Er'e üst devrelerden dolayı atılan dayak

Öncelikle soruma cevap veren okuyan ve cevap vermeye çalışan herkese teşekkür ederim.
Benim sorunum şu şekildedir. Askerlik yapan bir arkadaşım var ve küçüklüğünden beridir psikolojik sorunları var askere gönderdiğimizde dağıtım olduğu bölgede aşırı eziyet ve aşırı koşturmaya maruz kalmış psikolojisinin yine bozularak firar etmeye teşebbüs etmiş ancak 3 saat sonra geri döndüğünde ceza bölgesine yatırılıp 1 hafta boyunca orda durması istenmiştir. Ancak bir gün erlerin ve astsubay tarafından ceza bölgesinde aşırı darbeye maruz kalması sonucu hastaneye kaldırıldı. Ve yaklaşık 25 gün hastanede kalacağı söylendi.

İlk sorum biz bu astsubaya ve diğer kişilere karşı nasıl hakkımızı arayabiliriz. Mahkemeye vermeyi düşünüyoruz ama bir çelişki vardır insanların aklında devlet devletten yanadır diye o yüzden çekiniyoruz ayrıca gerekirse bunu televizyonlarada söylemeyi ve hakkımızı sonuna kadar aramayı düşünüyoruz. Biz askere dayak yesin diye değil ülkemizi koruması için gönderiyoruz. Daha 20 yaşına girmiş gencecik bi insan nasıl bu derece dayak yiyebilir. Yardımlarınızı bekliyorum.
İkinci sorum ise psikolojik sorunları oldugunu soylemiştim. Bizim bu askere çürük alabilme gibi bir şansımız olabilirmi.
İnanın bu durumu Allah kimsenin başına vermesin böyle birşey olamaz hala şoktayız ailecek buna nasıl dur diyeceğiz Yardımlarınızı bekliyoruz.

Herkese Teşekkür Ederim..

Ayrıca mail adresim zabit@coliseumclan.net Yardımcı olanlardan Allah razı olsun cevaplarınızı dört göz ile bekliyorum.

1. Haklısınız...Çocuklarımızı vatana hizmet etsinler diye askere yolluyoruz.!!!
2. Sorun orada görev yapan astsubay da yada üst devre erlerde değil,onlara sistem içinde bu şekilde davranmasına imkan tanıyan hatta zorlayan daha üst rütbelilerdedir. Bizzat yaşadığım şahit olduğum bir konuda, yüzbaşı birlikte görev yaptıkları ve amiri olduğu astsubay a "git bu askeri adam et söv döv ne yaparsan yap adam et .Eğer adam olmaz ise o zaman benimle senin aranda sıkıntı yaşanır " demiş idi. Şimd düşünüyorum o astsubay ne yapsın.Yaşını başını almış adam,her gün bu ve benzeri hadiseler yaşıyor ve onunda bir sabır ve işyeri huzuru ihtiyacı var. Her şey kağıt üstünde yazıldığı gibi uygulanmıyor ki.. üstelik sorumluluğu astsubaya veren yasalar yetkileri başkalarına veriyor ise...Sorumlu tuttuğunuz erleri de bu kapsamda değerlendirebilirsiniz...
3. Mahkemeye gitmenizi öneriyorum.25 gün hastanede yatmasına neden olacak kadar darp edilmesinin yasalar nezdinde önemi olmasına karşın insan onuru düşünüldüğünde, bir tokat bile hesabı sorulması gereken bir eylemdir.
Ancak mahkemeye gidişiniz, sizinde özellikle belirttiğiniz psikolojik rahatsızlıkları olan bireyin işlediği fiilerin de mahkeme yoluna sevkine neden açabilir. Zira uygulamada sorunlu kişilere mahkeme vasıtası ile yasal ceza vermek yerine gelecek yaşantısında sıkıntı yaratmasın şeklinde düşünülerek dayak yöntemi ile ceza uygulanır.( Umarım bu konuda inisiyatif uygulamak yasal mıdır diye sormazsınız)
4. Bu dayak konusu ile çürük ilişkisi olabileceğini düşünmüyorum. Kast ettiğiniz çürük sanırım darp neticesinde oluşmuş kalıcı bir rahatsızlık değil, sizin yazınızda belirttiğiniz psikolojik rahatsızlı olsa gerek.. İlgili birey psikolojik rahsızlığı var ise her zaman hekime çıkma hakkına sahiptir ve hekim çürük için kanul edilen rahatsızlıklardan birini tespit eder ise gerekli işlemi yapacaktır.

Askeri ceza kanunundan

MADUNA MÜESSİR FİİLLER YAPANLARIN CEZASI

Madde 117 - 1. Madununu kasten itip kakan, döven, veya sair suretlerle cismen eza verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan veyahut tazip maksadiyle madunun hizmetini lüzumsuz yere güçleştiren veya onun diğer askerler tarafından tazip edilmesine veya suimuamelede bulunulmasına müsamaha eden amir veya mafevk iki seneye kadar hapsolunur.

2. Az vahim hallerde kısa hapis ve efrat hakkında (...) verilir.

Hepinize teşekkür ederim.
Ancak ben nereye ne şekilde bir şikayet bulunmam gerekir. Birde bu mahkemeden sonra bu asker eger çürük alamaz ve geri askere gönderilirse aynı tabura mı gönderilir yoksa başka bi yere mi gönderilir. Başka bir bölgeye gitmesi için ne yapmamız lazım teşekkür ederim cevaplar için. Az daha açık bir şekilde bana ne yapmamı anlatırmısın.

Asta müessir fiil para cezasına çevrilebilen bir suç olup,üste müessir fiil ise ceza evinden dönüşü olmayan yol şeklinde neticelenir..Yeri gelmiş iken askeri ceza kanununun ne kadar adil olduğu konusunda herkesi düşünmeye sevk istiyorum..
saygılarımla..

Sayın Özütürk ;
Konunun özünden uzaklaşmanın anlamı olmadığı gibi kanun koyucunun mantığından uzak yaklaşımınız çözüme değil çözümsüzlüğe götürmekte ve bir çatışmanın olmasına yol açmaktadır.

Alıntı:

---

Asta müessir fiil para cezasına çevrilebilen bir suç olup,üste müessir fiil ise ceza evinden dönüşü olmayan yol şeklinde neticelenir..Yeri gelmiş iken askeri ceza kanununun ne kadar adil olduğu konusunda herkesi düşünmeye sevk istiyorum..
saygılarımla..

---

İfadenizin konuyla ilgisi bulunmadığı gibi hukuklada ilgisi yoktur.
Şöyle ki ;
Anayasa Mahkemesinin istikrar kazanmış kararlarında da işaret edildiği üzere, Anayasanın 10 ncu maddesindeki "herkes dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir" hükmünden amaç; her Türk vatandaşının yasalar önünde hukuki yönden eşit sayılmalarını sağlamaktadır. Maddedeki eşitliğin bir anlamı da, yasaların koyduğu kurallara uyarlık bakımından, kişisel nitelikleri ve durumları benzer olanlar arasında değişik uygulama yapılmamasıdır. Durumlarındaki değişikliğin doğurduğu zorunluluklarla ve haklı nedenlerin bulunması durumunda farklı uygulamalara olanak veren bir ilkedir. Gerçekten de, durum ve konumlardaki farklılık, hukuki statülerdeki özellikler, birinci kişiler ya da topluluklar için değişik kurallar ve değişik uygulamaları haklı kılar. Ancak aynı durumda olanlar için ayrı düzenleme Anayasaya aykırılık oluşturur.
Dolayısıyla özellikle disiplinin esas olduğu TSK da bu uygulama doğal olarak doğru olacaktır. Kaldı ki gene kanun koyucu bu esas dahilinde hareket etmek üzere
Askeri ceza Kanununun 117. Maddesini
Madde 117 - 1. Madununu kasten itip kakan, döven, veya sair suretlerle cismen eza verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan veyahut tazip maksadiyle madunun hizmetini lüzumsuz yere güçleştiren veya onun diğer askerler tarafından tazip edilmesine veya suimuamelede bulunulmasına müsamaha eden amir veya mafevk iki seneye kadar hapsolunur.
2. Az vahim hallerde kısa hapis ve efrat hakkında katıksız hapis verilir.
Askeri Ceza Kanununun 91. Maddesi ise
Madde 91 - 1. Amire veya mafevka fiilen taarruz eden veya fiilen taarruza teşebbüs eden üç seneden, az vahim hallerde altı aydan aşağı olmamak üzere hapsolunur.
2. Taarruz veya taarruza teşeb üs silahlı olarak veya bir hizmet esnasında veya toplu asker karşısında veyahut silah ve tehlikeli bir alet ile yapılmış ise beş seneden, az vahim hallerde bir seneden aşağı olmamak üzere suçluya hapis cezası verilir.
3. Taarruz veya taarruza teşebbüs, seferberlikte yapılmışsa suçlu ölüm, az vahim hallerde yahut suç seferberlikte hizmet dışında yapılmış suçlu on beş seneden az olmamak üzere ağır hapis veya hapis cezasiyle cezalandırılır.
4. Taarruz, amirin veya mafevkın vücudunda tahribatı mucip olmuşsa, suçluya on beş seneden az olmamak üzere ağır hapis, eğer ölümü mucip olmuşsa, ölüm, az vahim hallerde müebbeden ağır hapis cezası verilir.
Olarak düzenlemiştir.
Buna karşın sözleşmeli olarak alınan Uzman Çavuşların kanununu düzenleyen 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 13. maddesinin 3. fıkrasının 3. bendi ile 4. bendlerinde ise uzaman çavuşlara yönelik olarak
''"verilen cezanın miktarı ne olursa olsun... firar, itaatsizlik, astına ve üstüne müessir fiil işlemek... gibi suçlardan mahkum olanların sözleşmeleri feshedilmek suretiyle TSK.den ilişikleri kesilir'
'bağımsız tugay... komutanlarınca... sözleşmeleri feshedilmek suretiyle Türk Silahlı kuvvetlerinden ilişikleri kesilir.' denilmektedir.
Görüldüğü gibi uzman çavuşların ast/ üst e fiili taruzlarında tauruza göre ceza almalarının yanında sözleşmenin fesh edilmesi yaptırımı bulunmaktadır. Burada dikkati çeken taaruzun asta veya üste olma koşulu aranmamış taaruzun olması yeterli sayılmıştır.
Ceza kanunu ile birlikte ele alındıığında TSK nın ve Askeri ceza kanununun şiddete yönelik ağır yaptırımlar içerdiği çok açıktır. Bu bağlamda sözleriniz gerçekleri yansıtmamaktadır.
Askeri Ceza Kanunu'nun 117. Maddesi ile 91. Maddeside esas olarak bir fiili taaruzu ele almakla birlikte gerek uygulamada gerekse kanun mantığında birbirisine çok farklıdır.
Disiplin Kanunlara nizamlara ve amirlere mutlak itaat astın ve üstün hukukunun gözetilmesidir. Bundan dolayı 91. maddede yer alan astın üste taaruzu gerek hiyerarşi ve gerekse askeri disiplini aşırı bozuculuğu göz önünde bulundurulduğunda SIRF ASKERİ SUÇ kapsamındadır. Çünkü bu suçun cezai karşılığı TCK da yer almamaktadır.
Ancak asta müessir fiil ise TCK da karşılığını bulan bir durumdur. TCK nın 86-88 . maddelerine karşılık gelen bir suç olduğu gerekçesiyle SIRF ASKERİ SUÇ DEĞİLDİR.
Kanun koyucu suçun türüne değil SIRF ASKERİ SUÇ OLUP/OLMAMASI na göre tecil erteleme tedbire çevrilip çevrilemeyeceğini esas almıştır. Dolayısı ile kanunun uygulanmasında bahsetmiş olduğunuz ADALETSİZLİK bulunmamaktadır.

Sayın Tahsin Murat ;
25 gün hastahanede yatacak kadar darp edilen birisinin saklanabilmesi olayın öerbas edilmesi pek mümkün değildir. Darp doktor tarafından tespit edildiği an gerekli yasal sürecin başlayacağına inanmakla birlikte olmaması durumunda mağdur astın ilgili bölük komutanına yasal şikayet dilekçesi ile süreç başlayacaktır. Eğer olay bölük komutanı nıda içeriyorsa bir üstü olan Tabur komutanından şikayet başlayacaktır. Askeri mahkemede görülebilecek türden bir davadır.
Psikolojik durumu içinse askeri hastahanelere baş vurması gerekmektedir.

Şu anda yakalşık 5 yere dilekçe verilmiştir. Biz ile hiç muhattab olmayan bölük komutanı dilekçe verildikden sonra bizi arayarak askerimizi hava değişime göndermiştir. Ama halen hakkımızı aramaya devam etceğiz, biz çektik başkası çekmesin. Herkese teşekkürler.

sayın commodore 1tr:
Sizi yürekten tebrik ediyorum... yok yok şaka değil.. Gerçekten tebrik ediyorum.. Kelimeler ile bu denli iyi oynayabilen,yanlışı doğru gösterebilen bir yeteneğe sahip olduğunuz için... Ortada bir yanlış var ve siz bunu öyle bir üslup ile kaleme alıyorsunuz ki... Okuyanın size inanası geliyor.. BU BİR ZEKA İŞİ.. işte bu nedenle de sizi tebrik ediyorum.. Ama bu zekanın ülke yararına kullanıldığını,yanlışların düzeltilmesi konusunda,bu zekanın emek harcadığını görebilmiş olsa idim daha da mutlu olurdum..
Efendim yok askeri suç imiş diğeri sırf askeri suç değilmiş gibi kelime cambazlıkları ve edebi ifadeler ile doğruya kavuşamayız. Ortada bir gerçek var.. ASTIN MÜESSİR FİLİNİN NETİCESİ İLE ÜSTÜN MÜESSİR FİİLİNİN NETİCESİ AYNI SONUCU DOĞURMUYOR...
Hal böyle olunca hangi ceza kanununda neyin yazdığı değil, kanunların eksikliklerinin,uyumsuzluklarının giderilmesi gerekiyor...
Bu kanunun hatalı yada uygulamada eşitsizlik yarattığı düşüncesini siz benden daha iyi biliyorsunuz ancakkkk, bir kısım askeri personelin daha başlangıçta üst konumda oluşu ve bu hataları düzeltmek ile görevli olan personelin de aynı elbiseleri kullanıyor oluşu, dahası adeta yüce Atatürk'ün ilke ve inkilaplarına aykırı olarak sınıflaşma yaratılmak istenilmesi neticesinde işte bu durumlar ortaya çıkıyor..
Olması gereken "müessir fiil suçtur ast yada üst her kim bu suçu işlerse aynı cezaya katlanmalıdır". Hatalara bahane arayarak sağlıklı neticeler alınamaz.. saygılarımla..