İktidardaki milletvekilleri Mecliste adam dövmeye başladıklarında acaba yumruk atmak da bir hitabet şekli midir?
Atanlarla yiyen arasındaki fark nedir?
Saygılarımla.
Printable View
İktidardaki milletvekilleri Mecliste adam dövmeye başladıklarında acaba yumruk atmak da bir hitabet şekli midir?
Atanlarla yiyen arasındaki fark nedir?
Saygılarımla.
Bu konu epey zaman önce ülkem insanının gündeminden kalktı sanıyorum. Artık meclisteki bu itiş kakışlar ülkem insanını etkilemiyor diye düşünüyorum.
TBMM gibi çok önemli bir çatı altında 12 eylül öncesi yüzlerce tur olarak yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Bülent ERSOY'a ve o dönemin en önemli dansözlerinden biri olan Nesrin TOPKAPI'ya oy çıktığı görüldüğünden, itiş kakış gibi olaylar son derece masumane kalmaktadır. Kürsüdeki konuşmacının üzerine yüründüğü ve konuşmacının da bu itiş kakış sırasında vefaat ettiğine de yakın geçmişte tanık olduk.
Kamer GENÇ hayatını kurtardığı için sadaka vermeli diye düşünüyorum. :)
Uzak doğu'da (yanılmıyorsam Tayvan'da) meclis kavgalarını televizyonda ilgi ile izliyorduk.
Ama bizim meclis de kavgalara çok yabancı değil..
Daha 20'li yıllarda meclisteki sert muhalafeti nedeniyle Trabzon mebusu Ali Şükrü Atatürk'ün koruması Topal Osman tarafından öldürüldü.
Çetin Altan'ın mecliste yediği dayak da bu konudaki önemli klasiklerimizdendir.
Bir kaç yıl önce bir milletvekili başka parti vekillerinin saldırısı sonunda kalp krizi geçirip mecliste öldü.
Yine yanlış hatırlamıyorsam bir vekil bri başka vekili tabanca ile yakın geçmişte öldürmüştü.
Bu kavgalara alıştık..
Ama bu manzaralar demokrasiye yakışmıyor.
Artık yumruklarla değil, düşüncelerle kendimizi iafade etmesini becerebilsek iyi olacak..
Hürriyet’ten Bekir Coşkun’un yazısındaki son cümle;
“Son tespit; bir iktidarın milletvekilleri Meclis’te adam dövmeye başladıklarında..
O iktidar bitmiştir.
Bu kadar..”
Tespit doğru mu?
Dört dörtlük...
*
Konuşmamız gereken şu; AKP milletvekillerinin sinirleri neden bozuk?
Denilecek ki;
Kamer Genç tahrik etti, Başbakan’a Tayyip, Tayyip diye seslenilir mi? Ayıp..
Bu da doğru..
Üslup çirkin..
Ama üslubu çirkin diye kızdığımız her adamı dövmeye kalksak memlekette dayak yemeyen adam kalır mı? Her kızdığımız adama tekme tokat saldırırsak o memlekette demokrasi olur mu?
Olayın daha da vahim bölümü var; Başbakan AKP milletvekillerinin muhalefet kulisini basarak Genç’i dövmeye kalkmalarını normal karşıladı.. Onay verdi.. Ne var bunda anlamına gelecek sözler söyledi..
AKP’li vekiller Genç’in ağzını burnunu kırsaydı, kafasını patlatsaydı ne olacaktı!
Hiç!!!
Başbakan herhalde aferin diyecekti..
Başbakan öfke de bir hitap şeklidir demişti ya..
AKP milletvekilleri de yumruk atmak da bir hitabet şeklidir der mi?
*
Sahi AKP milletvekillerinin neden sinirleri bozuk? Kapatma davası nedeniyle mi? Yoksa hafta sonları seçim çevrelerine gittiklerinde durumun vahametini mi görüyorlar da ondan mı? İşlerin ters gittiğinin farkındadırlar.
Esnafla konuşsalar, hepsi kan ağlıyor..
Kahveye otursalar herkes işsizlikten yakınacak... Hayatın giderek pahalandığından şikayet edecek!
Yoksa mucizenin sonu mu?
AKP’nin getirdiği ekonomik mucize yoktu da dünyadaki bol para dalgasının üzerine çıkıp beş yıldır sörf mü yapıyorduk?
Dalga kıyıya vurunca oyun bitti!..
Mucize dedikleri yüksek faizle para çekmek miydi? Bu gerçeğin ortaya çıkması AKP’li vekillerin sinirini bozmuş olmasın!
Belki de liderlerine laf söylenmesini hazmedememişlerdir.. Onu erişilmez, ulaşılmaz, konuşulmaz, eleştirilmez buluyor olabilirler..
Ne yani..
Bağımsız bir milletvekili çıkıp yüzde 46.6 oy alan bir kişi için ağzına geldiği gibi konuşabilir mi?
Demokrasilerde konuşamaz mı?
İşin özüne bakarsanız..
Yumruk atan da vekil, yumruk yiyen de.. Aralarında fark yok.. Aslında büyük fark var.. Yumruk yiyen kendi gücüyle geldi, yumruk atan liderinin gücüyle..
Belki de bu yüzden liderlerine toz konduramıyorlardır.. Varlık nedenleri olduğu için..
*
Cuma günü AKP’nin kadınlarını yazmıştım.. Türban için tesettüre bürünmek için didinen, savaşan kürsüye çıkıp nutuk atan ama çalışan kadınların hakları elinden alınırken suspus olan kadınları..
AKP’nin kadınlarını..
Liderleri istediği için konuşan..
Liderleri istemediği için susan kadınları.. Kendi hem cinslerinin haklarını bile savunamayan kadınları..
Meclis’teki şiddete karşı da sessiz kalırlar mı?
Kaldılar bile.. Adam dövmeyi, yumruk atmayı onayladılar bile..
Ağızlarını açamadılar..
20/Nisan/2008 M. Tezkan
Kamer Genç beyin kanaması geçirdi
19:05 | 11 Haziran 2010
http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResi...di-690699.Jpeg
Tunceli'den bağımsız seçilen, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına geçmesiyle CHP'ye katılan Kamer Genç beyin kanaması geçirdi.
Kamer Genç hemen hastaneye kaldırılarak ameliyat edildiği ve yoğun bakımda tutulduğu bildirildi.
CHP’den verilen bilgiye göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da hastaneye kaldırılarak tedavisine başlanan Genç’i telefonla aradı ve bilgi aldı. Genel Başkan Yardımcıları Hakkı Süha Okay ve Haluk Koç ile Genel Sekreter Yardımcısı Tekin Bingöl’de Kamer Genç’i ziyaret için İbn-i Sina Hastanesi’ne gitti.
GENÇ'İN SAĞLIK DURUMU İYİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in sağlık durumunun iyi olduğunu ve gelecek hafta
çarşamba ya da perşembe günü taburcu edileceğini bildirdi.
M.E.Sezen: Açil şifa diler enkısa zamanda Meclis'te görme dileyimle sağlıklı uzun yılar dilelerim.
http://www.milliyet.com.tr/kamer-gen...21/default.htm
AKP’nin gidişini görmeden öbür dünyaya gitmeyeceğim
http://www.hurriyet.com.tr/_np/6812/10836812.jpg
Saygı ÖZTÜRK / ANKARA 13 Haziran 2010
Başağrısı şikayetiyle gittiği Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi’nde beyin kanaması geçirdiği belirlenen ve hemen ameliyata alınan CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, “Rahatsızlığıma bazıları sevinmişlerdir. Ama bilsinler ki AKP’nin iktidardan gidişini görmeden ben de bu dünyadan öbür dünyaya gitmeyeceğim” dedi.
Genç, ameliyat sonrası hastane odasında Hürriyet’e şunları anlattı: “Spor yaparken ağaçlara da tırmanırım. Yine spor yaparken bindiğim dal kırılınca ben de düştüm. Bayılmışım. Yanımda kimse yoktu. Kendime geldikten sonra herhangi bir ağrı hissetmediğim için doktora da gitmedim. Ancak olaydan yaklaşık 1.5 ay sonra başağrılarım başladı. Geçen hafta TBMM kürsüsüne çıktığımda konuşmakta zorlandım. O yüzden konuşmamı kısa kestim. Aynı gün TBMM doktoruna gittim. Muayene edip şaka yollu, ‘Kamer Bey, Ak Parti’yi sürekli eleştirdiğin için günahın çok. Başın ondan ağrıyor’ dedi. Bana ağrı kesici ilaçlar yazıp gönderdi. İlaçları kullanmaya başladım, fayda etmedi. Yakın arkadaşım Prof. Dr. Tarık Yazar’a baş ağrımı söyleyince birlikte hastaneye gittik. Tetkiklerim hızla yapıldı. Beyin kanaması geçirdiğimi söylediler ve hemen Prof. Dr. Nihat Egemen ve ekibi tarafından ameliyata alındım. Ameliyata girdiğimi eşime bile haber veremedim. Ameliyattan sonra kızımı görmek için yurtdışında olan eşime ‘Ben ameliyat oldum, merak edecek bir şeyim yok’ dedim.”
Hürriyet
Azrailden yumruk yemek bile durduramıyor Sn. Genç i :DD
Alem insan vesselam..