Çalıntı mal satın almak ve Hırsızlık

Kayın biladerin izmir Gıda çarşısında babası ile bir restoran işletmektedir. İzmir i bilenler iyi bilir. Hırsızlık ve benzeri suç elemanlarının pek çogunun faaliyet alanı bu bölgedir. Sabah erken saat te çorba için gelen bu şahıslardan biri, elinde 106 ekran plazma televizyon olduğunu ve çok ucuza satabileceğini söyler. Bir süre ilgisiz kalan kayınbiladerim bu televizyonun restoranda iyi olacağına ikna olur. Birlikte arabaya biderek Buca taşıtlar vergi dairesi civarından bu televizyonu almaya giderler. Dönüşte Yeşildere yolu üzerinde trafik çevirmesi ve polis kontrolü vardır. Polisleri görünce bu şahıs durma diyerek panik olur. Ancak kayın biladerim arabayı durdurur ve evraklarını verir. Bu şahıs üzerinde kimlik olmadığını söyler. Farklı bir isim olduğunu belirtir. Polisler şüphe üzerine arabada arama yaparlar. Televizyon bulunur ve kimlik olmayan şahıs ile beraber emniyete gidilir. Buradaki sorgu ve ifadelerden sonra nöbetçi mahkemeye çıkarılırlar ve kayınbiladerim ile birlikte bu şahıs tutuklanır. Bu süreç içinde aileye asla haber verilmez. Diğer personelden televizyon almaya gitti bilgisini alan kayınbabam aranması mümkün her yeri arar. Ancak hiçbir sonuç alamaz. Sonrasında ben devreye girdim ve izini Bozyaka Emniyet müdürlüğünde buldum. Bir avukat dostum ile acilen yanına gittik. Ancak tüm ifadeler zaten alınmıştı. Sadece savcılık ve mahkemede yanında olabildi.
Ben şahsen kyınbiladerimin bu televizyonun çalıntı olduğunu bildiği kanısındayım. Çünkü hergün defalarca bu şekilde ürün satmak için bu şahıslar hep oralardadır. Dahası bu şahısların sipariş aldığını bile duydum.
Ancak savcılığın tutuklama talebi hırsızlık mal alınması ile ilgili değil. Suça iştirak ettiği şüphesi ile tutuklama yapılmış. Hırsızlık olayı bir aynı gece Buca ilçesinde saat 00.30 civarında olmuş. Güvenlik kamerası kaydı varmış. Bu şahsın evi soyulan işyerinin bir arka sokağında. Evde yapılan arama ile 2 tane daha LCD tv bulunmuş. Kayın biladerimin o saatlerde evde ailesi ile olduğunu hatta eşi ile uykuda olduğunu kanıtlayacak tanıklar var. (Kayınbabamlar ile dubleks bir evde birlikte oturuyorlar) Saat 06.00 da iş yerine sabah servisi için gidiyor. Hangi saatte işe geldiğini anlatacak , bu şahsın çorba içmek için geldiğine ,konuşmalarına tanık olan personeller var. Endişemiz hrsızlık gibi bir suça yardım etmek ithamı ve Bu nedenle tutuklama. Kayın biladerin tüm ifadelerinde yanlış hiçbir şey yok. Özetle "Dükkana geldi, çorba istedi, bu arada ailemi ssk hastanesne kaldırdım, acil ameliyat olacak, evdeki televizyonu acil satmam gerekiyor dedi. Ben ısrarla sordum çalıntı falan olmasn diye yok abi gidip evden alacağız , belgeleri var dedi diyor." Diğer şahıs da "çalmadığını Emre diye bir arkadaşından aldığını kendisininde mağdur olduğunu" iddia etmiş ama kameradaki şahıs bu arkadaş ayrıca evde bulunan diğer televizlar da aynı işyerinden alınma imiş. Mağazada ayak izleri ve parmak izleride bu şahsın çıkmış.Tutuklamaya dün itiraz ettik ama bu konuda yardım edecek arkadaşlarımın fikrine ve tecrübelerine ihtiyaç var.
Arabada yapılan aramanın hukuksuz olması, yakınlara derhal haber verilmemesi, bu aşamada tanık ifadesi sunulabilme olanağı veya başkaca ne itirazlar yapabiliriz.
Teşekkür ve saygılarımla.

Son bir yeni gelişme gelişme, hırsızlığı yapan şahıs cezaevi yönetimine dilekçe vermiş. Pişman oduğunu, kayınbiladerimin olayla ilgisi olmadığını,onun boş yere tutuklanmasına üzüldüğünü, onu evrakları var diye tv yi satın almaya ikna etiğini açıkça yazmış. Daha İlginç olanı hırsızlığın yapıldığı Vestel bayisi şikayetçi olmadığını, malları iade edildiği için bir zararınında olmadığını, kendi sorunları nedeni ile davayı takip etmeyeceğini ifade etmiş. Bu beyefendiyi telefon ile aradım ve malesef samimi bir konuşma sonrası ilginç bilgiler aldım. Bu beyefendi hırsızlığı yapanları oldukça iyi tanıyor. Daha önce yaptıkları epey bir suçu görmüş ve duymuş.Kendi işyerinin bu üçüncü soyulması imiş.Bu beyefendi sanığın yakınları tarafından tehdit edilmiş. Dükkanının, ve nereden öğrendiler ise evinin kundaklanacağı, çocuğunun kaçırılacağı yolunda tehdit edilmiş.Ben uğraşamam, madem siz çok istiyor ve hukuk biliyorsunuz siz uğraşın dedi. İçerdeki sanığın ablası da kayınbabamın işyerine giderek, kendilerinin bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını, kardeşinin mahkemede de gerekenleri söyleyeceğini ama bunun karşılığında avukat ücreti olarak 3000 YTl talep ettiklerini belirtmiş.
Saygılarımla.

Bu soruma ilişkin ceza davasının bugün duruşması yapıldı ve bana çok ilginç gelen bir ceza davası yargılaması ile karar verildi ve mahkeme ilk duruşmada bitti.
CMK, TCK yazılan hiçbir usulün uygulanmadığını, hatta avukatın bile konuşturulmadığını bizzat gördüm ve yaşadım. Bizim açımızdan konu tatlı bitti ama karşı taraf için olsun yargılama usulü ve uygulamalar bana çok garip geldi. Hani kararlar gerekçeli olurdu?. Karşı tarafa soru sorma hakkı ve her ne yazılıyor ise ben uygulandığını göremedim. Hakimin yanında bir savcı ama sanırsınız ki 4.Murat. Biri iddia makamı biri savunma makamı eşit iki makam ama malesef çok garip.
Hırsızlığı yapana 142 den 3 yıl, gece olmasından 1 yıl, mala zara vermeden 6 ay, konut(işyeri) dokunulmazlığından 3 ay, resmi makamlara sahte kimlik bildirmekten 6 ay ceza verdiler. Üstüne tekerrür uyguladılar.Elbette verilir çok da iyi oldu ama bunları hakim nasıl anlattı bir görmelisiniz. Bundan bundan verdim dedi tutukluğun devamına dedi bitti. Hani gerekçeler hani takdiri ve zorunlu indirimler yada arttırımlar hiçbir bilgi yok ve bitti. Çocuk giderken yani ben ne kadar ceza aldım ne kadar yatacağım diye sordu. "Sana anlatırlar anlatırlar" dedi Jandarma çıkardı ve bitti. Benim bildiğim TCK 168 etkin pişmanlıktır ve mallar iade edilip zarar giderilmiş ise, üstelik karşı tarafda şikayetçi değilim benim zararım karşılandı dedikten sonra bu indirimler uygulanır. Üstelik bu indirimler takdiri indirim değildir. Ama hiçbiri olmadı.
Kayın biraderin arabasıda Savcılıkça kapatılmıştı, avukatımız onu sordu biz kapatmamışız ki gidin alın dedi. Arabayı almaya gittiğimizde savcılık emrini gördük ve arabayı karar getirmeden vermediler. Gidip tekrar aynı savcıdan belge aldık ve arabayı aldık.
Şimdi 141 den tazminat davası açacağız ama ben gördüklerimden sonra arık hiçbirşeyden umutlu değilim.
Saygılarımla.

Öncelikle geçmiş olsun. Tutuklamanın bir ceza olmayıp yalnızca bir koruma tedbiri olduğundan bahisle, delillerin karartılmaması ve şüphelinin kaçma durumunu engellemek için bu tedbirin kullanıldığını belirtmek isterim. Akrabanızın, hırsızlık fiilini işleyen kişi ile birlikte ve suça konu eşya ile birlikte yakalanması sonucunda tutuklanması doğaldır. Muhakeme hukukunun bir bölümü olan yargılamanın, hukuka uygun olmadığını düşünüyorsanız temyiz talebinde bulunabilirsiniz.

Emrah bey ilginize teşekkürler.
Benim sevgili kayınbiladerim için beraat kararı verildi. Çünkü diğer şahıs suçunu detayları ile itiraf etti. Bu nedenle bizim açımızdan temyiz uygun değil.Ama emin olun ben çok daha farklı daha ciddi daha saygılı, adil bir yargılama bekliyordum. Hırsızlığı yapan şahsa verilen cezalarda çok normal belki. Ama emin olun CMK ilgili maddelerinin uygulandığını göremedim. Adam ne olduğunu anlayamadı bile. Takdiri indirim neden uygulamadı gerekçeleri vs. hiçbiri yok. Diyelim bu şahıs kararı temyiz edecek. Gerekçeli hiçbir şey yok ki. Neyi temyiz edecek? Avukatlığımızı yapan yakın arkadaşım bir konuya itiraz edecek oldu, ben böyle bir tepkiye sahıs olarak inanın tepkisiz kalamam. Bu adamın işi görevi değilmi? Eski alışkanlık ile " Hırsızlık malı bilerek dahi satın alınmış değildir" dedi.Hakim hanım: "Avukat bey avukat bey!, şimdi bilerek bilmeyerek diye birşey yok. Aç oku sonra konuş "dedi. Bir dahada söz vermedi. Sonra se beraat ettin dedi. diğerinede sen şunları şunları aldın dedi dışarı gönderdi.
Benim tepkim uygulamaya.
Saygılarımla.