Bir ada düşünün adanın karşısında bir karaparçası ve ada ile bağlantısı bir köprü.Bu adada güzelb ir kadın kocası ile yaşıyor birlikte yaşıyor. Kocası ile severek evlenmişler ve kıskanç bir kocası var zamanla kadının kocasına olan sevgisi azalmış. Karşı tarafta ise kadının delice sevdiği bir adam var ancak bu adam kadını hiç sevmiyor ve onu cinsel arzuları için kullanıyor yine karşı tarafta kadını delice seven bir adam daha var. Onun için şiirler yazıyor, onu düşünüyor ama içten içe de bir başkasının koynuna girmesine içerliyor. Birgün kocası evde yokken kadın karşı taraftaki sevdiği adama gidiyor birlikte oluyorlar. Dönüşte ise bir fırtına çıkıyor veköprüye yıldırım düşüyor köprü yıkılıyor. Köprünün yanında bir kayıkçı kayığını fırtınadan korumaya çalışırken kadın onu görüyor ve kayıkçıya kendini karşıya geçirmesi için yalvarıyor ama kayıkçı o fırtınada geçmeye cesaret edemiyor ve ancak çok para vermesi durumunda karşıya geçirmek için riske girebileceğini söylüyor. Bunun üzerine sevdiği ve birlikte olduğu adama gidiyor ve para istiyor. O da bana ne diyor buraya seni ben çağırmadım, kendi zevkini tatmin ettin. Ben senin için beş kuruş harcayamam. Kadın kendini seven adama gidiyor. O da sen buraya benim için gelmedin kime geldiysen ona git parayı ondan iste diyor. Kadın çaresizce kayıkçının yanına gidiyor. Kayıkçıyı da ikna edemeyince kocasından korktuğu için suya atlıyor ve yüzerek karşıya geçmek istiyor. Bu esnada boğularak ölüyor. Sizce bu olayda en suçlu kim?
Kadın mı Kocası mı, Kayıkçı mı, Sevdiği adam mı, onu seven adam mı, fırtına mı, yıldırım mı?