Eğitim Şart mı ?!?

Derya Sazak'ın yazısı...

İşsiz öğretmenler

200 bin öğretmenin işsiz olduğundan haberdar mısınız? İşsiz 'lise branş öğretmeni' sayısı resmi verilere göre yüz bini geçmiş. İşsiz öğretmenlerden 17 bini Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni.

Okulların açılması öncesinde binlerce öğretmen elektronik posta yoluyla medyanın ilgisini Tuğba Özay, Eda Taşpınar, Helin Avşar üçlüsünden Türkiye'nin eğitim sorununa ve kitlesel işsizlik olgusuna çekmeye çalışıyorlar. Gerçi Abbas Güçlü, Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanı kadar sektörün içinde; ve sınav sistemi başta tüm çarpıklıkları Milliyet'teki sütununa taşıyor, ancak son günlerdeki e-mail trafiğinden, işsiz öğretmenlerin çaresizliğinin katlanamaz boyutlara geldiği anlaşılıyor.

'Duyun artık' mesajlarını 'törenlere boğulan' Ankara'daki iktidar seçkinlerine iletmekte yarar görüyoruz:

"Hükümetimiz, okul sayısının arttığını, yeni liseler açıldığını söylüyor. Doğrudur, okul sayısı artmıştır. Ancak 2003'ten bu yana lise branşlarına ayrılan öğretmen atama kadrosu giderek azaltılmıştır.

2003 yılında, Türk Dili ve Edebiyatı'na 1099 öğretmen atanırken, periyodik azaltma sonucunda bu sayı 2006'da 34'e kadar düşmüştür.

2007 Ağustos atamasında Türk Dili ve Edebiyatı'ndan 400 öğretmen atanırken, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi'ne 1300 kontenjan ayrılmış ama yeterli başvuru olmadığı için 152 kontenjan boş kalmıştır.

Bir de 'sözleşmeli öğretmen' aldatmacası var. Ağustos atamasında 10 bin kadrolu, 10 bin de sözleşmeli öğretmen olmak üzere 20 bin öğretmen atandı. Ancak ağustosta sözleşmeli atanan öğretmenler şubatta kadrolu öğretmen olarak atanmakta ve aynı kişi iki defa atanmış gibi gösterilerek '40 bin öğretmen atadık' diye kamuoyu yanıltılmaktadır.

Ekonomik krizin patlak verdiği 2001 krizinde bile 40 bin kadrolu öğretmen atanırken, bütçeden en büyük payın Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrıldığı 2007 yılında 20 bin kadrolu öğretmen atanmıştır. Bu ne yaman çelişkidir?

200 bin işsiz öğretmenin olduğu bir ülkede 20 bin öğretmen atanmasının neresi müjdedir?

Lise branşları son birkaç yıldır hor görülüyor. Matematiğe 30, fiziğe 15, kimyaya 30 gibi komik kadrolar ayrılıyor. Hükümet yetkilileri 'Devleti iş kapısı olarak görmeyin' diyor. Özel dershaneler de piyasadaki işsizliği bildiği için aylık 300 YTL'ye sigortasız öğretmen çalıştırma yoluna gidiyorlar."

ÖSS'de binlerce öğrencinin sıfır çektiği bir dönemde çoğu 'yüksek lisans derecesiyle' mezun 102 bin lise branş öğretmeninin işsiz kalması dramatiktir.

100 bin öğretmen açığının olduğu sektörde 200 bin işsiz öğretmen nasıl olur?!

Milli Eğitim Bakanı açıklamalı.

Aslında bu öğretmenlere cevabımız şu olmalıydı.
Planlı eğitim dönemi kapanalı çok oldu haberiniz yok mu? Yani artık yüksek öğretimimizde de mesleki orta öğretimimizde de istihtam olanaklarını planlamıyoruz. Talebe göre arz ediyoruz. Siz eğitim fakültesinde okumak istemişsiniz. Şehirlerinizin ileri gelenleri sizi potansiyel müşteri olarak görmüş. Hem sizin hem onların talebini değerlendiren hükümetler açıvermiş mantar gibi fakülteleri. Hani o zaman kızdığınız YÖK varya işte bunu anlatmak istemişti. Ama diyemiyoruz.

Bunun iki nedeni var. Birincisi 200 bin öğretmenin işsiz olduğu bilgisi yanlıştır. İkincisi Bu memlekette ihtiyaç fazlası bir tek öğretmen bile yoktur.

Evet yukarıdaki sayı yanlıştır. Öğretmen olmak için bekleyen 200 bin kişi olduğu doğrudur. Ancak bunların yarısı bile öğretmen olmak için eğitim almamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı halkı kuçaklamayı bütün yüksek öğretim mezunlarını kucaklama olarak almaktadır. Eğitim fakültesi mezunları dışında Fen Edebiyat mezunları ve diğer fakülte mezunlarıda öğretmen olabilmektedir. Yani Matematik öğretmenliğini bitirmiş olanların yanısıra, Matematik bölümü o da yetmedi lisans eğitimi sırasında belli bir kredi kadar matematik dersi aldığını ispatlayan herkes matematik öğretmeni olabilmektedir. Bu durum tüm alanlar için böyledir.

İşin en acı yanı şu an tüm branşlar dahil olmak üzere bu memleketin öğretmen fazlası yoktur. Yani Eğitim fakültelerinden mezun olan her adayın öğretmen olarak atanabileceği kadar ihtiyaç vardır. Köyü kenti batısı doğusu öğretmensizlikten kan ağlamaktadır. Dersler usta öğretici olarak çalıştırılan kişilerce kapatılmaya çalışılmaktadır. Ek derslere yapılan ufak iyileştirme ile gözü boyanan öğretmenler asla girmemeleri gereken saat kadar derse girmektedir. Kalite korkunç düşmüştür.

Yapılan hesaplamalar eğitim fakültesi bütün öğretmen adayları atansa açığın kapanmayacağını göstermektedir. Aslında sadece öğretmen sayısı değil okul sayısıda düşmektedir. Nasıl ki her yıl atanan öğretmenler emekli olan öğretmen sayısını dengeleyemiyor eğitim ordumuz gittikçe azalıyorsa yapılan dersliklerde kullanılamaz duruma gelenleri karşılayamamaktadır. Okullaşma oranımızla ilgili bakanlıkça verilen (tartışmalı) veriler oranın düşmediğini gösteriyorsa bu düşen nüfüs artış oranın eseridir.

Nitekim mevcut derslik sayısı sabit tutulursa 30 yıl sonra okulllaşma oranımızın %100 olacağı hesaplanmaktadır.30 yıl nedir ki? Geçer gider. Bu arada okuldan öğretmenden mahrum kalmış bir kaç milyonun lafı mı olur?

Şart sakarya'nın Kaynarca İlcesi'nde 258 öyrençili Kulaklı İlköğretim Okulu Müdürü Abtulkadir Karaca ayakkabısını cıkarmış,corapla:Başöğretmen diz çökmüş okulnda 258 öğrençiye karsılık 3 öğretmen bulundugunu AKP Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik,Kültür Merkezi Başkanı Bünyamin Şaştı ve AKP sakarya Milletvekili A.Sefer Üstün'e anlatıp yardım iştiyor.
Baş Öğretmen kalk ayağa kalk!