Doruk T.Tokçabalaban ın yazısını okuduğumda inanılmaz bir umutsuzluğa kapıldım."dünya çapında sayıları sürekli artan sokak kameralarından internette neler yaptığımızı izleyen ve neleri görüp göremeyeceğimize bizim yerimize karar veren devlet mekanizmalarıdan kurtulmamız gerekli mi.."Elbetteki denetlenmesi gereken siteler var.Ama basit bir sohbet odasına,attığımız maillere ve merak ettiğimiz konuda arama yaptığımız her şeyin izlenme düşüncesi insanda nasıl etki yapıyor..bu insanları güncel yaşamda bile paranoyaklaştırmaz mı.Olaya sadece güvenlik açısından denetleme olarak bakıldığında bizler için belki endişelenecek bir durum yok sıradan vatandaş olarak.
Beklentilerimizi şikayetlerimizi yazıp tartışıyoruz.İyi şeyler olması umuduyla çabalıyoruz belki..herkes kendi doğrusuna ve yanlışına göre çaba içinde..Bu durumda olanlar nedir.Gerçi herşey danışıklı döğüş diye düşünüyorum ki bu durumda bizler boşuna konuşuyoruz tartışıyoruz..Sonuçta meydan boş.İsteyen istediği şekilde at koşturuyor.
Ve birde yazıda ülkelere göre internet sansür mekanizmalarını yazmış..Özellilkle dikkatimi çeken AB nin sansür mekanizmazı..Irkçılık,bomba,soykırım ve terörizm benzeri kelimelerin bütün web üzerinden engellenmesi düşünülüyor... diyor.bu ne demek:? Türkler ermenilere soykırım yapmamıştır denirse yasak hatta cezası var,yapmıştır denirse serbest mi demek oluyor:?
Umutsuzum çünkü dönüp duruyoruz sadece...Cem Karaca Oğluma şarkısında ne güzel demiş...papazın eşşeğini kovala dur dön dur dön dön dur,oğlum hayat bu mudur..:?
