-
Gidişatın Rehberi
Hasanlar ne zaman bitecek??????????????????????
Yanlış Hasan 2 Ağustos 2007
Şenol ÇAKIR (DHA)
İşlemediği bir cinayet yüzünden yanlışlıkla 4 yıl cezaevinde yatıp suçsuz olduğu anlaşılan 5 çocuk babası Hasan Ersoylu’nun avukatının AİHM’ye yaptığı başvuru, dava yanlış açıldığı için reddedildi.
Ersoylu bunun üzerine avukatı dava etti. Ancak yanlış avukatı dava ettiği ortaya çıktı. Ersoylu’nun yaşadıkları, Sinan Çetin’in yapımcılığını yaptığı, Mert Baykal’ın yönettiği "Pardon" filmine konu oldu.
HASAN Ersoylu, işlemediği cinayet yüzünden yattığı hapisten çıktıktan sonra avukatı kanalıyla Türkiye Cumhuriyeti’nden 1 milyon dolar tazminat istemiyle 2000 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Ancak, iç hukuk yolları tüketilmeden yapıldığı anlaşılan bu başvuru, 2003’te reddedildi.
Davanın reddedildiğini 2006’da öğrenen 56 yaşındaki Ersoylu, işlemlerini yürüttüğünü söylediği avukat Ergun Özer hakkında Beyoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne toplam 100 bin YTL’lik tazminat davası açtı. Ersoylu, "Avukatım, iç hukuk yollarını tüketmeden AİHM’ye dava açtı ve büyük bir yanlışlık yaptı. Onun yüzünden mağdur oldum" dedi. Ersoylu tarafından hakkında tazminat davası açılan avukat Ergun Özer ise AİHM ile ilgili davayı kendi hukuk bürosunda çalışan avukat Şenol Caner’in yürüttüğünü savunarak "Oraya (AİHM) gönderilen evrakların hiçbirisinde benim imzam yok. Dolayısıyla neden bana tazminat davası açıldığını anlamış değilim" dedi.
4 YIL BOŞUNA YATTI
Yargı mağduru Hasan Ersoylu’nun kadersizliği yıllar önce başladı. Dursun Aldemir adlı kişiyi öldürdüğü iddiasıyla cinayetten 20 yıl 10 ay hapse mahkûm oldu. Mahkumiyetini Ordu Efirli Cezaevi’nde çekerken 4 yıl sonra, Düzce’de bir ceset bulundu. Faili meçhul cinayete kurban giden bu kişinin kimliği araştırılırken Düzce Savcısı Bilal Gündüz, parmaktaki D.A. harfleri bulunan yüzük ile bazı telefon numaralarının yer aldığı kağıttan, cesedin Dursun Aldemir’e ait olduğunu saptadı. Hasan Ersoylu için böylece özgürlük yolu açıldı.
HAYATI DARMADAĞIN
Savcı Gündüz’ün girişimi sonucu özgürlüğüne kavuşan Hasan Ersoylu için hapiste geçen yılların hesabını sormak için hukuk mücadelesi başladı. Hasan Ersoylu’nun, cezaevine girmeden önce İstanbul’da ortağı olduğu mobilya atölyesi kapandı. Çektiği sıkıntılı yıllarda bir gözünü kaybeden Hasan Ersoylu’ya kızan eşi de tüm mallarını satıp terketti. Sıfırı tüketen Hasan Ersoylu, bir dönem Kayışdağı Huzurevi’nde kaldı, ancak burada da yapamadı. Türkiye’deki hukuk mücadelesinde hakkını alamadığını söyleyerek AİHM’ye başvuran Hasan Ersoylu, davasını takip etmek için Fransa’ya gitmek üzere pasaport aldı, ancak vize alamadı.
Başından geçenler filme konu oldu
HASAN Ersoylu’nun yaşadıkları, yönetmen Sinan Çetin’in yapımcılığını yaptığı, Mert Baykal’ın yönettiği "Pardon" filmine konu oldu. Birçok ünlünün hapis yattığı tarihi Sinop Cezaevi’nde çekilen filmde Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin, Bülent Kayabaş gibi oyuncular rol aldı.
Bu 4 yıllık fakülte diplomasıyla herşeyi bilen her konuda uzman asla yanılmaz savcılarımızın, haksız binlerce uygulamalarına, yasaları değil keyfiyetleri hüküm süren, sadece aleyhte delillere itibar eden, hatta emniyet fezlekesini doğrudan işleme koyan görev anlayışlarına, ceza,meslekten men yaptırımları, gelmeden sizce Hasanlar tükenecek mi?
Ödüllü hakimlerimizin çok uygar ve hukuk devleti anlayışıyla 18 yaşında 147 suç işlemiş istisnai kız çocuğunu örnek gösterip, nedeni üzerinde durmayan anlayışıyla,halen toplumu ceza ile terbiye etme hevesini anlamazken, TCK yüzünden cezalar az hakim ne yapsın yakınmasını okuyunca, "bir ülkenin yönetimindeki gidişatı yargı sistemini gözleyerek sonuca varırsınız" ifade ötesi vahim durumu gözlemleyebiliyor musunuz?
-
Re: Gidişatın rehberi
Bu da adli tıp hatası. Ne kadar kolay değil mi, karıştırıvermişler,karışıklar, görev sorumluğunu idrak edememiş o bilince erişememiş zavllılar.
Adli Tıp raporundaki hata yüzünden 5.5 ay hapis yattı 8 Aralık 2008
Özden ATİK / İSTANBUL
Adli Tıp Kurumu’nda rapor hatalarına bir yenisi daha eklendi. DNA testi sonrası 13 yaşındaki öz yeğenine tecavüzle suçlanan Volkan Y’yi yüzde 99,99 baba gösteren Adli Tıp Kurumu raporunun, diğer şüphelinin test sonucuyla karıştığı ortaya çıktı.
ADET görmesi geciken 13 yaşındaki D.R. 2007 yılı aralık ayında ailesi tarafından Eminönü Sağlık Merkezi’ne götürüldü. Testlerde genç kızın altı-yedi aylık hamile olduğu anlaşıldı. Baba Cemal R., kızı D.R.’nin evlerine sık sık gelip kalan dayısı Volkan Y.’nin adını verdiğini söyledi. D.R.’nin teyzeleri ise sık sık evde yatıya kalan Vedat Y.’nin adını verdiğini iddia ettiler. Bunun üzerine aile, 23 Ocak 2008’de savcılığa şikáyette bulundu.
D.R.’nin doğurduğu erkek bebekten alınan doku iki şüphelinin DNA örnekleri ile karşılaştırıldı. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA örneklerinin mukayeseli incelenmesi sonucunda şüphelilerden dayı Volkan Y.’nin yüzde 99,99 ihtimalle bebeğin babası olabileceği belirlendi. 6 Mayıs’ta tutuklanan Volkan Y. hakkında öz yeğeni D.R.’ye cinsel istismardan dava açıldı.
İsimleri karıştırıldı
Adli Tıp’taki vahim hata ise ısrarlı şekilde suçlamayı kabul etmeyen sanık Volkan Y.’nin avukatının tekrar DNA testi yapılmasını isteyince ortaya çıktı. 16 Ekim’de Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Kurulu Başkanlığı’nca düzenlenen raporda, 25 Mart’ta yapılan DNA incelemesinden elde edilen sonuçlarla yeni rapor arasında bir fark olmadığı, ancak Vedat Y. yerine dayı Volkan Y.’nin adının yazılarak farklı kodlandığının anlaşıldığı belirtildi. Volkan Y.’nin bebeğin babası olamayacağı ve Vedat Y.’nin ise yüzde 99,99 ihtimalle bebeğin biyolojik babası olabileceği ifade edildi. Volkan Y.’nin tahliyesine karar verildi. Vedat Y. hakkında ise yakalama kararı çıkartıldı.
Mağdur D.R. ise babasının arkadaşı Vedat Y.’ninbıçak tehdidiyle ırzına geçtiğini anlattı. D.R., korktuğu için Vedat Y.’nin kendisine tecavüz ettiğini haber veremediğini söyledi.