Merhaba ,Yargıtay tarafından onanmış işe iade davasını AİHM'ne gönderebilir miyiz.Teşekkürler...
Printable View
Merhaba ,Yargıtay tarafından onanmış işe iade davasını AİHM'ne gönderebilir miyiz.Teşekkürler...
AİHS'nin hangi maddesinin ihlali olduğunu düşünüyorsunuz???
İç hukuk yolları tüketildikten sonra AİHM' e gidilebilir.
AİHM'e gitmek için iç hukuk yollarının tüketilmiş olması yeterli değildir. AİHM, bildiğim kadarı ile işin esasına (kimin haklı kimin haksız olduğuna) bakmıyor. Yargılamada bir yanlışlık, kural ihlali var mı yok mu buna bakıyor. Durumunuzu bu açıdan değerlendirmenizde yarar var.Selam.
İşe iade davasının nesini AİHM'ye göndereceksiniz? Konu net değil, biraz açıklama yapınız. Yukarıda arkadaşın dediği gibi iç hukuk yolları tüketildikten sonra AİHM'ye gidilebilir. Ancak AİHM Türkiye'deki yargı mercilerinin bir üst mahkemesi değildir. Yani buradan verilen kararları onamaz ya da bozmaz. Haklılığınız durumunda sadece maddi tazminata hükmeder.
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU
Yasada 4 ayda sonlandırılır denilen işe işe iade davası eğer bu süreden çok daha uzun sürede mesela 12 ayda sonlanıyorsa, bu sebepten AİHM ye gidilebilir mi? Adalaet bakanlığına karşı dava açılabilir mi?
selam arkadaşım bende aynı dert,tenim 4857 sayılı yasada iş mahkemelerinin temyizde içinde 3 ayda sonuçlanması gerekiyor.buna mukabil maalesef 4 ila 5 yıl gibi uzun bir zamanda sonuçlanıyor şuan itibariyle benim davam bitti nihayet 4 yıla yakın bir zamanda işe iadem yargıtayca onandı araştırmalarım bana şunu gösterdi dava yargıtayca onandıktan sonra yargıya dava açacağım bundanda bir sonuç çıkmazsa işte ozaman AİHM ne gideceğim benim merak ettiğim boşta geçen bunca yılımın geriye doğru ssk ödenip ödenmeyeceği ödenmesse ben bu 4 yıllık sigortamı toptan ödeyebilirmiyim eğer ödersem 1 yıl sonra emekli olacağım ben bu soruyu soruyorum yardımcı olursanız sevinirim saygılar.
Merhaba Demirbukey,
İşe iade davan yargıtayca sonuçlandıysa, iş kanununa göre makul sürede yargılanmadığın için (adil yargılanma) yargıtay kararı olumlu yada olumsuz olsun önemli değil, tebliğ edildiği tarihten itibaren 6 aylık süre içinde AİHM e başvurabilirsin. Bende aynı şekilde yargının uzun sürmesinden ötürü AİHM de dava açtım. Davanın görüşülüp, görüşülmeyeceği konusunda henüz bir bilgi gelmedi.
Dediğiniz gibi davanın bitmesini beklerken sonunda haklı bulunduğumuz bir davada işverenin bizi işe iade almaması durumunda boşta geçen sürelerdeki SSK ödeneklerinden birinin sorumlu olması gerekir değil mi? Bu kanunda izah edilmemiş..Adı üstünde, yapılan haksızlığı kabul edip sadece iş güvencesi tazminatı için değil işe iade için davası açıyoruz. Zaten iş kanuna tabiysek, sadece iş güvencesi tazminatını talep ederek dava açmak da mümkün değil kanun bunu engellemiş.
Yargıtaydan gelen cevap AİHM e başvurmanız için son iç hukuk yoludur..Bu esnada başka dava açar bitmesini beklerseniz AİHM e başvuru için 6 aylık süreyi kaçırırsınız. Siz AİHM e başvurunuzu yapın bu esnada yargıtay kararının sonucuyla ilgili iç hukukla ilgili başka hangi davayı açarsanız açın bu ayrıca takip edilecek bir iç hukuk davası olacaktır.
Mevcut kanuna göre 4 yıllık süreçteki SSK larınız geriye dönük olarak malesef ödenmiyor, en fazla 4 aylık çalışmış gibi kabul edilen süre için yapılan SSK ödemesi var. Eğer yargıtay kararına göre tekrar iç hukukta dava açacaksanız, bu 4 yıllık SSK yı da talep etme yolunuz belki açık olabilir ben denemedim ama imkanınız varsa siz deneyebilirsiniz. Yaparsanız başvurunuzu ve sonucunu lütfen burdan bildirin bizlerinde haberi olsun..
Eğer bizler hangi yolla olursa olsun haklarımız için mücadele etmezsek kimsenin bizim için fazla birşey yapacağı yok gibi görünüyor malesef. Dolayısıyla dava açarak ve devlete de BİMER üzerinden şikayet ederek kanunların değişmesine vesile olmalıyız.
Saygılarımla
4857 Sayılı İş Kanunu madde 20 hükmünde işe iade davalarının seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılacağı ve mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay’ın bir ay içinde kesin olarak karar vereceği ifade edilmektedir. Ancak uygulamada işe iade davalarının temyiz süreci ile birlikte iki seneye yaklaşan bir zaman dilimi içerisinde neticelendiği görülmektedir.
Yargılama sürecinin uzaması; işçinin mağduriyetine yol açmakta, işe iade ile elde edilmesi amaçlanan menfaatlerden işçiyi mahrum bırakmaktadır.Yargı sürecinde işyerlerinin kapanmasına veya borca batık duruma gelmesine maalesef sıklıkla rastlanılmaktadır. Böyle bir durumda işçinin yapabileceği çok fazla bir şey kalmamakta, mahkemeden aldığı işe iade kararı adeta sembolik bir anlam ifade edebilmektedir.
Ülkemizde mahkemelerin üzerindeki iş yükü bilinen bir gerçektir. Bir hakimin bakmakla yükümlü olduğu dosya sayısı her yıl bir önceki yılı aratır duruma gelmektedir. Ancak bu konuda hoşgörü gösterilmesi bireylerin yasal haklarını almalarının gecikmesi veya almamaları sonucunu doğuracak aksaklıklar karşısında itaat edilmesi gerektiği anlamını taşımamalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu ile işe iade davalarının Yargıtay aşaması ile birlikte üç ay içerisinde kesin olarak neticelendirileceği hükme bağlanmıştır. Kanun hükmünün bu kadar açık olmasına rağmen üç ay içerisinde kesin olarak sonuçlanan işe iade davası yok denecek kadar azdır.
İşe iade niteliği gereği bir tespit davası olduğundan boşta geçen dört aylık süreye ilişkin faiz ancak işçinin İş Kanunu madde 21/3 uyarınca işverene müracaatı ile başlamakta, işe başlatmama tazminatında faiz ise işveren tarafından işçinin işe iade alınmaması veya müracaat üzerine bir ay içerisinde işe başlatmazsa muaccel olmaktadır. Her ne kadar işçiye ödenecek tazminatlarda müracaat tarihindeki emsal bir işçinin ücreti dikkate alınacak ise de, iki seneye yaklaşan bir dava süreci kapsamında işçiye hemen hemen hiçbir faiz ödemesi yapılmamaktadır.
Böyle bir durumun hakkaniyete aykırı olduğu açıktır. Şu halde mevcut yasal düzenlemeler karşısında; işçinin uzayan dava süreci kapsamında geriye dönük faiz talebi mümkün görünmese de, yapılacak yasal bir değişiklik ile en azından ilk derece mahkemesi tarafından verilen işe iade kararı ile faiz talep edilebilme imkanının getirilmesi bu konuda yaşanan mağduriyetleri bir nebze de olsa giderecektir.
İşe iade davalarının yasadaki açık hükme rağmen, iki seneye yaklaşan bir zamanda neticelendirilmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AIHS) Adil Yargılanma Hakkını düzenlenen madde 6 hükmüne de aykırılık teşkil etmektedir. Nitekim Sözleşmenin 6/I hükmüne açık bir şekilde herkesin “davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahip” olduğu ifade edilmektedir.
İş yükü, mahkeme hakiminin izinli veya raporlu olması, tayin olması, gerekçeli kararın uzun bir süre yazılmaması gibi sebeplerin yargılama süresinin uzamasına mazeret teşkil etmeyeceği açıktır. Zira hukuk devletinde mazeretlerin hukuk özneleri tarafından kanıksanır hale gelmesi dahi adil yargılanma hakkına büyük zarar vermektedir.
Bu nedenle, kanunda belirtilen üç aylık dava süresini fazlasıyla geçen işe iade davaları yönünden Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiği gerekçesiyle süresi içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunulmasının faydalı olacağı kanaatindeyiz. En azından bu şekilde yapılacak başvurular neticesinde Devletin makul sürede davaların bitirilmesi için gerekli tedbirleri alması için olumlu katkı sağlanabilecektir