-
Düşman Gabarda mı?
Fehmi Koru ilan etti dünkü yazısında. Düşman Gabar'da değilmiş. Onlar sadece gerçek düşmanın taşaronlarıymış. Peki kimdir gerçek düşman?
Yanıtı dün yayınlanan yazısında. (Okumadan önce tansiyon ve kalp hastaları gerekli önlemi alsın. Sinirleriniz fena zıplıyacak)
Şimdilerde azan 'PKK terörü' örgütün bilinen amaçlarıyla bütünüyle örtüşen ve kendi gündemine uygun türden değil. İmralı'da mahpus liderinin şartları mı daha iyileşecek bu eylemlerden sonra, yoksa halkı yeniden arkasına almasını mı sağlayacak bu eylemler?
Elbette ne o sonucu getirecek, ne de diğer amaca hizmet edecek... O halde niye yapılıyor bu eylemler ve niçin bu zamanda?
Dün iki sebep sıraladım: Türkiye'yi daha da içine kapatmak ve Irak batağının içine çekmek... Bu iki sebep ile PKK arasında doğrudan bir ilişki kurmak hayli zor. İnsanları dünyadan tecrit olarak kendi içine kapanmış ve sınırları dışına askeri müdahalede bulunmak zorunda kalmış bir ülkede, arkasında ne kadar geniş bir halk desteği bulunursa bulunsun, SİVİLLERİN BORUSU ÖTMEZ OLUR VE ASKERLER ÖN PLANA ÇIKAR. Bir süre sonra 'sıkıyönetim' talepleri işitilmeye başlanırsa hiç şaşırmayalım.
Her ne kadar kulaklara ters gelse de bizim bilemediğimiz sebeplerden PKK bunu istiyor da olabilir. Ya da bizim 'PKK terörü' ile irtibatladığımız yeni dalga, aslında farklı ve yeni bir gelişmedir. Terör örgütlerinin (ya da içlerinde barındırdığı bazılarının) zaman zaman 'taşeronluğa soyunarak' eylem yaptıkları biliniyor; PKK (VEYA İÇİNDEN BİR GRUP) BAŞKA ÇIKARLARA HİZMET EDECEK BİR DALGANIN ÜZERİNDE OTURUYOR OLMASIN?
Bu ihtimallerin hangisi doğru? Bu soruya sağlıklı bir cevap verilmeden yeni saldırının üstesinden gelinemez. Terörü kendi adına yapıyorsa PKK alınacak tedbirler farklıdır, başkalarının hesabına kan döküyorsa daha farklı. PKK kılığına sokulmuş başka türden bir terör dalgasına muhatapsak vereceğimiz tepki herhalde daha farklı olacaktır. "
Evet arkadaşlar bu ülkede düşünce özgürlüğü yok, asker devleti yönetiyor sivil toplum vb. iddalarda bulunan herkese kapak olsun bu yazı.
Bitmedi devamı bugün geldi.
"Asker milletiz, ama askerlerimizin burnunun kanamasından bile hoşlanmıyoruz. Terör de o zayıf halkayı hatırlatmanın aracı işte."
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ORDUSUNU GERÇEK TERÖRÜST İLAN EDEN BU YAZI DÜN YAYINLANDI.
HEYYYY. MİLLETTTT! UYAN !
Şanlı ordun PKK' ya eş tutuluyor. Evladının gerçek katili olarak gösteriliyor.
SORUYORUM DÜŞMAN GABAR' DA MI?
HAYIR!!!! DÜŞMAN HER YERDE. GEÇMİŞ DAKTİLONUN BAŞINA ZEHİR KUSUYOR.
-
Re: Düşman Gabarda mı?
Kürt bayrağı altında PKK marşı söylediler
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...80462471_2.jpg
Korodaki çocuklar Kürtçe şarkı söylerken zafer işareti yaptı...
TÜRKİYE’DEKİ ABD elçiliği tarafından Amerika’daki Dünya Müzik Festivali’ne davet edilen Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Çocuk Korosu, festivalde sözde Kürdistan bayrakları ile PKK’nın da kullandığı marşı seslendirdi. İHA’nın haberine göre, 3-7 Ekim arasında San Francisco, Los Angeles ve San Diego kentlerinde Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Süryanice, İbranice, İngilizce, Almanca ve Rusça olmak üzere 8 dilde şarkılar seslendirdi. 15 kişilik koro, festivalde sözde Kürdistan bayrağıyla bir dönem Türkiye’de yasak olan şarkıları söyledi. PKK terör örgütü ve Irak Kürdistan bölgesinin milli marş olarak kabul ettiği “(Ey Rekip) Hey Düşman” marşını okuyan koroyu, ABD’li yetkililer “Kürtler’in Diyarbakır çocukları” diye tanıttı. Koronun seslendirdiği marşın sözleri şöyle:
“Hey düşman/ Kürt ulusu dili ile yaşamakta/ Hiçbir zaman düşmanlar tarafından yenilemez/ Hadi kimse Kürtler ölü demesin/ Kürtler hayatta, Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek/ Biz, gençlik yenilenmenin kırmızı rengidir/ Bu yolda başlattığımız kanımızı izle/ Hadi kimse Kürtler ölü demesin/ Kürtler hayatta, Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek/ Bizler Medya ve Keyhüsrev’in çocuklarıyız/ inancımız ve dinimiz memleketimizdir/ İnancımız ve dinimiz Kürt ve Kürdistan’dır/ Hadi kimse Kürtler ölü demesin, Kürtler hayatta, Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmez.”
Vatan
-
Re: Düşman Gabarda mı?
AKP İktidarı Bitmiştir !..
Şu lafa bakın:
- Önümüzdeki ay bu konuyu Başkan Bush 'la konuşacağım...
Kim konuşacak?. Tayyip Bey !.. Neyi konuşacak?. PKK terörünün canımızı nasıl yaktığını, gencecik evlatlarımızı art arda nasıl şehit verdiğimizi... Peki bütün bunları hem de bir ay sonra binlerce kilometre uzaktaki ABD Başkanı'na niçin anlatacak?.. PKK sorununa çözüm bulması için...
- Yazık!.. Bir yurttaş olarak utanç duydum...
Aynı Tayyip Bey, daha önce, ikide bir gidip geldiği, pek sevdiği ABD'de Başkan Bush'a PKK sorununu kaç kez anlatmıştı?.
- !!!
Bakın, 10 Şubat 2006 tarihli şu laf da Beyaz Saray'da ABD Başkanı'yla bilmem kaçıncı görüşmesini yapan Tayyip Bey'e ait:
- Bush'u PKK ile mücadele konusunda çok kararlı gördüm...
Aynı gün devletin Anadolu Ajansı ise aynen şu haberi geçiyordu:
- Bush ve Erdoğan'ın basına yaptıkları açıklamada görüşülen konular sıralanırken PKK'nin adı geçmedi...
Haberden anlaşıldığı gibi, Tayyip Bey, PKK'nin adının bile geçmediği görüşmede, Bush'un ne denli kararlı olduğunu kavrayıvermişti!.. Aradan neredeyse iki yıl geçti. İki günde tam 15 evladımızı şehit verdik. Tayyip Bey, bir kez daha konuyu ABD Başkanı'yla konuşacağını, diğer bir anlatımla "izin isteyeceğini" büyük bir aymazlık ve de vurdumduymazlıkla söyleyebiliyor... Bu, belki de Tayyip Bey için gayet normal olabilir, ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı adına acınacak bir aczin işaretidir.
- Türkiye bunu hiç hak etmiyor...
***
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, önceki gün AKP iktidarı için aynen şu açıklamayı yaptı:
- Hükümet, emperyalizmin tezgâhını çözümleyecek ve karşı duracak ahlaka sahip değildir. "Önümüzdeki ay bu konuları Başkan Bush'la görüşeceğim" cümlesi, içine düşülen sefil durumun adeta kanıtı niteliğindedir.
Çok ağır, değil mi?.. Üstelik bu lafları AKP iktidarının bakanlık koltuğunda oturan, onları çok iyi tanıyan, seçim öncesinde iktidarı düştüğü karanlık kuyudan çıkaran Mumcu'nun söylemesi özellikle ilginç tabii!..
Şimdi, yıllardır defalarca seyrettiğimiz aynı oyun bir kez daha oynanacak... Adlarını artık ezbere bildiğiniz işbirlikçi milli takımın asil, yedek tüm üyeleri, TMSF genel yayın yönetmenleri ve dinci medya, var güçleriyle iktidarı temizlemek için harekete geçecekler. Aslına bakarsanız geçtiler bile; Vakit adlı dinci ceride, Genelkurmay Başkanı'nın fotoğrafının altına "Sorumlu hesap vermeli" manşetini attı bile. Daha da vahimi var: Taha Kıvanç takma ismiyle dedikodu köşesi yazan Fehmi Koru, her zaman yaptığını yaptı, adını vermediği birilerini alet etti ve "Yorumcular arasında bazı eylemlerin PKK tarafından yapılmadığına inananlar olduğunu biliyorum" diyerek, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni işaret etti. Bu yargısına gerekçe olarak da, Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ 'un geçenlerde yaptığı, "Türkiye'nin gelişmeleri engelleyecek, maliyetleri artırabilecek (ABD'nin) bir güce sahip olmadığı söylenemez" sözlerini gösterdi. Zaman gazetesinin bazı kalemşorları da aynı doğrultuda kalem salladı... Peki, bu kendi ordusunu alçakça bir saldırının sorumlusu gibi göstermeye yönelik yazıların hemen ardından ne oldu dersiniz?.
- PKK, bu katliamı resmen üstlendi!..
Acaba, bu yazıları yazanlar biraz olsun hicap duymuş mudur? Hiç sanmıyorum!.. Diğer işbirlikçi kalemlere gelince, bu saldırıyı, "sivil anayasa"yı engelleme girişimi, demokratikleşme(!) yolunda ilerleyen Türkiye'ye suikast" olarak nitelendirip çıkıverdiler işin içinden...
- Baştan aşağı tiksinti verici...
Ehh, ben de bu "yüz kızartan inciler" karşısında rahatlıkla kendi düşüncemi söyleyebilirim öyleyse; yeminli işbirlikçiler ne yaparlarsa yapsınlar, hangi ABD etiketli senaryoyu yazarlarsa yazsınlar, MHP gibi sözde muhalefet partileri ne türden "koltuk değneği" olurlarsa olsunlar, uzatmalar tabii ki oynanacak, ancak sonuç değişmeyecektir:
- Bu ülkeye onulmaz zararlar veren AKP iktidarı bitmiştir!..
Ümit Zileli
-
Re: Düşman Gabarda mı?
Düşmanı yüreklendirenler orada da bu Fehmi koru nun tam olarak kim olduğuna bakıp onuda yazsaydınız ne güzel olurdu. Arkasında kim var ? en çok kimi sever onu en çok kimsever beş yerde birden yazarlık nasıl yapılır v.s vv.s çıkardı ortaya. Ama anlayan okuyan olur muydu ? hayır...
Neyse...
-
Re: Düşman Gabarda mı?
Sayın commodore, açık söylemek gerekirse "Fehmi Koru kimdir? "sorusuna cevap vermek beni aşar. Cumhurbaşkanı Gül'ün İngilteredeki ev arkadaşı, olduğunu arkadaşlıklarının daha eskilere Türk Talebe Birliğine dayandığını, İmam hatip okulu mezunu olduğunu zaten herkes biliyor. Aslında oturup bir biyografi yazacak olsam ben ne Abdullah Gül'ün ne de Fehmi Koru'nun biyografisini yazarım. Sahnenin önündekiler değil ardındakiler hep daha ilginç gelmiştir bana.. Hayır oturup Fehmi Koru'nun eşi, türban yüzünden üniversitiden atılan ilk kişiyim diye ün yapan Nebehat Karagülle'yi de yazmazdım.
Ancak Nebahat hanımın babası Süleyman Karagülle?? İşte asıl incelenmesi gereken kişi. Fehmi Koru değil kayınpederi yazılmaya değerdir. 1967 'de kurduğu kooperatif Akevler ve Adil Düzen teorisi. Fehmi Koru'nun bizim evden cumhurbaşkanı çıktı derken kastettiğinin ingilteredeki öğrenci evi olduğunu sananlar Süleymen Karagülleyi ve bugün ülkeyi yönetenleri Ak parti çatısı altında toplananların Akevler kooperatifi çatısı altında 40 yıl önce başlayan hikayesini dikkatle okumalı.
Dedim ya beni aşar. Zaten kimse okumuyor. :kızgın:
-
Re: Düşman Gabarda mı?
Okuyoruz. Ama cahilliğimiz ile umursamazlığımız arasında kalıp, bencilliğimize sığınıp cevapsız, desteksiz kaçıyoruz !