Muris Muvazaası

A ve B karı kocadır. A şahsının da B şahsının da ikinci evlilikleridir. A şahsı 2005 yılında vefaat etmesinden 7 sene öncesinde (1997) vücudunun sol tarafını tamamen etkileyen felç geçirir. Daha sonralarında hastalığı daha da ilerler ve yatalak olur. A'ya ölene dek eşi B bakar. A'nın kendine ait dairesi olup bunun yanında herhangi bir geliri veya sosyal güvencesi yoktur.B'nin ise emeklilikten doğan maaşı,sosyal güvencesi vardır. Tüm tedavi masrafları bu şekilde karşılanır.A felç geçirdikten 5 sene sonra (2002) üzerine olan dairesini B'nin üzerine geçirilmesi ve B'nin kimsye muhtaç yaşamaması için B'nin ilk evliliğinden olan oğlu olan C'ye vekalet verir.C satış yoluyla tapu kaydını B üzerine geçirir.A'nın vefaatinden sonra durumu öğrenen A'nın ilk evliliğinden olan çocukları, konuyu bu tarihe kadar yargı yoluna götürmez.İleride A'nın çocuklarının açacağı "muris muvazaası" davasının kimin lehine sonuçlanabileceği hakkındaki görüşleriniz için şimdiden çok teşekkür ederim.

Not: A'nın rahatsızlığı durumunda ilk evliliğinden olan 4 çocuğunundan sadece biri,annelerinin rahatsızlığından haberi varken arayıp hatır sormuştur ama ötesinde hiçbiri manen ya da madden bi yardım yapmamıştır.Apartmandaki komşuları tüm yaşananlara tanık gösterilebilir.Bunun yanında A'nın geçmişte kalan bazı dairelerini çocukları için satmıştır ve A'nın kendine ait tek bu dairesi kalmıştır.

Muris muvazaası davasını kazanmaları muhtemeldir. Zira bu çocukların da tenkis yoluyla saklı paylarını almaya hakları vardır. B, eğer kendi üzerine kayıtlı olmayan bir evi A'nın üzerine almış olsaydı bu durumda çocukların muris muvazaasını kanıtlamaları güç olacaktı.

1. Ebeveynlerin dünyaya getirdikleri çocuklarını koruyup kollama görevleri vardır. Aksi halde çocukları cami önüne bırakmak serbest olurdu -> çocukların bedduaları -> mirasın kanun dışı yollarla elde edilmesi ve kaos'a hoş geldiniz. Kulağa hoş gelmiyor değil mi?

2. Dargınlık/kırgınlık, çocukların mirastan men cezasına çarptırılması için bir neden olamaz. Bu ve diğer sayısız nedenlerle kanun koyucu bazı halleri hariç tutarak çocukların saklı payları konusunda düzenleme yapmıştır.

3. Aracı kullanarak mal kaçırmak muris muvazaalarında kullanıldığı tespit edilen bir yöntemdir. Fazla şansınız yok derim. Tenkise girmeye çalışın. Çünkü muvazaada yapılan tüm işlemler ve sonuçları geçersizdir. Çünkü muvazaada mal el değiştirir ama karşılığı ödenmemiştir.

Alıntı:

---

hellboy3590 rumuzlu üyeden alıntı

1. Ebeveynlerin dünyaya getirdikleri çocuklarını koruyup kollama görevleri vardır. Aksi halde çocukları cami önüne bırakmak serbest olurdu -> çocukların bedduaları -> mirasın kanun dışı yollarla elde edilmesi ve kaos'a hoş geldiniz. Kulağa hoş gelmiyor değil mi?

2. Dargınlık/kırgınlık, çocukların mirastan men cezasına çarptırılması için bir neden olamaz. Bu ve diğer sayısız nedenlerle kanun koyucu bazı halleri hariç tutarak çocukların saklı payları konusunda düzenleme yapmıştır.

3. Aracı kullanarak mal kaçırmak muris muvazaalarında kullanıldığı tespit edilen bir yöntemdir. Fazla şansınız yok derim. Tenkise girmeye çalışın. Çünkü muvazaada yapılan tüm işlemler ve sonuçları geçersizdir. Çünkü muvazaada mal el değiştirir ama karşılığı ödenmemiştir.

---

Merhaba

Konuyla ilgili olarak Sn. Av. Kahraman beyin değerlendirmesi şudur:

merhabalar
hukuk fakültesindeki pratik çalışma gibi olmuş sorunuz:)
her şeyden önce B eş olması dolayısyla A'nın kanun gerği diğer çocuklarla birlikte 1/4 miras hakkı vardır bunu kimse aleyte kullanmaz
tapunun B üzerine geçmesi olsa olsa muris muvazaasından öte eş dışındaki diğer mirasçıların ölünce mirasında yararlanmamaları için sağlığında tasarrufta bulunmasınadan dolayı ancak tenkis davası açabilirler bu da kanunda süreye bağlıdır.Şöyle ;IV. Hak düşürücü süreler

MADDE 571.- Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.
Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar.
Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.

diğer mirasçılar bu süre içinde dava açmaz ise daha da açamazlar
muris muvazasında ise dedğinzi gibi başka tapuların olup bunları çocukları üzerine geçirmesi ve diğer durumlar birlikte düşünüldüğünde Mahkemeye dava açılması duurmda muvazaanın varlığı ispat olunamaz (söyledikleriniz dışında bir durum yok ise )

dolayısla öncelikle davanın açılması gerekir o zmana kadar da bir şey yapamazlar süresi içinde dava açılmaz ise süre itirazı ile dava kazanılabilr
süresi içnd eaçılan davada ise durumlar bir bütün halinde değerlendirilierek mahkeme karar verir, muriz muvazası ise sizin düşündüğünüzü gibi açılamaz açılır ise red olma ihtimali var ancak işte felç durumunda oğluna nasıl vekalet verilebilryor bu belki tartışılabilir yani tasarrfu ehliyeti bulunmadığı bir dönemde tapu geçirildi ise bu kez de tasarrufun iptali davası açılabilr tabi bunu içinde süreler vardır.şöyle ki;ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN İPTALİ VE TENKİSİ
A. İptal davası

I. Sebepleri

MADDE 557.- Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir:

1. Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa,

2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa,

3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise,

4. Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa.

II. Dava hakkı

MADDE 558.- İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir.

Dava, ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir.

İptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal edilir.

III. Hak düşürücü süreler

MADDE 559.- İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.

Hükümsüzlük, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.

bütün bu yazdıklarım ihtimale binaen yazılmıştır.Ortada bir dava olmadığına göre yapılacak şu aşamada bir şey yok B gönül rahatlığı ile sağlıklı ve sıhhatli yaşmına devam etsin dava açıldığı takdirde ise konun uzmanlık gerektiren bir durum ollması nedeniyle avukat ile işlemlerinizin takibini önerrir saygılar sunarım
iyi günler

1. Tenkis davaları kanunen geçerli(şekil şartlarına uygun) ama saklı paylara tecavüz varsa açılabilir.

2. Eğer muris bağışladım diyerek kayda geçirdiyse, kanunen geçerli bir temliktir. Sadece tasarruf nisabını aşıp aşmadığı kontrol edilerek tenkis davası açılabilir.

3. Eğer sattım , bedelini aldım derse ve bedelini almadığı (diğer bir değişle satış gösterip bağışladıysa) kanıtlanabilirse, o zaman kanunen geçerli bir işlem değildir. Şekil şartlarına uymadığından(ref.İBK ve Eraslan ÖZKAYA'nın inançlı işlem ve muvazaa davaları) tümünden iptal olur. Kanunen geçerli olmayan(yani gizli bağış) bir işlem üzerinden tenkis hesabı yapılamaz.

Eğer yanlış bilmiyor isem.