Bir savunman bu konuyu açar mı diye beyhude bekledim durdum. Nafile çabalarımızında savunmanların kıpırdamasına olanak vermediğini gördüm. Ne toprakmış bu ölü toprağı şaştım kaldım ama iş başa düştü ben yazayım dedim. Gerçi kimse görüş mörüş yazmayacak ama olsun varsın. En azından yaklaşık 20 bin savunman üyesi olan bir sitenin savunmanlarla ilgili bir sorunda bile fikri olmadıkları hususunu tarihe not düşmüş oluruz. İleride bakanlar yahu der savunman olmayanlar savunmanların hakları için gürültü koparmış savunmanlar ise ...
Neyse bu konu bitmez. Şimdi asıl konu şu Düşen Uçak. Bu uçak düştü diye bir sürü ABD li avukat ülkemize doldu ve tazminat davaları için kıyamet koparmaya başladı Ben sandım ki Bizim savunmanlar iş çokluğundan bu davaları almadı ama kazın ayağı öyle değilmiş. Barolar aracılığıyla hukukun saç ayağı olduğunu düşündüğüm savunmanlarımız bu konuda hiç rahatsız olmadılar. Aslında bu sanki Türkiyede savunman yok gibi bir şey demek. Ben tam bunları düşünüp alla allah derken bakın Yılmaz Özdil ne yazmış ...
''AMERİKA'dan avukatlar geldi.
Düşen uçakta can veren insanlarımızın akrabalarından dava vekaleti alıyorlar.
Tazminat için.
*
Yetkililer kızıyor.
*
Amerika'dan IMF memurları gelip, "kemer sık, maaşları azalt, vergi koy, zam yap" dediği zaman, yetkililerin çıtı çıkmıyor da... Amerika'dan avukatlar gelip, "tazminat alın" dediği zaman, aynı yetkililer neden kızıyor?
*
"Haklarınızdan vazgeçin, mallarınızı satın" diyen AB komiserlerinin "avukatlığı"nı yapan arkadaşlar... "Hakkınızı alın" diyen "avukatlara" niye itiraz ediyor?
*
Çünkü...
"Yetkililerin" ihmali, sorumsuzluğu, vurdumduymazlığı, beceriksizliği yüzünden, pisi pisine can veren Türk vatandaşlarının akrabaları tazminat davası açsa, bırak Türkiye Cumhuriyeti'ni, Dünya Bankası'nın bütçesi yetmez, Dünya Bankası'nın!
*
Amerikalı avukatlar hep olsa...
Ambulansın kapısını açık unutup, hastayı kafa üstü asfalta çakarlar mı? Kanalizasyona çocuk düşürüp, boğdururlar mı? Yükle bak tazminatı, o çocuğu kurtarmak için peşinden nasıl atlıyor belediye başkanı... Evlerimizi su basar mı? Fay hattının üstüne bina izni verirler mi? İkinci dünya savaşından kalma trenlere, hız rekoru denetirler mi? Hesaplamak mümkün mü, kaç para tutar, mühendislik faciası yollar sebebiyle yaşanan trafik kazalarının faturası? Basıyorlar hormonu, salatalık, Antalya'dan İstanbul'a gelene kadar 5 santim büyüyor... Veriyorlar kurbanlık kuzuya ilacı, bir haftada oluyor dana kadar... Kenefte dondurma yapabilirler mi? Horoz ibiğini, sosis diye kakalarlar mı? Hatalı iğne yüzünden kolu bacağı kesilenler? Doğduğu gün, klima mikrobundan seri şekilde can veren bebeler? Daha önceki gün AIDS'li kan verilen kadıncağız ölmedi mi?
*
"Yanlışlık" yüzünden gömdüğümüz insanlarımız, Zincirlikuyu'ya sığmıyor!
*
Amerikalı avukatlar hep olsa...
"Yetkiliyim" diye kasım kasım kasılanların, kaç tanesi oturabilir o "yetkili" koltuklarında? ''
Tabiiki burada siyasetçilere ve bürokratlara giydirmesi bir yana farkına vardıysanız Türkiye de avukat yok gibi bir tavır sonucu bu oluşum... Siz daha yorum yapmayın...