Re: Yargitay Bunu Yaparsa!
Sayın mkocagul, sanırım Yargıtay haklı.
Sulh Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren 8 gündür.
Zira, sözünü ettiğiniz 5236 sayılı Kanun'un 21'inci maddesi ile HUMK.na eklenen geçici madde 2 gereğince, Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam edilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, 8 günlük süreden sonra verdiğiniz temyiz dilekçesini yerel mahkeme süre yönünden reddetmese bile bunu farkeden ilgili Yargıtay Dairesi reddedebilir.
Selamlar.
Re: Yargitay Bunu Yaparsa!
Onur Bey yanıtınız için teşekkür ederim. Ancak alınan mahkeme kararında 15 gün içinde temyizi kabil olmak üzere diyor. Aynı 19. Hukuk Dairesi İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/215 sayılı başka bir kararını da inceledi ve bu kararı bozdu. Temyiz yine 14. gün yapılmış idi.
Ancak geçici 2. maddeyi okuyunca uygulamanın doğru olduğunu gördüm.
Tekrar teşekkürlerimle
Saygılar
Re: Yargitay Bunu Yaparsa!
Sayın mkocagul, konu hayli enteresan o zaman...
Yerel mahkeme -bence- Kanuna aykırı olarak temyiz süresini 15 gün olarak belirtmişse, uyulması gereken Kanun hükmü mü olmalı, yoksa mahkeme kararı mı?
Yine -bence- Kanuna aykırı da olsa yerel mahkemenin hükümde gösterdiği 15 günlük temyiz süresine uyulmuş olması karşısında, Yargıtay'ın ilgili Dairesinin temyiz incelemesini yapması gerekirdi diye düşünüyorum.
Ama bu düşünce bizi şuraya götürüyor doğal olarak; Yüksek Mahkeme, uygulamakla yükümlü olduğu Kanun hükmünü bir tarafa iterek, yerel mahkemenin Kanuna aykırı olarak taraflara fazladan sağladığı temyiz süresine uymak zorunda mıdır?
Doğrusu kararsız kaldım.
Re: Yargitay Bunu Yaparsa!
Sayın Onur Bey
Belki kanunlarda yazılı kesin süreler arttırılamaz veya eksiltilemez kuralını dikkate alıyor olabilirler.
Bana çok sınırlı deneyimlerimle çok ilginç gelen kararlar var. Mesela İcra hukuk mahkemesinin bir takibin iptali kararında (İzm.8. İcra Hukuk 2008/47)Taraflar kararı öğrenme tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile temyizi kabil olmak üzere" denmesi var. İşin ilginci bu karar miktar olarak 800 YTL ve kesin olması gereken bir karar. Karar kesin olmayınca takibin iptali kararının icranın durması açısından bir yararı olmadı elbette
Yargıtay Cumhuriyet savcılığının temyiz edilen bir zaman aşımı nedeni ile düşme kararına İzm (4. Ağ. Cez. 2005/410) (5271 sayılı yasa 66/1-e 67/4 mad.) Tebliğnamede aynen " Kamu davasının ortadan kaldırılmasına dair kararı temyiz etmesinde hukuki yarar bulunmadığı" gerekçesi ile red talep etmesi var. (Yar. Cum Sav. 11. Blm.2006/53171 no )Davanın düşmesi ile eski TCK da bulunan zaman aşımı nedeni ile ortadan kaldırılması kararlarının aynı hukuki değerde olmadığı bilinen bir durumdur. Beraat ile çatıştığında ortadan kaldırma daha sanık lehinedir ama düşmede durum aynı değildir. Birde 5271 TCK ile gelen," derhal beraat kararı verilecek hallerde durma düşme ve ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez " hükmü var.
BU karar 2005 yılı kasım ayında temyiz edildi ve hala sonuçlanmadı. Daha da ilginci dava 1993 yılı haziran ayından bu güne süren bir türlü bitmeyen, bitemeyen bir dava idi. 15 yıl süren dava olurmu? Konu mahkeme ve ilam olunca insan daha çok özen bekliyor.. Bunun adı iş yoğunluğumudur bilmiyorum ama böyle kararları gördükçe adalet adına endişe duyuyorum.
İlgi ve yanıtlarınıza teşekkürlerimle.