Temel Ceza Hangisi/Para mı Hapis mi?

...
5237 sayılı yasanın 50 maddesinin madde başlığının “kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar”şeklinde belirlendiği,bu belirlemenin yasa koyucu tarafından yapılırken“YAPTIRIM” tanımının hapis cezası yerine uygulanacak ceza olduğunun açık olduğu, hapis cezasından dönüştürülen para cezasının asıl ceza olduğunun kabıl edilmemesi halinde 51 madde kapsamında ertelenmesinin de olanaklı olduğunun söylenmesi gerektiği açık olup bunun yasanın genel yorumuna uygun düşmeyeceği, bu nedenle de asıl ceza para cezası olduğundan ertelenmesinin yasal olarak olanaklı bulunmadığı,
Ayrıca, 5275 sayılı yasanın 106 maddesi ile Adli Para Cezasının yerine getirilmesi yönteminin özel olarak belirlendiği ve seçenek yaptırım şeklinde belirlenen adli para cezası için 5237 sayılı yasanın 50.Maddesine gönderme yapmakla yetindiği, 50.Madde ile seçenek yaptırımlar öngörülürken yalnızca adli para cezası değil tazmini ve belirli sürelere bağlı olarak hak yoksunluğu, eğitim kurumuna devam, ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması gibi yaptırımlarında düzenlenmiş olduğu, 5237 sayılı yasa 50/5 ile 5275 sayılı yasanın 106/9 son cümlesinin paralel düzenleme içerisinde bulundukları, her iki hükümle de hak yoksunluğu bakımından asıl olanın adli para cezası olduğunun açıkça hüküm altına alındığı,
5237 sayılı yasanın 50/6 maddesinin son cümlesi ile “Bu durumda beşinci fıkra hükmü uygulanmaz ”tanımlanması ile seçenek yaptırımların yerine getirilmesine olanak sağlanmakla beraber seçenek yaptırımların bir kısmının anında yerine getirilmesi ile tamamlanması (para cezası, tazmin) mümkün iken bir kısmının (eğitim kurumuna devam, belli yere gitmeme) ise zamana yayıldığının görüldüğü, bu açıdan seçenek yaptırıma uyulmaması durumunda da cezanın yerine getirilmesi konusunda sürekli oyalama eylemine olanak verilmemesi için zamana yayılan seçenek yaptırımların geri dönüşümünün uygulanmasına olanak sağlanması yönünden 50/6 maddesi ile 5 fıkranın uygulanamayacağı şeklindeki hükmün para ve tazmini seçenek yaptırımları açısından farklılık arz ettiği, suçtan zarar görenin zararının karşılanması yaptırımını zamanında yerine getirmeyen hükümlü hakkında hapse geri dönüldüğünde tazmin etmek istemesi durumunda bunun olanaklı olmadığı bildirildiğinde bunun zarar görenin hukukunu da etkileyen bir karar olduğu ve yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği,
Seçenek yaptırımlardan para cezası ile ilgili olarak 5275 sayılı yasanın 106/9 maddesi ile 5237 sayılı yasaya gönderme yapılmakla doğrudan verilen para cezasının hapse dönüştürülmesi ile hapisten paraya ve tekrar hapse dönüştürülen cezaların infazında ilkinde tam ikincisinde 2/3 üzerinden infaz rejimi konusunda ayrım gözetildiğinin ve bu göndermenin bu oranları korumaya yönelik olduğunun anlaşıldığı,
Hapis cezasından dönüştürülmüş adli para cezasının ödenmemesi halinde yeniden hapse dönüşümüne ve yönelik kararın hükümlünün ödeme emrine uymaması şeklindeki hükümden sonraki bir eyleme yönelik olduğu, kişilerin eylemlerinden dolayı sorumlu olmalarının tartışmasız olduğu, ancak 5237 ve 5275 sayılı yasaların uyum yasaları kapsamında değerlendirilmelerinin gerektiği, bir eylemden dolayı özgürlüğünün ancak açık yargılama ve kanıtların tartışılarak sonuçlandırılacak bir yargısal yetki ile kısıtlanabileceği ve buna karşı yasa yollarının açık olması gerektiği, yasa koyucu aslolan para cezasını açıkça tanımlamış olduğundan sonraki dönüşüme ilişkin kararın dosya üzerinden verilmesinde ve itiraza tabi karar olmasında sakınca görmediği, yargılama yöntemi ve yasa yolu şeklinden aslolan para cezasının olduğununda anlaşıldığı, ve ayrıca sonradan dönüştürülen hapis cezasının asıl olduğunun söylenmesi durumunda bunun ertelenebileceğinin de söylenmesinin olanaklı olacağı ki bunun yasanın tüm genel yaklaşımına uygun olmadığının açık bulunduğu,düşünülmelidir.saygı ile

sayın meslektaşlarım hepinizi yürekten selamıyorum,
biraz önce bir meslektaşımdan özel mesaj aldım derler ki yukarıdaki yazı ve yorum size mi ait mahkeme kararı mı yoksa yargıtay ilamı mı diye,
bu forma yazmayı düşündüm çünkü aynı sorular akla gelebilir diye,
yukarıdaki görüşler tamamen benim savunduğum ve uygulamada kabul görmeyen ve Yargıtay 2.Ceza Dairesinin aksine bir kararı da mevcut oluğu halde,
kişisel görüşüm iste temel cezanın para cezası olduğudur ve her aşamada ödenebilir derim, saygılarımı iletiyorum

Alıntı:

---

Nejdet Evren rumuzlu üyeden alıntı

...
.......
ancak 5237 ve 5275 sayılı yasaların uyum yasaları kapsamında değerlendirilmelerinin gerektiği, bir eylemden dolayı özgürlüğünün ancak açık yargılama ve kanıtların tartışılarak sonuçlandırılacak bir yargısal yetki ile kısıtlanabileceği ve buna karşı yasa yollarının açık olması gerektiği, yasa koyucu aslolan para cezasını açıkça tanımlamış olduğundan sonraki dönüşüme ilişkin kararın dosya üzerinden verilmesinde ve itiraza tabi karar olmasında sakınca görmediği, yargılama yöntemi ve yasa yolu şeklinden aslolan para cezasının olduğununda anlaşıldığı, ve ayrıca sonradan dönüştürülen hapis cezasının asıl olduğunun söylenmesi durumunda bunun ertelenebileceğinin de söylenmesinin olanaklı olacağı ki bunun yasanın tüm genel yaklaşımına uygun olmadığının açık bulunduğu,düşünülmelidir.

---

Nejdet Bey görüşünüze sonuna kadar katılıyorum.

Bu arada ilgilenen meslektaşlarımın 1.3.2008 günlü Resmi Gazetede Yayımlanan 5739 Sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Md.4 ve 5 e bakmaları ve değerlendirmeleri uygun olacaktır.

Sayın Savcım;
5739 sayılı Kanun'un ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 106/9. maddesini de göz önünde bulundurduğumuzda söylediklerinize katılmamak mümkün değil.