Kesme şekerin özgül ağırlığını bilen var mı?

Şimdi beni tanıyan, tanımayan herkes "Karavelioğlu" yine birilerini makaraya sarıyor anlaşılan diye düşünecek ama inanın iki gündür beni meşgul eden komik, ama komik olduğu kadar da gerçek, bir elime 0,05mm hassasiyetinde kumpası, önüme de 0,01 gr. hassasiyetli bir teraziyi alıp bu komik ölçümü yapmama neden olan olayı anlatacağım:p :o

Konu yasal yönü itibariyle 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu ile ilgili. Bu komik ama gerçek, bir o kadar da hassas ölçümü yapmama neden olan olay, karşı tarafın iddiamızı kabul etmemesi.

Olayı anlatacağım ancak sizler önce kesme şekerin özgül ağırlığı ile ilgili konuda bir tahminde bulunun. Şu an hilesiz bir kesme şekerin 1cm3'ünün tam olarak kaç gram gelmesi gerektiği bilgisi elimde.

En yakın tahminde bulunan üyemize kargo ücreti tarafıma ait olmak üzere bir kutu kesme şeker benden:) :o

1 gram

Tutturmuşsam kesme değil, Akide isterim :p

Evdeki pakete göre;

12 X 17 X 5 = 1020 :1000 = 1,2 gram çıktı

Alıntı:

---

deniz02 rumuzlu üyeden alıntı

Evdeki pakete göre;

12 X 17 X 5 = 1020 :1000 = 1,2 gram çıktı

---

Pakedin üzerinde yazan net ağırlığı kontrol ettiniz mi sn.deniz02?:o
Sanıyorum o ağırlık eksik kesme şeker+kutunun ortalama özgür ağırlığı

Geçtiğimiz hafta içerisinde büyük şehirlerimizin hemen her mahallesinde, sokağında bulunan bir marketler zincirinin şubelerinden birinden .....marka kesme şeker aldım. Kutu üzerinde büyük puntolu harflerle Net 750 gram yazıyor.

Eve geldiğimde nerden aklıma estiyse tartma gereği hissettim, brüt olarak 737 gram geldi. Kutuyu boşaltıp içindeki şekerleri ve karton kutusunu ayrı ayrı tarttım. Kutu 27, şeker ise 710 gramdı. Kutuyu incelediğimde kenarında artı, eksi 15 gramlık tolerans olduğununun yazıldığını gördüm. Bu durumda kutudaki şeker miktarının en az net 735 en fazla ise 765 gram olması gerekmektedir.

Tekrar markete dönerek aynı şekerlerden 3 kutu daha aldım. Terazimin kalibrasyonunun doğru olup olmadığını da yakındaki bir başka marketin terazisiyle karşılaştırmak suretiyle kontrol ettim, sonuç tam olarak aynıydı, yani kalibrasyonu doğruydu.

Aldığım şekerleri tarttığımda brüt olarak 730 ile 745 gram arasında geldiğini gördüm. Bunun üzerine üretici firmaya durumu bildirdim ancak firma bu durumu kesinlikle kabul etmek istemedi. Bunun üzerine şekerlerin satıldığı markete giderek firma yetkilisi ile birlikte reyondaki şekerlerin yaklaşık 10 kadarını teker teker tarttık. Sonuç yine aynı tabii.

Daha sonra satıcı firma ile üretici firma yetkililerinin kendi aralarında görüşmeleri sonucu hatanın kabul edildiği, ve hatalı olan bu parti malı üretici firmanın toplatma kararı aldığı bana telefonla bildirildi.

Beni bu ölçümü yapmaya zorlayan durum ise aynı hacimdeki bir başka marka şekerin tam 750 gram gelmesi idi. Yaptığım hassas ölçümde kesme şekerin 1 cm3'ünün 0,99 gram gelmesi gerektiği ortaya çıktı. Yani saf suyun özgül ağırlığına çok yakın bir rakam. Sayın deniz02'yi kutluyorum.

Kuşkusuz benim açımdan 30, 40 gram eksik şeker almanın pek bir önemi yoktur. Ancak olayı tüketici hakları kapsamında değerlendirdiğimden olayın üzerine kararlılıkla gitme gereği duydum.
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU

Konu marketlerden ve tüketici haklarından açılmışken aklıma yıllar önce Almanya'da bir markette yaşadığım ve unutamadığım bir olay geldi onu da anlatayım da bizde tüketici, haklarına sahip çıkmadıktan sonra kimsenin ona hakkını vermeyeceğini, başkalarında ise hakkını aramasa da zorla verildiğini örneklemiş olalım.

Schweinfurt'da bir gross markette küçük bir alışveriş yapar ve kasaya geliriz. Kasiyer işlemi yaptıktan sonra paranın üstünü verir ancak 2 pfennig eksiktir. Herhalde bozuk yok diye düşünerek kasadan ayrılmak üzere harekete geçeriz ki, kasiyer kız arkamızdan seslenir "moment bitte!"

Kasanın alt tarafından küçük bir naylon torba çıkarır, içi 1 pfennig doludur. İki pfennig'i ve fişi verirken de "paranızın üstü ile kasa fişinizi almayı unuttunuz"

Önce düşünmeden attım bir mili gram diye, sonra hemen “olur mu öyle şey” diye, mili gramı 1 gram yaptım, 1 gram daha mantıklıydı... Bu durumda ödüle hile karıştırmış oldum mu? bilemiyorum. :p

Merak bu ya, hemen mutfağa gidip kilerden açılmamış bir paket şeker kutusunu inceledim; üzerinde 1000 gram ve 450 adet yazıyordu. Kutunun ölçülerini bir peçeteye not alıp, bilgisayarın başına döndüm... Daha sonra, şeker paketi ağırlığının doğru olup olmadığını kontrol etmek için tekrar mutfağa döndüğümde (şeker adetlerinin şeklini görebilmek için paketi açmıştım) paketin yerinde yeller esiyordu; sağ olsun Sevgili anneciğim hemen de jet hızıyla açılmış bulunan paketteki şekerleri şeker kavanozuna boşalttığından, ne yazık ki tartı işlemini gerçekleştiremedim. Ertesi gün markete gittim fakat aynı markadan olan şekeri bulamadım!

Böylece bir adet kesme şekerin ağırlığı bende tatlı bir anı olarak hep kalacak ancak;

Sayın karavelioğlu’nun bu hassas ve titiz çalışması ışığında şunları gördüm:

Eğer fiatlar da aynı ise;

1. Haksız kazanç
2. Haksız rekabet
3. Sömürülen vatandaş

1- Bir evde 1 paket şekerin 10 günde tüketildiğini düşünelim:

a-) 30, 40 gram ayda eder 90 ile 120 gram
b-) 30, 40 gram yılda eder 1080 ile 1440 gram arası üreticinin cebinde haksız kazanç olarak kalacak!

2- Tüm 1000 gram kesme şekerlerin fiatı aynı diyelim ( öyle olması gerekir) aradaki haksız rekabet kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

3- Uyumakta olan veya canından bezmiş zavallı vatandaş!

Bu işte kim kârlı, kim zararlı?

1- Bilinçli Üretici: İnsafsızca cebini doldurmaya devam eder.
2- Bilinçsiz Satıcı: Bilmeden üreticinin cebini doldurmaya ve müşterisini mağdur ederek aslında kendine de zarar vermeye devam eder.
3- Bilinçsiz Tüketici: Hayatta hep boşa kürek sallamaya mahkûmdur.
4- Duyarsız Tüketici: Bile bile göz yumarak insanlığa hizmet etmek yerine o da son darbeyi vurmaktadır. Sırası geldiğinde de ondan iyi vatanperver , hayırsever de yoktur!

“Acaba ben hangi gruptanım?” !

Bilinçli ve Duyarlı grupta yer almam gerektiğini biliyorum ancak birey olarak bir tüketici tüm bunlarla nasıl başa çıkabilir ki? Toplum olarak her şeyin bireyden başladığını hep savunmuşumdur fakat böyle durumlarda yine de ilk olarak satıcının, sattığı , satmakta olduğu malı kontrol etmesi gerekmez mi?

Aslında herkes zararlı; toplumsal güvensizlik, şüphecilik , yozlaşma vb. gibi sonuçlar doğurmakta, ki, bu da bir ülkeyi temelinden sarsmaya yeter de artar bile...

Teşekkürler Sayın karavelioğlu, dilerim bu duyarlılığınızı her kademedeki vatandaşlarımızda da görürüz, sağ olun, hep var olun...

Sayın Karavelioğlu, duyarlılığınız ve takipçiliğinizi tebrik ediyorum. Bunlar ufak şeyler deyip geçmemek lazım ki bunu bize öğrettiniz böylece.

Sayın karavelioğlu, duyarlılığınız ve kararlılığınızdan ötürü ben de kutluyorum sizi. Umut ediyorum ki sizin gibi yürekler sayesinde biz de bir gün dürüst, haksız kazançtan kaçınan bir millet olacağız.

Sayın Karavelioglu siz bir türküde denildiği gibi : Bu dünya bir penceredir/ Her gelen baktı geçti.'' ama siz bakıpta geçmeyenlerdensiniz kutlarım.
Sayın Karavelioglu Biz hakımızı arayınca birileride kıl diyor sonra üç kuruşluk şeylerle uraşıyorsun diyorlar! iş yerinde.