Psikolojik şiddetten kaynaklı boşanma?

merhabalar,
biraz ilginç olacak ama sorunumu detayıyla paylaşmayı uygun buluyorum anlamanız açısından, sabır gösterir, cevaplarsanız çok sevinirim. 20 günlük evliyim, ve eşim evlendiğimiz günden itibaren annesinin elini öpmeden düğünü terkettiğim gerekçesiyle psikolojik şiddet uygulamak suretiyle bana evliliğimi zindan etti, oysaki 1,5 yıllık beraberliğimiz boyunca onlara tek bir saygısızlığım olmadı, sadece düğün günümde aileme yaptıkları saygısızlık ve "çirkef ve pislik" şeklindeki hakaretlere tahammül edemediğim için böyle bir yol seçtim. Dahası eşim daha önce annemin suratına kapıyı çarpmak veya sözlü olarak kabalık yapmak gibi bir çok hakaretvari tavırlarda bulunmuş, ancak annem yeterki siz mutlu olun diyerek bunları görmezlikten gelmiştir. Konuya dönecek olursam, eşim hiç yüzü olmaması gerekirken bu konuyu çok dillendirmiş, evliliğimizin ikinci günü anneme telefon açarak "beni unut, onu da unut" gibi haddini aşan sözler sarfetmiş, ancak annem bunları bana söylemekten kaçındığı için yine 15 gün sonra eşim bana söylemiştir. Bu arada eşim ne yazıkki çok geç anladığım kültür farkından olsa gerek bütün bunlarda kendiisini ve ailesini haklı göstermekte direnip sabrımı zorlamış, evliliğimizden iki hafta sonra benim zoraki katıldığım kardeşinin düğününde beni yapayalnız bırakarak ailesine boy gösterisi yapmıştır. Tüm bunların üstüne düğün günü ailesinin "o kız bi daha bizim eve adım atamaz" şeklindeki ifadesine tepki gösterip göstermediğini sorduğumda "gerek duymadım" gibi anlamsız bir cevap vermiş ve benim sessiz tepkime karşılık hiç oralı olmadan dışarı çıkıp gitmiştir. Bunun üzeirne ben de artık dayanamayarak evi terk ettim ve önce arkadaşımın yanına gitmeyi uygun buldum, ancak eşim beni arayıp sormadı bile. Ben de annemin evine gitmeyi uygun gördüm ve bir haftadır burdayım; ancak eşim içeriği sadece " bugün geliyor musun?", " yarın gelecek misin?" gibi dalga geçer gibi günde sadece ve sadece bir mesaj atmakla yetinmiş aramamıştır bile. Şimdi sorum;
* tüm bunların üzerine artık dayanamayarak 15 gün sonra evden bana takılan takılardan yalnız annesinin taktığı bilezikleri bırakıp gerisini alarak ayrılan ben, boşanma davası açtığımda kusurlu olur muyum? Eşimin bana olan ilgisizliğini ve sanırım sevgisizliğini gerekçe göstererek dava açabilir miyim?
* Çok daha abartılı olan, benim burada sadece özetlediğim ve maruz kaldığım psikolojik şiddet, hakimin takdirine yeterli olabilir mi?
* Son olarak, evlenmeden 15 gün önce, düğünümüz için 22 milyar kredi çekmiştim, kendisi de kefildi ve 9 milyarıyla onun daha önceki kredisini kapatmıştık, şu durumda bunun tazminini isteme hakkım doğar mı?
Şimdiden teşekkürlerimi sunarım.

İletinizi okudum ve açıkçası kadınca taciz oldum.
Profilinize baktım, öğretmensiniz...
Öğretmenlerden çok daha büyük beklentilerim var,,, garip ama onların 'insana değer' verme adına bir adım önde olmalarının mecburiyetine inanırım.
Ancak insana değer vermek için öncelikle kendinize değer vermeli, kendi varlığınızı değerli kılmalısınız.
Eşinizin psikolojik şiddetinden bahsetmektesiniz,,, oysa farklı bir şiddete maruz kalmışsınız. YANILTILMIŞSINIZ, uyutulmuşsunuz, siz de kah bilerek kah bilmeyerek uyumuşsunuz.
Size neyin söylenip, neyin söylenmeyeceğini,,, hele ki sizi birebir ilgilendiren konu ve kişiler için ANNENİZ nasıl takdir edebilir???
Mutluluk idare edilerek, tahammül gösterilerek, yutkunularak temin edilemez.
Böylelikle bir kısım anneler 'evli/yuvası yapılmış' kızlar temin ederler.
Kadınların kendi cinslerine uyguladığı en ağır şiddet'te budur....
________________________

Evlilik bir yıldan az olduğu için anlaşmalı boşanamazsınız.
Düğünden kaçtığınızı belirtmişsiniz,,, anlaşılan şu ki ortak yaşam fiilen başlamamış..

Şiddetli geçimsizlik veya ağır surette onur kırıcı davranışa dayalı olarak dava açmanız ve mahkemeyi de ikna etmeniz gerekmektedir.

Fikrimce;
Onur: İnsanın kendi değerine olan saygı,
Şeref: İnsanın topluma yansıyan 'kendi değeri'
Sizin 'insan' olarak varlığınızın dikkate alınmaması,
eşiniz tarafından ailenize söylenen sözlerde sizin evlilik ile 'maledinilen' ve artık aile bağlarının da 'muvafakata' tabi addedilmesi,
özel ve ailevi ortamlarda şahsiyetinizi açık hedef haline getirmesi,
evlilik töreni olan 'düğün' töreninde açıkça ağır küfür ve hakaretlerde bulunması,
hakaretlerinde özellikle kadın kimliğinize yönelik olması,
düğün törenini hiçe sayacak cürette olduğundan bahisle kızgınlık değil de kasıtlı hor görme, hiçe sayma şeklinde gerçekleşmesi,
bu şekilde başlayan bir evliliğin hiçbir zaman birlikte yaşamı tesis edemeyeceği,
sevgi ve saygınızın en baştan tükendiği, vs. vs.

gerekçeleri ile dava açılabilir.

Eşinizin kusurunu mahkemede ıspatlanması halinde evlilik hazırlığı ve masraflarınızı, evlilik birliğinin başlar başlamaz sona ermesinde kusurlu tarafa maddi tazminat olarak yöneltebilirsiniz.
Ayrıca:
Madde 174
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.Medeni Kanun

çok teşekkür ediyorum, günlerdir forum forum arayıp bulamadığım gerekçeleri sıraladığınız için. Ancak sanırım dışardan bakıldığında çok katı görünen bazı şeyleri açıklama gereği duydum, davanın seyrini değiştirebilir diye sormak istiyorum:
O gün düğünden kaçtım evet ama eşimle eve gittim, ve 15 gün boyunca bana hissettirmesi dışında fiili hakaret veya sözlü hakarette asla bulunmadı. Aksine bütün kinini içine atmış ve bana davranışsal bazda inanılmaz iyi davrandı. Sadece sözlü olarak aileme özellikle anneme aşırı bir kini vardı bunu dile getirdi ki bunun sebebi de 27 yaşında olan ben karar veremiyormuşum gibi annemin önüme geçip bana bunu dayatması gerekirmiş. Gelenekçi bir anlayışın kurbanı oldum anlayacağınız. Takdir edersiniz ki aileme duyduğu bu haksız kine inanılmaz içerledim, ama davranışları bana karşı iyi olduğu için bir müddet beklemeyi uygun buldum; çünkü açıkça hakareti yok, fiili şiddet yok, bir de bir yanlış anlaşılma olmuş, "çirkefler, pislikler" diye bağıran eşim değil onun ailesi oldu. Eşim annemin elini öperek ayrıldı, tepkisini anında göstermeyen içinde biriktirip patlayan bir kişiliğe sahip bir, ikincisi; bahsettiğiniz gibi şahsiyetsiz değilim, ailem anladığınız mantıkta dayatmacı hiç değil, sadece ben çok sevdiğim için ailem pek de istemediği halde onayladı ve annem duyduklarını bu yüzden benimle paylaşmadı. Yoksa evliliğimi bitirme kararımı onaylayan yine ilk annem olmuştur, çünkü yaşadıkları ve yaşadıklarım gerçekten hazmedilecek şeyler değil, sadece ben geç uyandım. Bu olayın patlak vermesi gerçek anlamda 15. gün olmuştur, o zaman bütün kinini kustu ve gerçekten kırıcı oldu, anladım ki haksız oldukları yerde bile ailesini savunuyor tartışmayı bitirdim. Ertesi gün de zaten anlattığım gibi gerçekleşti ve ben evden o yoken ayrıldım. Bunlar ışığında bir daha değerlendirmeniz mümkün olur da beni yanıtlayabilirseniz çok minnettar kalırım.
Teşekkürlerimle.

Sn postesinist ben şahsiyetsiz olduğunuzdan bahsetmedim,,,
"BİR ŞAHSİYETİNİZİN OLMADIĞININ düşünülmesinden dolayı bunları yaşıyorsunuz"dedim..,
Öncelikle kendinizde karakterize etmeniz gereken belli duruşlar var,,, bunlardan ısrarla aşağıdakini öneririm.
*Karşı cinsle olan özel ilişkileriniz de hangi davranış ve tutumların sizin nazarınızda kabul edilebilir/kabul edilemez olduğunu netleştiriniz.
Bu ölçüyü asla çekelemeyiniz,,, çekelemek için karşı cins adına BAHANE, ÖZÜR bulmayınız,,, kabul edilemez davranış biçimleri için kabul edilebilir İZAHLAR üretmeyiniz.

Eşinizin anlattığınız davranış biçimleri tipik şiddete eğilimli kişilik davranışlarıdır. VE ŞİDDETİN MAKUL BİR NEDENİ YOKTUR.

ŞİDDET;
Şiddet : Uygulayıcısı tarafından bilinçli olarak karşıdaki kişiye yada kişilere, kurum yada kuruluşlara hatta canlı diğer varlıklara ( bitki örtüsü,hayvanlar, yaşam kaynakları vb.) çeşitli amaçlar adına çıkar elde etmek, onlara karşı üstünlük yada hakimiyet kurmak,istenilen hal ve hareketlerin elde edilmesini sağlamak,imtiyaz yada ayrıcalık sağlamak, saygınlık yada sevgi kazanmak, kısacası maddi ve manevi çıkar ve menfaatlerin elde edilmesini sağlamak amacı ile fiziksel,sözlü,psikolojik yada işaretler yardımı ile uygulanan kişi yada kişilerin, kurum yada kuruluşların hatta canlı diğer varlıkların ( bitki örtüsü,hayvanlar, yaşam kaynakları vb.) yaşam,özgürlük, irade, istek, hak ve sağlıklarına zarar verici, bu hakları ortadan kaldıran yada geçici süre ile bunların ortadan kaldırılmasını sağlayan hal ve hareketlerin tümüne şiddet denilebilir.


Evlisiniz,,, ailenize dair kendi kendine kin'LENDİ.
Size karşı tutumu ise çok güzel... Halihazır durum bu,,, sorun yok. VAR.
Sizin kendinizin, varlığınızın bir parçası olan sair bireylerle ilişkileriniz an itibariyle zedelendi. Zira onun negatif tutumu sizi baskı altına aldı. Zaman için de bu negatif duruş elle tutulur gözle görülür hale gelebilir de...
Hali hazırda toplumsal ilişkilerinizi sınırlayıcı şiddetle tanışmaktasınız.

Evlenmeden kısa bir süre önce yüklü bir miktar kredi kullanmışsınız, BORÇLANMIŞSINIZ.
Eşinizin kredi borcu ise kapanmış,,, BORÇTAN KURTULMUŞ.
Hem bu borç hem de borcun kefilinin mükellefiyeti sizin üzerinizde,,,
halihazırda ekonomik kararlarınız baskı altına alınmış durumda...

vs. vs. vs.

Anneniz, eşiniz vs. kimin ne kadar iyi, sevgi dolu, hoş, mahçup, kindar olduğunu boşverin. Tüm bu duyguları (?) kendi özvarlığınız ile finanse etmeyin.
vs. vs. vs.

Sağlıklı bir ilişki, hiç çatışma yaşanmayan ilişki değildir.
O ilişkilerde ortaya çıkan sorunların ne kadar sağlıklı bir biçimde çözüldüğü önemlidir.

Psikoloğa gitsem bu kadar doyurucu yanıt alamazdım.
çok çok çok teşekkür ediyorum.
Peki son bir sorum olacak; bu şartlarda, hakimin takdiri ne yönde olur acaba?

Postesinist;
Ben kadınım;) Hakim değil...

Üstelik bu sitede hiç kimse yargılamanın şu şekilde sonuçlanacağını yüzde yüz dile getiremez.
Bunu sizin yasal gerekçeleriniz ve gerekçelerinizi ıspat kudretiniz belirler.

:) teşekkür ediyorum yine de.
Ancak ne yazık ki ikimiz arasında süregelen bu olayları, eşim her zamanki sakin uslubuyla hakimi inandırmak suretiyle altedecektir. Ailemin kendilerine yapılan hakaretleri ispatlamak dışında, aramızda kötü muamele geçtiğini ispatlamam çok zor :(

Aile yapımızın ne denli çarpık olduğunu bir kez daha gördük. Eşini, haklı olmasına rağmen ezen bir erkek yapısı düşünemiyorum. Zannederim o yüzden bu toplumun yapısının doğru olmadığını düşündüm hep.

Yaşadığınız psikolojik buhranı ve yaşananları hakim karşısında siz de inandırıcı bir biçimde anlatınız. Zira bunları yaşadığınız için anlatımınız da istemeseniz de kendinizden emin olmanızla şekillenecektir. Eşinizin tavrı ne kadar sakin olursa olsun, söylemleri hakimi ikna etmelidir. Olanları bize anlattığınızdan daha da ayrıntılı olarak hakime anlatırsanız yeterli derecede ikna edeceğinizi düşünüyorum. İmkanınız varsa bir avukatla bu durumu görüşmeniz çok daha sağlıklı olacaktır.

Hayatınızın geri kalanında umarım mutlu olursunuz...

Sanırım tek çarem bu, çok teşekkür ediyorum; gerçekten bir kişinin bile fikir beyan etmesi şu an benim için inanılmaz büyük bir şey. Gerçekten saolun.