Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
İyi günler benim bir yakınım evrakta sahtecilik suçundan 2004 yılında 2 yıl 4 ay ceza almış ve 2 ay önce yakalanarak cezaevine gönderilmiştir.
Şimdi mahkeme kararında "şahıs müştekiden aldığı imzalı boş kağıtları senet haline getirerek evrakta sahtecilik suçunu işlemiştir" diye karar vermiş fakat benim kafama takılan konu şu bilirkişi incelemesinde de imzaların müştekiye ait çıkması nedeniyle aslında bu olayda "evrakta sahtecilik" yerine "açığa atılan imzanın kötüye kullanılması" hükümlerine göre ceza verilmesi gerekmezmi.
Eğer olayda açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu oluşmuş ise kesinleşen ve üstünden 3 yıl geçen bu mahkeme kararına karşı herhangi bir yola başvurulabilirmi.
(Cevap verecek olan arkadaşlara şimdiden çok teşekkürler)
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması demek o evrakta sahtecilik yapılmış demektir.
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
Kanun No: 5237
Türk Ceza Kanunu (YENİ)
Açığa imzanın kötüye kullanılması
MADDE 209 - (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (SULH CEZA MAHK.)
(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır.
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
Cevaplarınız için çok teşekkürler arkadaşlar yalnız atladığınız bir husus var suçun işleniş tarihinde eski tck yürürlükte olduğu için lehte hükümlerin sanığa uygulanması gerekir.
Eski TCK'da Madde 509'da "Bir kimse iade veya muayyen bir suretle istimal etmek üzere kendisine tevdi olunan imzalı ve yazısız bir kağıda sahibinin zararına olarak hukukça hükmü haiz bir muamele yazar veya yazdırır yahut elinde bedelsiz olarak kalmış olan bir senedi istimal ederse mutazarrır olan kimsenin şikayeti üzerine üç aydan üç seneye kadar hapis ve yüz elli liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasına mahkum olur."
yazmaktadır bu hüküm uygulandığı takdirde sanığın aldığı cezada ciddi bir azalma olabilmektedirsorduğum soruyu bu hüküm çerçevesinde değerlendirirseniz çok sevinirim.Cevap veren arkadaşlara tekrar teşekkürler.
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
Karar ne zaman kesinleşti?
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
2004 yılının kasım ayında karar kesinleşti, suçun işleniş tarihi 2000 yılına denk geliyor.
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
Yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra uyarlama için Yargıtay'a gitmedi mi dosya?
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
Sanığa eski kanuna göre resmi belgede sahtecilik suçunu işlemekten dolayı ceza verildi , halbuki eski kanuna göre bu cezanın madde 509'a göre verilmesi gerekirdi.
Yeni kanunun sanığa getirdiği bir ayrıcalık yok çünkü açığa atılan imzanın hukuki sonuç doğuracak şekilde üstünün doldurulması durumunda sanığın alacağı ceza yinede değişmiyor.Ama eski kanunda bu şekilde üstü doldurulan imza için öngörülen ceza ,sanığın şu an infaz edilen cezasından çok daha az.
Yani asıl önemli olan eğer mahkeme hükmünü yanlış maddeye dayanarak verdiyse ve bu karar yargıtayca onaylanıp kesin hüküm şekline dönüştükten sonra aradan 3 sene geçmişse bahsettiğim konu hakkında başvurulabilecek herhangi bir hukuki mekanizma varmıdır?
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
İddianamedeki sevk maddeleri ile cezalandırıldığı kanun maddelerini yazabilir misiniz? Ben de merak ettim konuyu.
Re: Evrakta sahtecilik mi yoksa açığa atılan imzanın kötüye kullanılması mı?
Savcılık iddianamesinde sanığın Eski TCK Madde:342 uyarınca ceza alması için dava açmıştır.Bu davanın açılmasının sebebide müşteki imzasını inkar etmiştir.Daha sonra bilirkişi imzaların müştekinin elinden çıktığını ama senetlerin bir A4 kağıttan kesilerek meydana getirildiğini tespit etmiştir.Bunun üzerine mahkeme sanığın müştekinin imzasını fotokopi yoluyla çoğaltarak bu belgeleri hazırladığını ileri sürerek Madde 342'den ceza vermiş fakat bu ceza Yargıtayca "imzaların orjinal olduğu fotokopi yoluyla çoğaltılmadığı" gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.
Daha sonra ilk derece mahkemesi bu sefer de imzaların fotokopi yoluyla çoğaltılmadığını aslında boş bir sözleşmeye atılan imzanın kesilip biçilip üstünün doldurularak senet haline getirildiğinden dolayı sanığı tekrardan Madde:342'ye göre mahkum etmiştir.(Halbuki senedin boyutu normal bir senet boyutundadır, sözleşmenin üstüde kalan 1-2 cm'lik boşluğa sığdırılmış bir kağıt parçası değildir)Ardından da Yargıtay aşamasında doğru düzgün bir savunulma yapılmadığı için karar 2004 yılının Kasım ayında onaylanmıştır.