Kadınların gözü medyanın üzerinde olacak!
Kadınların Medya İzleme Grubu, “Medyada Cinsiyetçiliğe Son!” adıyla bir kampanya başlatıyor. 25 Nisan-25 Mayıs tarihleri arasında yapılacak kampanyada medya iki hafta süreyle takibe alınacak ve sonuçlar düzenlenecek konferansta paylaşılacak.
Medyanın arka sayfasında ‘güzel’, TV’lerin gündüz kuşağında ‘kurban’, cinayet haberlerinde ‘iyi aile kızı’ ya da ‘kötü kadın’, siyaset sayfalarında ‘başörtüsü’ ya da ‘bayrak taşıyıcısı’ ve medyanın mutfağında çalışıp görünmez olmaktan bıktık!.. Böyle düşünenler, Kadınların Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ) başlattığı kampanyaya destek verebilirler.
CİNSİYETÇİ OLMAYAN MEDYA İÇİN!
Avrupa Demokrasi ve İnsan Hakları Girişimi programı çerçevesinde Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen kampanya, Friedrich Ebert Stiftung, Mama Cash, Global Fund For Women’in katkılarıyla Kadınların Medya İzleme Grubu tarafından, Filmmor Kadın Kooperatifi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi ortaklığıyla gerçekleştiriliyor.
23 kadın örgütünün girişimiyle kurulan Kadınların Medya İzleme Grubu MEDİZ’in “Medyada Cinsiyetçiliğe Son!” kampanyası 25 Nisan’da başlıyor. Kampanya, Medya İzleme Çalışması ve “Cinsiyetçi Olmayan Medya İçin” konferansı ile başlıyor. Konferans, 3-4 Mayıs’ta İstanbul Bilgi Üniversitesi-Dolapdere Kampüsü’nde yapılacak.
İKİ HAFTA SÜREYLE MEDYA TAKİBE ALINACAK
“Medya İzleme Çalışması” adıyla televizyon ve radyo kanalları, günlük gazeteler ve internet sitelerinin takip edilerek, medyada kadınlara yönelik hak ihlalleri, ayrımcılık ve cinsiyetçi kalıpları izleyen iki haftalık bir araştırma yapılacak. Çalışmanın sonuçları, düzenlecek konferansta paylaşılacak. Konferans daha sonra kitap haline getirilecek. Kampanya, (www.mediz.org) web sayfasından da izlenebilecek.
CİNSİYETÇİ OLMAYAN MEDYA MÜMKÜN MÜ?
3-4 Mayıs 2008 tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi-Dolapdere’de düzenlenecek konferansta, medya yöneticileri ve çalışanları, medya izleme grupları ve feminist medyadan temsilciler, akademisyenler, kadın gazeteciler ve kadın örgütleri ile “Cinsiyetçi olmayan medya nasıl mümkün olur?” sorusu tartışmaya açılacak.
Cinsiyetçi olmayan medya için harekete geçilmesini hedefleyen MEDİZ’den yapılan açıklamada “Medyada Cinsiyetçiliğe Son” kampanyası ile;
- Medyada kadının insan hakları ihlallerinin teşhirine ve kadınların cinsiyetlerinden ötürü ayrımcılığa uğramadıkları medya oluşturulmasına,
- Medyada kadınların kurban, zavallı mağdur, cinsel nesne, kutsal ana, namus simgesi, vb. geleneksel roller çerçevesinde, erkeklere bağımlı olarak sunulmasının engellenmesine,
- Magazin ve 3. sayfa gibi alanların dışında kalan, siyaset, ekonomi, uluslararası ilişkiler vb. konularda kadınların yok sayılmasına son verilmesine,
- Kadının medyada çeşitli beceri, uzmanlık ve yönleriyle dengeli biçimde temsil edilmesinin teşvik edilmesine,
- Neredeyse tamamen erkeklerin egemen oldukları “tepe”ler (yönetim kadroları) ve “köşe”lerde (köşe yazıları, yorumlar, yönlendirici görüş alanları) kadınlara yer açılmasına,
- Tüm muhataplarla birlikte müzakere edilmiş cinsiyetçi olmayan bir medya etiği oluşturulmasına, katkıda bulunarak, medyada cinsiyetçiliğe son verilmesi için değiştirici dönüştürücü bir rol oynanması amaçlanıyor.
MEDYA İZLEME GRUBU’NDA KİMLER VAR?
Kadınların Medya İzleme Grubu MEDİZ; Adana Kadın Hukukçular İnisiyatifi, Amargi, Ankaralı Feministler, Avcılar Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Kooperatifi, Avrupa Kadın Lobisi Ulusal Koordinasyonu (AKLTUK), Denizli Kadın Platformu, Feminist Kadın Çevresi, Filmmor Kadın Kooperatifi, İris Eşitlik Gözlem Grubu, İstanbul Kadın Hukukçular İnisiyatifi, İzmir Kadın Dayanışma Derneği, İzmir Kadın Hukukçular İnisiyatifi, KADAV-Yeni Adım Sitesi, KA-DER, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı, Kadınlarla Dayanışma Vakfı, KAMER, Kırk Örük Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kooperatifi, Mor Çatı, Pazartesi Dergisi, SOGEP, Van Kadın Derneği, Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi’den oluşuyor.
NTV
Re: Kadınların gözü medyanın üzerinde olacak!
Alıntı:
Medyanın arka sayfasında ‘güzel’, TV’lerin gündüz kuşağında ‘kurban’, cinayet haberlerinde ‘iyi aile kızı’ ya da ‘kötü kadın’, siyaset sayfalarında ‘başörtüsü’ ya da ‘bayrak taşıyıcısı’ ve medyanın mutfağında çalışıp görünmez olmaktan bıktık!.. Böyle düşünenler, Kadınların Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ) başlattığı kampanyaya destek verebilirler.
Tabi güzel bir hareket, tebrikler...
Umuyorum; bu güzide Kadın Dernekleri ve kuruluşlarının, medyayı izlemek yanında, medyaya konu olan, 3-5 karılı adamları, 14 yaşında kıza cinsel istismarı vb. açıktan eleştirdikleri, doğan kızına kumasının adını vermek zorunda kalan kadını, lezbiyen tacize maruz kalan, üstüne bir de kendilerini kabul edecek okul bulamayan ilköğretim öğrencisi kızları sahiplendikleri günleri medyada görmemiz yakındır.
Selamlar,
Re: Kadınların gözü medyanın üzerinde olacak!
Umarım Sayın Gür, umarım...
Üzülüyoruz, kahroluyoruz, fakat ne yazık ki değişen bir durum yok, aksine gün geçtikçe kötüleşiyoruz!
Bu kadar derneğimiz , kuruluşumuz varmış ama hiç biri 'Barış Gelini'ni karşılamayı akıl edemedi, hangi birine yanalım!
Medyayı takip etmekle ne değişecek bilemiyorum ama,
Allah ıslah etsin! Öylelerine insan demeye, dili varmıyor insanın...
Saygılar,
Re: Kadınların gözü medyanın üzerinde olacak!
Kadınlar arka sayfalarda o halde görünmeyi kendileri istiyorlar ki, oralarda olabilmek için büyük çabalar harcıyorlar. Her kadını arka sayfada göstermezler. Çünkü arka sayfa okuyucularının sayısı azalır. Evet her kadını oralarda göstermezler. Sadece o şekilde kendini reklam ederek bundan herhangi bir menfaat temin etmek isteyenler oradadır. Pek çok kadın arka sayfa da olmak istese de olamaz. Genelde arka sayfada asla olamayacak kadınlar tepki gösterirler onlara. Arka sayfada olmak da bir hak ve özgürlüktür ayrıca. İsteyen kullanır. İsteyen de tesettüre girer.
Re: Kadınların gözü medyanın üzerinde olacak!
Kadınların iyi aile kızı, kurban, kötü kadın veya iyi kadın olarak vasıflandırılabilmesi sizi neden üzüyor acaba? Benzer sıfatlar erkeklere de yakıştırılabiliyor. Erkekler de kuban olabiliyor.İyi aile babası ya da ayyaş adam olabiliyor.Medya bu şekilde yansıtabiliyor.Bu normaldir de.Çünkü bir insan bu ve çeşitli sıfatları taşıyabilir.Kadınlar da hayatın gerçeklerine uygun olarak medyaya böyle yansıyabilirler.Bu neden rahatsız ediyor anlamadım.Ama çok önemli haberlere konu olmasını istiyorsanız kadınların olabiliyorlar zaten.Amerika dışışleri bakanı veya Alman devlet başkanı ve başka bir çok kadın çok önemli haberler konu oluyorlar.Çünkü onlar ne ezilmişlik edebiyatıyla vakit kaybediyor ne de erkek düşmanlığını kendilerine siyasi, ticari başka bir şekilde rant kapısı yapmaya tenezzül ediyor. Zeki ve başarılı kadınlar hakettikleri yerdeler dünyanın her yerinde bu böyle.Türkiyede de bir çok kadın kaliteli haberlere konu oluyor.Örneğin Tüsiad başkanın gibi.O zaman ezilmişlik edebiyatını bırakıp erkeklerle mücadele dernekleri kurmak değil kendini geliştirmek ve çalışmak gerekir.