Printable View
Eşin, kocasına 1 yıldan çok daha uzun süre kadınlık görevlerini yerine getirmemesi, kendisi çalıştığı halde kocasını çeşitli dönemlerde yüklü borçların altına sokması ve bu borçların eşi tarafından ödendiğinin ispatlanması ve buna istinaden eşinin kendisini aldattığı gerekçesiyle boşanma davası açması, yüklü miktarda tazminat ve nafaka talep etmesi durumunda bu davayı kazanma şansı ne kadardır?
Zina daha ağır kusurdur.
İspatlanırsa boşanmaya karar verilir, manevi tazminata ve nafakaya hak kazanır.
Kadının görevlerini yerine getirmemesi ve müsrif olması zinayı hafifletici neden olamaz. Bu ancak boşanma nedeni olabilir. Kocanın açtığı boşanma davası da yok anladığım kadarıyla.
Hayır henüz kocanın açmış olduğu bir dava yok. Ancak celp eline yeni geçti 10 günlük karşı dava açma hakkını kullanarak eşinin kadınlık yapmadığı ve müsrifliğini gerekçe göstererek karşı dava açacak.Yalnız şöyle bir ayrıntı da var ki bahsi geçen kadınlık yapmamak; hem evinin bakımını ihmal hem de cinsellik yönündendir.
Ayrıca zinayı öğrenmesi 6 aydan daha uzun bir zaman önce olmuştur.Eğer yanlış anlamadıysam zinayı öğrendikten 6 ay sonra dava açma hakkı düşüyor olmalı.
Madde 161.- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Kastettiğiniz yukarıdaki madde olmalı. Zina gerekçesiyle dava açıldığı takdirde, dava hakkının düştüğünün iddia edilebilmesi için, zinanın 6 aydan daha fazla süre önce kadın tarafından öğrenildiğinin ve daha sonra da devam etmediğinin ispatı gerekir.
Ancak muhtemelen ispatı zor zina nedeniyle değil, genel bir sebep olan "Evlilik birliğinin sarsılması" gerekçesiyle dava açılmış ve "kocanın sadakatsiz davranışlarının evlilik birliğini sarsttığı" iddia edilmiş olabilir. Yani geçimsizliğin nedeni kocanın zinası ve sadakatsiz hareketleri olarak gösterilebilir.
Madde 166.- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.