Ben bir çingeneyim!

Ülkemizin birçok etnik grubu barındırdığını ve hatta bazı tartışma konularında şöyle sıralandığını hepimiz görmüşüzdür; Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Zaza, Boşnak, Ermeni, Süryani vb. gibi... Neden biraz da çingene olduğumuzu dile getirmeyiz hiç? Şu yazıyı okuyunca içim ürperdi, kendimi kötü hissettim!

"Ben bir çingeneyim!

Bizanslılar 1000 yıl önce benim insanlarıma athinganoi adını verdiler. Bu dokunulmaz demekti. O kadar çok korkmuşlardı ki atalarımızdan böylesine bir isim taktılar bize. Kulaktan kulağa yaydılar bu ismi. Bundan sonra her gittiğimiz ülkede insanlar bizi böyle çağırdı. Herkes kendi dilinde tekrar etti adımızı. Zigeuner, Cigani veya Çingene...

Bizlere dokunulmaz dediler... Korktular bizden. Farklıydık. Daha yoksulduk. Daha özgürdük. Ama insandık. Tıpkı onlar gibi. Onlar bunun farkında değildi. Bizimle çalışmak, bizimle yaşamak, bizimle konuşmak istemediler. Biz yarattığımız göz nuru zanaatlerle onlara bir yaşam bahşederken onlar şehirlerinin unutulmuş köşelerine attılar bizi. Yoksulluk bitmeyen bir lanet gibi üstümüze çüktü. Çok acılar çektik.

Atalarım, bu haksızlıklardan kurtulmak için her yolu denediler... Haykırarak baktılar insanların gözlerine; bazen yalvararak! "Biz çingene değiliz insanız." Çingenelerin konuştuğu dillerden birinde insan Rom demekti. Onlar da insanlara biz Romanız dediler yani sizden bir farkımız yok. Bizi kabul edin. Lütfen!

Bugüne kadar kimse onları dinlemedi. Çaresizliklerinin karşısında gülümsediler. Yoksulluklarıyla alay ettiler. Umutsuzluk bir karabasan gibi çöktü insanlarımızın üzerine...

Ben atalarım gibi umutsuzca yalvarmayacağım. Biliyorum ki gerçekten de biz farklıyız! Özgür, hırçın, dayanıklı, güçlü, insancıl, ve yaratıcıyız. Tarihin en barışçı insanlarıyız. Bu yüzden utanmam gerekmiyor.

Evet ben bir dokunulmazım. Acılarımızın verdiği güçle; çirkinlikler, kalleşlikler ve aşağılayan bakışlar dokunamaz artık bana. Temiz yüreğimize değil aşınmış ayakkabılarımıza bakanlar incitemez artık kalbimi. Madem ki binlerce yıldır ölüm tadında yaşadık hayatı; bundan sonra hiçbir güç dokunamaz tertemiz insanlığımızla beslenmiş kutsal özgürlüğümüze. Ben bir dokunulmazım.

Olduğum şeyle gurur duyuyorum. Herkes bilsin! Ben Bir Çingeneyim."

Kaynak: http:­/­/www­.cingeneyiz­.org­/benbircingeneyim­.htm

EDİRNE’de yaşayan Roman vatandaşlar kendilerini temsil edecek olan ‘Çeribaşı’nı belirlemek için seçime gitti. Siyaset meydanlarını aratmayan ve renkli görüntülere sahne olan Çeribaşı seçimini tek aday olan Fikri Ocak kazandı.

Menzilahir Mahallesi'nde yapılan Çeribaşı seçimleri tek aday olan Fikri Ocak’ın mahalle kavhesinde bir sandalyenin üzerine çıkarak yaptığı konuşma ile başladı. Roman vatandaşlara seslenen ve yapacaklarını anlatan Çeribaşı adayı Fikri Ocak, 18 yıldır çeribaşı olarak görev yapan Mehmet Ali Körüklü’nün kendilerini iyi temsil etmediği belirterek, “Eski çeribaşımız bizi iyi temsil etmedi ve seçimine gitme kararı aldık. Ben de sizlerin desteği ile tek aday oldum ve Çeribaşılığımı ilan ettim. Bana verdiğiniz destek için teşekkür ederim” dedi.

Yeni Çeribaşının yaptığı konuşmanın ardından, seçim alanında toplanan Roman vatandaşlar Fikri Ocak'ı omuzlara alarak mahalle turu attırdı. Daha sonra hep birlikte davul ve zurna eşliğinde göbek atan Roman vatandaşlar
gece geç saatlere kadar eğlendi.

Hürriyet

Vallahi imrendim. Ya siz?

Çingene çocukları fişlenecek

Aşırı sağcılarla birlikte ülkede neo-faşizm rüzgarı estiren hükümetten çok tartışılacak bir icraat daha


http://www9.gazetevatan.com/newpics/...5060142183.jpg

İtalya’da Başbakan Silvio Berlusconi, aşırı sağcı Kuzey Birliği ile koalisyon yapıp iktidara geldiğinden beri, “neo-faşizm” rüzgarı esiyor.

Önce göçmen karşıtı politikalara imza atıldı. Daha sonra, suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmeleri gündeme geldi. Ancak önceki gün sunulan bir tasarı, bardağı taşıran son damla oldu. İçişleri Bakanlığı, hırsızlık ve dilenciliği önlemek için ülkedeki tüm çingelerin parmak izini alacağını açıkladı. Tasarı, büyük tartışma yarattı. 1930’larda faşist Mussolini yönetiminden çok çeken ülkede 160 bin çingene bulunuyor. Bunların yarısı çocuk. Çocuklar da fişleme kapsamında tutulacak. Karar, UNICEF tarafından “endişe verici” diye karşılandı.

Vatan

***
Çok ilginç...

Hayvanları seviyoruz da çingeneleri niye bir türlü sevip kabullenemiyoruz!:kızgın:

Bulunduğum semt'e yakın bir semt; roman'larıyla ünlü bir semt; Mimarsinan.-Büyükçekmece-İstanbul-

İlk defa bu halkı bukadar yakından tanıma olanağım oldu.O kadar sevimli,kendileriyle barışık ve şirin insanlar ki anlatılamaz..

Bildiğim kadarıyla hırsızlık ve benzeri suç olaylarına da zannedildiği gibi karışmıyorlar.

Onları aşağılayanlar,hor görenler şunları da biliyorlar mı acaba?; Roman'lar da kendilerinden olmayanlara tepkilidirler,kız alıp vermezler...

Devamı gelecek..:)