-
Huyum değil ama dikkat
Fethullah Gülen
Dikkat! Kendi geleceginizi ve sevdiklerinizin gelecegini düsünüyorsaniz lütfen asagidaki maili MUTLAKA okuyunuz ve paylasiniz ! Jandarma Genel Komutanliginin Hizbullah Terör Örgütü ve Diger Irticai Faaliyetler adli raporundan, Fethullah Gülen'le ilgili bir bölüm asagiya aynen alinmistir:
"Unutulmamalidir ki Fethullah Gülen'in nihai hedefi ve rüyasi, Türkiye liderliginde Islam Birligi ve Allah'in sözünü topluma egemen olmasini saglamaktir. Sifre, kendisinin ifadesi ile üç kademelidir. Iman, hayat, iktidar. Said Nursi onlara göre imani dirilmeyi saglamistir. Içinde bulunulan safha ise imani hayata geçirme ve yasama safhasidir. 'Altin Nesil' de iktidari saglayacaktir.
Cemaatin tüm çabasi Türkiye'deki siyasal ve ekonomik güç dengesinde söz sahibi olmak ve ranta ortakliktir. Insanlara yaklasirken 'Liberal Islam' anlayisi ile hareket edilmekte ve Islam'in siyasal yüzünü göstermekten çok tüm insanlari kucaklayan bir hosgörü felsefesi oldugu lanse edilmektedir.
Üniversiteleri hedef alan çalismalarinda cemaatin herhangi bir sekilde Türkiye'de laik demokratik düzeni bozmaya yönelik bir maksadin olmadigi bilakis Türk insanini egitme hamlesi oldugu tezi islenir.
Bu maksatla Türk Cumhuriyetlerinde açtiklari okullarin ve orada yetisen çocuklarin Türk kültürünü nasil ögrendikleri konusunda hazirladiklari video kasetler kullanilir. Bu okullardaki gençlere rehberlik faaliyetleri adi altinda cemaat ögretisinin verildiginden hiç bahsedilmez.
Örgütlenme ve cemaate adam kazandirma esaslari:
Cemaat tek tip insan yetistirme gayreti içindedir. Gerçi 1990'larda tahminlerin ötesinde büyüdügü için bu amaç biraz sekteye ugramistir. Hedef kitle; ortaokulun son sinifindaki ve liselerdeki ögrencilerdir. Çünkü bir gencin en cahil olmakla beraber en idealist oldugu devir bu çagdir.
Çocugun aile durumu ve kisisel durumuna göre aylarca dinle ilgili hiçbir sey söylenmeyebilir. Yapilan sey bu gençlere bir abi gibi davranmak, ona derslerinde yardimci olmak ve gelecege ait planlarda yol göstermektir. Uygun ortam olustugunda cemaatin ögretisi verilmeye baslanir. Genç, evinde ne kadar sorunluysa basari orani o kadar yüksektir. Ilk hedef büyümektir. Bunun da yolu okullarin etrafinda örgütlenmeden geçer.
Büyümenin iki yolu vardir: Okuyan gençler ve esnaf. Gençler, cemaatin insan kaynagini; esnaflar ise lojistik ve para kaynagini olusturur. Fethullah Gülen'e göre cemaatin lokomotifi Anadolu insani ve himmetidir. Hiçbir dis katki yoktur.
Belli bir zamana kadar cemaatin ana hedefi 'egitim' oldugu için hep ögretmen yetistirmeye çalismislardir. Cemaat büyüdükçe bu ihtiyaç yerini digerlerine birakmis, bugün sanatçisindan mühendisine kadar toplumun her kesimini yetistirme gayreti içindedirler. Ama agirlik halen egitim ve ögretmenler üzerinedir. Çünkü gençlerle bulusan tek meslek grubu ögretmenliktir.
Harp okullarina ve askeri liselere sokulacak çocuklar gizlilik içerisinde egitilir. Bu çocuklar özel evlere giderler. Cemaat içindeki sorumlular disinda insanlar bu evlerin ne yaptigini bilmezler. Çünkü cemaatin örgütlenemedigi tek kurum askeriyedir. Son olarak Izmir Maltepe Askeri Lisesinden 3, Balikesir Astsubay Okulundan 2 ögrencinin Isik evlerinde Nur egitimi aldiklari, okulda dikkat çekmemek için abdest yerine teyemmüm etmeleri, namazi gözle kilmalari, oruç tutmamalari, konusunda talimat aldiklari okul bitene kadar kendilerinden bir sey beklenmedigi tespit edilmistir.
Egitim, Hukuk ve Siyasal Bilimler Fakültesindeki teskilatlanmalari çok üst düzeydedir. Üniversiteye hazirlanan gençlerin kendi dershanelerine gitmelerini saglamaya çalisirlar. Üniversiteye hazirlik dershaneleri en verimli çalisan organlardir. Buralara büyük insan kaynagi ve parasal destek yapilmistir. Istanbul'da FEM dershaneleri, Izmir'deki Akyazili bunlara birer örnektir.
Dershane binalari çok fonksiyonludur. Buralarda örgüt toplantilari da yapilir. Ayrica, Fethullah Gülen'in ikamet ettigi yerlerden biri
de Altunizade FEM dershanesidir. Burada kendisine tahsisli bir oda vardir. Ev ile hazirlik dershanesi iliskisi çok önemlidir. Cemaatin 90'li yillarda çok güç kazanmis diger önemli bir organi da ögretim kurumlaridir. Okullar yatili olduklarindan ögrencilere çok daha etkili olmaktadir.
Bu okul ve dershanelerdeki egitim seviyesi, diger okul ve dershanelerden daha yüksektir. Çünkü kadrolarinda isi para için degil inandiklari için yapan bir çok gönüllü vardir. Özellikle Fen liselerindeki örgütlenme çok önemlidir. En zeki çocuklari yetistiren bu okullar, cemaat için çok uygun bir genisleme sahasi olusturur. Çocuklarin lise çaginda hafta sonlari gördükleri ilgi ve sicak ev yemekleri bu çocuklari cemaat elemani yapmak için yeterlidir.
Bahsedilen evlerin disinda üniversite ögrencilerine hitap eden evler de vardir. Bunlar üniversitelerde yeni baslayan insanlara hizmet verir. Bu evlerin ilk amaci, cemaatin aktif elemanlari yerine 'sempatizanlarini' yaratmaktir. Çünkü Fethullahçilar bu cemaatin belli bir zaman sonra 'cemiyet-toplum' olacagini hesaplarlar.
Isik evlerine arada bir, daha üst seviyeden 'abi'ler gelir ve cemaatin son durumu hakkinda olsun, tesvik edici yüreklendirici konusmalarda bulunurlar. Monotonlugu yok etmek ve her cemaat elemaninin yukariyla olan temasini kuvvetlendirmek için bu önemlidir.
Empoze edilen fikir ve düsünceler:
Fethullah Gülen'i ve cemaati tanitan kasetlerde ve verilen vaazlarda sik sik yinelenen temalar kisaca sunlardir:
Türk insani son yüzyilda Islamin özünden uzaklasarak materyal ve ruhsal baglamda geride kalmistir. Allah inancindan uzaklasmak bu
dünyada mutsuzluk ve tatminsizligi, öteki dünyada ise cehennem hayatini getirir. Türk insanini bu hatadan kurtarmak görevi ise yeryüzünde bu cemaatin omuzlarina Allah tarafindan verilmistir.
Harcadiginiz her nefeste Islam dinine uygun yasamalisiniz. Fen bilimlerini ve teknolojiyi ögrenmek gerekir. Ama bunun da amaci gelisme degil, Allah'a daha çok yaklasmaktir. Yasamin amaci, dolayli veya dolaysiz Allah'a hizmettir. Cemaatin disinda bir hayat cehennemdir. Ve cemaattan çikan da bir daha iflah olmaz ve cehennemliktir.
Cemaatte hiyerarsik yapi:
Cemaatin muazzam bir hiyerarsik yapisi vardir ve Türkiye'de askerden sonra en iyi teskilatlanmis örgüttür. 1990'lara kadar ana cemaat birimi onlarin 'dershane' veya 'isik evleri'dedigi, ögrencilerin ve onlarin 'abi'lerinin kaldigi evlerdir. Cemaatin 'iyi' elemanlari hep buralard yetismektedir.
Her 'dershane' ve 'ev' bir bölgeye baglidir. Her ev hacmine göre 5-6 kisiden olusur e evlere kimlerin dagitilacagi 'Bölge Imamlari' tarafindan belirlenir. Ayrica her evin bölge imamlari tarafindan tayin edilmis bir imami vardir. Ev imamlari genellikle yasça daha kidemli insandir.
Evlerde hayat özetle söyledir:
Evin birincil amaci 'adam kazanmak' ve yeni kazanilan insanlara cemaat ögretisini empoze etmektir. Bu fonksiyonu yitiren evlerin kadrosu dagitilir.
Ikincil amaç, evde kalanlarin kendilerini cemaat ögretisi parelelinde devamli yetistirmeleri, Üçüncül amaç da barinacak bir yer tedarik etmektir. Evin her türlü ihtiyaci cemaat tarafindan karsilanir. Her evin sorumlu oldugu özel bir misyonu vardir. Ev sakinlerinin hizmet disi sokakta dolasmasi tasvip edilmez. Çünkü sokak günahlarla doludur.
Hedef kurum ve kuruluslar:
Fethullah Gülen'e göre askeriye, mülkiye-hukuk ve egitim, teskilatlanmasi gereken ilk üç kurumdur. Üst düzey bürokratlarla siki iliskiler kurmak, içisleri ve polis teskilatina sizmak cemaatin vizyonu içindedir.
Spor dünyasini bile ihmal etmeyen cemaat, özellikle Galatasaray Futbol Kulübündeki aktiviteleri ile biliniyor. Bu küçük örnek cemaatin politika belirleyicilerinin vizyonlarinin genisligi ve hedeflerinin derinligini göstermektedir. Bogaziçi, ODTÜ ve Bilkent gibi üniversitelerde örgütün fakülte düzeyinde yapilanmasi kuvvetli degildir. Fakat bu üniversitelerde asistan veya doktora çalismasi yapan cemaat mensuplari mevcuttur.
YÖK ve MEB'in 5-6 sene önce baslattigi proje ile yeni üniversitelerin kadro ihtiyacini karsilamak için yurt disina binlerce ögrenci gönderilmistir. Bir ögrencinin devlete maliyeti senede 40.000 Amerikan dolaridir. Her firsati degerlendirmekte usta olan cemaat bu firsati da çok iyi kullanmistir. Yurt disina gönderilen bu ögrencilerin ogunlugu bu cemaate mensuptur. Özel üniversiteler bazinda Fatih Üniversitesi onlarindir.
Gelir kaynaklari ve sermaye gelisimi:
Esnaflar üzerindeki örgütlenme özellikle 90'larda artmistir. Su anda muazzam bir finansal güçleri vardir. 50 milyar dolara ulasan Islami sermayenin %50'sinin Fethullah Gülen cemaatinin destekleyicilerine ait oldugu degerlendirilmektedir.
Ilk zamanlarda esnaf teskilatlandirilmamisti. Bunlarin fonksiyonu cemaate parasal ve lojistik destek vermekti. Para toplama olayina
'himmet' denir ve en büyük yardim da Ramazan ayinda toplanir. Cemaatin üst bir elemani gelir, duygusal bir konusma yapar ve insanlar bir sonraki ramazan ayina kadar verilmek üzere para ve mal taahhüt ederler.
Yeni bir strateji ile esnaf biraraya getirilmis ve 1996 yilinda Istanbul'da ISDAH (Is Hayati Dayanisma Dernegi) olusturulmustur. Bu dernek ile esnafin egitimi ve biraraya gelmesi saglanmistir. Türk Cumhuriyetlerinin is potansiyelinde en büyük pay onlarindir.
Anadolu Kaplanlari denilen yerli girisimcilerin önemli bir kismi Fethullahçilari destekler. Aralarinda güçlü bir is ortakligi ve bilgi transferi vardir. Bu dayanisma dis ticarete de yansimistir.
Ibadet:
Evlerde namazlardan sonra sürekli ya Nur Risaleleri ile Fethullah Gülen'in kaleme aldigi kitaplar okunur ya da kasetler dinlenir veya izlenir. Sabah, aksam, yatsi namazlari bunun için en uygun vakitlerdir.
Basin ve yayin faaliyetleri:
Medyanin öneminin farkinda olan cemaat, bu konuda hem basin yayin elemani yetismesini tesvik etmekte, hem de finansman saglamaktadir. Zaman gazetesi, Samanyolu TV, Sizinti, Yeni Ümit dergileri gibi 14 dergi,25 radyo bu konudaki tesebbüslerindendir.
Cemaatin gelecegi:
Türkiye'de silahli kuvvetler olmasaydi, bugün hayalini kurdukları Islam devletini tesis etmis olacaklardir. Su anda Türkiye'de Fethullahçilar'la askerler arasinda gizli bir satranç oynanmaktadir. Cemaatin askere bakisi bellidir. Askerligi her firsatta övdükleri
halde büyümeleri için önünde tek engelin de askerlik kurumu oldugunun farkindadirlar.
Yakin geçmiste Refah Partisi ve yandaslarinin ugradigi akibetten ders alarak radikal davranmanin ne zararlar getirdigini görmüs ve 'hosgörü' felsefe ve politikasini cemaatin amblemi olarak lanse etmislerdir.. Analiz ve arastirmalardan uzak Türk halki ve küçük burjuvazisi bu maskeye hemen inanmis ve çabuk verilmis kararlarla 'iliman Islam' olarak gördükleri örgütü desteklemislerdir. Ama örgütün diger bütün dinci örgütlerden daha akilli oldugunun ve kritik güce ulasana kadar bu 'hosgörü' maskesini taktiginin farkinda degildir."
-
Zan ile birşeyler düşünmeye ve fikir beyan etmeye hep karşı çıkmışımdır.Kehf Suresi
22. (İnsanların kimi "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir" diyecekler; yine: "Beş kişidir; altıncıları köpekleridir" diyecekler. (Bunlar) bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. "Onlar yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashâb-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme ve onlar hakkında (ileri geri konuşan) kimselerin hiçbirinden malumat isteme.
Yukarıda belirtilen bölümü bazı yazarlar gayba iftira atmaktır diye tercüme ediyorlar.
25.Onlar,mağaralarında üçyüz yıl kadar kaldılar ve dokuz yıl da buna ilave etmişlerdir
26. De ki: Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gizli bilgisi O'na aittir. O'nun görmesi de, işitmesi de şâyanı hayrettir. Onların (göklerde ve yerde olanların), O'ndan başka bir yöneticisi yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.
Gizli olanı biz bilemeyiz Allah (c.c) bunu daha iyi bilir.Zan ile yorum yapanlar alevi vatandaşlarımıza da mum söndü iftirasını atmamışlar mıydı.(sözde bir evde toplanıp mumu üflüyorlar, yakalayan yakaladığınla cinsel ilişkiye giriyor.Anne kardeş ayrımı yapmadan)Hala bunu ciddiye alan insanlara rastlıyorum.İnsanlar hakkında kesin delil olmadan konuşmak iftira atmaktır.O halde zan yürüterek bu böyledir, bu şöyledir diye kesin kanıt olmadan konuşmak bence yanlış.Özellikle toplumun hassas olduğu konularda.
Bakın Sayın commodore'un (jandarma gen. kom aldığı)yazısından alıntılar.
Cemaatin tüm çabasi Türkiye'deki siyasal ve ekonomik güç dengesinde
Söz sahibi olmak ve ranta ortakliktir.
Hedef kitle; ortaokulun son sinifindaki ve liselerdekiögrencilerdir.
Çünkü bir gencin en cahil olmakla beraber en idealist oldugu devir bu çagdir.
Özellikle Fen liselerindeki örgütlenme çok önemlidir.
Çocuklari yetistiren bu okullar, cemaat için çok uygun bir genisleme sahasi
Türkiye'de silahli kuvvetler olmasaydi, bugün hayalini kurduklari
Islam devletini tesis etmis olacaklardir.
-
Kemal Ataturk'un, Fethullah Gulen gibi Nursuzlar icin ne diyecegini duymak isterdim dogrusu. Turkiye'nin basina musallat olmus hasarat!
Not: Sayin Alisinkay, Sizin soylediklerinde dogruluk payi goruyorum, ama alinmayiniz yukarda yazdigim size kisisel degildir, Gulen'i icimiz almiyor. Ve bu kisi hakkinda zan'dan, kuru iftiradan ileri sebepler ve deliller oldugunu dusunuyorum. Zaten olmasa, Turkiye'den kacmazdi. Ama Cumhuriyet dusmani herkes Turkiye'de barinirken Gulen niye disarda kalsin, yakinda gelir.