Printable View
TCK md.106 da belirtilen tehdit suçunun tanımında yer alan 'yakınılık' ifadesinin sınırı nedir ? bu yakınlığı miras hukukundaki kan ve civar hızımlığı kadar dar mı yorumlamalıyız yoksa madde metninin gerekçesinde ifade edildiği gibi tehditin koruduğu hukuki değerin bireyin huzur ve güven duygusu olduğundan hareketle,mağdurun huzurunu bozacak her türlü tehditi hedef alan kimseyi yakın olarak mı ele almalıyız?
merhaba; yukarıdaki soruya ilişkin olmak üzere, bu hususu selin hanım ile aramızda epeyce tartıştıktan sonra bu siteye taşımaya karar verdik. selin hanımın sorusunu ben de bir örnekle desteklemek istiyorum: diyelim ki yolda yürüyorsunuz, birisi aniden kolunuza yapıştı ve size: "şu adamı görüyor musun? eğer benimle gelmezsen onu senin gözlerinin önünde öldüreceğim!" dedi. şimdi, buradaki örnekte, bu kişi ile ilk bakışta sizin aranızda bir yakınlık gözükmemekle birlikte, madde metninin gerekçesinden de hareketle, tehdit edilen kişinin huzurunu bozacak nitelikte sayılıyorsa, bu durumda tehdit suçu işlenmiş olur mu yoksa sırf yakınlığı selin hanımın da sorusunda belirttiği şekliyle kan ve civar hısımlığı olarak algılayıp bunu yok mu sayacağız? bir başka tabirle, kanundaki yakınlık ibaresi ile gerekçedeki kişinin huzuru ibaresi arasındaki illiyeti nasıl sağlayacağız? kaldı ki, madde metninin gerekçesine göre, tehdit eden kişinin söz, hareket veya davranışlarından tehdit edilen kişinin korkmamış olması bile bu suçun işlenmemiş sayılmasına yetmiyor. yani tehdidin subjektif değil; objektif olarak gerçekleştirilebilir olması gerekiyor. bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde; yukarıdaki örneği nasıl açıklarız?
A benim gariban zavallı roma hukukum.Mesele kanun maddelerinin arasına sıkıştırılabilinirmi.Hayatta yaşanabilecek her olayı kapsayabilecek bir kanun kitabı yazabilirmisiniz.İmkansız.İngiliz hukukuna derhal geçmeli ve adına yargı reformu demeliyiz.
hmm, bu forum zamanaşımına uğramış gözüküyor...