Çocukların sağlığından endişeleniyorum

herkese merhabalar..
8yıllık eşim yanımda iken ona ait email hesabına beraber girdik. şifresini de yanımda iken email hesabını açarken gördüm. email hesabındaki bir mesaj yüzünden tartıştık. açıklamaları yeterli gelmedi. bu defa işyerindeki bilgisayarında bu tür emailler olup olmadığını sordum. gidip bakabilirsin dedi. bende gidip baktım. ancak başka emailler de vardı. bu emaillerde bariz olarak sadakatsizlik vardı. bende eşimin email hesabındaki bu emailleri eşim göndermiş gibi kendi email hesabıma yolladım (teknik olarak eşim bana göndermiş görünüyor) şimdi ben sadakatsizliğini sebep göstererek boşanma davası açıyorum. bu emailleri (ve tabii başka delillerde var telefon ayrıntıları gönderilmiş sms ler vs) boşanırken ben delil olarak kullanmayı düşünüyorum (emailler dijital ortamda yani eposta formatında ve print screen olarak bende kayıtlı) eğer emailleri ilgili servis sağlayıcıdan alamayacak olursam yada emailler servis sağlayıcıdan silinmiş olursa elimdekileri mahkemede kullanmaktan yanayım. bu emailleri elde etmek için hacklemek , kırmak , program yada başka birşey kullanma olmadı. kendisi yanımda hesabına girdi bende şifresini aldım. bildiğim kadarı ile aile mahkemelerinde bu tür deliller takdiri delil sayılıyor yani hakimin takdirinde. ancak ceza mahkemelerinde ki durumu bilmiyorum.
şimdi...
1- boşanma davasını kazandıktan sonra (inşallah) eşim bu emailler nedeniyle (emaillerin elde ediliş şekli vs.) bana ceza davası açabilirmi ? sonuç ne olabilir ?
2- birde aşırı tahrik sonucu bu emaillerden bazılarını eşimin arkadaşlarına da gönderdim. bundan dolayı bana dava açabilirmi sonuç sizce ne olabilir...


teşekkürler...

Eşinizin e-postalarını veya MSN kayıtlarını delil olarak boşanma davasında kullanabilirsiniz, burada herhangi bir cezai sorumluluğunuz oluşmayacaktır. Yargıtay içtihatlarına göz attığımızda, tarafların günlüklerinin dahi delil olarak kullanıldığı görülmüştür.

emrah bey uzunca bir süredir siteyi ve sizi takip ediyorum. yanıtlarınız ve aydınlatıcı açıklamalarınız için tebrik ve teşekkür ediyorum.
eşimin yazdığı ve karşı taraftan gelen emailleri word belgesi halinde birkaç arkadaşınada gönderdim. bir anlamda ifşa ettim. bu durumda bana karşı ceza davası açacak olursa nasıl bir durumla karşı karşıya kalırım.
birde boşanma davasında kullanılmak üzere elimde bu emailler ile karşılıklı yüzlerce sms trafiği olduğuna dair belgeler var. karşı tarafın eşinin eşime gönderdiği emailler vs. yani sadakatsizliğini inkar edebilecek durumda değil. çocukların (kız 17, erkek 8 yaşında) velayetini alabilirmiyim. tazminat talebim nasıl değerlendirilir.
ilginize teşekkür ederim..
sevgiyle kalınız..

Anayasa'nın 22. maddesinde herkesin haberleşme hürriyetine sahip bulunduğu, haberleşmenin gizliliğinin esas olduğu, hakim kararı veya kanunla yetkili merciin yazılı emri bulunmadıkça bu gizliliğe dokunulmayacağı hüküm altına alınmıştır. 20. maddesinde de herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip bulunduğu, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca bu hak Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddelerinde koruma altına alınmıştır. Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde de saldırıya uğraması durumunda uygulanacak yaptırım belirtilmiştir. Belirtilen bu yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere kişinin özel yaşamının ve haberleşmenin gizliliğine dokunulamaz. Kişinin sıfatı ve konumu ne olursa olsun rızası dışında kamuya açıklanamaz. Bunlar kişinin yaşamının gizli alanını oluşturur.

Yukarıda anlatılanlar eş durumunun mevcudiyetinin göz önüne alınmaması halinde uygulanan hallerdir. Aile kurumunun bir bütünlük arz etmesi ve eşler arasında özel hayat koşullarının uygulanmayacağından bahisle, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmediği kanaatindeyim. Eyleminize denk gelen ve size isnat edilebilecek suç aşağıdaki haldir:

Özel hayatın gizliliğini ihlal

MADDE 134 - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.

bir sorum havada kaldı sanırım....biraz daha açayım..
eşimin zina yaptığına dair bir delil yok elde, sadece yazıştıkları ve duygusal birşeyler paylaştıkalrında dair emailler ile abartılı sayılacak derecede sms trafiği var ayrıca birkaç şahitin huzurunda "evet ben bu adamla yazıştım görüştüm" diye de itirafı sözkonusu.
bu bilgiler ışığında

benim maddi ve manevi tazminat talebim uygun görülürmü ?
çocukların (17 yaş kız - 8 yaş erkek) velayetini alma şansım nedir ?

teşekkür ederim...

Yukarıda anlatılanlar eş durumunun mevcudiyetinin göz önüne alınmaması halinde uygulanan hallerdir. Aile kurumunun bir bütünlük arz etmesi ve eşler arasında özel hayat koşullarının uygulanmayacağından bahisle, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmediği kanaatindeyim. Eyleminize denk gelen ve size isnat edilebilecek suç aşağıdaki haldir:

Özel hayatın gizliliğini ihlal

MADDE 134 - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.




peki buna göre ceza verilecek olursa bu ceza hapis cezasımı olur yoksa erteleme yada para cezasımı olur...yada hakimin takdirindemidir...?

merhaba
eşimle karşılıklı boşanma davası açmış durumdayız. o şiddetli geçimsizlik diyor ben ise zina ve sadakatsizlik. eşimin bir başka erkekle olan ilişkisini yakaladım. çocuklarımda olayın tüm aşamalarından ne yazıkki kavgalarımız ve tartışmalarımız sırasında haberdar oldular.

26 kasımda ilk duruşma olacak. 17 yaşında kızım 8 yaşında oğlum anneleri ile beraberler. ancak son günlerde oğlum sürekli olarak "siz boşanınca ben ne olacağım" "eve cici baba mı gelecek" "baba sen sevmediğin insanla aynı evde yaşamazsın değilmi" " boşanınca siz mutlu olacaksanız beni düşünmeyin bende mutlu olurum" " annemle babam boşandılar" gibi sözcükleri diline dolamış durumda. bunu okulda öğretmenlerine arkadaşlarına bana sürekli söylüyor.(öğretmenleri şahit)çocuk artık kendi kendine konuşmaya başlamış. endişeleniyorum..

kızım ise içine kapanmış durumda, benimle görüşmek istemiyor. kızım bana düşman kesildi. oysa ben ne boşanmadan nede annelerinden bahsetmiyorum onlara. geleceğinize bakın derslerinize bakın annenizi üzmeyin eve sahip çıkın vs. diyorum. ancak avukatlarımızın ev, mal, nafaka, velayet konusundaki görüşmeleri pazarlıkları kızımın dilinde.

Olan bitenler anneleri tarafından hemen iletiliyor çocuklara. ayrıca evde sürekli bu konular konuşuluyorki oğlum sürekli aynı şeylerden bahsediyor. çünki eşimin bu ilişkisini bilen ve yardımcı olan bayan arkadaşı sürekli evde çocukların yanında. anladığım kadarı ile çocukları etkiliyorlar. eşimin ilişkisini yakaladığımda anlaşmalı boşanalım dendiğinde ben karşı çıkınca bu kişi ile beraber eşim çocukları ev nafaka vs. konularında kollarından tutup karşıma çıkartıp "babanız size mal mülk ev bırakmak istemiyor, nafakada vermeyecek" diyerek kullanmışlardı.

çocuklarımla iletişim kuramadığım için her ikisininde okulunda Müd. yrd. ve rehperlik uzmanları ile görüştüm. çocuklar ile görüşmelerini ve destek vermelerini istedim. bende sürekli onlarla temas halindeyim.

Bu durumda ben mahkemeden çocukların anneleri yanında ruh sağlıklarının bozulduğunu, psikolojilerinin kötü etkilendiğini belirterek çocuklarım muayenesini ve anneleri yanında kalmalarının sakıncalı olduğu ortaya çıkarsa teyzeleri yada güvenli bir başka aile yanında kalmasını talep edebilirmiyim.
(gerçi dava dosyamızda sosyal hizmet uzmanı istediğimizi belirttik ancak. ben en hızlı şekilde olmasından yanayım)

Bu süreci hızlandırmak için avukatım aracılığı ile mahkemeye başvurmam yeterlimidir.

yazımın uzunluğu için lütfen affedin. saygılar...

"NAMUS, ŞEREF, HAYSİYET, ONUR, GURUR GÖRÜNMEZ BİR CEVHERDİR. ÇOĞU KERE ONA SAHİP OLAMAYANLAR SAHİPMİŞ GİBİ GÖRÜNÜRLER "

YÖNETİM NOTU : AYNI KONUDA BİRDEN FAZLA AÇILAN BAŞLIKLAR KURALLARA AYKIRIDIR TEKRARI ÜYELİĞİN ASKIYA ALINMASI İLE SONUÇLANIR