Re: Yargı bağımsızlığı nasıl kazanılır?
Kanadoğlu: 1 şehirde 25 hakim ve savcı için dinleme kararı alındı
İzmir Barosu tarafından Bayraklı'daki Adliye Binası'nda düzenlenen 'Yargı Bağımsızlığı' konulu panele, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Ankara Barosu avukatı Mehmet Cengiz, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tülay Özüerman katıldı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından panele katılan Kanadoğlu ve Eminağaoğlu, izleyenler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Sözlerine, İzmir'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Kanadoğlu, şunları söyledi:
"Yargı bağımsızlığını tek ele almak değil de onun, onsuz olmaz koşulu hukuk devleti ve çağdaş demokrasiyle dile getirmemiz lazım. Çağdaş demokrasinin yolu hukuk devletinden geçmektedir. Hukuk devleti içinde yargının bağımsız olması gerekir. Aksi halde yargı siyasallaşır, adaletin, temelinin yıkılması anlamına gelir. Yargı bağımsızlığını konuşuyorsak, yaşatmak için de çaba göstermemiz gerekir. Olmazsa siyasallaştığını görürüz, bunu da sadece izlemekle yetinirsiniz. Yargının siyasallaşması için çalışanlar da zarar görür ve bumerang gibi dönüp onları da vuracaktır. Türkiye bağımsız yargıya mı sahiptir? Kağıt üzerinde bağımsız mahkemeler vardır, bahsedilir. 1982 anayasasının en büyük özelliği budur. Herşey 12 Eylül günü başladı. O darbeyi gerçekleştirenler, suçlu arayarak, suçlu sandalyesine yargıyı koyarak, terör ve anarşizmin sorumlusu olarak ilan ederek kendilerine bağlı yargıyı yaratmaya çalıştılar. 1982 Anayasasına göre mahkemeler bağımsızdı. Hakim ve savcılar idari bakımdan Adalet Bakanlığı'na bağlıydı. Denetim, soruşturma, Adalet Bakanı'nın tayin ettiği, izin vermesi halinde müfettişler tarafından yürütülecekti. 138'inci maddeden başlayarak düzenlenen yargı bölümü, bugüne değin isteklere, eleştirilere, duyulan ihtiyaca rağmen iktidara gelen hiçbir siyasi parti tarafından dikkate alınmadı. Bu ortaya konan yargı bölümü, bütün isteklere rağmen hayata geçirilmedi. Bugüne kadar çeşitli siyasi partilerin oluşturduğu iktidarlar gördük. Muhalefetteyken iktidara geçenler verdikleri sözleri tutmadı. İstenen yürütmeye bağlı yargı yaratmaktı. Belirli bir kişiye göre yapıldı. İktidara gelenler sanki oradan hiç gitmeyecekmiş gibi hareket ettiler,. İktidardan düştükten sonra yargı bağımsızlığından faydalanmak istediler. Bu süreç, anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren süre gelmektedir. Keşke sadece anayasadaki hükümlerden ibaret kalsaydı."
Haberin Devamı: http://www.haber3.com/news_detail.php?id=464978