Disiplin Hapsi Bir Ceza Midir

SUÇ OLMAYAN EYLEMDEN DİSİPLİN HAPSİ –CEZA/İNFAZ-

İİK da tanımlanan bir kısım eylemler disiplini bozan ve tazyiki gerektiren eylemler olarak tanımlanmış ve disiplin hapsi ile tazyik hapsi şeklinde cezalandırılması uygun görülmüştür.

Uyum Yasaları eş-zamanlı olarak yürürlüğe giren Yasalardır. Böyle olunca kendi aralarındaki uyumun olması da kaçınılmaz ve olması gerekendir.

5271 Sayılı CMK.nun 2 Md si “ Tanımlar” Madde başlığı altında
“Tanımlar
Madde 2 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
.....
l) Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi,
İfade eder.”
Şeklindeki belirleme ile Disiplin hapsini tanımlamış ve ancak “Bu Kanun Uygulanmasında “ demek suretiyle çok açık bir şekilde disiplin hapsinin CMK na aykırı eylemler için öngören bir yaptırım olduğunu belirtmiştir. Ki
“Hâkim veya başkanın yetkisi
Madde 203 – (1) Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır.
(2) Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarılmasını emreder.
(3) Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla derhâl dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz”
bu madde ile de disiplin hapsinin hangi eyleme uygulanacak bir disipliner yaptırım olduğunu göstermiştir.
.../..
Anayasa’nın 38. Maddesi ile suç ve cezalarda yasallık ilkesine temas edilmiş ve Anayasal güvenceye alınarak korunmuştur. 5237 Sayılı TCK.7 Md si ile paralel bir düzenleme getirilmiştir.5252 Sayılı TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN un “Geçici Madde 1 - (Ek madde:11/05/2005-5349 S.K./6.mad)
(1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır. “ hükmü ile de özel Ceza Yasalarına gönderme yapılarak TCK.nun Genel Hükümlerinin –ki buradaki atıf aslında 5237 Sayılı Yasal düzenlemeden önceki özel ceza Yasalarına yapılmaktadır ve Yeni yapılan İİK na bir gönderme yaptığı düşünülemeyecektir- bağlayıcı üst norm olması kuralı benimsenmiş olmakla İİK nundaki düzenlemelerin de bu genel norma uyumlu olması kaçınılmazdır.
TCK.CEZALARı 45 ve devamı Maddelerinde, GÜVENLİK TEDBİRLERİni ise 53 ve devamı Maddelerinde düzenlemiş bulunmaktadır. Genel Bağlayıcı olan bu normlar içerisinde DİSİPLİN HAPSİ ve TAZYİK HAPSİ tanımlanmamıştır. Böyle olunca Ceza Kanununun Ceza Yaptırımına bağlamadığı bir eylemin Suç olarak kabul edilmesi düşünülemez. Öyle ise İİK.da tanımlanan yaptırımlar her hangi bir suç sayılan eylemin karşılığında verilen cezalar olmaktan çıkacaktır. Ceza Yasaları bir eylemin ne şekilde suç sayılacağını ve yaptırımını belirlerken İnfaz Yasaları da verilen Cezaların ne şekilde yerine getirileceğini gösteren temel Yasalardandır. Cezaların ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin Yasal bir düzenleme olmadan verilen hiçbir ceza yerine getirilemez. Bu bağlamda 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 98 ve devamı Maddelerinde düzenlenen cezaların ne şekilde yerine getirileceklerine ilişkin düzenlemelerde ise DİSİPLİN HAPSİ ve HAPSEN TAYİK’in ne şekilde yerine getirileceklerine ilişkin hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Her ne ad altında olursa olsun disiplin hapsi ve hapsen tazyik kararları ile kişi özgürlüğünün kısıtlandığı ve Ceza İnfaz Kurumlarında yerine getirildiklerinin unutulmaması gerekmektedir. O zaman bu yaptırımların ne şekilde yerine getirileceklerinin yasal olarak tanımlanmasına ihtiyaç vardır ve 5271 Sayılı CMK.nun 2. Maddesi ile yerine getirilmeleri/infaz edilmeleri bu nedenle Anayasa’nın ve Anayasa ile kabul görülen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerinin açık hükümlerine aykırılık teşkil edeceği görüşündeyim

saygılarımla

Anayasa Mahkemesi'nin 28.2.2208 gün 2006/71 Esas sayılı inceleme dosyasından 5358 Sayılı Yasa İle değişik 2004 Sayılı İİK.nun 337/1 Madde/fıkrasının İptaline karar verilmiş olduğu, ve henüz Resmi Gazetede Yayımlanmamış olmakla beraber yürürlük tarihinin bir yıl sonrasına ertelendiği,açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin web sitesinden sözü edilen karara ulaşılabilir.
Böylece bu tarihten geriye doğru 10 günlük disiplin hapsi cezalarının infaz kabiliyeti kalmamaktadır. Karar lehe olduğundan geçmişe yürüyecek ve sonuçlarını doğurması için infaz dosyaları için 1 yıllık sürenin geçmesi beklenmeyecektir.

Edindiğim bilgiye göre bazı mahkemeler tarafından infaz aşamasına gelen dosyalarda ek kararlar verilerek infazlar 1 yıl ertelenmektedir.Hatta disiplin hapsinden dolayı yatmakta olanların bile serbest bırakıldığını duydum.

Bu doğrultuda iptal kararının 1 yıllık ertelenmesinin uygulamaya ne gibi bir etkisinin olacağını merak ediyorum. Ayrıca şuanda 337/1'e dayanarak şikayette bulunulduğunda ne gibi bir sonuçla karşılaşılacak.Cevap verirseniz sevinirim

Anayasa Mahkemesi nin kararını kamuoyuna açıklamış olması nedeniyle 337/1 maddede tanımlanan suç yok sayılacaktır. Böyle olunca yeni düzenleme yapılana kadar mal beyanında bulunmama suçu ve yargısı söz konusu olamaz ve yeni düzenleme geçmişe yürütülemeyeceğinden AY.38 ve TCK.nun 7 md gereği tüm infaz aşamasındaki hükümler infaz kabiliyetini yitirdiklerinden iade edilecek, görülmekte olan davalar da suç ceza yokluğundan ortadan kaldırılacaktır. 1 yıl beklemenin bir anlamı olmadığı gibi AY.nın 10 maddesine aykırılık söz konusu olacaktır ve üstelik yasaya ve hukuka bağlı hükümlü geldiğinde ceza evine gönderilecek, kaçan yasayı tanımayan ise 1 yıl sonra neredeyse ödüllendirilmiş olarak serbest kalacaktır ki bu yasanın ruhuna hukuka aykırı olur düşüncesindeyim
saygı ile...