Re: Boşanma ve mal paylaşımı
Evi sizden alamaz, evdeki hakkının para karşılığını alabilir, ödenmeyen nafakadan dolayı haciz koydurabilir.
Re: Boşanma ve mal paylaşımı
Evdeki hakkının derken anlayamadım yani taksitleri beraber ödedik derkenmi.
Konuyu biraz acayım isterseniz. Ben gazi oldugun için devlet sıfır faizle gazileri konut edindirme diye bir fon var orası verdi krediyi. taksıtler gazilik maaş ımdan kesildi ve dört yıl sonunda sadece ana para ödeyerek bitti bunda ne gibi bir hakkı olabilir anlayamadım acıkcası
Re: Boşanma ve mal paylaşımı
Sizin maaşınızdan evinizin taksitleri kesilirken,eşinizin maaşı da evin ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılmadı mı?Eşinizin aldığı maaş hiç bir şekilde kullanılmadı biriktirildi ise,bunu da belgeleyebilirseniz hiç bir katkısı olmamıştır diyebilirsiniz.
Re: Boşanma ve mal paylaşımı
2002 yılından sonra edinilmiş mallar ortaktır. Sizin maaşınız, onun maaşı edinilmiş maldır. Edinilmiş malla alınan mallar da ortaktır.
Re: Boşanma ve mal paylaşımı
2002 yılından sonra edinilmiş mallar ortaktır. Ok anladım
Ama ben evi 1999 yılında kredi ile ve evlenmeden 2 ay önce aldım
ayrıca evi aldım hemen kıraya verdim kendi kendini ödedi.
Re: Boşanma ve mal paylaşımı
2002 yılından sonraki kira gelirleriniz de ortaktır.
2002 yılından önce ev için yaptığınız ödemeler toplamın yüzde kaçıysa o kadarı sizin. 2002 yılından sonra ev için yaptığınız ödemeler toplamın yüzde kaçıysa o kadarı ortak. Yani yarı yarıya paylaşılacak.
Evin %40'ı 2002'den önce ödendiyse, 2002'den itibaren de %60 ödendiyse,
boşanma halinde, eşiniz talep ettiği takdirde, evin rayiç bedelinin %30'u kadar para almaya hak kazanır.
Tabii ödemelerin bir kısmını ailenizin verdiği parayla, size miras kalan parayla veya piyangodan çıkan parayla yaptıysanız o kısım da size ait.
Eşinizin talebi olduğu takdirde evin ne şekilde alındığının ispatı size düşer.
Re: Boşanma ve mal paylaşımı
merhaba.
1. Ahmet ile Ayşe 2 yıl önce ekonomik sebeplerden dolayı evlerini boşaltıyorlar, malların daha doğrusu özel eşyaların bir kısmını ayşe alıp annesinin evine yerleşiyor bir kısmı da depoya kaldırılıyor.
2. Ahmet kendi babasının yanında yaşamak istiyor. Ancak Ayşe buna karşı çıkıyor ve kendi annesinin evinde oturmak istediğini belirtiyor. Ortada bir de küçük çocuk olduğundan Ahmet çocuğu için fedakarlık yapıp mecburen Ayşenin annesinin yani kayınvalidesinin evinde kalıyor.
3. Evde aileye mensup diğer 7 kişi daha yaşadığından aralarındaki karı-koca münasebeti tamamen bitiyor. Aynı yatağı bile paylaşmıyorlar. Sadece varsa yoksa çocuk ve onun ihtiyaçları, çocuğun psikolojisini düşünen baba yani Ahmet tüm bu olumsuz şartlar içerisinde kendi özel hayatından da mahrum kalıyor. Üstelik ev de küçük. Millet gece koltukta kanepede yatıyor. Evin ekonomik durumda iyi değil. Faturalar ödenemiyor, elektrik su doğalgaz gibi önemli hizmetler bu nedenle bazen kesiliyor! Evdeki ortam da huzurlu bir ortam değil. Bu doğal olarak çocuğa da yansıyor.
4. Ayşe hayatından memnun. Ancak Ahmet durumdan rahatsız ve mutsuz. Ev ortamını bile yaşayamıyor. İşten gelince tv bile seyredemiyor, evi mecburen otel gibi kullanıyor. Eve maddi desteği de oluyor tabiki. Ama tek istediği çocuğunun baba-anne birlikte büyümesini istemesi. Fakat ayrı ev tutacak imkanları da yok. Böyle bir sonucu istemeselerde ayrılıktan başka bir çözüm de görünmüyor.
5. Oysa Ahmet'in baba evinde sadece 2 kişi var o da babası ile annesi. Ev rahat, temiz ve ortam müsait. Fazladan bir odası bile var. Kayınvalide'nin evine kıyasla yaşam standartları da son derece yerinde. Kısaca iki ev arasında çok fark var. Sevgi desen fazlasıyla var. Yani çok daha insanca yaşanacak şartlar olduğu halde Ahmet ayşeyi bir türlü ikna edemiyor.
6. Ahmet de artık bir yere kadar deyip boşanmayı ciddi ciddi düşünüyor. Aralarında anlaşmazlıklar da var. Üstelik Ahmet karısıyla birlikte dahi olamıyor. Herşeye rağmen kendinden ve temel yaşam ihtiyaçlarından bile fedakarlık ediyor çocuğunun etkilenmemesi için. Ancak iyi niyette bir yere kadar. Neticede Ahmetin de bir canı ve hayatı var. Bu kadar olumsuzluğa rağmen karısını bir gün dahi aldatmıyor. Tüm sorumluluklarını da fazlasıyla yerine getiriyor. Ama mutsuz! Sigortasından karısı ve çocuğu da yararlanıyor. Her iki ev de ebeveylere ait, kira değil. Ahmet'in tek istediği en azından karısı ve çocuğuyla müsait durumdaki babasının evinde kalmaları...Ancak Ayşe bir türlü bu fikri benimsemiyor. Üstelik Ahmet'in ailesi de sevgi bakımından kendi evlatlarından ayırmıyor Ayşe'yi.
7. En önemlisi de Ayşe kocasına karşı kadınlık vazifelerini yerine getirmemekte, onunla hiçbir paylaşımda bulunmamaktadır. Sabahaları kocası işe giderken kendisi geç vakitlere kadar uyumakta, kocasıyla ilgilenmemekte ve sadece para istemektedir. Kendi ayrı evleri varken de benzer durumlar yaşanmaktadır. Ev kalabalık olduğundan çocukla da zaten ilgilenecek çok kişi vardır! Para ve çocuk dışında çiftin müşterek paylaşımları kalmamıştır.
Sizce Ahmet ne yapmalı? Ayşenin daha iyi şartlardaki Ahmet'in baba evine gitmemesinin hukuken haklı bir geçerliliği varmıdır? Kadının yeri kocasının yanı değil midir? Yoksa medeni kanun bu kadar mı değişti? Erkek mi mecburdur kadının annesiyle kardeşleriyle bir evde yaşamaya yada karısının peşinden gitmeye? Yoksa anlaşarak boşanma mıdır tek çözüm? Ahmet Ayşeyi hukuken neyle daha doğrusu hangi gerekçeyle boşamak isteyecektir? (Gerçi bence ikili arasında cinsellik yaşanmaması bile yeter neden ama!) Davada kim kusurlu olacaktır?
Varmı acaba bizim Ahmet'e bir yok gösterecek, akıl verecek olan? :) Bu arada çift, ikametgahlarını da aldırmıyorlar henüz beraber yaşadıkları yere.
Bu yazdığım senaryo halen yaşanmakta olan ve değerli bir dostumun yaşadıklarından ibarettir. Çözüm adına katkıda bulunacaklara şimdiden teşekkürlerimi sunarım..
Saygılar...
Re: Boşanma ve mal paylaşımı
Alıntı:
hksvr rumuzlu üyeden alıntı
merhaba.
1. Ahmet ile Ayşe 2 yıl önce ekonomik sebeplerden dolayı evlerini boşaltıyorlar, malların daha doğrusu özel eşyaların bir kısmını ayşe alıp annesinin evine yerleşiyor bir kısmı da depoya kaldırılıyor.
2. Ahmet kendi babasının yanında yaşamak istiyor. Ancak Ayşe buna karşı çıkıyor ve kendi annesinin evinde oturmak istediğini belirtiyor. Ortada bir de küçük çocuk olduğundan Ahmet çocuğu için fedakarlık yapıp mecburen Ayşenin annesinin yani kayınvalidesinin evinde kalıyor.
3. Evde aileye mensup diğer 7 kişi daha yaşadığından aralarındaki karı-koca münasebeti tamamen bitiyor. Aynı yatağı bile paylaşmıyorlar. Sadece varsa yoksa çocuk ve onun ihtiyaçları, çocuğun psikolojisini düşünen baba yani Ahmet tüm bu olumsuz şartlar içerisinde kendi özel hayatından da mahrum kalıyor. Üstelik ev de küçük. Millet gece koltukta kanepede yatıyor. Evin ekonomik durumda iyi değil. Faturalar ödenemiyor, elektrik su doğalgaz gibi önemli hizmetler bu nedenle bazen kesiliyor! Evdeki ortam da huzurlu bir ortam değil. Bu doğal olarak çocuğa da yansıyor.
4. Ayşe hayatından memnun. Ancak Ahmet durumdan rahatsız ve mutsuz. Ev ortamını bile yaşayamıyor. İşten gelince tv bile seyredemiyor, evi mecburen otel gibi kullanıyor. Eve maddi desteği de oluyor tabiki. Ama tek istediği çocuğunun baba-anne birlikte büyümesini istemesi. Fakat ayrı ev tutacak imkanları da yok. Böyle bir sonucu istemeselerde ayrılıktan başka bir çözüm de görünmüyor.
5. Oysa Ahmet'in baba evinde sadece 2 kişi var o da babası ile annesi. Ev rahat, temiz ve ortam müsait. Fazladan bir odası bile var. Kayınvalide'nin evine kıyasla yaşam standartları da son derece yerinde. Kısaca iki ev arasında çok fark var. Sevgi desen fazlasıyla var. Yani çok daha insanca yaşanacak şartlar olduğu halde Ahmet ayşeyi bir türlü ikna edemiyor.
6. Ahmet de artık bir yere kadar deyip boşanmayı ciddi ciddi düşünüyor. Aralarında anlaşmazlıklar da var. Üstelik Ahmet karısıyla birlikte dahi olamıyor. Herşeye rağmen kendinden ve temel yaşam ihtiyaçlarından bile fedakarlık ediyor çocuğunun etkilenmemesi için. Ancak iyi niyette bir yere kadar. Neticede Ahmetin de bir canı ve hayatı var. Bu kadar olumsuzluğa rağmen karısını bir gün dahi aldatmıyor. Tüm sorumluluklarını da fazlasıyla yerine getiriyor. Ama mutsuz! Sigortasından karısı ve çocuğu da yararlanıyor. Her iki ev de ebeveylere ait, kira değil. Ahmet'in tek istediği en azından karısı ve çocuğuyla müsait durumdaki babasının evinde kalmaları...Ancak Ayşe bir türlü bu fikri benimsemiyor. Üstelik Ahmet'in ailesi de sevgi bakımından kendi evlatlarından ayırmıyor Ayşe'yi.
7. En önemlisi de Ayşe kocasına karşı kadınlık vazifelerini yerine getirmemekte, onunla hiçbir paylaşımda bulunmamaktadır. Sabahaları kocası işe giderken kendisi geç vakitlere kadar uyumakta, kocasıyla ilgilenmemekte ve sadece para istemektedir. Kendi ayrı evleri varken de benzer durumlar yaşanmaktadır. Ev kalabalık olduğundan çocukla da zaten ilgilenecek çok kişi vardır! Para ve çocuk dışında çiftin müşterek paylaşımları kalmamıştır.
Sizce Ahmet ne yapmalı? Ayşenin daha iyi şartlardaki Ahmet'in baba evine gitmemesinin hukuken haklı bir geçerliliği varmıdır? Kadının yeri kocasının yanı değil midir? Yoksa medeni kanun bu kadar mı değişti? Erkek mi mecburdur kadının annesiyle kardeşleriyle bir evde yaşamaya yada karısının peşinden gitmeye? Yoksa anlaşarak boşanma mıdır tek çözüm? Ahmet Ayşeyi hukuken neyle daha doğrusu hangi gerekçeyle boşamak isteyecektir? (Gerçi bence ikili arasında cinsellik yaşanmaması bile yeter neden ama!) Davada kim kusurlu olacaktır?
Varmı acaba bizim Ahmet'e bir yok gösterecek, akıl verecek olan? :) Bu arada çift, ikametgahlarını da aldırmıyorlar henüz beraber yaşadıkları yere.
Bu yazdığım senaryo halen yaşanmakta olan ve değerli bir dostumun yaşadıklarından ibarettir. Çözüm adına katkıda bulunacaklara şimdiden teşekkürlerimi sunarım..
Saygılar...
O kadar yazdık, yok mu bir iki satır da olsa bir fikir verecek yahu. Tamam zor bir durum gerçi ama! :)
Re: Boşanma ve mal paylaşımı
Yahu diya başkalarına hakaret edene kadar, bir kendi yadığınıza bakın, bir de yanıt yazanların yazdıklarına. Bakın bakalım kim daha çok yazmış.