerçeği !
Sayın Dilek hanım,
cevaplarınızla biraz kaydırıyorsunuz gibi geldi bana...
Mdrn nin verdiği cevaba sizin ironik olmanızı gerektirecek bir durum yoktu çünkü sizin hakkınızdaki hükmü bu durumda ironik de olsa o veremez zaten öyle değil mi?
Sizin yorumlarınızdan yola çıkarsak; kişinin imanını en iyi bilenin Allah olduğunu söylüyorsanız bu durumda kişinin kendince emin olabileceğini söylemeniz tutarsız bir yaklaşım olmaz mı? yani kendince kendinden emin olmak gibi bir yaklaşım sergilemenin pek hükmü kalmıyor bu durumda? Oysa benim verdiğim tanımlamaları incelediğimizde kişinin az çok kendisi hakkında fikir sahibi olabileceğini yazmıştım. Kendince emin olmak başkadır, tanımlamalara göre fikir yürütmek başkadır...
İslam dininde Allah insanları kendi inançları çerçevesinde yorum yapmaya değil, Allahın kendi vahiy ve takdir ettiği yolda kuşkusuzca dosdoğru iman ve gereğini yapmaya davet vardır ve bunun nedenleri her fırsatta açıklanmıştır. Dini herkes kendince yorumlamaya ve inanmaya kalktığında bu sefer benim yazdığım tanımlamalar çıkıyor ortaya malesef...
Bu çerçevede inanç-iman-ibadet ve samimiyet her ne kadar Allah ile kul arasında ise de imanın gereklerini uygulamaya çalışırken hayatımızdan tamamıyla soyutlayabilmemize islamiyet pek imkan vermemektedir.
Bu noktada bir insanın inançlı olduğunu söylemesi dolayısıyla ibadet ediyor görünmesi ve dinini soyutlamadan, hal ve hareketlerine yansıtıyor olması pek yadırganacak birşey olmasa gerek. Keza bu yaklaşıma göre hayatını yaşayan bir işadamının, bir siyasetçinin, bir hukukçunun vs. ortada hiçbir takiyye emaresi yokken samimiyetini sorgulamak, önyargıyla yanaşmak, dini alet ettiğini peşin hükümle varsaymak, ya da kişiyi şamar oğlanı yaparak töhmet altında bırakmak sizinde belirttiğiniz gibi bizlerin hükmüne değil Allahın ne düşündüğüne kalmış birşeydir. Yani sizinde belirttiğiniz gibi Allah ile Kul arasında olan bir alışverişin hayata yansımasıdır.
Bu sitede dini konularla ilgi başlıklar açılması sanırım doğru olmaz, sitenin temasıyla pek uyumlu değil ama gördüğünüz gibi hiç konuşmadan da olmuyor... Arada bir izah açısından konuşulmasında da sakınca yok gibi. Ancak kendini eğitmek ve öğrenmek isteyen kişiler dinle ilgili sitelere ve forumlara katılıp oralarda daha detaylı malumat sabihi olabilirler...
Re: Yasalarla Türkiye gerçeği !
Öncelikle, konuyu okuyunca "Burada ne tartışılıyor?" diyebilecek üyelerimiz için, bu konunun https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=10068 konusundan taşındığını belirtelim ki merak edenler başını oradan okuyup buradan devam edebilsinler.
Şimdi devam edelim;
Alıntı:
Humble rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Dilek hanım,
cevaplarınızla biraz kaydırıyorsunuz gibi geldi bana...
Mdrn nin verdiği cevaba sizin ironik olmanızı gerektirecek bir durum yoktu çünkü sizin hakkınızdaki hükmü bu durumda ironik de olsa o veremez zaten öyle değil mi?
Sayın Humble,
Konuyu sizin deyiminizle kaydırmıyorum. Bilakis, örneğin 9 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmesini din adı altında meşru ve normal bulanlara karşı çıktığımızda "Müslüman değilsiniz." bakışı ya da yaklaşımını yermeye çalışıyorum. Sayın mdrn'e verdiğim yanıttaki sorum da bununla ilgili bir ironi idi. Eğer 9 yaşındaki kız çocuklarının evlenmesini normal karşılayanlar müslüman ise, normal karşılamayanlar müslüman değil sonucu çıkar ki, ben buna karşı olduğum için müslüman olmamakla itham ediliyorum. Buna karşılık da müslümanlığın ölçütünün bu olmadığını; kimsenin de benim inancım hakkında yargı ve hükümde bulunamayacağını bildiğim halde, karşımdakinin benim ya da benim gibi düşünenler hakkındaki yorumunu duymak için o soruyu yönelttim. Buna da ironi diyorum. Ancak sizin ironi anlayışınız farklı olabilir, saygı duyarım.
Alıntı:
Humble rumuzlu üyeden alıntı
Sizin yorumlarınızdan yola çıkarsak; kişinin imanını en iyi bilenin Allah olduğunu söylüyorsanız bu durumda kişinin kendince emin olabileceğini söylemeniz tutarsız bir yaklaşım olmaz mı? yani kendince kendinden emin olmak gibi bir yaklaşım sergilemenin pek hükmü kalmıyor bu durumda? Oysa benim verdiğim tanımlamaları incelediğimizde kişinin az çok kendisi hakkında fikir sahibi olabileceğini yazmıştım. Kendince emin olmak başkadır, tanımlamalara göre fikir yürütmek başkadır...
Alıntı:
Humble rumuzlu üyeden alıntı
O zaman şöyle diyebilirmiyiz Dilek Hanım; kendi mümin liğinden Allah katında emin olan herkes yapılan her dini yoruma - Yani bizler müslüman değil miyiz diye soru sorup teyit alma ihtiyacı hissetmez! öyle değil mi?
Bakın beni konuyu kaydırmakla itham ederken siz konuyu benim tutarsızlığıma kadar getirerek saptırıyorsunuz. Kişinin kendinden emin olması konusunu ilk dile getiren sizsiniz. Kişi kendinden emin olursa zaten o soruyu sormaz dediniz, ben de sizin bu "kişinin kendinden eminliği" betimlemeniz üzerine yorumda bulundum. Kaldı ki, kişinin kendinden emin olmasının doğru bir kriter olmadığını, herkesin kendi inanç ve düşünceleri doğrultusunda kendisinden emin olacağını özellikle belirttim. Bu durumda tutarsız olan ben miyim? Lütfen tekrar okuyunuz, diğer yorumlarınıza ondan sonra yanıt vereyim.
Re: Yasalarla Türkiye gerçeği !
Sayın Dilek hanım,
Tasvip etsenizde etmesenizde verdiğiniz cevaplarla bence yine kaymaca, kaydırmaca yapıyorsunuz. Çok üzgünüm bunu böyle belirttiğim için... Böyle olduğunu hissetmeseydim elbette böyle yazmazdım.
Ben toplumda dindar olduğunu belirten her bir bireyin, kendi din, töre anlayışı ve gelenekleriyle karışık hatalarını karşıma alıp onları tek tek düzeltmeye soyunmuş bir insan değilim. Ama eğitimli, aklı selim,araştırma yapmaya, hakikatleri öğrenmeye müsait insanlarında benzer hataları değişik ve farklı boyutlarda yapıyor olmalarıda beni ayrıca düşündürüyor ve ürkütüyor.
Bu durumda hangimiz hangi birimizi düzelteceğiz, filmi herkes için her defasında yeniden başa sarmak gibi.
Bu durumda gelişmeye ve bilinçlenmeye toplumun sadece bir kısmının değil topyekün hepimizin ihtiyacı var gibi bir durum ortaya çıkıyor..
Herşey elbette bir anda sihir değneyiyle olmuyor, bunun olması için insanlara bunu sağlayacak altyapının devlet ve toplum tarafından hazırlanmış olması gerekiyor. Ancak bu ülkedeki mevcut laik düzen yorumu yıllarca bu insanlarımızı istismar etmiş kendi inançları, bildikleri ve gördükleriyle kendi köylerine hapsedilmişler...
Şimdi birden köylerinden çıktılar aramıza herşeyleriyle karışmaya başladılar, ben şahsen onları bırakıldıkları durumları itibariyle ötekileştirmiyorum, aramıza hoşgeldiniz ama karşılıklı öğreneceğimiz, öğreteceğimiz çok şeyler var...hadi hayırlı olsun diyorum.
Bu işin düzlüğe çıkması yıllarca sürecek olsada bu ancak böyle olmak durumunda...
Din her toplumda gerçek bir olguyken ve alsa baskılanıp yokedilemiyeceği herkes tarafından bilindiği halde, ve ülkemizde dinimizi, dinin özü ve gerçek yüzüyle anlaşılması ve hayatımızdaki duruşunu yeni nesillere anlatacak derslerin, konusunda uzman kişilerce verilmesini beklerken, bu ülkede birileri tarafından din derslerinin ve saatlerinin laik eğitim sisteminden çıkartılması/azaltılması ve içeriğinin çok farklı boyutlara taşınıp tartışılıyor olması da, düzeltmeye çalıştığımız din anlayışı karşısında bir tezat oluşturmuyor mu?
Bu durumda sizin 9 yaşındaki bir kız çocuğunun din ve töre adına çocuk yaşında evlendiriliyor olmasına hiç itirazınızın olmaması gerekir. Bu kötü yaklaşımı doğrusuyla eğitim kurumlarında verilen öğretilerle düzeltmeye çalışmayan devlet ve toplumun, bundan 20 yıl sonrada aynı kız çocuğunun aynı şeyi kendi çocuklarıyla yapıyor olduğunu görmeside bizleri şaşırtmasa gerek.
Sizinle bu yazışmaları yapmaya gelmemizin sebebi, sizin neyden, ne kadar emin olduğunuzu yada inancınızın şeklini sorgulamak gibi bir niyet değildi aslında. Amacım sizi biraz düşünmeye sevk etmekti... Dinin çok konuşulan ve her fırsatta herkesin kendince defaatlerce fetva verdiği bir konuya, en nihayetinde doğru bir başlık altında açılmamış olmasına rağmen sizinde altında kalmamak adına ironikte olsa kendi kanaatiniz dışında o kişiye verdiğiniz cevaba farklı bir perspektifden yanaşmaktı.
Bu tarz tartışmalarda beni üzen şey ise bir kişi ortaya açıklayıcı ve makul bir bilgi, sav sunduğu zaman bunu gören kişinin,hemen söylenin üzerine ne pahasına olursa olsun atlayıp, bazen altında kalmamak adına panik halinde verdiği aslında tartışılacak hiçbir yanı olmayan cevaplardır.(Burda lütfen bunu üzerinize alınmayın, bunu toplum olarak alışkanlık edinmiş durumdayız)
Şu bahsettiğiniz emin olup olmama konusuna gelince;
size verdiğim ilk cevapta, sorduğunuz soruya cevaben doğru zeminde doğru şeyi söyledim. Sonradan gelen cevapların zemini farklı buna dikkat edin...Ben tutarsızlık görmüyorum. Size tekrar soruyorum; ironik şekilde o soruyu sormanızı bir kenara bırakırsak, kendinden emin olan yada olmayan, yada bu yetinin kendinde olmadığını bilen bir kişi gerçekten bu soruyu sorma ihtiyacı hissedermiydi?.. Madem hukukçusunuz, muhakeme yeteneğiniz size bu beceriyi verebilmeli öyle değil mi? Aslında siz o soruyu sorarken sizdiniz, ironi yapmıyordunuz. Ben bunda gocunacak bir şey görmüyorum.
Son olarak söylemek istediğim; eğer bizler gerçek manada din hakkında konuşabilme hakkımız olduğunu düşünüyorsak öncelikle başkalarının yanlış anlamasına zeval vermemek adına, dinin gerçek yüzü ve özü hakkında araştırmalı, öğrenmeli ve kendimizi eğitmeliyiz. Ancak ondan sonra bizlere belki ufacıkta olsa eleştirme,yorum yapma, konuşma hakkı düşer. Tıpki ben doktor değilsem doktorculuk yapamayacağım gibi.. Şu da bir gerçek; din hakkındaki gelişimimizi, başkalarının yanlış uygulamalarını, din adına temcit pilavı gibi durmadan birbirimiz önümüze sürerek, kendileri adına konuşmaya çalışan kişileri başkalarının örnekleriyle haksız yere yargılayıp cephe alarak asla başaramayız..
Benim adıma rızam dışı forum açmış durumdasınız... Ama ben din konusunun herkesin bilgi açısından eşit düzeyde olmadığı konu dışı bir site forumunda müzakere edilmesinden yana değilim.Sonuçta iş zivanadan çıkar...
Devam etmek isteyenler ilahiyatçıların sitelerine üye olabilirler.
Birde malum ne olur ne olmaz hukukçuların sitesinde din konusunda biraz birşeyler bildiğiniz yada konuştuğunuz farkedildiği halde Allah korusun birileri bizi fişleyebilir ;) :)
Din ile toplumca barışık olduğumuz yıllarda devam ederiz ha ne dersiniz....
Saygılarımla,
Re: Yasalarla Türkiye gerçeği !
Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Kimin müslüman, kimin münafık, kimin kafir vs. olduğunu biz değil Allah takdir edecektir, asıl bu her müslümanım diyenin bilmesi gereken konudur... ;)
Sayin Yüksel, yüzlerce kez agziniza saglik. Türk insani bu sözünüzü anladigi gün roket yapimina baslar, 6 ay sonra da aya ayak basar, bayragimizi da diker!
Sohbetinizi bölmek istemiyorum ama, konuyu baslatan arkadasa sunu soylemeden edemeyecegim:
Muhterem,
Bütün dunya, degil sünneti farzi, din olayini asmis gitmis siz hala daha insanlari dini inanclarina gore siniflandiracagim diye ugrasiyorsunuz. Ha illa sinif mi istiyorsunuz;
Catir catir ulkesine hizmet eden, vergisini kurusuna kadar ödeyen, doktor-banka-ssk kuyrugunda ömür tüketmeyen sonra da ülkemize gelip yurdum insaninin sadece dis duvarini gördügü 5 yildizli otellerde doyum tokum tatil yapan gavurun disindaki siniftasiniz.