Bilgi Eksikliği, Adalete Ulaşmayi Engelliyor.
Malesef toplumumuzda bir çok suç, bilgisizlik yüzünden besleniyor ve mağdur olan taraflar sindirilebiliyor. Özellikle bayanlara yönelik tehdit, şantaj ve özgürlüğünü kısıtlayıcı muameleler, toplumun dışlanmasından korkulduğu ve suçu işleyenin gerekli cezayı alıp alamayacağı tereddütü ile ödüllendiriliyor. Benim fikir isteğim konu şu; Gönüllüde olsa iki kişi arasında yaşanılan bir birliktelik sonrasında, erkeğin bayana sürekli olarak bu birlikteliğe ait elinde ileriye yönelik topladığı delillerle baskı yapması, (ses kaydı, resim, vs) yeni bir hayat kurmasına engel olması ve dahası, yine bunları kullanarak maddi çıkar sağlamaya çalışması halinde, yapılacak bir şikayette bayanın ne tür delillere ihtiyacı vardır? Tehdit ve şantaj görüşmeleri telefonla kaydedildiği takdirde savcılıkça delil olarak kabul edilebilir mi? ve şikayetçi olan tarafın yani bayanın bu konuda güvenliği sağlanarak, dava gizli tutulabilir mi? Malesef bu tür davaların basında çıkması bir bayana davacı olduğu kişiden daha çok zarar verebiliyor. Yine malesef ki bir çok bayan böyle konulara muhatap oldukları halde, sonuçlarından çekindikleri için, bunu yapanlar emellerine ulaşıp ya birlikteliğin devamını ya da maddi çıkarı elde edebiliyorlar.
Re: Bilgi Eksikliği, Adalete Ulaşmayi Engelliyor.
Sayın erzkdr,
Suç işlenmesi başka, işlenmiş suçun delillendirilmesi başka bir şeydir.
Burada santaj ve özel hayatın gizliliğine aykırı davarınyar söz konusudur. İki kişi arasında geçen özel anların kayda alınması ve daha sonra şanta<j olarak kullanılması, bir iliknin devamına olanak verecek şekilde kullanılması sanırım bir değil birden fazla suçu doğuracaktır.
Özel yaşamın gizliliğini ihlal, ifşa, kayıt altınama, santaj, cinsel saldırı gibi...
Delillendirme gibi bir yargılama usul hukuku konusunun, bir kaç cümle ile özetlenen kısa bir bilgiden yola çıkarak derinlemelisine incelenmesi mümkün değildir.
Gizili yapılan ses ve video kayıtlarının hukuki geçerliliği halen tartışmalı olmak ile birlikte, türkhukuksitesinde yayınlanan ve sayın Avukat M. İhsan Darende tarafından hazırlanan "Ceza Yargılamasında Görüntü Ve Ses Kasetlerinin Delil Olması" başlıklı kıymetli bir makalenin okunması sanırım fikir verecektir. Ancak bazı yeni yargı içtihatları farklı açıdan konuya yaklaştığını belirtmek isterim.
sayın Avukat M. İhsan Darende tarafından hazırlanan makaleden bir alıntı "kayıt yapan, o faaliyetin içinde yer almaktaysa, yaptığı kayıt, kendi faaliyet alanını da içine almaktadır. Yani kendi bulunduğu mekanı, gizli de olsa kameraya kaydeden, kendi yaptığı telefon görüşmesini kayda alan şahıs, üçüncü şahsın özel alanına gizlice girmiş değildir. Üçüncü şahsın faaliyeti, kaydı yapana karşı gizli değildir. Elbette bu kaydın, üçüncü şahıslara ifşası, hukuka uygun bir nitelik taşımayacaktır. Ancak incelediğimiz olgu, bu kaydın kamuya açıklanmasının hak ihlaline yol açıp açmayacağı değil, bir ceza yargılamasında delil olup olmayacağıdır."
İyi günler
Re: Bilgi Eksikliği, Adalete Ulaşmayi Engelliyor.
ben halktan biriyim nacizane fikrimi soylemek istiyorum.bence kesinlikle gizli kayit cinayet disinda yasaklanmali.cunku her hangi bir konusmayi cevirebilme olsaligi ve (ses kayitlari icin)cok kolay .izledigim bir dizide tehdit alan adam bu telefonlari kaydedmiyor fakat o esnada megafonu acıyor ve arlkadaslarina dinletiyor bu durumda bu kisilerde sahit oluyo yani tanık.boylesi bence daha etik ve akla mantik yoksa obür türlü herkes ceo telefonuyla her kaydettigini mahkemelere sunarsa bir patlama yasanir.paranoyak bir toplum haline donusuruz.ortalık iftira hakaret yada sozle taciz gibi davalardan gecilmez.ufak tefek kucuk olaylarda herkes sabıka alır.sanirim surekli kayıt edildigini bilmek gibi bir duygu ile yasamak pek hos olmaz.tabiki ortada cok buyuk bir suc varsa cinayet vs o zaman bu görüntü kaydi gizlide olsa önemlidir.yada güvenlik kamerasina yaklanan bir hirsiz.eger mahkemeler bu tür kayitlari delil almaya basladigi an ben tüm konusmalari kaydedip önüme gelene dava acarim:))))