Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
Merhabalar
9 Mayıs 2007 tarihinde evlendim. Ailemle birlikte oturuyorduk (annem,babam,eşim,ben) anlaşmamız arsamızı mütahite verip evimiz yapılana kadar birlikte oturmaktı. evlendikten üç ay sonra eşim evi terk etti 9 gün süren ayrılık sonucunda eşimi eve dönmeye tekrar ikna ettim daha sonra geçen 4 ay dan sonra eşimle tekrar sorunlarımız oldu eşim ben işteyken ailesini arayarak çagırmış annem ve babamdan bir kaç günlügüne izin isteyerek eşimi götürmüşler ancak eşim giderken evde bulunan ziynet eşyaları,saglık karnesi ve yaklaşık 2000 euroluk biriktirdigimiz parayıda beraberinde götürmüş aradan 40 gün geçti gerek benim gerek araya giren aile dostları ve akrabalara ragmen eve dönmeyi redetti. Ayrı bir ev açmam kaydıyla eve dönecegini ancak açacagım bu eve ne kendi ailesinin ne benim bu ailemin gelmemsini ailem ile görüşmek istemediğini beyan ediyor şuan ise benim ekonomik durumum bir ev açmaya müsait degil; ev açmıcaksan boşanalım davayı sen aç diyor ne yapmam gerekir
öneri ve görüşleriniz için teşekkür ediyorum ..
Not: (bu olaydan dolayı şuan psikolojik tedavi görüyorum ve çalışmakta zorlanıyorum )
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
sevgili kardeşim, madem eşine kendi evinde yaşama imkanı veremeyecektin niye evlendin... yargıtayın bu konuyla ilgili yerleşik içtihatları var... eşiniz evi terk etmekte haklı... eşinizle boşanmak istiyorsanız anlaşmalı boşanmalısınız... bunun için de en az bir yıllık evli olmak gerekiyor...eğer başka bir sebep yoksa bir ev tut ve eşini ikna et. pire için yorgan yakma...
selamlar...
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
Ahmet bey, biz birlikte yaşamayı daha evlenmeye karar verirken karşılıklı olarak kabul ettik. Eşimin evi terk sebebi temelde birlikte yaşamaya dayalı değil ve dedigim gib ayrı bir ev açacak durumum yok; eşimin ayrı bir ev açsam bile ailemi reddetmesi kanunlara, örf ve adetlere uygun bir davranışmı ?
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
Ahmet bey, biz birlikte yaşamayı daha evlenmeye karar verirken karşılıklı olarak kabul ettik. Eşimin evi terk sebebi temelde birlikte yaşamaya dayalı değil ve dedigim gib ayrı bir ev açacak durumum yok; (boşanma için haklı bir sebep olarak ileri süremezsiniz)eşimin ayrı bir ev açsam bile ailemi reddetmesi kanunlara, (boşanma davasına konu olabilir)örf ve adetlere uygun bir davranışmı?
ayrıca açacağın dava da hakim boşanmaya karar verebilir... ancak kusur incelemesinde daha ağır kusurlu olacağınız kanaatindeyim. bu nedenle eğer eşiniz çalışmıyorsa nafaka da ödemek zorunda kalırsınız...
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
Dostum selamlar. Benzer sorunla ben de uğraşıyorum. 15 ay sürdü evliliğim. 5 aydır ayrıyız. Başta anlaşmalı olarak ben dava açtım. Daha sonra çekişmeliye döndü. 2 celse görüldü. 2. celsede tedbir nafakasına hüküm verildi. Şu anda mali durum tespiti yapılmasını bekliyorum. Muhtemelen iş biraz daha uzayacak.
Avukat bey cevabında "madem ayrı ev açamayacaktın neden evlendin" diye akıl vermiş ama uzaktan davulun sesi bu baylara hoş geliyor. O davul bizim gibi insanların kafasını patlattı, halden anlayan yok. Maddi durumumuz yok kardeşim, makro ekonomik dengeler kurmaya gerek yok. Basit bir toplama çıkarma hesabıyla bunu herkes görür ama nedense kimse anlamıyor. Aileyle beraber oturma olayı bir süreçtir, şartlar uygun olduğu zaman herkes yolunu ayırır. Kimse güllük gülistanlık evlilik yapmıyor. Evlilik denen olay çok ağır ekonomik külfetlere katlanarak gerçekleşiyor. Bak eşin ziynet alıyor, birikmiş paranızı alıyor. Buna rağmen kusurlu sen olursun. Doğrudur, eşin ayrı evde oturma hakkı vardır. Bu nedenle dava açarsan olaya 1-0 yenik başlarsın. Ondan sonra tazminat olur, nafaka olur...Ardı arkası kesilmez. Eşin senin dava açman halinde sürecin nasıl işleyeceğini biliyor sanırım. Bu nedenle senin dava açmanı istiyor. Boşanmak isteyen o, sen değilsin. Kendisi açsın davayı. Ama açmaz. Nafaka isteyecek. Hatta tazminat bile isteyebilir. Danışmıştır birilerine bu 40 gün içinde. Danıştığı kişi, ailesiyle aynı evde oturuyorduk dediğinde, ona şu şekilde akıl vermiştir muhtemelen. "Tamam sen ona dava açmasını söyle, söyle ki silkeleyelim bu adamı. Sonuçta olacaklar şu: Ya ayrı bir ev açıp bu evliliğe mahkeme zoruyla devam edeceksin, ya da mahkeme seni kusurlu bulduğu için davan reddedilecek (kusurlu eşin boşanmaya hakkı yoktur) ve 3 sene boyunca boşanamayacaksın. Hatta nafaka ve olasılık tazminat ödeyeceksin. (Tazminata mahkeme karar vermez. Onun için ayrı dava açması lazım.) Takısı makısı neyi varsa ver (tabi sende birşey kaldıysa, aldıklarından bahsediyorsun).
Psikolojik tedavi görüyorum diyorsun. Bu çektiğin sıkıntı da yanına kar kalır. Maalesef böyle. 1 yılı doldurmamışsınız. Bu süre dolmadığı sürece anlaşmalı boşanma imkanınız yok. Eşinin senden istedikleri bana yabancı gelmiyor. Aynı sıkıntıları ben de yaşadım ve eşimin evi ikinci terkedişinden sonra artık gidip te ikna etmeye çalışmadım. Gidersen git dedim. Biterse bitsin yeter artık. Zaten ben bu kadınlardaki ev terk etme huyunu anlamadım. Sırf gözdağı vermek. Dostum istediğini alana kadar senle uzlaşmayacaktır. Sen bu evliliği, istediklerini kabul etmediğin sürece bitti bil. Benim şahsi düşüncem bu yönde. Umarım devam etme imkanınız vardır ancak benzer sıkıntıları ben de yaşadım ve yazdıklarını okurken tüylerim diken diken oldu. Ben zaten sinirli biriyken, tam bir cinnet adamı olup çıktım bu evlilik sonucunda. 5 aydır ayrı yaşıyoruz, ben hala kendime gelemedim. Hala durup dururken sinirleniyorum, sonra duruluyorum. Bu evlilik beni psikopat yaptı desem yeridir. Çalışamama durumunu da anlıyorum. Ben de aynı sıkıntıları yaşadım. Umarım başarabilirsin çalışmayı. Zira buna ihtiyacın olacak dostum. Süreç çok zorlu geçecek. Güçlü olmalısın. Ekonomik olarak güç kaybetmemelisin. Bu alandaki mevziini korumalısın. Cepheye sürecek silahlarından biri de ekonomik durumundur. Senden nafaka isterse nasıl ödersin. İcra gelir bunu nasıl karşılayacaksın. Ne olursa olsun çalışmalısın.
Sana tavsiyem kesinlikle dava açma. Hatta 6 ay bekleyip "eve dön çağrısı" yapabilirsin. Bence bunu araştır. Ancak dava açma konusunda acele etme. Açarsan da şiddetli geçimsizlikten dolayı açma. Dayak veya küfür yoksa aranızda kesinlikle boşanamazsın. Evi terk etmesi, takıları alması, kavga etmeniz, ailene saygısızlık yapması vs...kesinlikle etki etmez davana. Ayrıca iddialarını da şahitlerle ispatlamalısın. Şahitlerin de mahkemede şöyle olmuş böyle olmuş diye ifade vermemeli. Gözümle gördüm kulağımla duydum böyle böyle oldu demeli. Sana şimdilik tavsiyelerim bunlar. Ben süreci hala sancılı bir şekilde yaşamaya devam ediyorum. Gördüklerim bunlar. İşin uzmanları sana daha iyi yardımcı olur. Kolaylıklar ve sabır dilerim dostum. Hoşçakal
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
Alıntı:
kusursuz eş rumuzlu üyeden alıntı
Dostum selamlar. Benzer sorunla ben de uğraşıyorum. 15 ay sürdü evliliğim. 5 aydır ayrıyız. Başta anlaşmalı olarak ben dava açtım. Daha sonra çekişmeliye döndü. 2 celse görüldü. 2. celsede tedbir nafakasına hüküm verildi. Şu anda mali durum tespiti yapılmasını bekliyorum. Muhtemelen iş biraz daha uzayacak.
O davul bizim gibi insanların kafasını patlattı, halden anlayan yok. Maddi durumumuz yok kardeşim, makro ekonomik dengeler kurmaya gerek yok. Basit bir toplama çıkarma hesabıyla bunu herkes görür ama nedense kimse anlamıyor. Aileyle beraber oturma olayı bir süreçtir, şartlar uygun olduğu zaman herkes yolunu ayırır. Kimse güllük gülistanlık evlilik yapmıyor. Evlilik denen olay çok ağır ekonomik külfetlere katlanarak gerçekleşiyor. Bak eşin ziynet alıyor, birikmiş paranızı alıyor. Buna rağmen kusurlu sen olursun. Doğrudur, eşin ayrı evde oturma hakkı vardır. Bu nedenle dava açarsan olaya 1-0 yenik başlarsın. Ondan sonra tazminat olur, nafaka olur...Ardı arkası kesilmez. Eşin senin dava açman halinde sürecin nasıl işleyeceğini biliyor sanırım. Bu nedenle senin dava açmanı istiyor. Boşanmak isteyen o, sen değilsin. Kendisi açsın davayı. Ama açmaz. Nafaka isteyecek. Hatta tazminat bile isteyebilir. Danışmıştır birilerine bu 40 gün içinde. Danıştığı kişi, ailesiyle aynı evde oturuyorduk dediğinde, ona şu şekilde akıl vermiştir muhtemelen. "Tamam sen ona dava açmasını söyle, söyle ki silkeleyelim bu adamı. Sonuçta olacaklar şu: Ya ayrı bir ev açıp bu evliliğe mahkeme zoruyla devam edeceksin, ya da mahkeme seni kusurlu bulduğu için davan reddedilecek (kusurlu eşin boşanmaya hakkı yoktur) ve 3 sene boyunca boşanamayacaksın. Hatta nafaka ve olasılık tazminat ödeyeceksin. (Tazminata mahkeme karar vermez. Onun için ayrı dava açması lazım.) Takısı makısı neyi varsa ver (tabi sende birşey kaldıysa, aldıklarından bahsediyorsun).
Psikolojik tedavi görüyorum diyorsun. Bu çektiğin sıkıntı da yanına kar kalır. Maalesef böyle. 1 yılı doldurmamışsınız. Bu süre dolmadığı sürece anlaşmalı boşanma imkanınız yok. Eşinin senden istedikleri bana yabancı gelmiyor. Aynı sıkıntıları ben de yaşadım ve eşimin evi ikinci terkedişinden sonra artık gidip te ikna etmeye çalışmadım. Gidersen git dedim. Biterse bitsin yeter artık. Zaten ben bu kadınlardaki ev terk etme huyunu anlamadım. Sırf gözdağı vermek. Dostum istediğini alana kadar senle uzlaşmayacaktır. Sen bu evliliği, istediklerini kabul etmediğin sürece bitti bil. Benim şahsi düşüncem bu yönde. Umarım devam etme imkanınız vardır ancak benzer sıkıntıları ben de yaşadım ve yazdıklarını okurken tüylerim diken diken oldu. Ben zaten sinirli biriyken, tam bir cinnet adamı olup çıktım bu evlilik sonucunda. 5 aydır ayrı yaşıyoruz, ben hala kendime gelemedim. Hala durup dururken sinirleniyorum, sonra duruluyorum. Bu evlilik beni psikopat yaptı desem yeridir. Çalışamama durumunu da anlıyorum. Ben de aynı sıkıntıları yaşadım. Umarım başarabilirsin çalışmayı. Zira buna ihtiyacın olacak dostum. Süreç çok zorlu geçecek. Güçlü olmalısın. Ekonomik olarak güç kaybetmemelisin. Bu alandaki mevziini korumalısın. Cepheye sürecek silahlarından biri de ekonomik durumundur. Senden nafaka isterse nasıl ödersin. İcra gelir bunu nasıl karşılayacaksın. Ne olursa olsun çalışmalısın.
Sana tavsiyem kesinlikle dava açma. Hatta 6 ay bekleyip "eve dön çağrısı" yapabilirsin. Bence bunu araştır. Ancak dava açma konusunda acele etme. Açarsan da şiddetli geçimsizlikten dolayı açma. Dayak veya küfür yoksa aranızda kesinlikle boşanamazsın. Evi terk etmesi, takıları alması, kavga etmeniz, ailene saygısızlık yapması vs...kesinlikle etki etmez davana. Ayrıca iddialarını da şahitlerle ispatlamalısın. Şahitlerin de mahkemede şöyle olmuş böyle olmuş diye ifade vermemeli. Gözümle gördüm kulağımla duydum böyle böyle oldu demeli. Sana şimdilik tavsiyelerim bunlar. Ben süreci hala sancılı bir şekilde yaşamaya devam ediyorum. Gördüklerim bunlar. İşin uzmanları sana daha iyi yardımcı olur. Ancak halden anlayan insanlarla konuşursan menfaatine olur. Tuzu kuru birine çatarsan, yukarıdaki gibi seni yargılamaya kalkar. O konuda da dikkatli olmalısın. Kolaylıklar ve sabır dilerim dostum. Hoşçakal
SAYIN KUSURSUZ EŞ,Avukat bey cevabında "madem ayrı ev açamayacaktın neden evlendin" diye akıl vermiş ama uzaktan davulun sesi bu baylara hoş geliyor.DEMİŞSİNİZ...Bu sözü söylememdeki amaç birilerine akıl vermek değildir. cümlenin devamını okuduğunda yargıtayı terke dayalı boşanma davalarında ' GAYIN ANA, GAYIN BABA İLE BERABER YAŞAMAYI HATTA,AYNI APARTMAN DA AYRI EVLERDE OLSA BİLE SÜREKLİ OLARAK YEMEKLERİN BERABER YENMESİNİ BİLE' TERK İÇİN HAKLI BİR NEDEN KABUL ETMİŞTİR. ayrıca biz bu site de akıl vermek için değil; hiç bir menfatimiz olmaksızın millete yardımcı olabilmek için yazıyoruz.
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
kusursuz eş teşekkür ederim halimden anlayan birisi oldugun için msn den görüşebilirmiyiz veya email ile görüşmemiz mümkünmü ?
Dedigin gibi durumum. eşim 150 gr daha altın çeyizi elbiseleri ve bir kaç parça daha eşya verirsen mahkemede sorun çıkartmam diyor. ben küfür,dayak,hakaret gibi hiç bir durum yaşamadım ancak kayın biraderlerim eşimi ikna etmek için eve gittigimde bana saldırmayı denediler bişey yapamadılar bende şimdilik bişey yapmıyorum onlara özel güvenliğim yasalara aykırı davranmaktan kaçınıyorum şimdilik tüm ziynetlerini alıp gitti ve ayrıca ayrı ev için biriktirdigimiz parayıda :) eşim araya giren akrabalar benim çabalarım eşimin fikrinin değiştirmeye yetmedi ve aile olarak paraya düşkünler o da açık bir gerçek aile apartmanında oturuyoruz yani şahitlerimin hepsi olayları bizzat gören ve duyan akrabalarım ayrıca cep mesajlarında da açık bir şekilde ayrılmak istediğini vurguluyo eşim tüm bunlara ragmen ben kusurlu isem yapacak bişey yok kanunlar böyle ise katlanacagım ancak dedigin gibi davayı ben açmıcam yeniden evlenmek için acelem yok kadınlara güvenim ciddi olarak sarsıldı 1981 dogumluyum 3 yıl gerekirse bekleyip 3 yıl sonra dava açacagım
tekrar teşekkür ederim sanada bsnsda geçmiş olsun umarım hayatımız bir an önce düzene girer
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
Ahmet bey, yorumlarınızı ark niyetli degil uzman görüşü olarak görüyorum keşke durumu daha net anlatabilecek bir ortam olsa eşime dayak,küfür,hakaret,tehdit gibi bir şeyim asla olmadı onu çok sevdim ve hala seviyorum ancak karşılıksız sevgi sahibine zarar malum kanunlar özellikle mk164 sizin dediğiniz gibi eşimi birlikte oturdugumuz için haklı duruma sokuyor ancak dediğim gibi eşim ailemi kesinlikle kabul etmiyor ayrı ev açsam dahi durumun bu olacagı konusunda ısrarlı ve ayrıca evliligin yürümeyecegi konusunda da cep mesajları sözlü konuşmalar sırasında da ısrarlı bir tutum sergiliyor bunları ispat etmem mümkün durumua bir etkisi olurmu bilmem ama kendi aileside bir gelin bir kaynanana bir torun bir bekar erkek çocugu bir gelin ve şuan eşim hep birlikte oturuyorlar (6 kişi ).
Bir sorum olacaktı mahkeme süreci bitmeden kalan çeyci ve elbiselerini iade etmicegimi beyan ettim bu benim aleyhime bir davranışmıdır; yoksa mahkemeyi beklemeden kalan çeyizi ve elbiselerini kargo ile belgelyerek adreslerine göndermem gerekirmi
Uzman görüşünüz ve yardımınız için teşekkür ederim.
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
Alıntı:
utamkoc rumuzlu üyeden alıntı
Ahmet bey, yorumlarınızı ark niyetli degil uzman görüşü olarak görüyorum keşke durumu daha net anlatabilecek bir ortam olsa eşime dayak,küfür,hakaret,tehdit gibi bir şeyim asla olmadı onu çok sevdim ve hala seviyorum ancak karşılıksız sevgi sahibine zarar malum kanunlar özellikle mk164 sizin dediğiniz gibi eşimi birlikte oturdugumuz için haklı duruma sokuyor ancak dediğim gibi eşim ailemi kesinlikle kabul etmiyor ayrı ev açsam dahi durumun bu olacagı konusunda ısrarlı ve ayrıca evliligin yürümeyecegi konusunda da cep mesajları sözlü konuşmalar sırasında da ısrarlı bir tutum sergiliyor bunları ispat etmem mümkün durumua bir etkisi olurmu bilmem ama kendi aileside bir gelin bir kaynanana bir torun bir bekar erkek çocugu bir gelin ve şuan eşim hep birlikte oturuyorlar (6 kişi ).
Bir sorum olacaktı mahkeme süreci bitmeden kalan çeyci ve elbiselerini iade etmicegimi beyan ettim bu benim aleyhime bir davranışmıdır; yoksa mahkemeyi beklemeden kalan çeyizi ve elbiselerini kargo ile belgelyerek adreslerine göndermem gerekirmi
Uzman görüşünüz ve yardımınız için teşekkür ederim.
siz seviyorsunuz o halde boşanmak için bir çaba içinde olmamanızı öneririm. madem ki karşı taraf sizinle beraber yaşamamayı aklına koymuş o halde boşanma davasını kendisi açsın veya anlaşmalı olarak boşanın...
boşanma davası görülürken hakim kusur incelemesi yapar. karşı tarafın ne kadar kusuru varsa bunu mahkemeye sunmanız kusur ağırlığının tespitinde lehinize olacaktır. eşyaları eşinize gönderip göndermemenizin mahkemeye bir etkisi olmayacağı kanaatindeyim. ancak eşiniz mahkeme kanalıyla eşyalarıın tespiti için evinize gelebilir... bunun için ona ait eşyaları karşı tarafın imzasını alarak vermenizi tavsiye ederim. hem bu arada anlaşmalı boşanmayı da göndeme getirirsiniz.. size tavsiyem mutlaka bir avukattan birebir yardımlaşarak mahkeme sürecine devam etmeniz ...selamlar
Re: Boşanmak için nasıl bir yol izlemeleliyim?
dostum durumuna üzüldüm. Hala seviyorsun eşini. Bu sana kimbilir nasıl acı veriyordur. Eşim geçen sene evi ilk terk ettiğinde ben de geri gelene kadar çok sıkıntı yaşadım. Odamıza giremedim bu süre içinde. İstediğini beni kendisinden mahrum bırakarak elde etmeye çalışması beni ne kadar kızdırsa da, yokluğuna dayanmak konusunda kendimi çok güçsüz hissettim. Onsuz yaşayamayacağıma dair bir inanç oluştu içimde. Ne olursa olsun onu geri getirmeliydim. 15 gün sonra görüştük. İkimiz de ağladık. Bana iskender ısmarladı. Cebimde para yoktu. Ona vaat edebileceğim bişey yoktu. 7 tane kredi kartı tamamen limitteydi. İlk fırsatta gideceğiz diyebildim ona. Borç biter bitmez. Kabul etti geri döndü. Hayatımın en huzurlu uykusunu belki de o gece uyumuşumdur. Ne kadar kızsam da, ne kadar kırılsam da, onu uyurken seyredince anladım ki, onu seviyorum. O benim sevdiğimdi, eşimdi, şah damarımdı. Onsuz yapamamıştım işte. O da bensiz yapamamıştı ki, geri döndü dedim.
Ancak ilerleyen zaman da kavgalarımız tekrarlamaya başladı. Her ne için kavga edersek edelim, konu dönüp dolaşıp ailemle aynı evde oturmamız geliyordu. Ne zaman gideceğiz sorusu demoklesin kılıcı gibi başımın üstünde sallanmaya başladı. Bir çıkmazın içine girmeye başladım. Onla olmanın koşulu ayrı ev açmaktı ama buna gücüm yoktu. Onsuz olmak imkansızdı. Bu dayanılmaz kavgalar yazgım oldu. Ben gün geçtikçe daha da agresif kavga etmeye başladım onunla. Ona hiç vurmadım. Ama kendime zarar verdim. Evimde huzur kalmadı. Camlar çerçeveler kırılmaya başladı. Elim kolum kesik izleriyle doldu. Gün geçtikçe ilkelleştiğimi hissetmeye başladım. Bir kadına, kendinden daha güçsüz birine el kaldırmazsın. Vuramazsın. Hayatım boyunca bu düşünceye inanmış biri olarak kendime yabancılaşmaya başladım. Zira onu sadistçe dövme isteği doğdu içimde. Yola gelmesi için değil. İsteklerinden vazgeçmesi veya ertelemesi için değil. Sadece dövmek istedim. Ağzını burnunu kan içinde bırakmak istedim. Hiçbir şey söylemeden direkt ağzı burun dalayım. Bayılana kadar vurayım. Sonra da yine hiçbir şey demeden çıkıp gideyim istedim. 2007 yazını tamamen bu düşüncelerle geçirdim. Hiçbir ilerleme sağlayamadık. Gittikçe birbirimizden daha koptuk. Bir cinnet geçirmekten korktuğum için eve az uğramaya başladım. Ondan ne kadar uzak olursam o kadar sıkıntıdan uzak olurum diye düşünmeye başladım. resmen kaçtım ondan. Ama nasıl oluyoır bilmiyorum, hala ondan ayrılamayacığımı biliyordum. Nasıl ayrılırız, nasıl dayanırım diye düşünüyordum. Ne olacak bizim sonumuz. tekrar huzuru bulabilecek miydim. Mutlu olmaktan tamamen geçtim. Huzursuzluğum dayanılmaz bir hal aldı. Nerede olsam huzursuzdum. İşimde evimde otobüste heryerde. Her zaman. Nihayet Eylül ayında çok şiddeetli bir kavgamız daha oldu. Bu sefer ağzımı bozdum. Ona ilk defa pislik dedim. Ama o tartışma benden birşeyleri aldı götürdü. İçimde birşeyler yıkıma uğradı. Nefretim volkan gibi patladı. Ben tamamen suskunluğa gömüldüm. İçten içe nasıl bir kinle doldum anlatamam. Bir hafta sonra evi terk etmeye kalktı. Git dedim. Eve geldi kişisel eşyalarını almaya. O eşyalarını toplarken sessizce oturdum onu izledim. İçimden "olm hep korktuğun birşeydi bu olup biten oluyor işte" dedim. Allahım nasıl da nötrdüm. Ne mutluydum ne sevinçli. Duvar gibiydim. Taş gibiydim. Kendime inanamadım. Tüm eşyalarını topladıktan sonra onunla konuştum. Ona çok eskilerde kalmış, başımdan geçen sıkıntılı günlerimi anlattım. Tam 2 saat konuştum. Uyuşmuş gibiydim. Hiçbr şey hissetmiyordum. Ben anlattım o ağladı. Ama ben hiç etkilenmedim. Sonra yattı. Sabah ta eşyalarını aldı gitti. Onun gidişiyle genizlerim yanmaya başladı. 2 damla gözyaşı boğazımda düğümlendi kaldı. Kızgınlığım hırçınlığım zirve yaptı. Üzüldüm mü, rahatladım mı hala anlayamıyorum. Ama hayatım boyunca bir daha öyle bir an yaşamak istemiyorum, bildiğim bu. O 2 damla gözyaşı benden hiç akmadı gitti gideli. Ancak birgün mutlaka bunun acısı çıkacak. Ya benden çıkacak, birgün bir yerde çarpılıp kalacağım.Ya da birinden alacağım bunun hıncını.
Çok uzattım biliyorum. Ben ki keder dolu bir insanken, bugün bile gidişi aklıma geldikçe koyuyor bana. Dayandım. Dayanacağım. İnsanın eşinden ayrılması, sevgilinden ayrılmaya benzemiyormuş. Ona ait ne varsa yaktım yırttım yok ettim. Hala en olmadık zamanda bir yerlerde ona ait bişeyler çıkıyor karşıma ve ben olduğum yere yığılıp kalıyorum. Dalıp gidiyorum. Herşeyin toz pembe olduğu günler geliyor aklıma. Sonra ilk kavgalar, sonra daha şiddetlisi, kırılan camlar, kırılan kalpler, bozulan huzur, kaybedilen yaşama sevinci...Elimdeki kesik izlerine bakarak doğruluyorum yığılıp kaldığım yerden. Acıyla yığıldım yerden kinle nefretle doğruluyorum.
Bir kadın bir erkeğe bunu yapmamalı. Sevgi buruşturulup ta bir kenara atılacak mendil değildir. Paçavra değildir. Onu mutluluktan havalarda zıplatan da bendim, çalıştığı yerde sevinç çığlıkları attıran da bendim, yüzüme karşı bela okumasına sebep olan şeyleri yapan da bendim. O noktadan bu noktaya nasıl geldim Allahım. Gözüm hiçbirşeyi görmedi her türlü riski aldım. onun mışıl mışıl uyuduğu saatlerde, gecenin bir kör vakti kafama silah dayadılar benim. Titremedim bile. Neden biliyor musun? Sırf onunla görüşeyim diye gizliden cep telefonu kullandığım için. Sevgi insanı ölüme bile, bakkala ekmek almaya gider gibi bir dinginlikle sakinlikle götürüyor. "Yasak olduğunu bilmiyor musun, neden askrede cep telefonu kullanıyorsun" dediler. "Mecburum, telefonu benden alamazsınız vurun beni" dedim. Psikopat bu dediler, kafayı yemiş. Yemin olsun abartmıyorum. En yakın arkadaşlarımı kırdım onun için. Seninle ölüme de varım, ihanetede de varım. Herşeye varım dedim. Bugün geldiğim noktada kızgınlığım bu yüzden bu kadar yakıcı.Bu nedenle dinmiyor. Ne yapsam dindiremiyorum bu kızgınlığımı, o kadar yanıyor ki içim, çekip vursalar beni kanım akmaz. Dilim dilim doğrasalar canım acımaz. Benim içimi nefretin koru almış. Komple ayaklı kin olmuşum ben. Öylesine sakinim ama, öylesine sessizim.
Kimseye karışmıyorum. Kimsenin tavuğuna kışt demiyorum. Kendimle başbaşayken delleniyorum bazen. Sonra yine duruluyorum.
Sana bunları anlattım. O günden beri ilk kez burada yazıyorum bunları. Kim ne derse desin umurumda değil. Şu anda kendimi çok rahat hissediyorum. Bu vesileyle sana da teşekkür ederim dostum. Kolaylıklar dilerim. Msn kullanmıyorum. Eşim evi terk ettiğinden beri msn e de girmiyorum. Adresin burada yazılı. Bakarsın fikrim değişir eklerim seni.
Avukat bey, sözlerime alınmayın. Sizlerin yardımınıza ihtiyacımız var. Sizlere minnettarız. Kızgınlıkla ağzımızdan kırıcı laflar çıkmışsa, aldanmışlığın acısıyla kor alevlerde yanan ruhsallığımıza verin.