Kerahet "vakit"i ve fikri yandaşları

"Çifte standartlarım var, önyargılıyım. İtham Müslüman'a yönelikse ‘iftira' derim, kafire yönelikse ‘doğru' derim. Belki kendim ısırırım Müslüman kardeşimi, lakin köpeklerin yalamasına dahi müsaade etmem."

"Asıl mahalle baskısı içki içmeyenlere yapılıyor. Hayata şişenin içinden bakanlar var."


Gözleri ileri derecede bozuk arkadaşlarımızın kullandıkları gözlükler için "oğlum/kızım bu camlar şişe dibi gibi" derdik muzipçe takılarak... Çevrenizde istisnaları mutlaka vardır, ancak benim şişe dibi gibi camlı gözlük kullanan arkadaşlarım, hep entellektüel, naif, hayata o şişe dibi gibi camların ardından insani çerçevelerden bakan, dürüst ve mert adamlar ve kadınlardı. Kontakt lensler, lazer teknolojisi icad oldu, şişe dibi gibi camlar tarih oldu, aynı o arkadaşlarım olan, insan gibi insanlar gibi...

Hayata, topluma, şişe dibi gibi camların arkasından bakmayan, yazının başındaki lafları edebilen yeni bir insan türü hakim oldu. Onların özelliklerini saymayacağım, hele iyi özelliklerini yazmak, dünyanın en kısa yazısının altına imza atmayı gerektirir. Devir onların devri, "vakit" onların vakti...

Kerahet vakti; güneş doğmadan hemen önceki vakte de denir, batmadan hemen önceki vakte de... Kerahet vaktinizi seçin, seçim sizin...

Hayatınızın güneşinin, az sonra doğması veya hava gittikçe kararmaktayken batması ile hayatınızın büsbütün karanlık olması sizlerin seçiminize bağlı ve hatta şişe dibi gibi camlı gözlüklü arkadaşlarınıza yeniden kavuşabilmeniz de...

Benim seçimim ise;

"haydi Abbas vakit tamam
akşam diyordun işte oldu akşam"

Tabii ki "Güneş doğmadan önceki vakit" benimkisi... Henüz ölmedik Sayın Gür, Atamıza verilmiş sözümüz var, tek başımıza kalsak bile, tüm varlığımız ve yüreğimizle... ;)

Alıntı:

---

Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı

Kerahet vakti; güneş doğmadan hemen önceki vakte de denir, batmadan hemen önceki vakte de... Kerahet vaktinizi seçin, seçim sizin...

---

Sevgili Harun Gür,

Ben de seçimimi çok uzun yıllar önceden yapmıştım.Karanlıklardan korkmam.Çünkü her karanlık aydınlığa gebedir.Bence de kerahat vakti güneş doğmadan hemen önceki vakittir.

Selam ve sevgiyle kal

Gecenin en karanlık anı, sabaha en yakın andır. Sabahlarımız yakındır Harun Bey,Dilek Hanım'ın dediği gibi henüz ölmedik!!!

Kerahet veya halk dilinde kerahat vakti bir anlama daha gelir ki,siz Abbas Bey'in hele şu ara,ne akşam ne de sabah geleceğinden umudu kesin derim.Bayramda belki Moda'ya sadece balık yemeye gelir.!!! Bu arada bir taşla 3 kuş vurmak bu olsa gerek,bu yazı için sizi tebrik ederim.

Alıntı:

---

turkuaz1923 rumuzlu üyeden alıntı

Bayramda belki Moda'ya sadece balık yemeye gelir.!!!

---

Vallahi bravo, çok doğru tespit, liberal demokrat Abbas ağabeyimiz bir şişenin içine asla girmez, özgürlükçüdür kendisi... ;)

Alıntı:

---

Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı

..... ancak benim şişe dibi gibi camlı gözlük kullanan arkadaşlarım, hep entellektüel, naif, hayata o şişe dibi gibi camların ardından insani çerçevelerden bakan, dürüst ve mert adamlar .......

---

Yukardaki cümlede , Sayın Gür , bence kendini tanımlamış.
Yazının bütünü ele alındığında ,böylesi "çoğul bir metin" ancak entellektüel bir kalemden çıkar yargısı hakim oluyor.

Yazarın gücü ,biraz da kelime ve kavramları farklı bağlamlarda kullanma ve onları alışılmadık bir sistem içine oturtma kabiliyetinden gelir demekten kendimi alamıyorum.

Alıntı:

---

turkuaz1923 rumuzlu üyeden alıntı

Kerahet veya halk dilinde kerahat vakti bir anlama daha gelir ki,........ Bu arada bir taşla 3 kuş vurmak bu olsa gerek,bu yazı için sizi tebrik ederim.

---

Sayın turkuaz1923 'ün belirttiği gibi ,Kerahet sözcüğünü yan anlamlarıyla birlikte çok ustaca kullanmışsınız.Tebrikler.
İzninizle ,Tarancı'nın Beşiktaş'lı meyhaneciye yazdığı Abbas şiirinin tamamını eklemek isterim.

abbas

haydi abbas, vakit tamam;
akşam diyordun işte oldu akşam.
kur bakalım çilingir soframızı;
dinsin artık bu kalp ağrısı.

şu ağacın gölgesinde olsun;
tam kenarında havuzun.
aya haber sal çıksın bu gece;
görünsün şöyle gönlümce.

bas kırbacı sihirli seccadeye,
göster hükmettiğini mesafeye
ve zamana.
katıp tozu dumana,
var git,
böyle ferman etti cahit,
al getir ilk sevgiliyi beşiktaş'tan;
yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

cahit sıtkı tarancı

Alıntı:

---

Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı

...Hayata, topluma, şişe dibi gibi camların arkasından bakmayan, yazının başındaki lafları edebilen yeni bir insan türü hakim oldu. Onların özelliklerini saymayacağım, hele iyi özelliklerini yazmak, dünyanın en kısa yazısının altına imza atmayı gerektirir. Devir onların devri, "vakit" onların vakti...

---

"Yeni insan türü " içinse madem abbas'la başladık ,gene onunla bitirelim
'Yolcudur abbas , bağlasan durmaz'

Saygılarımla

Ben yetirdim Ben Ararım
Ben yetirdim ben ararım
Yar benimdir kime ne
Gah giderim öz bağıma
Gül derim kime ne

Sofular haram demişler
Bu aşkın şarabına
Ben doldurur ben içerim
Günah benim kime ne

Nesimi'ye sordular ki
Yarin ile hoş musun
Hoş olayım olmayayım
O yar benim kime ne

Kul Nesimi

Bu ara hiç de gerekli olmayan bir takım işlerle çok meşgulüm. Bu nedenle bu bölüme uzun süredir girmiyordum, yeni farkettim ve Pir Sultan'ın aşağıdaki şiirini anımsadım. Dostlar sağolsun...


Şu kanlı zalimin ettiği işler,
Garip bülbül gibi zareler beni,
Yağmur gibi yağar başıma taşlar,
İlle dostun gülü yareler beni!!!

Bir derdim var idi şimdi elli oldu,
Dar günümde dost, düşmanım belli oldu,
Ecel fermanı boynuma takıldı,
İlle dostun bir fiskesi yareler beni!!!

Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz,
Hakk'atn emrolmayınca rahmet yağmaz,
Şu elin attığı taş bana değmez,
İlle dostun attığı gül pareler beni!!!

Pir Sultan?!!! Abbas Üstad sende gelişme var.:o


Sn. Eriş,

Hakkımdaki iyi düşünceleriniz için teşekkür ederim. "Hamım pişiyorum" diyorum kendi adıma...

Saygılar,