Ses Kayıtlarını Delil Olarak Vermek Suç mu?

beni taciz eden biri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundum sulh ceza mahkemasınde dava günü belli oldu ancak uğradığım tacize şahit olarak gösterdeğim arkadaşlarım şahitlik yapmak istemiyor bende kendileriyle yaptığım konuşmaları, olayları gördüklerini anlatırlarken haberleri olmadan kayda aldım ve mahkemeye delil olarak sunmak istiyorum avukatım sakıncası olmadığını söyledi ama ceza kanununun 133.maddesine göre suç olabileceğini düşünüyorum ve vermekte tereddüt ediyorum
acil olarak bilgi verebilirseniz çok sevinirim.
teşekkürler...

Konu ile ilgili olarak, sayın Yrd. Doç. Dr. Mahmut Koca'nın güzel bir makalesi vardır, aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
http://www.jura.uni-sb.de/turkish/MKoca.html

Alıntı:

---

Stj.Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı

Konu ile ilgili olarak, sayın Yrd. Doç. Dr. Mahmut Koca'nın güzel bir makalesi vardır, aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
http://www.jura.uni-sb.de/turkish/MKoca.html

---

üstad mükemmelsin! cok guzel makale ben de baslıga birseyler yazmak icin arastırma yapıyordum gec kalınca biri birseyler yazmıs mıdır diye baktım sen bu makalenin linkini vermissin gercekten cok guzel bir makele
bunun uzerine herhangi bir sey soylemeye gerek yok cunku bilinmesi gereken hersey bu makelede var...

paylasım icin tesekkurler... eline saglık...

:)
Sağolun... Beğenmenize sevindim.
Aslında teşekkürü hak eden Yrd. Doç. Dr. Mahmut Koca.
Teşekkürler hocam...

Doç. Dr. mahmut koca nın anılan makalesi CMUK maddeleri nazarında hazırlanmıştır. 5271 ile yasak delile ilişkin olarak bir takım düzenlemeler de getirilmiştir. iddianamenin iadesi, temyiz ve 135 te yeni düzenlemeler yapılmıştır.
ayrıca somut olayda şahsın karşı tarafın rızası olmadan yaptığı ses kaydı haberleşme gizlilğinin ihlali suçunu oluşturur.

öncelikle bekletmeden yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim.başka bir hukuk sitesinde şöyle bir yazıya rastladım:
Kayıt yapan özel kişi ve muhatap kayıttan habersiz ise önem taşıyan husus, kaydı gerçekleştiren şahsın, kaydedilen faaliyetin içinde bulunup bulunmadığıdır. Eğer özel kişi, kendisinin de içinde bulunduğu bir ânı ve faaliyeti kayda alıyorsa, muhatap kayıttan habersiz olsa dahi, bu delilin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Örneğin, özel kişi, muhatapla yüz yüze ya da telefonla konuşmaktadır ve bu konuşmayı habersizce kayda almaktadır. Burada delilin hukuka uygunluğu, iki ayrı açıdan incelenmelidir:
Bunlardan birincisi, bu kayıt eyleminin bizatihi suç teşkil edip etmediğidir. Eğer kayıt, başka şahısların özel alanlarındaki her hangi bir faaliyete ya da yine üçüncü şahısların, kamusal alanda olsa dahi, özel2 (ve gizli) nitelik taşıyan faaliyetlerine ilişkinse, bizatihi kayıt eylemi hukuka aykırıdır3
Buna karşılık, örneğimizde olduğu üzere kayıt yapan, o faaliyetin içinde yer almaktaysa, yaptığı kayıt, kendi faaliyet alanını da içine almaktadır. Yani kendi bulunduğu mekanı, gizli de olsa kameraya kaydeden, kendi yaptığı telefon görüşmesini kayda alan şahıs, üçüncü şahsın özel alanına gizlice girmiş değildir. Üçüncü şahsın faaliyeti, kaydı yapana karşı gizli değildir. Elbette bu kaydın, üçüncü şahıslara ifşası, hukuka uygun bir nitelik taşımayacaktır. Ancak incelediğimiz olgu, bu kaydın kamuya açıklanmasının hak ihlaline yol açıp açmayacağı değil, bir ceza yargılamasında delil olup olmayacağıdır. “Maddi gerçeği ortaya çıkarma” amacı ile “özel alanın gizliliğini koruma” amacı arasındaki denge, burada maddi gerçeğin bulunması yararına bozulacaktır. Aksi takdirde, kayıt yapan şahsın, kendi faaliyet alanındaki bir olayla ilgili olarak tanıklığına başvurmak da mümkün olmayacaktır. Oysa böyle bir sonucun kabulü, sadece hukuka değil, akla da aykırıdır.

bende kendi yaptığım bir konuşmayı kaydettim dolayısıyla bu yazıya göre suç olmuyor.uğradığım tacizi kanıtlamam açısından bu kayıtlar çok önemli çünkü olay işyerinde gerçekleştiğinden olaya tanık olan arkadaşlarım yöneticimizin baskısıyla ifade vermekten kaçınıyor.
aceba değerlendirip değerlendirmemek veya suç saymak hakimin yetkisinde midir?
bu kişiler şikayetçi olursa mağdur iken suçlu duruma da düşmekten korkuyorum.

sayın m&n
yukarıdaki ifadenizde, konuşmaları, görüntüleri ifadesine yer vermişsiniz.
öncelikle her ne kadar kendi görüşmenizi de kayıt altına almış olsanız yine de görüşme yaptığınız kişinin rızası olmadan kayıt altına almış olduğnuz için kanun da sayılan haberleşme gizlilğinin ihlali suçunun kanuni unsuru gerçekleşmiş olur.
gizli kayıtlar hususunda doç. dr. v. özer özbek in ceza muhakemesi hukuku kitabında " eğer işlenmekte olan bir suça ilişkin olarak elde edilmiş ise " bu tür kayıtların savnma hakkı, meşru müdafaa içerisinde değerlendirilebileceğinden söz edilmektedir. ancak bu da olsa olsa hareketi neticesine bitişik suçlar ( örneğin hakaret ) için geçerli olabilir. ancak sizin sözünü ettiğiniz eylemde taciz eyleminin mütemadi olduğu yani bir tek eylemden ibaret olmadığı anlaşılmaktadır. eğer bir den fazla kez taciz içeren eylemler var ise bu noktada ilk eylemden sonra suç duyurunsunda bulunmak için uygun zamanınızın varlığı ortadadır. ancak suç duyurusnda bulunmayıp ta bu tür bir kayıt yapmak hukuka aykırı bir hal alır. kaldı ki ceza usulü kanunu hukuka aykırı surette elde edilen deliller noktasında mutlak retçi sistemi benimsemektedir. bu sebeple mahkemeye ibraz edilse dahi gerekçesi yazılarak değerlendirme dışında tutulması gerekmektedir.
yukarıda bahse konu olduğu üzere bu noktada veli özer özbek e göre tek istisna hareketi neticesini bitişik suçlar için söz konusu olabilir. buna örnek olarak ta telefonda birisi size hakaret ederken kaydetmeniz ya da hakareti kaydetmeseniz daha handsfree tuşuna basarak bulunduğunuz mekandakilere dinleterek onların tanık olmasını sağlamanız halinde ancak delil niteliğini haiz olur.
kaldı ki savunma hakkı ( silahların eşitliği ) istisna tutularak şunu söylemek daha doğru olacaktır. bir suçu aydınlatmak için başka bir suç işlenemez.

yanıtınız için çok teşekkür ederim.size olayın önemli taraflarını anlatıp yorumunuzu rica edeceğim.
hakkında şikayette bulunduğum şahıs ile 2.5yıldır aynı işyerinde çalışıyorum.ilk 1.5 yıl diğer arkadaşlarım gibi kendisiyle de samimi idim ancak son bir yıldır benden hoşlandığını açıklamasıyla ve benimde nişanlı olduğumu biliyor olması dolayısıyla evlilik tarihim yaklaştıkça kendisinin ifadesiyle psikolojısinin bozulduğunu ve kendine hakim olamadığını iddia ederek beni rahatsız etmeye başladı.beni iş çıkışlarında ve hafta sonları evime kadar takip ediyor,gece yarıları mesajlar çekiyordu(bunlardan yalnız 4 tanesi telefonumda mevcut diğerlerini silmiştim) ayrıca iş yerinde hiçbir sebep yokken zorla kapımı açarak 2 müşteri önünde üzerime yürüyüp tehdit ve hakaret etti,yüzüme eline aldığı kağıtları fırlattı(olay işyerindeki kamera kayıtları ile tespit edilebilir).kurum müdürüne şikayet ettim fakat gerekli önlemleri almadığından dolayı olaydan 2-3gün sonra savcılığa suç duyurusunda bulundum savcı cinsel taciz davası açtı duruşma günü belli oldu.iş yerinde birçok olaya şahit olan bir arkadaşımı şahit gösterdim fakat müdürümüz kurumun adı lekelenecek diye arkadaşıma baskı yapıp ifadesinde birşey bilmiyorum demesini sağladı.olaya şahit olan müşterilerden biri 'nereye şikayet edersen et kimseden korkum yok'diye tehdit ettiğini duyduğunu söylemiş.diğer şahidim ise gönderdiği sarkıntılık ve hakaret içerikli mesajları gördüğünü ve bizi hafta sonları sürekli takip ettiğini benimle konuşmaya çalıştığını ama benim konuşmak istemediğimi belitmiş.şikayetçi olduğum kişi de 2şahit göstermiş ikiside bizim uzun süredir sevgili olduğumuzu söylemişler.iş arkadaşlarımın baskı sonucu şahit olamaması nedeniyle bu kayıtları hazırlamıştım.yani suç duyurusunda bulunduktan sonra bu kayıtları yaptım.olaydan dolayı sağlığım bozuldu dahiliye ve psikologtan alınmış işgöremezlik raporlarım var.sonuçta işimden de istifa etmek zorunda kaldım çünkü ona birşey yapılmadı halen aynı ortamda çalışıyorduk.
sizce bu olaydan nasıl bir sonuç çıkar?
beni rahatsız etmediği dönemde arkadaş olmamız ve onun gösterdiği şahitlerin sevgiliydiler şeklinde ifade vermesi alehime olur mu?
bendeki mesajları beni takip ettiğini ve korkuttuğunu beni sevdiğini ama benim yanıt vermediğimi kanıtlayacak içerikte.kendisiyle daha önceden duygusal ilişki yaşamış bile olsam bana bunları yapmaya hakkı var mıdır?
ve ilk davadan itibaren duruşmalara hiç gitmemem vekalet verdiğim avukatımın katılması doğru olur mu?
çok çok teşekkür ederim.yanıtınızı bekliyorum.

size göndermiş olduğu mesajlar delil olarak kullanılabilir. ancak bu mesajların içerikleri tehdit amaçlıyla tehdit suçu bakımından delil olarak değerlendirilebilir, yine hakaret içeren cümleler var ise hakaret T.C.K 125 suçu bakımından delil olarak değerlendirilebilir. ancak cinsel taciz suçu bakımından kanun koyucu Cinsel saik ( yani eylemin cinsel amaçla işlenmesi ) ni özellikle aramıştır. somut olayınız itibariyle hakaret, tehdit mesajları ile birlikte size cinsel nitelikte mesajlar göndermiş ise bu da gayet tabi delil olarak değerlendirilebilir.
aslında sizin olayınız iş yerinde cinsel taciz olarak nitelendirilmekte ve alman ceza hukukunda yer almaktadır. ancak t.c.k alman ceza hukukundaki bu düzenlemeye yer vermemiştir. somut olayınızda Alman hukuku bakımından işyerinde size bu tip hareketlerde bulunan ( kağıt fırlatma ) kişinin eylemi cinsel nitelikte olmasa da cinsel taciz olarak kabul edilmektedir. ancak bizim hukukumuz bakımından cinsel taciz için mutlaka cinsel amaçlı davranışlarla işlenmesi şartı vardır. sizin açınızdan özetle söylenecek olan şudur: hakaret ve tehdit içeren öğelerin bulunduğu mesaj delil niteliğni korumaktadır. eğer işyerindeki kağıt fırlatma eylemini tanık ve veya Kamuya açık alanda bulunan kamera vasıtasıyla ispat edebilirseniz suçun sübutu (kanıtlanması ) ve karşı taraf bakımından mahkumiyet kaçınılmazdır. ancak cinsel taciz suçu bakımından aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. yukarıda söylediğim gibi t.c.k cinsel taciz için cinsel amaçla yapılmış eylemin varlığını aramaktadır. bu sebeple siz her ne kadar cinsel taciz şeklinde şikyetçi olsanız ve bu yönde de iddianame hazırlanmış olsa da karşı taraf daha önceki birlikteliğinizi ispat ederek cinsel amaçlı her hangi bir eyleminin olamayacaığı yönünde bir savunma yoluna gidebilir. cinsel taciz suçu bakımından suçun tam olarak ispat edilemeyecği ortadadır. bu sebeple karşı taraf ortaya çıkan şüpheden yararlanamcak ve cinsel taciz suçu bakımından cezalandırılamayabilecektir.
söz konusu suçlar hakaret, tehdit ve cinsel taciz oludğundan bizzat mahkemede bulunmanız yararınızadır. kaldı ki dahiliye ve psikiyatr dan rapor aldığınızı söylemektesiniz. eğer bu eylemlerden ötürü psikolojiniz bozulmuş ise anılan suçlar bakımından ceza ağırlaştırılır. bu sebeple mutlaka mahkemede bulunmanız ve hakimi gerek beyanlarınızla ve gerekse raporlarınızla psikolojinizin bozuludğna ikna etmeniz gerekecektir.

ayrıca ceza yargılamasında hiç bir zaman kesin delil yoktur. karşı taraf istediği kadar tanık bulsun veya yalan/ yanlış beyan vermeye zorlasın. siz söylenenlerin aksini, belge ve tanık ile ispat eder ve hakimin kanaatini de bu yönde etkileyebilirseniz karşı tarafın tanığının olması ve hatta yalan söylemesinin bir anlamı yoktur. ceza yargılamasında hakimin itibar ettiği ve kararını dayandırdığı bulgular delildir. hakim tanıkların beyanı ile bağlı değildir. vicdanı kanaati aksi yönde ise gerekçelendirerek tanık beyanına itibar etmeyebilir. ancak bunu kararın gerekçesinde yazmak zorundadır.