Tazminat davası bankaya karşı
Banka kefil oldugum iddasıyla beni bir başkasının borcunu ödemem için icraya verdi bende bankanın dediği gibi kişiye kefil olmadığımdan dolayı icraya itirazda bulundum bunun üzerine banka beni sulh mahkemesine verdi.
Banka ile olan davamızda mahkeme beni haklı bulup benim lehime karar verdi. Bankanın bu konuda haksız oldugu ve ellerinde olan evrağın benim kişiye kefil olmamın ispatı niteliğini taşımadığına karar verdi.
Ben şimdi bankaya tazminat davası açmayı düşünüyorum bu konuda bana bir bilgi yardımın da bulunursanız çok sevinirim.
Re: Tazminat davası bankaya karşı
Alıntı:
xsahinx rumuzlu üyeden alıntı
Banka kefil oldugum iddasıyla beni bir başkasının borcunu ödemem için icraya verdi bende bankanın dediği gibi kişiye kefil olmadığımdan dolayı icraya itirazda bulundum bunun üzerine banka beni sulh mahkemesine verdi.
Banka ile olan davamızda mahkeme beni haklı bulup benim lehime karar verdi. Bankanın bu konuda haksız oldugu ve ellerinde olan evrağın benim kişiye kefil olmamın ispatı niteliğini taşımadığına karar verdi.
Ben şimdi bankaya tazminat davası açmayı düşünüyorum bu konuda bana bir bilgi yardımın da bulunursanız çok sevinirim.
merhaba..
hangi zararinizin tazminini istiyorsunuz?
Re: Tazminat davası bankaya karşı
Hangi zararını derken arkadaşım böyle her önüne gelen bizi icraya verip para mı istesin buun bir cezası olmalı değilmi.
Manevi olarak yıpranmış olamam mı bunun tazmini ni istesem çokmu olur
Re: Tazminat davası bankaya karşı
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/8090
Karar: 2001/12766
Karar Tarihi: 24.12.2001
ÖZET: Davalı sözleşmede yazılı olan kefil ismine göre icra takibinde bulunmuş olup , kefilin gerçekte ismi belirtilen kişi olmadığını bilmemektedir. Ayrıca bir haciz uygulaması yapmamıştır. Kefil görünen kişiye yönelik bir haksız eylem ve manevi tazminat koşulları bulunmadığından davanın reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
(2004 S. K. m. 67, 68, 170)
Davacı Z.E. vekili Av. V. Y. tarafından, davalı E. M. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 30/10/2000 gününde verilen dilekçe ile haksız icra takibinden doğan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi isteğin reddine, manevi isteğin kısmen kabulüne dair verilen 10/5/2001 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız icra takibi yapılmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteği reddedilirken, manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı şirketten televizyon satın alan üçüncü kişi, yanında getirdiği şahsı davacı gibi tanıtarak kefil yapmıştır. Borç ödenmeyince sözleşmede kefil olarak gösterilen davacı aleyhine icra takibi yapılmış, davacı itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında, kefil imzasının davacıya ait olmadığı belirlenerek dava reddedilmiş ve o davanın davalısı olan davacı yararına % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davalı şirket, sözleşmede yazılı olan kefil ismine göre takip talebinde bulunmuş olup, ayrıca bir haciz uygulaması yapmamıştır. Açılan itirazın iptali davasında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Olayda davacıya yönelik bir haksız eylem ve manevi tazminat koşulları bulunmadığından davanın reddi yerine kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/12/2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının hiç ilgisi olmayan bir alacak nedeniyle hakkında icra takibi yapılmış, borcunun bulunmadığının tespiti için dava açmak zorunda kalmış, aleyhine herhangi bir İcra uygulaması yapılmamış olmasına rağmen, gereksiz icra takibine uğramak suretiyle özbenliğinde ve çevresinde değerlerine yönelik zarara uğramıştır. Gelişmeler davanın tamamen reddi için sebep olmayıp, belki; belirlenecek yaptırımın cins ve miktarını ilgilendirebilir. Bu düşüncelerle yerel mahkemenin davacının zarar gördüğüne dair kabulü doğru olduğunu düşünüyor, bu bakımdan bozma kararına katılamıyorum.
Mahkemece belirlenen yaptırımın olaya uygun olup olmadığı konusunda dairemizce bir karar oluşturulmadığından, bu aşamada, bu konuda düşünce açıklaması yapmanın mümkün olmadığına kaydetmekle yetiniyorum. 24/12/2001
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Re: Tazminat davası bankaya karşı
Daire:4
Tarih:2003
Esas No:2004/ 3851
Karar No:2004/ 12047
Davacı F.T vekili Av. .. tarafından , davalı M...A.Ş aleyhine 8.1.2003 günü verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12.11.2003 günlü kararın Yargıtay'Ca istenilmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği göjrüşüldü .
Dava , haksız icra takibi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalı şirketten satın aldığı otomobil parasını ödemiş olmasına rağmen hakkında takip yapıldığını , borcun kefili olan şahısa da ödeme emrinin gönderildiğini, bu nedenle ilişkilerinin bozulduğunu ve işyerinde hakkında icra takibinin başlatıldığının duyulmasınedeniyle kişilik değerlerinin saldırıya uğradığını belirterek 3.000.000.000.-TL manevi tazminatın ödetilmesini istemiş, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir .
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının elliüç ay vadeli davalı şirketten Fiat Palio araç aldığı ,10.6.2002 ,10.7.2002 ve 10.8.2002 vadeli senetleri F. bank Kızılay şubesine yatırmasına rağmen banka görevlisinin yanlış hesaba aktardığını öğrenince anılan ödemeleri yeniden ve faiziyle birlikte D Bank Kızılay Şubesine yatırdığı, eylül ayı taksidini ise davalı şirket elemanı ile 6.9.2002 tarihinde görüşytükten sonra 10.9.2002 tarihinde yatırdığı anlaşılmaktadır . Davacı, anılan ödemelerden sonra 11.9.2002 tarihinde ise kalan borcunun tamamını yatırmış ve davalı tarafından ibra edilerek araç üzerindeki rehnin kaldırılması için 11.9.2002 tarihinde Trafik tescil Şube Müdürlüğüne yazı yazılmıştır . Davalı şirketin muhasebe servisi tarafından gerçekleştirilen hesap işlemleri ve davacının borcunun tamamının kapatıldığı hukuk bürosuna bildirilmemiş ve 25.10.2002 tarihinde 10.6.2002,10.7.2002, 10.8.2002 ve 10.9.2002 vadeli senetler için icra takibi başlatılmıştır . Davacı ve kefilin iş yerine gönderilen ödeme emri üzerine icra takibi davacının iş yerinde duyulmuş ve kefili ile ilişkisi bozulmuşur . Davalı şirketin muhasebe bürosu ile hukuk bürosu arasındaki iç ilişkideki aksaklık davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ödeme yapılmış olasına rağmen icra takibinin yapılmış olması davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturur. erel mahkemece manevi tazminatnı koşullarının oluştuğu gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın red edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir .SONUÇ ..: Temyiz olunna kararın açıklanna nedenlerle bozulmasına ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 21.10.2004 gününde oy birlgiyle karar verildi .
Re: Tazminat davası bankaya karşı
Bu arada itirazinizin kaldirilmasi icin acilan davada neden davacinin haksiz icra takibi nedeniyle %40 tazminata mahkum edilmesini talep etmediniz?