Eşim beni boşadı, ne yapmalıyım?

Edirne Müftülüğü'nün ''Alo Fetva'' hattını arayan vatandaşlar, dini ve sosyal konular hakkında bilgi alırken sordukları ilginç sorularla da şaşırtıyor.

Edirne Müftüsü Ömer Taşçıoğlu, ramazan ayının gelmesiyle birlikte özellikle oruçla ilgili soruların artış gösterdiğini bildirdi.

Dini ve bazen sosyal içerikli konularda bilgi almak isteyen vatandaşların Edirne Müftülüğü santralini arayarak bilgi alabildiği gibi müftülüğün web sitesine mail göndererek de merak ettiği konuyu sorabildiğini anlatan Taşçıoğlu, müftülükte fetva hakkında sorumlu görevlilerin soruları titizlikle cevaplandırdığını söyledi.

Müftülüğün ''Alo Fetva'' hattına yöneltilen sorular ve verilen cevaplardan bazıları ise şöyle:

Soru: ''Eşim çok içki içiyor, ne yapmalıyım?''
Cevap: ''Allah'a dua edin.''
Soru: ''İçki içen kocama oruçluyken hizmet ediyorum. Benim kocama hizmet etmem ne derece doğru, orucum kabul olur mu?''
Cevap: ''Eşinize oruçluyken hizmet etmeniz orucunuzu etkilemez.''
Soru: ''Eşim beni boşadı, ne yapmalıyım?''
Cevap: ''Dini boşanma olup olmadığı yönünde araştırma yapmalısınız.''
Soru: ''Oruçluyken unutarak yemek yedim, daha sonra hatırladım, fakat yine de yemeye devam ettim. Acaba orucum bozulur mu?''
Cevap: ''Evet, bozulur.''
Soru: ''Makyaj yapmak orucu bozar mı?''
Cevap: ''Makyaj sadece deri üzerine temas ettiğinden ve yenilip içilmediğinden orucu bozmaz.''
Soru: ''Oruçluyken çocuk emzirebilir miyim?''
Cevap: ''Evet emzirebilirsiniz.''
Soru: ''Sabah imsak vaktinden sonra uyandım, yemek yedim ve oruç tutmak için niyet ederek tekrar uyudum. Acaba tutacağım oruç kabul olur mu?''
Cevap: ''Hayır, kabul olmaz.''
Soru: ''Nefes darlığı sorunum var. Kullandığım fıs fıs orucumu bozar mı?''
Cevap: ''Bir ilaç içilmediğinden ve sadece hava sıkıldığından oruç bozulmaz.''
Soru: ''Şeker hastası olduğumdan insülin kullanıyorum, orucum bozulur mu?''
Cevap: ''Hayır, bozulmaz.''
Soru: ''Göz damlası orucu bozar mı?''
Cevap: ''Bozmaz.''
(AA)

Emrah Kardeş,

Yüreğime indiriyordun.:deli: Hangi ara evlendide boşandı bu çocuk dedim:o :o

Bu arada "Eşim beni boşadı ne yapmalıyım" diye soran vatandaşın beklediği cevabın bu olmadığına eminim. O şöyle bir yanıt ummuştur bence...

"Eşim beni boşadı, ne yapmalıyım?"
"Senin bir şey yapmana gerek yok. Allah onun cezasını verecek!"

yada

"Eşim beni boşadı, ne yapmalıyım?"
"Allahın emri ile yeniden evlenmelisin"


:o :o :o

Yok ablacım, yapar mıyım ben öyle şeyler hiç? :o

Bu haberde önem taşıyan bir şeyler var. Dini boşanma nedir? Müftülüğün böyle bir cevap vermesi nedendir?

Soru: ''Eşim beni boşadı, ne yapmalıyım?''
Cevap: ''Dini boşanma olup olmadığı yönünde araştırma yapmalısınız.''

Şimdi Emrah Kardeşim,

Nikah memurunu yeterli görmeyip, hoca efendinin önünde "dini" nikah kıydıranların atladığı bir konu bu. İşimize gelince işimize gelen yerini biliriz ya. Fetva hattındaki dini görevli bunu hatırlatıyor. Erkekler için sorun yok Çünkü Allahın emri dört diyorlar. Ama eğer dini açıdan boşanmadı ise kadının yeniden kıydığı nikah geçersiz. Yani İkinci evliliği geçersiz. Zina yapmış oluyor. Tabi bu kadının ikinci eşide. Erkek boşanmak isteyince boş ol deyip boşanıyor. Ancak kadının böyle bir hakkı yok. Yani boşanmada da kabak kadının başına patlıyor. Dini açıdan kadın nasıl boşanır bunu tabiiki laik devletimin fetva hattına sormak lazım ama bildiğim kadarıyla şikayetlerini anlatması,yetkinliği olan birininde boşanmalarını ilan etmesi gerek. Yani dini boşanma mahkemesi kurulması lazım. Gelgelelim laik devletimin imamları laik nikağın üzerine dini nikah kıyarken kadınları bu konuda uyarmıyor. "Bu ülkede sizi dinen boşanmak üzere başvurabileceğiniz bir makam yoktur. O nedenle eğer eşiniz istemezse ondan asla boşanamazsınız" demiyor.

Zaten erkek olsa bile sağlam olsun diye evlenirken birde dini nikah kıyan vatandaşın çoğu boşanırken hakim kararını yeterli görüyor. Aklına "boş ol" falan demek gelmiyor. Hem aklına gelmiyor hem işine gelmiyor. Çünkü ödemesi gereken dini nikah sırasında vaad ettiği bir bedel var.

Özetle ikinci evlilikler dini açıdan uygunsuz sürüyor.

İslamiyeti benimsesin yada benimsemesin bir çok erkek çok eşililikten yana,kabul etmeselerde. Müslüman olmayan toplumlarda da erkeğin birden fazla kadınla birlikteliği yaygın.
İslamiyete göre de herhangi bir nedenle evlilik hayatını sürdürmek istemeyen kadının kocasına ödediği bir bedel karşılığında evlilik bağından kurtulabilir buna muhalaa denir. Bu boşanma biçiminde kadın istemediği evlilikten kurtulurken, erkek de uğrayabileceği maddi zararı telafi ederek yeniden evlenme imkanını elde etmiş olur.Gönlümüz tek eşlilikten yana ,yani bir sevsin pir sevsin.mezara dek.Nasıl anlatalım bunu beylere

Katılmıyorum.Bir kalp bir insan içindir.Toplumdan topluma değişecek bir şey değildir.İnsanın genlerinde sadece bir kişiyi sevmek vardır.Fiziksel bir takım gereksinimler yüzünden erkekler çok eşlidir demeyin.Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum.

Süleyman Ateş

suleymanates@gazetevatan.com

29.09.2007

http://www9.gazetevatan.com/images/kategorititle1.gif Yorumlar öne çıkarılıyor

http://www9.gazetevatan.com/pics/yazarlar/31.jpg

SORU: Bir kişi, “üçten dokuza şart olsun boşadım” derse talak vaki olur mu?

CEVAP: Kur’ân ve sünnetin anlattığı boşama şekli şöyledir: Neye niyet ederse etsin, kadın ancak üç ay içinde boşanabilir. Her ayda bir talak verilebilir. Bir ay içinde 50 kere boşsun dense o yine sadece bir talak sayılır. Boşamak isteyen, karısının âdetinden sonra onunla hiç temas etmeden bir kez boşsun veya boşadım der. Ona dokunmaz. Kadın âdet görüp ikinci temizlik süresine girince yine onunla temas etmeden boşar. Kadın tekrar âdet görüp üçüncü temizlik süresine girer. Adam boşamaya kararlı ise bir kez daha boşar. Böylece üç boşama tamamlanmış olur. Kadın tekrar âdet görünce artık adamla bütün bağları kopmuş olur.

Ama henüz üç ay dolmadan sözünden vazgeçen veya karısını öpen veya onunla ilişkiye giren kimsenin boşaması geçersiz olur. Nikâh bağları devam eder. Öyle bir tek sözle kadın boşanmaz. Bu çocuk oyuncağı veya kızgınlıkla yapılacak bir şey de değil. Kesin karar ve düşünceyle yapılacak bir iştir. Ama maalesef Kur’ân’ın söylediği bir kenara atılmış, insanların yorumları dinleştirilmiş ve böylece Kur’ân’ın talak emri değil, insanların görüş ve yorumları üste çıkarılıp uygulanmış, bu da yok yere ailelerin sönmesine, talakın da gülünç duruma düşmesine neden olmuştur