'Türkiye acımasızca krize doğru kayıyor'
'Türkiye acımasızca krize doğru kayıyor'
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, Bush yönetimini, AKP hakkındaki kapatma davası konusunda net bir tavır takınmadığı gerekçesiyle eleştirirken “ABD’nin kilit bir müttefiki ve Ortadoğu’nun en önemli demokrasilerinden biri, acımasızca krize doğru kayıyor” görüşünü dile getirdi.
İşte Mark Parris'in makalesinin İngilizce metni...
ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü’nün Türkiye Projesi'ne danışmanlık yapan Parris, The Wall Street Journal gazetesince bugün yayımlanan makalesinde AKP hakkındaki kapatma davasını değerlendirirken Washington’un tutumunu eleştirdi.
Mark Parris, “Türk Mahkemeleri, Halkın İradesine Saygı Göstermeli” başlıklı makalesinde kapatma davasına Washington’un adeta tepki koymaması ve Amerikan basınının fazla yer vermemesi nedeniyle Türkiye’de olup bitenlerin pek dikkat çekmediğini savunarak “Ancak ABD’nin kilit bir müttefiki ve Ortadoğu’nun en önemli demokrasilerinden biri, acımasızca krize doğru kayıyor” görüşünü dile getirdi.
Türk Anayasası’nın ilgili maddesinin dilinin muğlak olduğunu ve Anayasa’nın “modası geçmiş bir belge olarak yaygın bir biçimde kınandığı”nı öne süren Mark Parris, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın davranışlarının da gözardı edilemeyeceğini de savundu.
Paris'ten Erdoğan'a sert eleştiri
Parris, Başbakan’ın seçim öncesi verdiği sözlerin aksine, anayasa reformu dahil olmak üzere, ekonomik ve siyasi reform yapmadığını savunurken Erdoğan’ın basın ve sivil topluma ilişkin tavrı da eleştirdi. Erdoğan’ın, türban konusunda milliyetçi muhalefet tarafından “prematür” bir kavgaya sürüklenmeye izin verdiğini de öne süren Parris şöyle devam etti:
“Kısacası Sayın Erdoğan, geçen yaz elde ettiği önemli siyasi sermayeyi çarçur etti, o zaman kendisini destekleyen siyasi ve ekonomik çevrelerden uzaklaştı ve Türkiye’yi daha İslamcı bir yere dönüştürmeyi amaçlayan gizli gündem kuşkusunu körükledi.”
Mark Parris, tüm bu faktörlerin Washington’un davaya ilişkin tutumunu izah edebileceğini ancak Türk kurumlarının dava sorununu çözmesi gerektiği yaklaşımının anayasa mahkemesinin siyaset üstü olduğu varsayımına dayandığını yazdı.
Erdoğan kilit oyuncu olmayı sürdürüyor
Kapatma talebini eleştiren Parris, AKP’nın kapatılması halinde bile Erdoğan’ın “kilit bir oyuncu” olmayı sürdüreceğini de yazdı.
Türkiye’nin AB adayı olduğunu ve “Müslüman dünyasının tek inandırıcı demokrasisi” olarak görüldüğünü de belirten Parris, AKP’nin kapatılmasının Türkiye için çok olumsuz etkilerinin olacağını öne sürdü.
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Parris, bu olumsuz sonuçların arasında “kutuplayıcı yeni seçimler”, “yabancı yatırımcıların güveninin yok olması”, “ekonominin yavaşlaması” ve “AB adaylığının baltalanması” ve “Türkiye’nin yurt dışındaki imajı ve etkinliğinin azalmasını” saydı.
Ancak tek kaybedenin Türkiye olmayacağını de ifade eden Parris, Bush Yönetiminin AKP’nin kaderine adeta kayıtsız kalmasının, miopi olarak nitelendirirken de Washington’un, parti kapatmanın, Atatürk’ün Türklerden istediği “Batılı” veya “modern” olmaları ile bağdaşmayacağını açık bir biçimde ifade etmesini istedi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/896...d=229&sz=58348
Re: 'Türkiye acımasızca krize doğru kayıyor'
2001 krizine benzer başka bir krizin kapımızda olduğunu düşünüyorum.
Re: 'Türkiye acımasızca krize doğru kayıyor'
Daha da beterini....
İyi günler....
Re: 'Türkiye acımasızca krize doğru kayıyor'
Sevgili ulusalcılarımız sanırım zil takıp oynarlar artık..
Re: 'Türkiye acımasızca krize doğru kayıyor'
Alıntı:
*Okan* rumuzlu üyeden alıntı
Sevgili ulusalcılarımız sanırım zil takıp oynarlar artık..
Yanlış. Zili size takıp sizi oynatacağız."hadi bakiim hamamda karılar nasıl bayılırlar"....:o
Re: 'Türkiye acımasızca krize doğru kayıyor'
Alıntı:
*Okan* rumuzlu üyeden alıntı
Sevgili ulusalcılarımız sanırım zil takıp oynarlar artık..
Niçin zil takıp oynayalım? Bence asıl zil takıp oynaması gerekenler bellidir. Zaten zil takıp oynamak da Arap geleneklerinden değil midir?:)
Ciddileşelim..Konu ciddi çünkü..
Yazıda dikkati çeken 2 konu var bana göre:
1- Erdoğanın seçim sonrası yaptığı "herkesi kucaklayacağız" açıklamalarının tersine yaptığı uygulamalar ve bunun bizim dışımızda başkalarınca da görülüyor olması.(Ben kucaklandığımı nedense hissedemedim, birileri kucaklayacağız diye sanki kadının yeri evidir diye eve doğru itiyor:) )
2- Amerikanın buna sessiz kalmaması gerektiği.Bunun sadece Türkiye ye değil Ortadoğudaki PLANlarına da zarar vereceği! tesbitidir.
Buna şunu da eklemek yanlış olmaz. en son paragrafta Atatürk Türkiyesinin parti kapatmaları hoş görmeyeceğinin vurgulanması gerektiğine de değinilmiştir. Elbette Atatürk Türkiyesine yakışır bir tutum değildir ve aklı başında hiç kimsenin darbeleri durduk yerde onaylaması beklenmez .Zira demokrasilerde sorunlar yine demokratik kurumlarca çözülmelidir ve bir parti eğer o ülkeye zarar verecek boyutlarda bir takım uğraşılara girmiş gibi algılanıyor ve bundan şüphe duyuluyorsa buna yönelik kapatma davası açılarak hukuki ve anayasal kurumların çalıştırılması da yine demokratik çözümdür. Yani garipsenmemeli..
Ekonomik verilere bakıldığında da küresel krizden en çok etkilenen zayıf ekonomilerdir ve Türkiyenin bu krizden ilk elden etkilenecek ülkeler arasında adı geçtiği bellidir. Dışa bağımlı, yabancı sermaye ile yani sıcak para ile dönen bir ekonomide, elinizde ne var ne yok satıp da sonradan ufacık bir krizde kendini güvende hissetmeyen sıcak paranın kaçıp gitmesi ise garipsenmemelidir yine.IMF nin girdiği hangi ülke iflah oldu ki..?